Şardan yazısında, ”Rahatsız olan kişilerin, yaratmaya çalıştıkları suni ortamla, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla farklı boyutlara çekmeye çabaladıkları net biçimde görülüyor” dedi.
“15 Temmuz’un sonrasındaki günler… TRT Genel Müdürlüğü’nün bahçesine bizzat Süleyman Soylu tarafından davet edilmesinin ardından arkasına rüzgârı alan Kaplan, kafayı kendisine yönelik soruşturma yapan polislere taktı.
Bilhassa Sadık Soylu ile olan tanışıklığının sonrasında bir de Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı olması, Kaplan’ın etki alanını ve gücünü daha yukarı taşıdı.
Resmi olarak herhangi bir bilgi kamuoyuna yansımasa da, gerek Kaplan ve adamlarının ellerinde ağır silahlarla 15 Temmuz gecesiyle ilgili fotoğrafları sosyal medyada yayımlaması, gerekse gayrimeşru yani yeraltı dünyasında Kaplan’ın siyasetle yakınlaştığı yönünde kulaktan kulağa yayılanlar, Kaplan’ın “önlenemez yükselişi”nin önünü açtı.
15 Temmuz’dan önceki dönemde Ankara Emniyeti’nin Kaplan’ın uyuşturucu ticaretine yönelik mahkeme kararıyla gerçekleştirdiği telefon dinlemelerinde duyulan tanıdık sesler de dikkat çekiciydi.
Takip eden günlerde Ankara Emniyeti, Kaplan’ın “ticari faaliyetler” görüntüsü altındaki yeraltı dünyasını kontrol eden çalışmalarına yönelik yine telefon dinlemeleri gerçekleştirdi.
Yıl 2017. Dönemin Ankara Emniyet Müdürü, şimdilerde emekli hayatını yaşayan Mahmut Karaaslan.
Kaplan’ın işlettiği eğlence yerlerinde yaşanan olayların yanı sıra kamu güvenliğini tehdit eden kimi olayların yaşanması sonucunda Kaplan’a yönelik çalışmalar yürütülüyordu.
POLİSLERDEN KURTULMAK İÇİN CEBİNE 5 MİLYON KOYDUĞUNU SÖYLEDİ
Bu süreçte, bir gün başkası adına alınmış telefon hattı üzerinden görüşme yapan Kaplan, kendisine güvenlik önlemi sağlanması çerçevesinde polisin yoğun baskısı olduğunu anlattı. İddiaya göre, “cebine 5 milyon koyduğunu” ve polislerden kurtulmayı amaçladığını aktardı.
Bu görüşmenin tespit edilmesi üzerine, ortaya çıkan bilgi, “üst düzeydeki ilgililere” ulaştırıldı.
Kaplan’a yönelik çalışmalar devam ederken Karaaslan, Ankara Emniyet Müdürlüğü görevinden dilekçe verip ayrıldı.
SOYLU’YA YAKIN SERVET YILMAZ MÜDÜR OLUNCA KADRO DEĞİŞTİ
Peşinden geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın görevden aldığı ve Soylu’nun en yakınındaki isimlerden Servet Yılmaz, Ankara Emniyet Müdürü oldu.
Yılmaz’ın göreve başlamasından kısa süre sonra Ankara Emniyeti bünyesinde kadro değişimi gerçekleşti.
Atamalarda Ayhan Bora Kaplan’a yönelik uyuşturucu ticaretini engellemek çerçevesinde polisiye önlemler yürüten Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi’nin yöneticileri görevden alındı!
Bu aşamada; Kaplan’ın telefonda söylediği sözlerden sonra kadro değişimine dikkat çekeyim. Şimdiye kadar herhangi bir adli veya idari soruşturma açılmadığı için olayın perde arkası aydınlatılamadı. Peşinen söyleyeyim, kimseyi suçlama hakkına sahip değilim. Ama iki olayın peş peşe yaşanması doğal olarak soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Ancak, savcılık belki söz konusu iddiayı araştırıp, süreci yaşayanların bilgisine başvurursa, sis bulutunu kaldırabilir.”
BESİM TİBUK VE AİLESİNİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ
Tolga Şardan’ın yazısında, Kaplan’ın 2019’da iş insanı Besim Tibuk ve ailesini ölümle tehdit ettiği iddiası da yer aldı:
“Kaplan, sürecin yaşandığı dönemlerde sık sık kumar oynamak amacıyla Kıbrıs’a giderek Tibuk’a ait otelde konakladı. Aynı zamanda otelin kumarhanesini de kullandı. Bu gidişlerin son döneminde otel yönetimi Kaplan’a, ‘kendisinin kara listeye alındığını’ bildirdi.
Kaplan’a otelde konaklama olanağı olduğu, ancak kumarhaneyi kullanamayacağı bilgisi verildi. Kaplan bu duruma çıldırdı.
Bunun üzerine Kaplan, Tibuk’un gıyabında ölüm tehditlerinde bulundu. Tibuk, ailesine yönelik tehdit sonrasında özel koruma tuttu. Süreç böyle devam ederken, otel yönetimi geri adım attı. Kaplan, kara listeden çıkarıldı.
Tibuk ve ailesi rahat nefes aldı.”