AKP’den milletvekili adayı olmak için istifa ettikten sonra Erdoğan’ın itirazı ve talimatıyla tekrar MİT’in başına getirilen Hakan Fidan’ın atamasının iptali için açılan davada sürpriz bir gelişme yaşandı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Haziran 2015 tarihindeki milletvekili genel seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olabilmek için 10 Şubat 2015’te görevinden istifa etti. AKP Genel Merkezi’ne giderek adaylık dilekçesi veren Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı çıkması üzerine adaylık başvurusunu geri çekti. Başbakan Binali Yıldırım, bunun üzerine 9 Mart 2015 tarihinde Fidan’ı yeniden Müsteşar olarak atadı.
O dönem yargıç olan Eminağaoğlu, 2937 sayılı Milli İstihbarat Teşkilat Yasası’nın 13/1 maddesinde “MİT Müsteşarı, MGK görüşü alındıktan sonra, Başbakan’ın inhası ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanır” hükmü olduğunu, buna rağmen Fidan’ın MGK görüşü alınmadan aynı göreve atanmasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı ve atamayı Danıştay’a taşıdı.
Daire reddetti
iğini belirten Eminağaoğlu, davanın tarafı olduğunu, çünkü MİT Müsteşarlığı’na hukuken atanma yeterliliğine sahip olduğunu, yine MİT tarafından hakkında dinleme kararları olduğunu gerekçe gösterdi. Ancak Danıştay 16. Daire, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatı olmadığı gerekçesiyle 2 Temmuz 2015 tarihinde davanın reddine karar verdi. Eminağaoğlu, kararı üst mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz etti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 20 Ekim 2016 tarihinde oy çokluğu ile (6/5 oy ile) almış olduğu kararda, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatının bulunduğu ve söz konusu işlemden etkilendiğini ifade ederek, 16. Daire’nin kararını bozdu. Gerekçede, Eminağaoğlu’nun “bu atama işleminde meşru, kişisel ve güncel menfaatının etkilendiği” belirtilerek, anayasal bir ilke olarak devletin tüm faaliyetlerinin yargısal denetime açık olmasının hukuk devletinin vazgeçilmez niteliği olduğu kaydedildi. Bu karardan sonra 16. Daire’nin Fidan’ın atamasının iptal istemini esastan görüşmesi gerekiyordu
Ancak bu süreçte Başbakanlık, karar düzeltme talebinde bulundu. Bunun üzerine davayı 2 Kasım 2017’de yeniden görüşen İdari Dava Daireleri Kurulu, Eminağaoğlu’nun bu atama işlemine ilişkin dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle 16. Daire’nin ret kararını oy çokluğuyla onadı. Böylece dava, atama işlemi esastan görüşülmeden reddedilmiş oldu. 13 üyenin katıldığı oylamada, 8 üyenin onama kararına 5 üye muhalefet etti.
Daha önce Hakan Fidan’ın atamasının esastan görüşülmesi yönünde oy kullanan üye Hasan Odabaşı bu kez karar değiştirerek ret oyu kullandı. İlk kararda Eminağaoğlu’nun lehine karar veren bir üye de toplantıya katılmayınca, çoğunluk ve karar değişmiş oldu. Odabaşı kararını değiştirmese, diğer üye de toplantıya katılsaydı, Hakan Fidan’ın atama işleminin esastan görüşülmesi gerektiği yönünde çoğunluk kararı çıkacaktı.
‘Ne için var?’
Danıştay’ın kararını değiştirmesini değerlendiren Eminağaoğlu, “Danıştay Başkanı, yargının en bağımsız ve tarafsız olduğu bir dönemin yaşandığını söylemişti. Bu davada konu hükümet ve MİT Müsteşarı. Verilen karar ortada. İdari yargı, idarenin, iktidarın işlemlerini denetleyemiyorsa ne için var” dedi.
AKP’den milletvekili adayı olmak için istifa ettikten sonra Erdoğan’ın itirazı ve talimatıyla tekrar MİT’in başına getirilen Hakan Fidan’ın atamasının iptali için açılan davada sürpriz bir gelişme yaşandı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Haziran 2015 tarihindeki milletvekili genel seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olabilmek için 10 Şubat 2015’te görevinden istifa etti. AKP Genel Merkezi’ne giderek adaylık dilekçesi veren Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı çıkması üzerine adaylık başvurusunu geri çekti. Başbakan Binali Yıldırım, bunun üzerine 9 Mart 2015 tarihinde Fidan’ı yeniden Müsteşar olarak atadı.
O dönem yargıç olan Eminağaoğlu, 2937 sayılı Milli İstihbarat Teşkilat Yasası’nın 13/1 maddesinde “MİT Müsteşarı, MGK görüşü alındıktan sonra, Başbakan’ın inhası ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanır” hükmü olduğunu, buna rağmen Fidan’ın MGK görüşü alınmadan aynı göreve atanmasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı ve atamayı Danıştay’a taşıdı.
Daire reddetti
iğini belirten Eminağaoğlu, davanın tarafı olduğunu, çünkü MİT Müsteşarlığı’na hukuken atanma yeterliliğine sahip olduğunu, yine MİT tarafından hakkında dinleme kararları olduğunu gerekçe gösterdi. Ancak Danıştay 16. Daire, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatı olmadığı gerekçesiyle 2 Temmuz 2015 tarihinde davanın reddine karar verdi. Eminağaoğlu, kararı üst mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz etti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 20 Ekim 2016 tarihinde oy çokluğu ile (6/5 oy ile) almış olduğu kararda, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatının bulunduğu ve söz konusu işlemden etkilendiğini ifade ederek, 16. Daire’nin kararını bozdu. Gerekçede, Eminağaoğlu’nun “bu atama işleminde meşru, kişisel ve güncel menfaatının etkilendiği” belirtilerek, anayasal bir ilke olarak devletin tüm faaliyetlerinin yargısal denetime açık olmasının hukuk devletinin vazgeçilmez niteliği olduğu kaydedildi. Bu karardan sonra 16. Daire’nin Fidan’ın atamasının iptal istemini esastan görüşmesi gerekiyordu
Ancak bu süreçte Başbakanlık, karar düzeltme talebinde bulundu. Bunun üzerine davayı 2 Kasım 2017’de yeniden görüşen İdari Dava Daireleri Kurulu, Eminağaoğlu’nun bu atama işlemine ilişkin dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle 16. Daire’nin ret kararını oy çokluğuyla onadı. Böylece dava, atama işlemi esastan görüşülmeden reddedilmiş oldu. 13 üyenin katıldığı oylamada, 8 üyenin onama kararına 5 üye muhalefet etti.
Daha önce Hakan Fidan’ın atamasının esastan görüşülmesi yönünde oy kullanan üye Hasan Odabaşı bu kez karar değiştirerek ret oyu kullandı. İlk kararda Eminağaoğlu’nun lehine karar veren bir üye de toplantıya katılmayınca, çoğunluk ve karar değişmiş oldu. Odabaşı kararını değiştirmese, diğer üye de toplantıya katılsaydı, Hakan Fidan’ın atama işleminin esastan görüşülmesi gerektiği yönünde çoğunluk kararı çıkacaktı.
‘Ne için var?’
Danıştay’ın kararını değiştirmesini değerlendiren Eminağaoğlu, “Danıştay Başkanı, yargının en bağımsız ve tarafsız olduğu bir dönemin yaşandığını söylemişti. Bu davada konu hükümet ve MİT Müsteşarı. Verilen karar ortada. İdari yargı, idarenin, iktidarın işlemlerini denetleyemiyorsa ne için var” dedi.
AKP’den milletvekili adayı olmak için istifa ettikten sonra Erdoğan’ın itirazı ve talimatıyla tekrar MİT’in başına getirilen Hakan Fidan’ın atamasının iptali için açılan davada sürpriz bir gelişme yaşandı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Haziran 2015 tarihindeki milletvekili genel seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olabilmek için 10 Şubat 2015’te görevinden istifa etti. AKP Genel Merkezi’ne giderek adaylık dilekçesi veren Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı çıkması üzerine adaylık başvurusunu geri çekti. Başbakan Binali Yıldırım, bunun üzerine 9 Mart 2015 tarihinde Fidan’ı yeniden Müsteşar olarak atadı.
O dönem yargıç olan Eminağaoğlu, 2937 sayılı Milli İstihbarat Teşkilat Yasası’nın 13/1 maddesinde “MİT Müsteşarı, MGK görüşü alındıktan sonra, Başbakan’ın inhası ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanır” hükmü olduğunu, buna rağmen Fidan’ın MGK görüşü alınmadan aynı göreve atanmasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı ve atamayı Danıştay’a taşıdı.
Daire reddetti
iğini belirten Eminağaoğlu, davanın tarafı olduğunu, çünkü MİT Müsteşarlığı’na hukuken atanma yeterliliğine sahip olduğunu, yine MİT tarafından hakkında dinleme kararları olduğunu gerekçe gösterdi. Ancak Danıştay 16. Daire, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatı olmadığı gerekçesiyle 2 Temmuz 2015 tarihinde davanın reddine karar verdi. Eminağaoğlu, kararı üst mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz etti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 20 Ekim 2016 tarihinde oy çokluğu ile (6/5 oy ile) almış olduğu kararda, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatının bulunduğu ve söz konusu işlemden etkilendiğini ifade ederek, 16. Daire’nin kararını bozdu. Gerekçede, Eminağaoğlu’nun “bu atama işleminde meşru, kişisel ve güncel menfaatının etkilendiği” belirtilerek, anayasal bir ilke olarak devletin tüm faaliyetlerinin yargısal denetime açık olmasının hukuk devletinin vazgeçilmez niteliği olduğu kaydedildi. Bu karardan sonra 16. Daire’nin Fidan’ın atamasının iptal istemini esastan görüşmesi gerekiyordu
Ancak bu süreçte Başbakanlık, karar düzeltme talebinde bulundu. Bunun üzerine davayı 2 Kasım 2017’de yeniden görüşen İdari Dava Daireleri Kurulu, Eminağaoğlu’nun bu atama işlemine ilişkin dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle 16. Daire’nin ret kararını oy çokluğuyla onadı. Böylece dava, atama işlemi esastan görüşülmeden reddedilmiş oldu. 13 üyenin katıldığı oylamada, 8 üyenin onama kararına 5 üye muhalefet etti.
Daha önce Hakan Fidan’ın atamasının esastan görüşülmesi yönünde oy kullanan üye Hasan Odabaşı bu kez karar değiştirerek ret oyu kullandı. İlk kararda Eminağaoğlu’nun lehine karar veren bir üye de toplantıya katılmayınca, çoğunluk ve karar değişmiş oldu. Odabaşı kararını değiştirmese, diğer üye de toplantıya katılsaydı, Hakan Fidan’ın atama işleminin esastan görüşülmesi gerektiği yönünde çoğunluk kararı çıkacaktı.
‘Ne için var?’
Danıştay’ın kararını değiştirmesini değerlendiren Eminağaoğlu, “Danıştay Başkanı, yargının en bağımsız ve tarafsız olduğu bir dönemin yaşandığını söylemişti. Bu davada konu hükümet ve MİT Müsteşarı. Verilen karar ortada. İdari yargı, idarenin, iktidarın işlemlerini denetleyemiyorsa ne için var” dedi.
AKP’den milletvekili adayı olmak için istifa ettikten sonra Erdoğan’ın itirazı ve talimatıyla tekrar MİT’in başına getirilen Hakan Fidan’ın atamasının iptali için açılan davada sürpriz bir gelişme yaşandı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 7 Haziran 2015 tarihindeki milletvekili genel seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olabilmek için 10 Şubat 2015’te görevinden istifa etti. AKP Genel Merkezi’ne giderek adaylık dilekçesi veren Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı çıkması üzerine adaylık başvurusunu geri çekti. Başbakan Binali Yıldırım, bunun üzerine 9 Mart 2015 tarihinde Fidan’ı yeniden Müsteşar olarak atadı.
O dönem yargıç olan Eminağaoğlu, 2937 sayılı Milli İstihbarat Teşkilat Yasası’nın 13/1 maddesinde “MİT Müsteşarı, MGK görüşü alındıktan sonra, Başbakan’ın inhası ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanır” hükmü olduğunu, buna rağmen Fidan’ın MGK görüşü alınmadan aynı göreve atanmasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı ve atamayı Danıştay’a taşıdı.
Daire reddetti
iğini belirten Eminağaoğlu, davanın tarafı olduğunu, çünkü MİT Müsteşarlığı’na hukuken atanma yeterliliğine sahip olduğunu, yine MİT tarafından hakkında dinleme kararları olduğunu gerekçe gösterdi. Ancak Danıştay 16. Daire, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatı olmadığı gerekçesiyle 2 Temmuz 2015 tarihinde davanın reddine karar verdi. Eminağaoğlu, kararı üst mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz etti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 20 Ekim 2016 tarihinde oy çokluğu ile (6/5 oy ile) almış olduğu kararda, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatının bulunduğu ve söz konusu işlemden etkilendiğini ifade ederek, 16. Daire’nin kararını bozdu. Gerekçede, Eminağaoğlu’nun “bu atama işleminde meşru, kişisel ve güncel menfaatının etkilendiği” belirtilerek, anayasal bir ilke olarak devletin tüm faaliyetlerinin yargısal denetime açık olmasının hukuk devletinin vazgeçilmez niteliği olduğu kaydedildi. Bu karardan sonra 16. Daire’nin Fidan’ın atamasının iptal istemini esastan görüşmesi gerekiyordu
Ancak bu süreçte Başbakanlık, karar düzeltme talebinde bulundu. Bunun üzerine davayı 2 Kasım 2017’de yeniden görüşen İdari Dava Daireleri Kurulu, Eminağaoğlu’nun bu atama işlemine ilişkin dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle 16. Daire’nin ret kararını oy çokluğuyla onadı. Böylece dava, atama işlemi esastan görüşülmeden reddedilmiş oldu. 13 üyenin katıldığı oylamada, 8 üyenin onama kararına 5 üye muhalefet etti.
Daha önce Hakan Fidan’ın atamasının esastan görüşülmesi yönünde oy kullanan üye Hasan Odabaşı bu kez karar değiştirerek ret oyu kullandı. İlk kararda Eminağaoğlu’nun lehine karar veren bir üye de toplantıya katılmayınca, çoğunluk ve karar değişmiş oldu. Odabaşı kararını değiştirmese, diğer üye de toplantıya katılsaydı, Hakan Fidan’ın atama işleminin esastan görüşülmesi gerektiği yönünde çoğunluk kararı çıkacaktı.
‘Ne için var?’
Danıştay’ın kararını değiştirmesini değerlendiren Eminağaoğlu, “Danıştay Başkanı, yargının en bağımsız ve tarafsız olduğu bir dönemin yaşandığını söylemişti. Bu davada konu hükümet ve MİT Müsteşarı. Verilen karar ortada. İdari yargı, idarenin, iktidarın işlemlerini denetleyemiyorsa ne için var” dedi.