“Düzenlemeden kadına şiddet uygulayanlar da yararlanacak”
Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre Cihaner’in açıklamaları şöyle:
“Düzenlemenin eksik, çelişkili, tutarsız olduğunu söyleyebiliriz. Kapsam dışı bırakılan suçlar ve düzenleme kapsamına alınan suçlar iyi incelendiğinde, asıl tehlikenin buradan başladığını söylemek mümkündür.
“Düzenlemeden kadına şiddet uygulayanlar da yararlanacak”
Atatürk aleyhine işlenen suçlar, Terörle Mücadele Kanunu ve Orman Kanunu haricindeki diğersuçların tamamı düzenleme kapsamında değerlendiriliyor. Ateşli Silahlar Yasası, Kültür Varlıklarını Koruma Yasası, Rüşvetle Mücadele Yasası, vergi suçları da düzenleme kapsamında. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti yapanlar dahi yararlanabilecek. Daha birkaç gün önce Bahçeli, kadına karşı şiddeti mahkum eden bir konuşma yapmıştı ancak düzenlemeden kadına şiddet uygulayanlar da yararlanacak. Bir kere bu, büyük bir adaletsizlik ortaya koyuyor.
“Düzenlemeden kasten yaralama suçundan yargılananlar faydalanacak”
Örneğin eziyet suçu kapsam dışında ama bir kişinin organ kaybına neden olacak şekilde kasten yaralama suçundan yargılananlar bu yasadan faydalanacak. Cinsel taciz kapsam dışında tutuluyor ama gebe kadını kasten yaralama sonucu çocuk düşürmesi kapsam dâhilinde. Dolayısıyla düzenlemenin bir sistematiği yok.
“360 milletvekilinin onay vermesi gerekiyor”
Düzenlemenin TBMM’de kabul edilmesi için Anayasa gereği nitelikli çoğunluk aranacak. Yani 360 milletvekilinin onay vermesi gerekiyor. AKP’nin ve MHP’nin oyu toplamda 360’a ulaşmıyor. Dolayısıyla TBMM’de geniş kapsamlı bir mutabakat gerekiyor. HDP birkaç çekince ortaya koysa da destekleyebilir. Ama AKP’den bu yönde henüz bir açıklama yok. CHP, AKP görüşünü belirlendikten sonra görüş belirteceğini söyledi.
“Toplumdaki bölünmenin de derinleşmesine neden olur”
MHP’nin düzenleme olarak ortaya attığı gerekçelere baktığımızda, 16 Nisan referandumunun ardından yaşanan ‘köklü değişiklikler’e işaret edilmiş. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni getiren referandum bize gösterdi ki bu değişiklik, toplumun en az yarısı tarafından onaylanmayan bir değişiklikti. Bu düzenleme, kamplaşmanın artmasına neden olurken rejim değişikliği algısı topluma yerleşti. Af düzenlemesinin gerekçeleri arasına bunu almak, özellikle rejim değişikliği algısının iyice yerleşmesine, toplumdaki bölünmenin de derinleşmesine neden olur.
“Ekonomik suçlar daha da ağırlaşacaktır”
Bir diğer gerekçe ise yıllar içerisinde meydana gelen sosyo-ekonomik değişiklik, yozlaşmanın yol açtığı ahlaki değerlerin aşınması, kentleşme, işsizlik ve enflasyon. Düzenlemeyi bu durumlara bağlayıp suçların bu nedenle arttığını söylüyorlar. Ancak görmemiz gereken bir şey var ki bu dinamiklerden hiçbiri ortadan kalkmış değil. Şartlar daha da ağırlaşıyor. Ekonomik suçlar daha da ağırlaşacaktır. İşsizliği ortaya çıkaran sosyo-ekonomik dinamiklerin destekçisi olacaksınız ama ondan sonra diyeceksiniz ki ‘gelin bunları affedelim.’ Bu çelişkili bir durum.
“Cemaatin kararları kapsam dışı”
Yargıya egemen olan cemaat yapılanmasına mensup hâkimlerin verdiği kararların mağduriyete yol açması da düzenlemenin gerekçeleri arasında sıralanmış. Bu yapının asıl tahribatının siyasi suçlarda olduğunu biliyoruz ve düzenlemede de o suç grupları dışarıda tutulmuş. Madem bu yapının gerçekten hukuk dışı kararlar verdiğini düşünüyorsunuz, o zaman tüm suç gruplarına af getirmelisiniz.
“Uyuşturucudan tutuklananlar çıkacak, ifade özgürlüğünü kullananlar girecek”
Son gerekçe de cezaevlerindeki doluluk oranı. Cezaevlerindeki yaklaşık 250 bin kişinin 60 bine yakını tutuklu. 70 bin öğrenci cezaevinde. Cezaevlerindeki boşalma sonrası aynı koğuşlar muhalif gazetecilerle, eleştiren öğrencilerle, terör tanımının genişliği nedeniyle hak arayanlarla, demokratik tepkisini ortaya koyan kişilerle dolacaktır. Önemli ölçüde uyuşturucudan tutuklu ve hükümlü var. Onlar çıkacak, ifade özgürlüğünü kullananlar girecektir. Cezaevlerinde boş yer var diye kolay tutuklamaya da gidilebilir.
Cezaevindeki kişiye her an af çıkabileceği umudunu veriyorsunuz. Ailelerine de aynı şekilde. Ancak af çıkmadığı her gün, mahkum kendisinin yeniden cezalandırıldığını hisseder. Sola, sosyalistlere, toplumsal muhalefete düşen şey, tartışmayı buradan alarak siyasi alanda yaşanan adaletsizlikleri ortadan kaldıracak bütüncül bir sistem dinamiklerini çıkarmak gerekiyor. Bu işin bir de mağdur boyutu olduğunu da kesinlikle unutmamamız gerekiyor. Suçtan zarar görenler ne olacak? Bu boyutların tamamında dengeyi sağlayacak bir çözümle ortaya çıkmanız lazım. Mevcut düzenleme bu açıdan da bir çözüm değil, daha da karmaşıklaştıracak bir şey.
AYM’nin kararı önemli
Bu düzenlemeye ilişkin AYM’nin vereceği olası bir karar da önemli. Çünkü Rahşan Affı olarak da nitelendirilen ve bugünkü düzenlemeye benzer bir ceza indirimi getiren 4616 No’lu yasa, AYM tarafından özel af olarak değerlendirildi.
Genel af suçu da ortadan kaldırıyor. Özel af ise cezanın daha az veya tamamen ortadan kaldırılmasını içeriyor.
Ertelemeli cezalara da bağlanabilir bu özel af. AYM o dönem şarta bağlı bir özel af olarak değerlendirdi ve o şekilde bir karar aldı. Ortaya çıkacak eşitsizlikler, AYM’yi yeniden böyle bir kapsam genişletilmesine gitmeye zorlayabilir.
AYM konusunda beş yıl meselesinin üzerinde durmak gerekiyor. Teklifte, “Tabii oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken cezalar” şeklinde tarif ediliyor. Yani kişinin aldığı toplam hapis cezasına bakılmıyor. Tüm indirimlerin ardından 3’te 2’lik “cezaevinde kalması gereken süre” olarak tarif ediliyor. Yani bu haliyle, beş yıllık cezalardaki indirim, aslında çok daha yüksek ceza gerektiren suçları kapsayacaktır.”
‘Af’tankimler yararlanacak?
MHP’nin TBMM’ye sunduğu af teklifinin yasalaşması halinde, birçok isim bundan yararlanabilecek. Verilen cezalara göre, cezaevinde bulunan isimlerden tahliye olacak olan da var, cezaevine hiç girmeyecek olanlar da. Aftan yararlanabilecek olan isimlerden bazıları şöyle:
⇒ Alaattin Çakıcı: Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın teklifin yasalaşması halinde tahliyesi bekleniyor.
⇒ Onur Özbizerdik: Dündar Kılıç’ın torunu ve Çakıcı’nın ise üvey oğlu olan Onur Özbizerdik, sevgilisi M.Ç.’yi dövdüğü gerekçesiyle yargılandığı davada 7,5 yıl hapis cezası aldı. Teklif yasalaşırsa bu cezadan 5 yıl indirim yapılacak.
⇒ Rüzgâr Çetin: Daha önce bir polisin yaşamını yitirdiği trafik kazasında, “taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan hapis yatan Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin, 2011 yılında bir barda karıştığı kavga nedeniyle “kasten yaralama” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası almıştı. Ceza indirimi teklifi yasalaşırsa, Rüzgâr Çetin de bundan yararlanacak.
⇒ Abdullah Çakıroğlu: İstanbul’da şort giydiği için otobüste hemşire Ayşegül Terzi’ye tekme attığı gerekçesiyle 3 yıl 10 ay hapse çarptırılan Abdullah Çakıroğlu da teklifin yasalaşması durumunda serbest kalacak.
Ayhan Bilgen: Değerli buluyoruz ama…
HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, MHP’nin teklifine ilişkin görüşlerini paylaştı:
“Bu sorunun görülmesini, önemsenmesini değerli buluyoruz ama çözümün daha farklı bir yöntem ve kapsamla ele alınması konusunda bütün siyasi partilerin tutarlı, davranması gerektiğinin altını çiziyoruz.”
Hayati Yazıcı: Çok karmaşık bir konu
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise teklifin bir af düzenlemesi olmadığını savundu, “Çok karmaşık bir konu” ifadesini kullandı.
“Suç örgütleri dışarı, diğerleri içeri!”
İnsan Hakları Derneği (İHD), ceza mevzuatındaki adaletsizliklere ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. İnsan Hakları Genel Merkezi’nde yapılan basın toplantısında konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ‘af düzenlemesini’ değerlendirdi. Türkdoğan, “Suç örgütlerini dışarı çıkaracaksınız, hakkını arayanları hapse atacaksınız. Bu çok tehlikeli bir düşünce” diye konuştu.