13 ilin baro başkanları, ‘OHAL’in yerel makamların inisiyatifi ile uygulanabilecek şekilde kalıcı hale getirilmesinin’ kaygı verici olduğuna dikkat çekti: Demokratik toplumun gerekleri ile temel hak ve özgürlükler yönünden kabul edilemez.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Baro Başkanları, 14-15 Temmuz’da Şırnak’ın Cizre ilçesinde gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini yayınladı. 13 ilin baro başkanları OHAL’e ilişkin kaygılarını dile getirdi.
Toplantıya, Şırnak, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Hakkari, Muş, Siirt, Urfa, Van ve Dersim baro başkanları katıldı.
‘OHAL, YEREL MAKAMLARIN İNSİYATİFİNE BIRAKILAMAZ’
Yayınlanan bildirgede OHAL’in giderek olağan bir yönetim modeline dönüştüğü vurgulanarak bundan duyulan ‘kaygı’ dile getirildi:
“OHAL ile gelen mağduriyetleri giderme konusunda kurulan OHAL Komisyonunun hızlı ve adil bir şekilde karar vermesi sağlanmalı, yeni mağduriyetlere sebebiyet verilmemeli.
OHAL’in kaldırılması, hızla normalleşmeye dönülmesi, demokratik temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir toplum düzeni inşa edilmesi hukuk kurumları olarak temel talep ve beklentimizdir.
OHAL uygulamasına son verilmesi yönündeki açıklamalar tarafımızca olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken; bazı yasal düzenleme ve uygulamaların OHAL’i yerel makamların inisiyatifi ile uygulanabilecek şekilde kalıcı hale getirilmesinin demokratik toplumun gerekleri ile temel hak ve özgürlükler yönünden kabul edilemez olduğunu vurgulamak isteriz.”
Diyarbakır Barosu özelinde bölge barolarının hedef gösterildiğinin belirtildiği açıklamada, “kullanılan dilin kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir siyaset yöntemi olduğu” ifade edilerek bunun terk edilmesi gerektiği kaydedildi.
‘TAHİR ELÇİ DAVASINDA, HİÇBİR İLERLEME YOK’
28 Kasım 2015’te öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin soruşturmasının halen tamamlanamadığının da hatırlatıldığı sonuç bildirgesinde, “Dosyada tek bir şüphelinin dahi olmaması, faillerinin yargı önüne çıkarılmamış olması kabul edilemez” denildi:
“Aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen faillerinin bulunmayışı, dosyanın gündemden düşürülmeye çalışılması etkili ve failleri ortaya çıkarmaya yönelik bir soruşturma yürütülmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Dönemin Başbakanı’ndan Adalet Bakanı’na ve İçişleri Bakanı’na kadar Tahir Elçi’nin faillerinin bulunacağı, olayın tüm yönleriyle aydınlatılacağı yönündeki sözlerini tutmalarını tekrar talep ediyor ve dosyanın faili meçhul dosyalar arasına eklenmesine müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”
Cinsel saldırı ve istismar ile beraber gündeme getirilen ‘idam’ tartışmalarına da yer verilen baroların sonuç bildirgesinde, “idam veya idam cezasının bu sorunun çözümünde etkili olamayacağı” belirtildi.
‘HUKUK MEZUNU OLMAYANLARIN İDARİ YARGI HAKİMİ OLMASI…’
703 sayılı KHK ile getirilen hukuk fakültesi dışındaki üniversite mezunlarına idari yargı hakimi olma yolunun açılmasının da ‘kaygı verici’olduğunun ifade edildiği bildirgede, şu ifadeler yer aldı:
“Hukuk eğitimini almamış kişilerden hukuka uygun ve doğru bir karar beklemek mümkün değildir. Bu düzenlemenin hukuk devletinde ve bağımsız yargıda yeri yoktur. Bu yanlıştan ivedi olarak dönülmesini beklemekteyiz.”
‘ÇÖZÜM İÇİN SİVİL SİYASET KANALLARI AÇILMALI’
Ağrı, Hakkari ve Lice’deki infazların kınandığı açıklamada son olarak da Kürt sorununun diyalogla çözülmesi gerektiği vurgulandı:
“Bölge baroları olarak, Kürt meselesinin kalıcı çözümü için demokratik ve sivil siyaset kanallarının açılmasının gerekliliğine inanıyor; toplumsal tüm sorunlarımızı diyalog, hukuk, akıl ve vicdan ekseninde çözmenin mümkün olacağını vurguluyoruz. Bu anlamda siyasal iktidardan, tüm siyasi partilerden, seçilmiş tüm milletvekillerinden yeniden bir barış ve huzur ortamını hayata geçirmelerini beklemekteyiz.”