Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, organize suç örgütü elebaşısı Sedat Peker’in ifşaları ile ilgili savcılıkların harekete geçmemesini değerlendirdi.
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, organize suç örgütü elebaşısı Sedat Peker’in yayınladığı videolarla yaptığı ifşaların TBMM tarafından da soruşturulması gerektiğini belirterek, “En önemli şey, bu organize faaliyetlerle siyasetin bağlantısı var mıdır, yok mudur?” diye konuştu.
90’LI YILLAR VE SUSURLUK
“Devletin bağımsız yargısının bu meseleleri kamu güvenliği için ya da birey haklarını koruyabilmeleri için talimat almadan soruşturması lazım. 90’lı yıllarda Susurluk meselesi gibi olaylara baktığımızda o tarihte de eksik demokrasimiz vardı ama TBMM’de bir komisyon kurulabilmiş, somut raporlara rağmen sonuca ulaşılmamıştı.
‘DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE BUNLAR SÜRÜNCEMEDE KALMAZ’
Şeffaf bir devlet yönetiminin bulunmayışı sorunlu siyasetle, organize suç örgütlerinin bağlantılı olduğu ya da olabileceği ihtimallerini ortaya çıkartıyor. Otoriterleşen bir yönetim biçiminin bu tip organizasyonlardan yardım alma, toplumu baskı altına alma şeklinde bazı menfaatler umduğu gibi şüpheler karşımıza çıkıyor. Demokratik bir ülkede bunlar sürüncemede kalmaz. Demokratik bir ülkede 90’larda başlayan bir olayın 2021’de sürmesi gibi bir durumla karşılaşılmaz.” Öneş, TBMM’nin komisyon kurarak iddiaları araştırması gerektiğini belirtti.
‘PEKER, İKTİDAR YANLISI BİR GÖRÜNTÜ VERİRKEN…’
Gazeteci Murat Yetkin’in YouTube kanalına konuk olan Öneş, Peker’in videolarını ve suçladığı Mehmet Ağar’ın yaptığı açıklamaları değerlendirirken, şunları söyledi: “Sedat Peker, iktidar yanlısı bir görüntü verirken, yurtdışına çıkışı ile birlikte Çakıcı olayının ön plana çıkması dikkati çeken bir olay. Organize suç örgütleri arasındaki bir çıkar çatışması, karşılıklı birbirlerini tasfiye olayı da gündemde olan, araştırılması gereken bir meseledir.
‘SİYASETİN BAĞLANTISI VAR MIDIR, YOK MUDUR?’
En önemli şey, bu organize faaliyetlerle siyasetin bağlantısı var mıdır, yok mudur meselesi. Ancak böylesine görüntülerin verildiği bir ortamda, muhalefe yönelik saldırıları, akademisyenlere yönelik baskı altına alıcı tehditler yapıldığını gördük, ana muhalefet partisi liderinin linç edilmek istenildiğini gördük.”
