Tartışma, Köln İdare Mahkemesinin “Bozkurtlar” hareketinden iki kişinin ateşli silahlarını teslim etmesi kararıyla yeniden başladı.
Almanya’da “Bozkurtlar” olarak bilinen Ülkücü hareketin yasaklanması için federal hükümete yönelik partiler üstü baskı artıyor. Parti sözcüleri Bozkurtlar’ın “faşist bir örgütlenme” olduğu konusunda hemfikir. Bu nedenle “kültürel farklılık” gerekçesiyle ve “Türkiye kökenli bir örgüt olduğu için” Bozkurtlar’a hoşgörülü yaklaşılmasına karşı çıkıyorlar.
Tartışma, Köln İdare Mahkemesinin Bonn kentine Bozkurtlar hareketinden iki kişinin ateşli silahlarını teslim etmesi kararıyla yeniden başladı. Silahlara resmi olarak el konulmasına karşı yapılan itiraz başvurusu, mahkeme tarafından reddedildi.
Daha önce Bonn Emniyet Müdürlüğü, spor atıcısı olarak kayıtlı iki kişinin silah ruhsatlarını iptal etmişti. Bu kişiler, Ülkü Ocaklarına mensup oldukları için emniyet tarafından “güvenilmez” olarak görülüyorlar. Kararda, Alman istihbarat örgütü olan Anayasayı Koruma Dairesinin bulguları da etkili oldu. Mahkeme ise gerekçesinde “(Ruhsat) İptal kararının verilmesinden önceki son beş yıl içinde anayasa karşıtı bir derneğe üye olmanın, silah kanunu kapsamında güvenilmezliğin kabul edilmesi için yeterli olduğu” belirtildi.
Mahkeme, ilgili kişiler üyeliklerini inkar etmedikleri için Ülkücü hareketle ilgili bulguları kapsamlı bir şekilde ele aldı. Dosyadaki fotoğraflarda, içlerinden birinin eliyle “bozkurt işareti” yaptığı görülüyor. Ayrıca “Almanya Türk Demokratik Ülkücü Dernekleri Federasyonu”nun (ADÜTDF) bir yönetim kurulu toplantısında da hazır bulundukları bilgisi yer alıyor. Bu kuruluş Almanya’daki en büyük Ülkücü çatı kuruluşu olarak kabul ediliyor. ADÜTDF’ye 7 bin üyesi olan yaklaşık 160 yerel dernek bağlı.
Mahkeme ayrıca, dönemin Başbakanı Angela Merkel’in liderliğindeki koalisyonunun hâlâ iktidarda olduğu 2020 yılına ait bir Federal Meclis kararına da atıfta bulundu. O dönemde CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve FDP parlamento grupları, federal hükümeti harekete geçmeye çağıran ortak bir önerge sunmuştu. Önergenin temel noktası, “Ülkücü hareketin Avrupa’daki etkisini geriletmek için Avrupalı ve uluslararası ortaklarla birlikte gerekli tüm tedbirlerin alınması” ve “Ülkücü hareketin derneklerine karşı örgütlenmelerin yasaklanmasının değerlendirilmesi” idi.
Karar 2020 sonunda alınmasına rağmen hâlâ örgütlere yönelik bir yasaklama getirilmiş değil. 2022’de Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen’den henüz yeterli adım atılmadığı yönünde eleştiriler gelmişti. Dağdelen, dönemin hükümetini “konuyu sürüncemede bırakmama” konusunda uyarmıştı.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HAREKETE GEÇMELİ”
CDU Milletvekili Christoph de Vries de verdiği bir demeçte, “Bildiğim kadarıyla, örgüt yasağının incelenmesinde önemli bir ilerleme kaydedilmedi, bu da Kovid-19 döneminde dernek faaliyetlerinin her yerde olduğu gibi durma noktasına gelmesiyle ilgili. Ancak yasaklama işlemlerinin Federal İçişleri Bakanı tarafından, gerekli kaynakların kullanımı da dahil olmak üzere, gerekli ciddiyet ve tutarlılıkla takip edilmesini bekliyoruz” dedi.
De Vries’e göre, “Ülkü Ocakları” genel yapısı itibarıyla “Almanya’daki en büyük aşırı sağcı örgüt ve aşırı milliyetçi, ırkçı ve antisemitik dünya görüşleriyle Almanya’daki liberal demokrasi için bir tehlike” ve yasaklanması gerekiyor.
Yeşiller Milletvekili Lamya Kaddor ise “Almanya’daki en büyük milliyetçi-aşırı sağcı hareketlerden biri olan Bozkurtlar’ın yasaklanması tutarlı ve doğru olacaktır” yorumu yaptı.
FDP’nin İçişleri Uzmanı Linda Teuteberg’e göre de “Ülkü Ocaklarının antisemitik, ırkçı ve liberal olmayan ideolojisi özgür ve savunmacı anayasal devletten net bir yanıt” gerektiriyor.