Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’den kaçarak Yunanistan’a sığınma talebinde bulunan bir kadının zorla Türkiye’ye geri gönderilmesini (pushback) insan hakları ihlali olarak değerlendirdi.
Karara göre, Yunanistan başvurucunun sığınma talebini incelemeden, maruz kalabileceği riskleri göz ardı ederek hareket etti ve bu süreçte uluslararası hukuku ihlal etti.
AİHM’in kararı ve ihlaller
Mahkeme, şu ihlalleri tespit etti:
– İnsanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı (Madde 3) ve etkili başvuru hakkı (Madde 13): Kadının iltica talebi değerlendirilmeden Türkiye’ye gönderilmesi.
– Özgürlük ve güvenlik hakkı (Madde 5): Hukuksuz şekilde gözaltına alınması.
– Yaşam hakkı ve kötü muamele yasağıyla (Madde 2 ve 3) bağlantılı etkili başvuru hakkı (Madde 13):
Geri gönderme sırasında yaşanan hak ihlalleri için etkili bir hukuki yolun bulunmaması.
Resmi bir işlem yapılmadı
Başvurucu A.R.E., 1992 doğumlu bir Türkiye vatandaşı. Türkiye’de 2019 yılında Hizmet Hareketi gönüllüsü olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kaçışını 4 Mayıs 2019’da Meriç Nehri’ni geçerek gerçekleştiren A.R.E., Yunanistan’a ayak bastıktan sonra sığınma talebinde bulunmak istedi. Ancak Yunan güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
A.R.E isimli kadın, gözaltında tutulduğu sırada iltica talebinde bulunmasına rağmen, herhangi bir resmi işlem yapılmadan Türkiye’ye geri gönderildi.
Türkiye’de tutuklandı
A.R.E., Türkiye’ye döndükten sonra tutuklandı. İzmir Ceza Mahkemesi, yurtdışına çıkış yasağına rağmen ülkeyi terk ettiği gerekçesiyle başvurucuyu suçlu buldu. Edirne ve Gebze cezaevlerinde hapis yattı.
Karar ne anlama geliyor?
Yunanistan Mülteci Konseyi, A.R.E. adına Yunan yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunsa da, delil yetersizliği nedeniyle dava reddedildi.
AİHM’nin bu kararı, Yunanistan’ın göçmenlere yönelik “pushback” uygulamalarını ve hukuki zafiyetlerini gündeme taşıdı. Özellikle Hizmet Hareketi gönüllülerinin, Türkiye’ye iade edilmeleri halinde ağır cezalara ve insan hakları ihlallerine maruz kalma riski taşıdığı bir kez daha vurgulandı.
Bu karar, Avrupa’da sığınma hakkı ve göç politikalarının insan hakları standartlarına uygun yürütülmesi konusunda önemli bir emsal oluşturdu.