Diyarbakır Barosu’ndan bir heyet Sur ilçesinde halkın görüş ve düşüncelerini dinledi.
‘HALK EVLERİNİ TERK ETMEK İSTEMİYOR’
İncelemelerin ardından açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Sur’da birçok evde birden fazla ailenin birlikte yaşadığını, verilen para ile kentin başka bir yerinde yaşama gibi imkanlarının olmadığını söyledi. Özmen, halkın özellikle burada yapılacak olan evlerin kendilerine tahsis edilmesini istediğini, çünkü burada doğup büyüdüklerini anlattıklarını ifade etti. Halkın Sur’u terk etmemek gibi bir talebi olduğunu söyleyen Özmen, Baro olarak da “kentsel dönüşüme” karşı olduklarını dile getirdi.
‘TARİHİ OLAN HER ŞEY YIKILIYOR’
Özmen, Sur’un tarihi dokusunun bozulmaması gerektiğini yineleyerek, “Diyarbakır demek Sur demektir. Diyarbakır’ın kalbi Sur’dur. Sur yoksa Diyarbakır yoktur. Yaklaşık 6 yıldır Sur’da çok ciddi yıkımlar gerçekleştirildi. Bugün de ne yazık ki 2 mahallesi yıkıma ekleniyor. Dozerler bir bütün olarak tarihi olan olmayan her şeyi yerinden yıkıyor. Buradaki halkın tepkilerine kulak verilmesini istiyoruz. Bir de buradaki tarihi evlerin yıkılmaksızın bir işlemin sürdürülmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Özmen, elektrik ve su kesintilerinin de halkı mağdur ettiğini vurgulayarak, uygulamaya son verilmesini istedi.
‘UNESCO SUR’UN YIKILMASINA SESSİZ KALIYOR’
UNESCO’nun sessizliğine de dikkat çeken Özmen, bu konu hakkında birçok görüşme yaptığını, ancak görüşmelerin sonuçsuz bırakıldığını kaydetti. Özmen, Unesco’nun Sur’un yıkılmasına sessiz kaldığını söyleyerek, baro olarak Sur’un tarihi ve geçmişi ile yaşamına devam etmeleri talebinde bulundu. Özmen, ayrıca halkın görüş ve taleplerini yetkili makamlar ile görüşerek ileteceklerini söyledi.
Sur sakinlerinden Cemal Tayören 20 yıldır Sur’da oturduğunu döyleyerek şöyle konuştu: “Evim 2 katlı ama bana 1 katın parası 120 bin vermişler. Ben buradan çıkmak istemiyorum o yüzden boşaltmadım gelsinler kepçeler ile evi üzerime yıksınlar. Bana kira yardımı yapsınlar belki çıkarım. 6 gündür elektrik ve sularımızı kesmişler. Müslüman müslümana bunu yaparmı. Bu ramazan ayında bu yapılanlar zulümdür. Buradan çıkmak istemeyen çok sayıda aile var. Biryere gidecek durumumum yok burada yaşamaktan başka çarem yok. Elektrik ve suları hiç bırakmasalar da buradan çıkamam.”
Bir diğer yurttaş Adulselam Tanrıkulu ise 70 yıldır Sur’da yaşadığını söyleyerek tepkisini şöyle dile getirdi: “6 gündür elektrik ve sularımız kesik. Bu ramazan ayında bu yapılanlar insanlık değildir. Bu ev bizim hayatımızdır. Burayı tek kat kerpiç ev olarak göstermişler. Ben para alıp imza atmadım o yüzden evimden çıkmak istemiyorum. Vali ile görüşemiyoruz tüm kapılar yüzümüze kapatılmış. Buradaki muhtarlar dahi herkes kendini kapıların arkasına atıyor. Cami ve kiliseler dışında heryer yıkılacak. Burada dubleks evler yapılacak ama başkalarına satılacak.” Sır’un bir meydanında toplanan ve kadınlardan oluşan gruptan yaşlı bir teyze ise şöyle konuştu: “25 bin lira vermişler afedersiniz o parayla tuvalet yapılmaz. Ben buradan çıkmak istemiyorum. Herkese az para verdiler biz kaç gündür bu ramazan ayında susuzsuz. Bize çıkın diyorlar biz çıkmak istemiyoruz. Mahallemizi bırakmak istemiyoruz. Oğlum cezaevinde 4 çocuğu ve eşine bakıyorum ben nasıl kiraya girerim. Suyu yeni bıraktılar ama elektrik hala yok. Biz evimizin yerine ev yapsınlar versinler bunu istiyoruz. Bizi buradan çıkarmak isteyenlerin allah evini yıksın Benim evimi yıkarlarsa bu benim ölümümdür. Ama gücümüz devlete yetmiyor. Ben bu yaşımda ramazan ayında gidip su taşıyorum. Buna sebep olanlar hayır görmez inşallah.”
Kaynak: HABERDAR
Diyarbakır Barosu’ndan bir heyet Sur ilçesinde halkın görüş ve düşüncelerini dinledi.
‘HALK EVLERİNİ TERK ETMEK İSTEMİYOR’
İncelemelerin ardından açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Sur’da birçok evde birden fazla ailenin birlikte yaşadığını, verilen para ile kentin başka bir yerinde yaşama gibi imkanlarının olmadığını söyledi. Özmen, halkın özellikle burada yapılacak olan evlerin kendilerine tahsis edilmesini istediğini, çünkü burada doğup büyüdüklerini anlattıklarını ifade etti. Halkın Sur’u terk etmemek gibi bir talebi olduğunu söyleyen Özmen, Baro olarak da “kentsel dönüşüme” karşı olduklarını dile getirdi.
‘TARİHİ OLAN HER ŞEY YIKILIYOR’
Özmen, Sur’un tarihi dokusunun bozulmaması gerektiğini yineleyerek, “Diyarbakır demek Sur demektir. Diyarbakır’ın kalbi Sur’dur. Sur yoksa Diyarbakır yoktur. Yaklaşık 6 yıldır Sur’da çok ciddi yıkımlar gerçekleştirildi. Bugün de ne yazık ki 2 mahallesi yıkıma ekleniyor. Dozerler bir bütün olarak tarihi olan olmayan her şeyi yerinden yıkıyor. Buradaki halkın tepkilerine kulak verilmesini istiyoruz. Bir de buradaki tarihi evlerin yıkılmaksızın bir işlemin sürdürülmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Özmen, elektrik ve su kesintilerinin de halkı mağdur ettiğini vurgulayarak, uygulamaya son verilmesini istedi.
‘UNESCO SUR’UN YIKILMASINA SESSİZ KALIYOR’
UNESCO’nun sessizliğine de dikkat çeken Özmen, bu konu hakkında birçok görüşme yaptığını, ancak görüşmelerin sonuçsuz bırakıldığını kaydetti. Özmen, Unesco’nun Sur’un yıkılmasına sessiz kaldığını söyleyerek, baro olarak Sur’un tarihi ve geçmişi ile yaşamına devam etmeleri talebinde bulundu. Özmen, ayrıca halkın görüş ve taleplerini yetkili makamlar ile görüşerek ileteceklerini söyledi.
Sur sakinlerinden Cemal Tayören 20 yıldır Sur’da oturduğunu döyleyerek şöyle konuştu: “Evim 2 katlı ama bana 1 katın parası 120 bin vermişler. Ben buradan çıkmak istemiyorum o yüzden boşaltmadım gelsinler kepçeler ile evi üzerime yıksınlar. Bana kira yardımı yapsınlar belki çıkarım. 6 gündür elektrik ve sularımızı kesmişler. Müslüman müslümana bunu yaparmı. Bu ramazan ayında bu yapılanlar zulümdür. Buradan çıkmak istemeyen çok sayıda aile var. Biryere gidecek durumumum yok burada yaşamaktan başka çarem yok. Elektrik ve suları hiç bırakmasalar da buradan çıkamam.”
Bir diğer yurttaş Adulselam Tanrıkulu ise 70 yıldır Sur’da yaşadığını söyleyerek tepkisini şöyle dile getirdi: “6 gündür elektrik ve sularımız kesik. Bu ramazan ayında bu yapılanlar insanlık değildir. Bu ev bizim hayatımızdır. Burayı tek kat kerpiç ev olarak göstermişler. Ben para alıp imza atmadım o yüzden evimden çıkmak istemiyorum. Vali ile görüşemiyoruz tüm kapılar yüzümüze kapatılmış. Buradaki muhtarlar dahi herkes kendini kapıların arkasına atıyor. Cami ve kiliseler dışında heryer yıkılacak. Burada dubleks evler yapılacak ama başkalarına satılacak.” Sır’un bir meydanında toplanan ve kadınlardan oluşan gruptan yaşlı bir teyze ise şöyle konuştu: “25 bin lira vermişler afedersiniz o parayla tuvalet yapılmaz. Ben buradan çıkmak istemiyorum. Herkese az para verdiler biz kaç gündür bu ramazan ayında susuzsuz. Bize çıkın diyorlar biz çıkmak istemiyoruz. Mahallemizi bırakmak istemiyoruz. Oğlum cezaevinde 4 çocuğu ve eşine bakıyorum ben nasıl kiraya girerim. Suyu yeni bıraktılar ama elektrik hala yok. Biz evimizin yerine ev yapsınlar versinler bunu istiyoruz. Bizi buradan çıkarmak isteyenlerin allah evini yıksın Benim evimi yıkarlarsa bu benim ölümümdür. Ama gücümüz devlete yetmiyor. Ben bu yaşımda ramazan ayında gidip su taşıyorum. Buna sebep olanlar hayır görmez inşallah.”
Kaynak: HABERDAR
Diyarbakır Barosu’ndan bir heyet Sur ilçesinde halkın görüş ve düşüncelerini dinledi.
‘HALK EVLERİNİ TERK ETMEK İSTEMİYOR’
İncelemelerin ardından açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Sur’da birçok evde birden fazla ailenin birlikte yaşadığını, verilen para ile kentin başka bir yerinde yaşama gibi imkanlarının olmadığını söyledi. Özmen, halkın özellikle burada yapılacak olan evlerin kendilerine tahsis edilmesini istediğini, çünkü burada doğup büyüdüklerini anlattıklarını ifade etti. Halkın Sur’u terk etmemek gibi bir talebi olduğunu söyleyen Özmen, Baro olarak da “kentsel dönüşüme” karşı olduklarını dile getirdi.
‘TARİHİ OLAN HER ŞEY YIKILIYOR’
Özmen, Sur’un tarihi dokusunun bozulmaması gerektiğini yineleyerek, “Diyarbakır demek Sur demektir. Diyarbakır’ın kalbi Sur’dur. Sur yoksa Diyarbakır yoktur. Yaklaşık 6 yıldır Sur’da çok ciddi yıkımlar gerçekleştirildi. Bugün de ne yazık ki 2 mahallesi yıkıma ekleniyor. Dozerler bir bütün olarak tarihi olan olmayan her şeyi yerinden yıkıyor. Buradaki halkın tepkilerine kulak verilmesini istiyoruz. Bir de buradaki tarihi evlerin yıkılmaksızın bir işlemin sürdürülmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Özmen, elektrik ve su kesintilerinin de halkı mağdur ettiğini vurgulayarak, uygulamaya son verilmesini istedi.
‘UNESCO SUR’UN YIKILMASINA SESSİZ KALIYOR’
UNESCO’nun sessizliğine de dikkat çeken Özmen, bu konu hakkında birçok görüşme yaptığını, ancak görüşmelerin sonuçsuz bırakıldığını kaydetti. Özmen, Unesco’nun Sur’un yıkılmasına sessiz kaldığını söyleyerek, baro olarak Sur’un tarihi ve geçmişi ile yaşamına devam etmeleri talebinde bulundu. Özmen, ayrıca halkın görüş ve taleplerini yetkili makamlar ile görüşerek ileteceklerini söyledi.
Sur sakinlerinden Cemal Tayören 20 yıldır Sur’da oturduğunu döyleyerek şöyle konuştu: “Evim 2 katlı ama bana 1 katın parası 120 bin vermişler. Ben buradan çıkmak istemiyorum o yüzden boşaltmadım gelsinler kepçeler ile evi üzerime yıksınlar. Bana kira yardımı yapsınlar belki çıkarım. 6 gündür elektrik ve sularımızı kesmişler. Müslüman müslümana bunu yaparmı. Bu ramazan ayında bu yapılanlar zulümdür. Buradan çıkmak istemeyen çok sayıda aile var. Biryere gidecek durumumum yok burada yaşamaktan başka çarem yok. Elektrik ve suları hiç bırakmasalar da buradan çıkamam.”
Bir diğer yurttaş Adulselam Tanrıkulu ise 70 yıldır Sur’da yaşadığını söyleyerek tepkisini şöyle dile getirdi: “6 gündür elektrik ve sularımız kesik. Bu ramazan ayında bu yapılanlar insanlık değildir. Bu ev bizim hayatımızdır. Burayı tek kat kerpiç ev olarak göstermişler. Ben para alıp imza atmadım o yüzden evimden çıkmak istemiyorum. Vali ile görüşemiyoruz tüm kapılar yüzümüze kapatılmış. Buradaki muhtarlar dahi herkes kendini kapıların arkasına atıyor. Cami ve kiliseler dışında heryer yıkılacak. Burada dubleks evler yapılacak ama başkalarına satılacak.” Sır’un bir meydanında toplanan ve kadınlardan oluşan gruptan yaşlı bir teyze ise şöyle konuştu: “25 bin lira vermişler afedersiniz o parayla tuvalet yapılmaz. Ben buradan çıkmak istemiyorum. Herkese az para verdiler biz kaç gündür bu ramazan ayında susuzsuz. Bize çıkın diyorlar biz çıkmak istemiyoruz. Mahallemizi bırakmak istemiyoruz. Oğlum cezaevinde 4 çocuğu ve eşine bakıyorum ben nasıl kiraya girerim. Suyu yeni bıraktılar ama elektrik hala yok. Biz evimizin yerine ev yapsınlar versinler bunu istiyoruz. Bizi buradan çıkarmak isteyenlerin allah evini yıksın Benim evimi yıkarlarsa bu benim ölümümdür. Ama gücümüz devlete yetmiyor. Ben bu yaşımda ramazan ayında gidip su taşıyorum. Buna sebep olanlar hayır görmez inşallah.”
Kaynak: HABERDAR
Diyarbakır Barosu’ndan bir heyet Sur ilçesinde halkın görüş ve düşüncelerini dinledi.
‘HALK EVLERİNİ TERK ETMEK İSTEMİYOR’
İncelemelerin ardından açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Sur’da birçok evde birden fazla ailenin birlikte yaşadığını, verilen para ile kentin başka bir yerinde yaşama gibi imkanlarının olmadığını söyledi. Özmen, halkın özellikle burada yapılacak olan evlerin kendilerine tahsis edilmesini istediğini, çünkü burada doğup büyüdüklerini anlattıklarını ifade etti. Halkın Sur’u terk etmemek gibi bir talebi olduğunu söyleyen Özmen, Baro olarak da “kentsel dönüşüme” karşı olduklarını dile getirdi.
‘TARİHİ OLAN HER ŞEY YIKILIYOR’
Özmen, Sur’un tarihi dokusunun bozulmaması gerektiğini yineleyerek, “Diyarbakır demek Sur demektir. Diyarbakır’ın kalbi Sur’dur. Sur yoksa Diyarbakır yoktur. Yaklaşık 6 yıldır Sur’da çok ciddi yıkımlar gerçekleştirildi. Bugün de ne yazık ki 2 mahallesi yıkıma ekleniyor. Dozerler bir bütün olarak tarihi olan olmayan her şeyi yerinden yıkıyor. Buradaki halkın tepkilerine kulak verilmesini istiyoruz. Bir de buradaki tarihi evlerin yıkılmaksızın bir işlemin sürdürülmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Özmen, elektrik ve su kesintilerinin de halkı mağdur ettiğini vurgulayarak, uygulamaya son verilmesini istedi.
‘UNESCO SUR’UN YIKILMASINA SESSİZ KALIYOR’
UNESCO’nun sessizliğine de dikkat çeken Özmen, bu konu hakkında birçok görüşme yaptığını, ancak görüşmelerin sonuçsuz bırakıldığını kaydetti. Özmen, Unesco’nun Sur’un yıkılmasına sessiz kaldığını söyleyerek, baro olarak Sur’un tarihi ve geçmişi ile yaşamına devam etmeleri talebinde bulundu. Özmen, ayrıca halkın görüş ve taleplerini yetkili makamlar ile görüşerek ileteceklerini söyledi.
Sur sakinlerinden Cemal Tayören 20 yıldır Sur’da oturduğunu döyleyerek şöyle konuştu: “Evim 2 katlı ama bana 1 katın parası 120 bin vermişler. Ben buradan çıkmak istemiyorum o yüzden boşaltmadım gelsinler kepçeler ile evi üzerime yıksınlar. Bana kira yardımı yapsınlar belki çıkarım. 6 gündür elektrik ve sularımızı kesmişler. Müslüman müslümana bunu yaparmı. Bu ramazan ayında bu yapılanlar zulümdür. Buradan çıkmak istemeyen çok sayıda aile var. Biryere gidecek durumumum yok burada yaşamaktan başka çarem yok. Elektrik ve suları hiç bırakmasalar da buradan çıkamam.”
Bir diğer yurttaş Adulselam Tanrıkulu ise 70 yıldır Sur’da yaşadığını söyleyerek tepkisini şöyle dile getirdi: “6 gündür elektrik ve sularımız kesik. Bu ramazan ayında bu yapılanlar insanlık değildir. Bu ev bizim hayatımızdır. Burayı tek kat kerpiç ev olarak göstermişler. Ben para alıp imza atmadım o yüzden evimden çıkmak istemiyorum. Vali ile görüşemiyoruz tüm kapılar yüzümüze kapatılmış. Buradaki muhtarlar dahi herkes kendini kapıların arkasına atıyor. Cami ve kiliseler dışında heryer yıkılacak. Burada dubleks evler yapılacak ama başkalarına satılacak.” Sır’un bir meydanında toplanan ve kadınlardan oluşan gruptan yaşlı bir teyze ise şöyle konuştu: “25 bin lira vermişler afedersiniz o parayla tuvalet yapılmaz. Ben buradan çıkmak istemiyorum. Herkese az para verdiler biz kaç gündür bu ramazan ayında susuzsuz. Bize çıkın diyorlar biz çıkmak istemiyoruz. Mahallemizi bırakmak istemiyoruz. Oğlum cezaevinde 4 çocuğu ve eşine bakıyorum ben nasıl kiraya girerim. Suyu yeni bıraktılar ama elektrik hala yok. Biz evimizin yerine ev yapsınlar versinler bunu istiyoruz. Bizi buradan çıkarmak isteyenlerin allah evini yıksın Benim evimi yıkarlarsa bu benim ölümümdür. Ama gücümüz devlete yetmiyor. Ben bu yaşımda ramazan ayında gidip su taşıyorum. Buna sebep olanlar hayır görmez inşallah.”