İYİP Genel Başkanı Meral Akşener, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Hamas’la ilgili yaptığı açıklamalar üzerinden tepki gösterdi. Akşener, “Ortada Filistin’in meşru bir hükümeti varken sanki Filistinliler için hayırlı bir iş yapmış gibi sen neden Hamas’ı Filistinlilerin tek meşru temsilcisi görüyorsun? Amacın nedir Sayın Erdoğan? Netanyahu terörüne zemin kazandırmak mı istiyorsun? Seni uyarıyorum; sorumsuzca yaptığın açıklamalarla Netanyahu’nun değirmenine su taşıyorsun.” dedi.
İYİP Genel Başkanı Akşener, bugün TBMM grup toplantısında konuştu. Şunları söyledi:
- İşte Filistin’de yaşananları görüyoruz… Gazze’de yaşanan, Netanyahu terörü hız kesmeden devam ediyor… Her geçen gün yüzlerce çocuk vicdansızca atılan bombaların hedefinde can vermeye devam ediyor… Ne yazık ki her yüzyılda insanlığın başına bela olmuş birkaç psikopat çıkıyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın baş psikopatı da hiç şüphesiz ki Netanyahu’dur. Umuyorum ki Netanyahu son olsun. Umuyorum ki bu teröristin eylemleri bir an önce son bulsun. Bu yaşananlar da insanlığın yaşadığı son acı olsun.
- Hamas’ın terör saldırısı da İsrail toplumuna korku saldığı gibi Netanyahu’ya da gözü dönmüş gaddarlığını sergileyeceği bir bahaneyi hediye etmiştir. Hamas’ın sivilleri katleden eylemleri Filistin’in uluslararası hukuktan doğan haklarını gölgelemiş Netanyahu’nun kirli ajandasına hizmet ederek en büyük darbeyi Filistin halkına vurmuştur.
- Hamas’ı Filistin’i temsil eden meşru bir siyasi yapı olarak tanımlamak Filistin hükümetini, yok saymaktır. Hamas’ı Filistin’in yegane temsilcisi görmek Filistinli sivilleri dünyaya terörist olarak göstermeyi hedefleyen Netanyahu’nun insanlık dışı tezlerine dolaylı destek vermektir. Elbette ki topraklarını İsrail işgaline karşı savunmak Filistinlilerin en doğal hakkıdır. Ancak bu haklı direnişin sözcülüğünü Hamas’a devretmek Filistin’e değil Netanyahu’ya yapılan bir hizmettir. Netanyahu’ya hizmet eden bir dış politika da barışı getirmeyeceği gibi hiçbir çocuğun hiçbir kadının ve hiçbir sivilin canını kurtarmayacaktır.
- Her şeyden önce şunu söylemek isterim ki Hamas’ın saldırılarının zamanlaması her türlü şüpheye açıktır. Kime ve neye hizmet ettikleri de şüphelidir. Unutmayalım ki bu saldırılar Netanyahu’nun toplumsal desteğinin adeta eridiği bir dönemde gerçekleşti. Kalıcı barıştan yana bir tavrın İsrail’de iktidara gelmesinin, hemen öncesinde gerçekleşti. Ve nitekim bugün İsrail halkı Netanyahu’nun saldırıya bilinçli olarak göz yumduğunu konuşuyor. İsrail Genelkurmayının uyarılarını dikkate almadığını konuşuyor. Hatta ve hatta Netanyahu’nun bu saldırıyı bizzat organize etmiş olabileceğini bile konuşuyor.
- Ama sayın Erdoğan hâlâ canhıraş bir şekilde Hamas’ı savunuyor. Bir de dönüp gerçekleri söylediğimiz için bize kızıyor. Neymiş? Biz Hamas’ın ne olduğu bilmiyormuşuz… Bak sen şu işe. Sayın Erdoğan biz evellallah tarihi senin gibi yarım akıllı, fesli meczuplardan öğrenmedik. Dış politikayı da ideolojik hezeyanlar yaşayan romantik saray danışmanlarından öğrenmedik. Sen onun bunun elinde bir o yana, bir bu yana savrulmaya alışık olabilirsin. Ama sakın beni kendinle karıştırma.
- Söyle bakalım Sayın Erdoğan, sen sözde Kürdistan’ın bir parçasını Türkiye’de gördüğünü söyleyen Hamas’ı niye savunuyorsun? Ortada Filistin’in meşru bir hükümeti varken sanki Filistinliler için hayırlı bir iş yapmış gibi sen neden Hamas’ı Filistinlilerin tek meşru temsilcisi görüyorsun? Bu kadar şaibeli bir eyleme imza atanları sen hangi akılla ‘mücahit’ diye lanse ediyorsun? Amacın nedir Sayın Erdoğan?
- Filistin’in haklılığını zayıflatmak mı istiyorsun? Netanyahu terörüne zemin kazandırmak mı istiyorsun? Yoksa zaten aportta bekleyen dünya kamuoyunun Filistinlileri terörist diye etiketlemesini sağlamak mı istiyorsun? Seni buradan uyarıyorum; sorumsuzca yaptığın açıklamalarla Netanyahu’nun değirmenine su taşıyorsun. En büyük kötülüğü de Filistinli mazlumların haklı davasına yapıyorsun.
- Senin Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak yapman gereken Türkiye’nin terörün her türlüsüne karşı olduğunu anlatmaktır. Yapman gereken, Filistinli çocukları arasına sıkıştıkları, Netanyahu ve Hamas’tan kurtarmanın yolunu aramaktır. Yapman gereken Netanyahu’nun yazdığı senaryoya figüran olmak değil, o kirli senaryoyu bozan olmaktır. Yani aslında Hamas’ın iletişim başkanı gibi değil yüz yılını devirmiş, büyük Türk devletinin Cumhurbaşkanı gibi davranmaktır.
- Ülkemizin, değişmeyen tek gündemi ne yazık ki hâlâ, ekonomi. Her geçen gün, ağırlaşan bir tablo ile karşı karşıyayız. İnsanlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız ve hatta bebeklerimiz sağlıklı ve dengeli beslenemiyor. Ve bu acı gerçek maalesef sokaklarda, dükkanlarda, evlerde her gün daha da çarpıcı bir biçimde karşımıza çıkıyor.
- Israrla sürdürülen yanlışlar elbette iktidardakilerin hayatlarını etkilemiyor olabilir. Ancak vatandaşlarımız ekonomideki yanlış kararlar yüzünden ağır bedeller ödüyor. Ekonomiyi oyuncağa çeviren iktidar seçimin üzerinden 5 ay geçmesine rağmen maalesef hâlâ kapsamlı bir ekonomik reçeteyi ortaya koyamadı. Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon altında ezilen insanlarımız barınma krizi, açlık tehlikesi ve derinleşen yoksulluk gerçeği ile bir başlarına bırakıldılar.
- Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta yüreğimizi yakan bir olay yaşadık. Zeren Ertaş kızımız Aydın’da bir KYK yurdunda bakımı ihmal edilen asansörde sıkışarak hayatını kaybetti. Öğrencilerin birçok kez yurt yönetimine şikayet etmelerine rağmen hiçbir önlem alınmamış. Ve henüz 22 yaşında daha hayatının baharındaki Zeren’i, bir kazaya değil bir şuursuzluğa, ciddiyetsizliğe, niteliksizliğe, kurban verdik…