Ankara’da 74 gün önce uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor.
T24’ten Tolga Şardan’ın haberine göre, Sincan Kapalı Cezaevi’nde şüphelilerin kaldığı bölümden sorumlu olan müdür, görevden alındı. Söz konusu bürokrat, Ankara’ya yakın kentlerden birine tayin edildi. Yerine başka bir isim, cezaevine atandı.
Görevden alınan müdürün, şüphelilerin kaldığı bölümde sıkı denetim ve kontrol yaptırdığı ifade ediliyor.
MHP’LİLER SAVCIDAN RAHATSIZ
Gelişmeler bunlarla sınırlı değil. Ateş’in öldürülmesine karıştıkları iddiasıyla tutuklananlar arasında yer alan ve önde gelen isimlerin yakın geçmişte MHP içinde siyaset yapmış olmalarının MHP Genel Merkezi’nde yarattığı rahatsızlık Ankara’da konuşulan konu başlıklarından.
Bu çerçevede, MHP’li bazı üst düzey isimlerin zaman zaman Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulundukları belirtiliyor.
Özellikle deprem felaketiyle bu yöne kayan gündem içinde Adalet Bakanlığı yönetimiyle irtibat halinde olan MHP’li isimlerin soruşturmayı yürüten savcıdan rahatsızlıklarını dile getirdikleri iddiası mevcut.
Bu arada kulislere yansıyan diğer bir bilgiye göre; cinayet soruşturmasında gözlerin üzerine çevrildiği isimlerden birisi, soruşturma savcısına geçtiğimiz günlerde cep telefonu üzerinden mesaj gönderdi. Mesajla ilgili görüştüğüm bir kaynağım, sert bir üslup kullanıldığı iddiasında.
TUTANAKLAR İMHA MI EDİLDİ?
Ateş’in öldürülmesiyle ilgili soruşturma çerçevesindeki en önemli delillerden birisi, cinayette karıştığı iddia edilen Tolgahan Demirbaş’ın, MHP’li Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alınması sonrasında hazırlanan yakalama ve gözaltına alma tutanağı olması kuşkusuz.
Ancak bu konuda farklı bilgiler, Emniyet’ten yansımaya başladı.
Süreci sorularla açmaya çalışayım:
• Tolgahan Demirbaş’ın olayın hemen ardından MHP Milletvekili Kılavuz’la birlikte Bağlıca’daki evden gözaltına alınmasıyla ilgili hazırlanan polis tutanağının akıbeti ne oldu?
• Yaratacağı siyasi sıkıntı nedeniyle tutanağın Kılavuz’un bulunduğu evden değil de, evin bulunduğu sokak üzerinde – soruşturmanın ilerleyen döneminde olası HTS incelemesi yapılması olasılığına karşı – gözaltı işlemi yapıldığı şeklinde yeniden düzenlendiği bilgisi doğru mu?
• Daha sonra ikinci tutanağın da ortadan kaldırıldığı kimi kaynaklarca iddia ediliyor. Soruşturma dosyasında Demirbaş’ın ilk gözaltısıyla ilgili tutanak mevcut mu?
• Gözaltı işleminde yer alan polisin emekli olmasında bu süreç mi etkili oldu?
Hatırlatayım, adli soruşturmalarda, soruşturma dosyası içindeki herhangi bir evrakın ortadan kaldırılması veya yok edilmesi ağır suç.
ADIYAMAN VALİSİ ÇUHADAR’IN İSTİFASI
Şardan, 3 yıldır sürdürdüğü Adıyaman Valiliği görevinden istifa eden Mahmut Çuhadar’ın istifasının perde arkasına ilişkin de bilgiler verdi. Şardan’ın haberinde Vali Çuhadar ile ilgili kısım ise şöyle:
“Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı bölgedeki valiler, felaketin ardından depremzedelerle çok kez karşı karşıya geldi.
Devlet yönetimi ile yurttaşlar arasında yaşanan olumsuzluklar sosyal medya aracılığıyla gündeme geldi.
Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar’ın yaşadığı durum da bu örneklerden birisiydi.
Çuhadar, deprem nedeniyle görevinden istifa eden – hükümet uygulamasıyla görevden affını isteyen – ilk bürokrat oldu.
İstifanın perde arkası şöyle: İçişleri Bakanlığı kulislerine yansıyan bilgiye göre; Bakan Soylu, deprem sonrasında küçük ölçekli valiler kararnamesi hazırlığı yaparak Cumhurbaşkanlığı’na gönderdi. Ancak kararname Cumhurbaşkanlığı’nca uygun bulunmadı, bakanlığa geri gönderildi.
Bunun üzerine aynı zamanda Menzil tarikatının etkili olduğu Adıyaman’da yaşanan olumsuzluklar sonrasında Vali Çuhadar, Bakan Soylu’nun bilgisi çerçevesinde istifasını verdi.
Vali Bey’in istifa sürecinde Erdoğan ile Soylu arasında özellikle AFAD’ın yarattığı ortam nedeniyle bir süredir devam eden sıkıntıyı göz ardı etmemek gerektiği kanısındayım.”