Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen HÜDAPAR, cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkladı. Açıklamanın iktidar cephesinde rahatsızlık yarattığı öne sürülse de AKP’li Numan Kurtulmuş ve Ali İhsan Yavuz, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nu ziyaret etti. Görüşmenin ardından taraflar, “Herhangi bir pürüz olmadığını” duyurdu.
AKP’nin HÜDAPAR ile masaya oturması tartışma yaratırken Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlanan, “Dinî-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dinî-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dinî Yönelişler” raporu, partinin Hizbullah’a yakınlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Raporda, partileşen hareketin tekrar şiddete başvurma potansiyeline sahip olduğu iddia edildi.
DERNEK ADINI ALARAK GİZLENDİ
Raporun Hizbullah için ayrılan bölümünde, hareketin tarihi anlatıldı. Hareketin 1979 yılında Batman’da ortaya çıktığı belirtilerek, “1979-1991 yılları arasında şiddete bulaşmayan hareket, 1991-2001 arasında taktik değiştirerek bölgedeki bazı kanaat önderlerine şiddete başvurmuş ve illegal bir kimliğe bürünmüştür” ifadesi kullanıldı. Devlet operasyonu nedeniyle hareketin dağıldığı, 2004 yılında ise Mustazaflarla Dayanışma Derneği adıyla dernekleştiği kaydedildi.
PROPAGANDA ARACI OLARAK KURULDU
Raporda, 2004’te kurulan derneğin, “Hizbullah’ın devamı olma” gerekçesiyle 2012 yılında kapatıldığı anımsatıldı. Diyanet’in, “Gizli” ibareli raporunda, Mustazaflar Derneği’nin kapatılmasından sonra, “Hem kapatılmasının zor olması hem de propaganda imkânının derneğe göre daha iyi olmasından dolayı HÜDA PAR’ın kurulduğu” bildirildi.
ŞİDDETE BAŞVURMA POTANSİYELİNE SAHİP
HÜDA PAR adı altında partileşen harekete yönelik hazırlanan, “Öne çıkan görüşler” bölümünde ise özetle şu çarpıcı değerlendirmelerde bulunuldu:
“Hareket, kendini dinî naslara bağlı olarak görmekte ve dinin ahlak, ibadet, itikatla ilgili bütün prensiplerini kabul etmekte, bu prensiplerin ihyasını engelleyen tağuti zulüm rejimlerine karşı mücadeleyi hedeflemektedir. Bu itibarla hareket mensupları gayri İslami, ‘Laik Kemalist zulüm rejimine’ karşı mücadelenin varlık sebepleri olduğunu iddia etmektedir.
Yapı kendini, ‘İslam’ı hayata hâkim kılma amacıyla mücadele sahnesine çıkmış’ topluluk olarak görüp bunu gerçekleştirmek için Tebliğ, Cemaat ve Cihad aşamalarına göre hareket ettiğini iddia etmektedir. Şiddete başvurduğu dönemlerde bunun yanlış olduğunu söyleyenler, söz konusu aşamaların ihmal edilmesinden kaynaklandığını öne sürmüşlerdir.
Hareket, Hizbullah’ın aksine bütün faaliyetlerini sahiplenen ve propagandasını yapan bir yapıya dönüşmüştür. Propaganda için Hizbullah’ın tarihçesini anlatan kitaplar, web siteleri ve televizyon yayınları kullanmaktadır. Önceleri davet ve irşadın ağır bastığı hareket daha sonra şiddete bulaşmış ve en sonunda bir siyasi partiye evrilmiştir. Hareket, tarihinde yaşananlardan dolayı kimilerine göre tekrar şiddete başvurma potansiyeline sahiptir.”
KANLI BİR GEÇMİŞE SAHİP
Türkiye’de ismini daha çok 1990’lı yıllarda duyurmaya başlayan Hizbullah, çok sayıda kanlı eylemle birlikte anıldı. HÜDAPAR’ın köklerinin dayandığı Hizbullah’ın karıştığı bazı eylemler, şöyle sıralandı:
►Doğu ve Güneydoğuda çok sayıda satırlı ve silahlı eylem,
►Domuz bağıyla yapılan işkenceli cinayetler,
►Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve Yazar Konca Kuriş cinayetleri.