ABD ile bir çok konuda yaşanan uyuşmazlığın, Rahip Andrew Brunson’un serbest bırakılmaması ile tavan yapmasının ardından, dolar ve euronun yükselmesi ile ABD’ye gönderilen Türk heyetinin, geniş yelpazede değişen sorunları masaya yatırması bekleniyor.
Başaran, ziyaretin olası mahiyetine dair şu tespitlerde bulunuyor:
“Bir heyetin gidiyor olması, heyetin içinde Dışişleri, Hazine ve Adalet Bakanlığı temsilcilerin bulunması, müzakere edilecek konunun sadece Rahip Brunson davası ile sınırlı olmadığı izlenimi verirken, olası ekonomik yaptırım söylentilerinden, İran konusuna kadar iki ülkeyi yakından etkileyen bütün konuların tartışılma olasılığını yükseltti. Dolayısı ile de piyasaların beklentisini de.”
İki ülke temsilcilerinin en yüksek düzeyde, Twitter üzerinden atışarak birbirlerine yaptırım kararı almalarının ardından, masa etrafında biraraya gelerek, gidişatın iki tarafa da zarar verdiğine hükmetmesinin pozitif bir gelişme olduğuna değinen Başaran, heyetler arası görüşmenin bu açıdan önemli olduğuna işaret ediyor.
İki müttefik NATO üyesi ülke arasında bir süredir artan ancak çözümü aranacağına halı altına süpürülen sorunlar bugünden yarına istense de hemen çözülebilecek gibi olmadığının altını çizen Başaran, ABD’nin Türkiye’ye karşı sert tutumunun altındaki sebebe dairse şu bilgiyi paylaşıyor:
“ABD’nin 2017 yılı sonunda açıkladığı “Ulusal Güvenlik Stratejisi”nde şöyle bir ifade geçiyor “Amerikan etkisine, değerlerine ve zenginliğine meydan okuyan rakiplerimizle, ki bunlar Rusya ve Çin, karşı karşıyayız.” Bunun yanında bir de Trump’ın geçen temmuz ayında İran ile ilgili attığı tweet’i hatırlatalım “Amerika’yı bir daha asla tehdit etme. Edersen tarih boyunca çok az bir kesimin katlanma zorunda kaldığı acıyı çekersin.” Bu tweet’in ardından da Trump İran’a şu ana kadar uygulanmış en geniş kapsamlı ambargoyu uygulamaya koydu.
Türkiye açısından olaya baktığımızda ise yukarıda ismi geçen ülkelerin ikisi yakın komşularımız ve yoğun enerji ithalatı yaptığımız ülkeler. Ayrıca bu ülkelere ciddi sayılacak ihracat ta yapıyoruz. Diğer ülke Çin ise son dönemde ticari ve finansal ilişkilerimizi hızla geliştirdiğimiz, içerideki bir çok altyapı projesine finansman sağlamayı taahhüt etmiş bir ülke.”
Görüşmelerin oldukça zorlu geçeceğini ifade eden Başaran, “18 trilyon dolarlık ekonomisi ile dünyanın 1 numaralı ülkesi olan ABD ile ekonomi ve ticaret anlamında “ayrı sayfalara düşmek” bizim için yürütülmesi oldukça zor bir resim ortaya koyar. Üstelik ekonomimizin yoğun dış sermaye ihtiyacı göz önünden bulundurulduğunda böyle bir ihtimali masadan uzak tutmamızın şart olduğu aşikar” yorumunu yapıyor.