Alman Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile ilgili hazırladığı bir raporda ifade özgürlüğünün ‘iptal’ olduğunu vurguladı.
Türk yargısı için “ya işlevsiz ya da siyasetin etkisi altında” tespiti yapıldı. Gazete aboneliği, bazı banka ya da cep telefonu uygulamalarını kullanmanın Hizmet Hareketi üyesi sayılmak için yeterli görülmesi de eleştirildi.
Alman Dışişleri Bakanlığının Türkiye ile ilgili hazırladığı yeni bir raporda ülkede ifade özgürlüğünün iptal olduğu belirtildi. Rapor, “İltica ve Sınırdışı Etmeye İlişkin Durum Üzerine Rapor” başlığını taşıyor.
MEDYA TEK SESLİ
Raporda “Türk anayasası ifade ve basın özgürlüğünü güvence altına alıyor. Pratikte ise bu haklar geniş ölçüde iptal olmuş durumda” deniliyor. Türkiye’de yazılı ve görsel medyanın “hemen hemen tamamen tek sesli hale getirildiği” de kaydediliyor.
Alman Dışişleri Bakanlığı sığınmacı veren ülkelere ilişkin düzenli olarak hazırladığı durum raporları makamların iltica süreçlerinde alacağı kararlar açısından öneme sahip. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), yabancılar şubeleri ve mahkemeler sığınmacının geldiği ülkedeki durum hakkında bir yargıya varmak için bu raporlardan faydalanıyor. 31 sayfa olan güncel rapor 24 Ağustos tarihini taşıyor ve Türkiye’de Haziran ayındaki durumu ifade ediyor.
2019’DA 10 BİN 800 TÜRK VATANDAŞI İLTİCA TALEBİNDE BULUNDU
Almanya’dan Türkiye’ye geçen yıl iltica başvurusunda bulunanların sayısı yaklaşık 10 bin 800. Bu kişilerin hemen hemen yarısının kalmalarına izin verildi. Alman Dışişleri’nin raporunda belli medya organlarına abone olmuş olmak, bazı bankaları ya da cep telefonu uygulamalarını kullanmanın bir kişinin Gülen yapılanması üyesi sayılması için yeterli görüldüğü ifade edildi. Gülen yapılanmasına üye olduğu düşünülen bir kişinin de cezai kovuşturmaya tabi olduğu belirtildi.
Raporda ayrıca “Türk makamları, özellikle PKK ve Gülen taraftarı olduğu düşünülen kişiler de olmak üzere hükümet karşıtlarını yurtdışında izliyor, tıpkı Almanya’da kayıtlı derneklerin faaliyetlerini izlediği gibi” denildi.
Türk yargısının terör suçlamasını kolayca yöneltebildiği belirtilen raporda Türk güvenlik güçlerinin Güneydoğu’daki yaklaşımlarını eleştirmenin bile terör propagandası olarak değerlendirilebildiği belirtildi.
YARGI YA İŞLEVSİZ YA DA SİYASETİN ETKİSİ ALTINDA
Raporda ayrıca yargının “geniş kesimlerinin işlevsiz” halde ve kısmen de siyasetin etkisi altında olduğu ifade edildi. “Ayrıca tek tek yargıçlar tartışmalı kararlar almaları halinde görevden alınırken ya da ceza olarak başka yere sürgün edilirken başka yargıçlar aynı sanıklar hakkında siyasetin işine gelen sonuçlar çıkmasını sağlayabiliyor” denildi.