Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ankara’da düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmadan pasajlar aktardı.
Davutoğlu, “Kimlerin hangi rolü üstlendikleri belli olmadığı bir kurumsallaşma krizi yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ifadesine atıfta bulunan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’de hukuk meselesinde yaşadığımız en büyük şeylerden birisi vicdanlarıyla hükmeden hâkimlerimizin eksikliğidir” görüşünü dile getirdi.
Uğuroğlu, “Davutoğlu lider olur” başlığıyla yayımlanan yazısında Ahmet Davutoğlu’nun şu ifadelerini aktardı:
KURUMSALLAŞMA KRİZİ YAŞIYORUZ
Bütün çıkarlar belli bir elde toplanmaya başlanmışsa orada düzen olmaz. Geçici bir düzen olur ama kalıcı bir düzen olmaz. Düzen kurmak için güç şarttır. Bir güç gerekir ama önemli olan şu o gücün ahlaki özü nedir nasıl denetlenecek? Problem nedir? Güç nasıl organize olacak ve nasıl denetlenecek? Ama güçlü bir devlet zayıf bir vatandaş olursa buradan otokrasi çıkar. Vatandaşların haklarının devletle buluştuğu yerde meşruiyet doğar. Düzenin olmazsa olmazlarından bir tanesi de kurumsallaşmadır. Kimlerin hangi rolü üstlendikleri belli olmadığı bir kurumsallaşma krizi yaşıyoruz.
MEVKİDEN ŞAHSİYET ÇIKMAZ
70’li yılları yaşayan herkes sağcımız da, solcumuz da hepimiz hangi ideoloji olursa olsun bağımsız bir ülke, güçlü bir devlet amaçlardı.Ya da 12 Eylül’de hangi gerekçeyle, hangi yanlış yollarla idam sehpasına götürülmüş olursa olsun o gençleri rahmetle anıyorum. Çünkü bir idealleri vardı. Bu nesil birikmiş bir sistemik deprem içerisinde yaşıyor. Konuşmaktan korkan, düşündüğünü ifade etmekten çekinen, her ortamda farklı şeyler söyleyerek sahip olduğu makamı mevkiyi korumaya çalışan insanlardan şahsiyetli bir toplum çıkmaz.
‘YENİ BİR SİYASİ OLUŞUM DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?’
Orhan Uğuroğlu, Davutoğlu’nun ifadelerinden bazı bölümler aktardıktan sonra kendisine “Sayın Başbakan Türkiye’de yeni bir siyasi oluşum düşünüyor musunuz?” diye sorduğunu belirtti.
Eski Başbakan Davutoğlu’ndan “Birinci olarak; aidiyet duygumuzu güçlendireceğiz. Kimse bu ülkede kendini ötekileştirilmiş, yabancılaştırılmış görmeyecek. İkinci olarak; şeffaflık, özgürlük, düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü bir insan bunları yapamadığı zaman ruhunun daraldığını hisseder, huzur hissedemez. Herkes fikrini ifade edebilir ve kınanamaz bir ortam olursa dışarıdan ne gelirse gelsin ortak akla sahip olan bir milletin iradesini ezip geçemez” yanıtını aldığını ifade eden Uğuroğlu, şu yorumu yaptı: “Değerli okurlarım, sorum yok addedildi ama bu elbette yorum yapmamı engellemez. Sonuç olarak söylemem şu ki Davutoğlu’nun ‘Duruş’ kitabı kuracağı partinin de kuruluş manifestosudur.”