Kobane davasında konuşan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ” Hakan Fidan benimle görüşmek istedi. Bana Öcalan’ın yerine geçme teklifi yapıldı. Reddettim. Biz biziz, Öcalan Öcalan’dır. Öcalan’ın Ortadoğu siyasetini etkileyecek gücü ve misyonu var. Biz de parlamentoda çözüm aktörüyüz” ifadelerini kullandı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, mütalaaya karşı beyanlarda bulunan Demirtaş, “20 küsur aydır yargılama sürüyor. Türkiye’de bu kapsamda bir dosyada bundan daha hızlı bir yargılamanın yapıldığı tek bir dosya yoktur. İddia makamı ve mahkeme heyeti bunu unutuyor. Fakat savcıyı tatmin edemiyoruz. Ona göre bu dava saatte 200 kilometre hızla ilerlemeli. ‘Biz karar verelim artık’ diyor. Ne bekliyor bizden? Aynı anda beş kişi birden mi savunma yapalım? Savcının her seferinde ‘bu dava gecikti’ telaşı, siyasi saik amacını taşıyor. Davaya dair hedef süreyi geçtiniz mi? Hayır. Önünüzde ne var? Seçim olabilir mi? Evet. O yüzden savcı bir şekilde yetiştirmek istiyor. Benim açımdan sakınca yok. Derhal bitirebilirsiniz. Savcı manipülasyon yapıyor. Dosya tıkır tıkır yürüyor. Hangi dosyada ayda 15 gün duruşma yapılıyor?” diye sordu.
”AİHM KARARI UYGULANMAMIŞTIR”
Demirtaş, kendisine tebliğ edilen söz konusu AİHM kararının Fransızca olduğunu ve tercüme edilmeden dosyada yer aldığına dikkat çekerek, “Savcı neye dayanarak bu kararın bizi ilgilendirmediğine kanaat getirdi? ‘AİHM kararının yerine getirildiği’ diyor savcı. Tercümesi yapılmamış. Buna dayanarak kararı uygulamış olamazsınız. Yüksekdağ Türkiye AİHM kararı uygulanmamıştır. Yüksekdağ o cezaevinde elini kolunu sallayarak evine geri dönmeden ve hakkında açılmış bu minvaldeki davalar düşürülmeden, parlamenter hakları geri iade edilmeden asla karar yerine getirilmemiştir” dedi.
”SAVCI, ERDOĞAN’IN AVUKATI GİBİ DAVRANIYOR”
Demirtaş, Mezopotamya Ajansı’nda yer alan “Erdoğan’ın idam sözleri Demirtaş için suça konu oldu!” haberi sonrası kamuoyuna yansıyan, duruşma savcısının kendisi hakkında bulunduğu suç duyurusuna dikkat çekti. Suç duyurusunu “Kumpasın belgesi” olarak tanımlayan Demirtaş, “Bir duruşma savcısı duruşma salonunda suç duyurusunda bulunmaz mı? Benim geçen haftaya kadar haberim yoktu. Savcı hiç kimseye söylemeden antetli kağıt ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapıyor. Sadece Cumhurbaşkanı ağzından çıkan cümleleri alıntılayıp, ‘AİHS 18’nci madde ihlali vardır’ dediğim için savcı devlet görevlisini korumayı kendisine görev edinmiş. Duruşma savcısı benim savunma beyanlarımda bir suç unsuru mu aramaktır. Bariz bir şekilde Erdoğan’ın avukatı gibi davranmıştır. Kendisine soruyorum? Erdoğan, siyasi ideolojik olarak sizin genel başkanınız mıdır? Aranızda hukuki veya fiili bir iş birliği mi vardır? Karşınızda Türkiye’nin 3’üncü büyük partisinin yönetim kadrosu var. Savcı cübbesi giyip oradan bize parmak sallayamaz. Savcı böyle gizli kapaklı iş çeviremez. Bu durumu AİHM’e bildirdim ama aradan 16 ay geçmiş” şeklinde konuştu.
”HAKAN FİDAN GÖRÜŞMEK İSTEDİ, ÖCALAN’IN YERİNE GEÇMEM İSTENDİ, REDDETTİM”
“Bizi terörist katil gibi göstermeye çalışanlar, biz tarih önünde çoktan aklandık” diyen Demirtaş, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın kendisiyle görüşmek istediğini hatırlatarak, “Bizden geri adım ve teslimiyet beklemesinler. Bana Öcalan’ın yerine geçme teklifi yapıldı. Reddettim. Biz biziz, Öcalan Öcalan’dır. Öcalan’ın Ortadoğu siyasetini etkileyecek gücü ve misyonu var. Biz de parlamentoda çözüm aktörüyüz” ifadelerini kullandı.
”7 HAZİRAN SEÇİMLERİ SONRASI KOALİSYONA HAZIR OLDUĞUMUZU SÖYLEDİK”
Demirtaş, şöyle devam etti: “7 Haziran seçimleri sonrası, ‘HDP koalisyon kurmayı kabul etseydi bunlar başımıza gelmezdi’, ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ demeseydi bunlar başımıza gelmezdi’ deniyor. 3 Nisan 2015’te Erdoğan, ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı kabul etmiyorum’ açıklaması yapıyor. Ben hâlâ ‘seni başkan yaptırmayacağız’ dememişim. Ne demek çözüm süreci bitti? Ne demek tanımıyorum? Anlaşmazlık ne? Dolmabahçe koltuk düzenine kadar Erdoğan’ın bilgisine sunuldu. Biz de dedik ki ‘kabul etmiyoruz, bitmez’. 12 defa gitmişiz, görüşmeyi kabul etmemiş. Yurtdışına çıkarken, ‘Kürt sorununu buzdolabına kaldırdık’ dedi. 7 Haziran seçimleri bitti. Davutoğlu partimizi ziyaretine geldi. Koalisyona hazır olduğumuzu söyledik. Yetmedi, Celal Doğan’ın bizati Saray’a görüşmeye gönderdik. ‘Seçim bitti, parlamento oluştu. Yeniden süreci başlatalım, yeni Anayasa ise beraber yapalım’ dedik. Celal bey geri döndü ve Meclis’teki odamda oturduk. Doğan, yüzü kızarttı. Kimse bize maval okumasın. Bizi değerlendirirken ağzını defalarca yıkayıp öyle konuşsun. Bizi tehdit etmek kimsenin haddine değil. Kimseye boyun eğmedim, eğmeyeceğiz.
”NE ÖRGÜTTEN NE DEVLETTEN TALİMAT ALMADIK, ALMAYIZ, BİZİM AMİRİMİZ HALKTIR”
Biz İmralı’ya gittiğimizde yemek gelirdi. Heyetimiz yemeğe başlamadan Öcalan kaşığını kaldırmazdı. ‘Sizler seçilmiş insanlarsınız, önerilerimi sunuyorum’ derdi. ‘Uygun görürseniz’ derdi. PKK, Türkiye hukukuna göre terör örgütüdür fakat halkın iradesine ve seçilmişlerine Kandil’de ve İmralı’da gördüğümüz saygıyı biz hiçbir yerde görmüyoruz. Siz de tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun ‘Demirtaş talimat aldı’ sözlerini önümüze koyuyorsunuz. Örgütten de talimat almadık, almayız. Devletten de almadık, almayız. Bizim amirimiz halktır. Bu saçma sapan dosyaya dair mahkemeniz hiç değilse geri kalan arkadaşlarımızla tahliye değerlendirmesi yapsın.”