Türkiye, 15 Temmuz 2016’da sergilenen “darbe tiyatrosunun” ardından, çok ağır işkence olaylarının yaşandığı bir hukuksuzluk diyarı haline geldi. Ebu Gureyb cezaevindekileri hatırllatan insanlık suçlarıyla ilgili, Anayasa Mahkemesi (AYM), bazı kararlarında “işkence yapıldığı” hükmünü verdi. Ancak savcılıklar, AYM kararlarını sümenaltı etti. Eski TRT çalışanı gazeteci Eyüp Keser’e işkence yapanlar da benzerleri gibi cezasız kaldı.
Boldmedya’dan Ersoy Çelik’in haberine göre, Türkiye’de işkenceler konusunda Adli yargı kulağının üstüne yatıyor, ancak Anayasa Mahkemesi nadir de olsa, işkencelerle ilgili hak ihlali kararı verebiliyor.
İki örnek var bu duruma dair. Afyon Emniyetinde 25 gün boyunca işkenceye maruz kalan A.A. ile ilgili, “İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ihlal edildi” kararı bunlardan biriydi. Diğeri ise eski TRT çalışanı gazeteci Eyüp Keser’in başvurusuyla ilgili, işkenceyi net bir şekilde tespit eden karardı.
ANKARA BAROSU 80 İŞKENCE VAKASIYLA İLGİLİ SUÇ DUYURUSU YAPTI
Ankara Barosu Gülen Hareketi mensuplarına Ankara Emniyeti’nde uygulanan işkencelerle ilgili suç duyurusunda bulundu. Eyüp Keser ve 80 kişinin gözaltında şiddet ve işkenceye maruz kaldığını belirten Baro’nun 2022 yılında yaptığı suç duyurusuyla ilgili de hala bir gelişme yaşanmadı. İşkencicilerle ilgili herhangi bir dava açılmadı.
POLİSLER, İŞKENCE EDİP “SEHPAYA KAFA ATTI” ŞEKLİNDE TUTANAK DÜZENLEDİ
AYM, 2023 yılı Nisan ayında açıkladığı kararında, Eyüp Keser’in gözaltında işkence görmesi nedeniyle yaptığı başvuruda ‘eziyet yasağının ihlal edildiği gerekçesiyle’ hak ihlali kararı verdi. 15 Temmuz sonrasında, KHK ile TRT’deki görevinden ihraç edilen Keser, 22 Aralık 2016’da yapılan operasyonla Ankara Emniyeti tarafından gözaltına alındı. Keser, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltındayken ağır işkence gördü. Keser’in başında, kulağında, gözünde, kaşında, burnunda, ağzında, ensesinde, boynunda, sırtında, bacaklarında ve ayaklarına oluşan çok sayıda darp izi, Ankara Numune Hastanesi’ndeki doktor muayenesiyle tespit edildi ve düzenlenen raporda, “bir başkası tarafından darp, vurulma, tepilme, bükülme, ısırılma ya da tırmalanma” tanısı konuldu. Keser’e işkence eden polisler, utanmazlığın ve vicdansızlığın nişanesi mahiyetinde, Keser’in karakolda bulunan sehpaya kafa attığı şeklinde bir de tutanak düzenledi.
AYM 5 YIL SONRA KARAR VERDİ, “İŞKENCE VAR” DEDİ
Eyüp Keser, emniyette işkence gördüğünü belirterek 26 Ocak 2018 ve 5 Mayıs 2019 tarihlerinde, Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlali başvurusu yaptı. Keser, Emniyet Amiri H.K.nın odasında dört polis memurunun kötü muamelesine maruz kaldığını, sulh ceza hâkimliğine sorgu için çıkarıldığı sırada ailesinin darp ve cebir izlerini görerek fotoğrafını çektiğini, bunu da kanıt olarak ibraz ettiğini ve doktor raporlarının darbedildiğini açıkça ortaya koyduğunu belirtti başvurusunda. Keser gözaltından çıkarıldıktan iki gün sonra eşi, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulundu ancak savcılık “kovuşturmaya yer yok” dedi. AYM, işkence başvurusunu 5 yıl sonra, 12 Nisan 2023 tarihinde karara bağladı ve gözaltında darp nedeniyle eziyet yasağının ihlal edildiğine ilişkin hak ihlali kararı verdi. AYM ayrıca, Keser’e 150 bin Türk Lirası manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.
AYM SAVCILIKTAN İŞKENCECİLERİN BULUNMASINI İSTEDİ
Ayrıca AYM kararında, işkence yapanlarla ilgili tekrar soruşturma yapılmasını istedi. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Kararın bir örneğinin eziyet yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine.” AYM raportörü Hüseyin Kecek, kararda yer alan raporunda, savcılığın gözaltında darp iddiasıyla ilgili yapılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermesi nedeniyle eziyet yasağının maddi ve usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna varıldığını belirtiyordu ve ekliyordu: “Bu kapsamda kararın gönderildiği soruşturma mercilerince yapılması gereken iş yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir.”
ADALET GERİ DÖNDÜĞÜNDE İŞKENCECİLER DE ÜSTÜNÜ ÖRTENLER DE YARGILANACAK
AYM, Afyon’daki işkencelere dair hak ihlali kararında da, “Kararın bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” hükmetmişti. Ancak vazifesi insanların hakkını, hukukunu koruyup adaleti tesis etmek olan savcılıklar, en üst Anayasal yargı merci AYM’nin kararlarını görmezden geldi, işkenceciler hakkında soruşturma açmadı. Savcılıkların AYM kararlarını ve işkence dosyalarını sümen altı etmesi nedeniyle de işkenceciler şimdilik cezasız kaldı. Ancak başta da belirttiğim gibi, işkence bir insanlık suçudur ve insanlık suçlarında zaman aşımı yoktur. Adalet yeniden işlemeye başladığında, hem işkenceciler hem de işkence dosyalarını sümen altı edip kapatan yargı mensupları, yargı önüne çıkarılacak ve hak ettikleri cezalara çarptırılacaklar.
İŞKENCECİLER ER GEÇ YARGI ÖNÜNE ÇIKACAK
İşkence bir insanlık suçudur ve insanlık suçları, zaman aşımına tabi değildir. Günü geldiğinde işkence failleri mutlaka yargı önüne çıkarılır, hak ettikleri cezayı alır. Ancak işkencelerin yargılanması, haksızlığın hak bilindiği hukuksuz dönemin nihayete ermesiyle mümkün oluyor.
Yavuz Sultan Selim’in “Ne dem baki ne gam baki” dediği gibi, iktidarlar da baki değildir; hele de despotik sistemler hiç değildir. Dolayısıyla işkenceciler er geç yargı önüne çıkar.