Uluslararası ceza hukukçusu ve insan hakları savunucusu Dr. Gökhan Güneş’in paylaştığı AİHM’nin ‘Slovakya’ kararına göre başvurucu, suçu itiraf etmeleri karşılığında belli menfaatler elde eden 3 ‘itirafçının’ beyanına dayanılarak mahkum ediliyor. Ülkesindeki iç hukuk yollarını tüketen Erik Adamco, AİHM’nin kapısını çalıyor ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtiyor.
Bunun üzerine dosyayı inceleyen AİHM, ulusal mahkemelerin itirafçı tanıkların suçlayıcı ifade vermekteki menfaatlerini gereği gibi göz önüne almadıklarını belirtiyor. Yerel mahkeme kararlarındaki itirafçı ifadelerinin “özel bir dikkatle” incelendiği şeklindeki soyut gerekçeleri yeterli görmeyen AİHM, gerçeği söylemektense lehine beyanda bulunmakta menfaati olan tanık ifadesine dayanılmasını adil yargılanma hakkının ihlaline neden olduğunu belirtiyor.
Kararda, “Bununla birlikte tanıklar tarafından cezasızlık veya diğer menfaatler karşılığında verilen ifadelerin kullanımı (hükme esas alınması tr724), sanık hakkındaki yargılamanın adilliğine şüphe düşürebilir ve bu şekilde ifadelerin doğaları gereği manipülasyona açık olduklarından ve sadece karşılık olarak önerilen menfaatleri elde etmek ya da kişisel intikam için yapabilecekleri kadarıyla, zorlu meseleler ortaya çıkarabilirler. Bu nedenle, mutlaka önyargısız olması gerekmeyen doğrulanmamış iddialar temelinde bir kişinin suçlanabilmesi ve yargılanması tehlikesi hafife alınmamalıdır.” deniliyor.
Hukukçu Gökhan Güneş, söz konusu kararın Türkiye’deki güncel yargılamaları doğrudan etkilediğini söylüyor. Güneş, şunları söylüyor:
- Başvurucu Erik Adamčo, itirafçı ifadelerinin kullanılması nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı verilip AİHM’in aynı gerekçelerle 2019 yılında ihlal kararı verdiği Branislav Adamčo’nun (No. 45084/14) kardeşidir. Böylelikle AİHM, iki kardeş hakkında verdiği kararlarıyla itirafçı ifadelerini boşa çıkarmıştır.
- İki kardeşle ilgili kararlar güncel yargılamaları da doğrudan ilgilendirmektedir. Zira bu yargılamalarla ilgili en önemli ve hatta tek delil çoğu zaman itirafçı beyanlarıdır. Bu dosyalarda itirafçı beyanları bir suça karşılık gelmese de, mahkemeler bu ifadeler ve kişilerin yasal/rutin faaliyetleri nedeniyle ceza vermektedirler. Dolayısıyla güncel dosyalarda itirafçı beyanlarının destekleneceği bir yan delil de yoktur.
- Delil diye uydurulan hususların tamamı anayasal ve yasal hakların kullanımından ibarettir. Bu nedenle, itirafçı ifadeleriyle örgüt üyeliğinden cezalandırılan kişilerin savunmalarını hazırlarken, AYM ve AİHM başvurularında iki kardeşle ilgili verilen kararlara atıf yapmalarında fayda vardır.
- AİHM’in itirafçı beyanlarıyla ilgili bir diğer kararı Labita/İtalya kararıdır. Kararın ilgili paragrafı görselde mevcuttur. Savunmalarda, AYM ve AİHM başvurularında bu karara da atıf yapılabilir. (ALTTAKİ RESİM)