ABD’deki Reza Zarrab davasından ayrı olarak İran Ambargosu’nun delinmesine ilişkin Türkiye hakkında 4 ayrı konuda daha araştırmalar yapıldığı ortaya çıktı.
Habertürk’ün Washington Temsilcisi Serdar Turgut, “ABD’li kaynaklar dört ayrı konuda yaptırım olasılığı bulunduğunu, bunlardan birinin de Mahan Air şirketiyle ilgili olduğunu söyledikleri öne sürülüyor.” dedi.
Turgut, Türkiye’ye Mahan Air’le ilgili yöneltilen suçlamanın ise “Şirketin, uçakları için yedek parça ve diğer aletleri Türk şirketleri aracılığıyla temin edilmesi ve bu yolla İran’ın bölgedeki yayılmacı faaliyetlerine destek verilmesi” olarak gösterildiğini söyledi. Bu durumun ABD’deki Reza Zarrab davasında sonra Türkiye’yi iyice zora sokacağı belirtiliyor. Birkaç yol önce çıkan haberlerde, ABD’nin kitle imha silahları programlarına malzeme temin etme şüphesi taşıyan şirketler ve kişiler listesinde Türk havacılık şirketleri de yer aldığı açıklanmıştı.
Süreçle ilgili yeni bilgileri paylaşan Serdar Turgut, “Amerikan Hazine ve Ticaret bakanlıkları ile CIA ve FBI, Mahan Air’in, İran Devrim Muhafızları tarafından hem Suriye’deki Kasım Süleymani’nin komutanı olduğu Kudüs Birliği’ne hem de Hizbullah’a silah ve teçhizat dağıtımı yapmak için kullanılan uçak şirketi olduğunu belirtiyor. Bunlar Amerika’nın resmi kayıtlarına geçirildi. Şimdi de salı günkü Wall Street Journal Gazetesi’nin birinci sayfasında çıkan bir haberde, Amerikan yönetimi tarafından yaptırımlar kapsamına alınmış bu şirketin, uçakları için yedek parça ve diğer aletleri Türk şirketleri aracılığıyla edindiği ileri sürülüyor.” dedi.
Reza Zarrab davasından sonra yeni bir İran Ambargosu’nu delme iddiasının gündeme geldiğini ve bu bağlamda yasal adımlar atılmaya hazırlandığını söyleyen Turgut şunları yazdı:
“Konuyu sorduğum Amerikan kaynakları, bu gelişmenin olabileceğinin Amerikalı yetkililer tarafından Türk yetkililere söylenmiş olduğunu iddia ettiler. Dört ayrı konuda yaptırım olasılığı bulunduğunu, bunlardan birinin de Mahan Air şirketiyle ilgili olduğunu söyledikleri öne sürülüyor.
Yönetim içinde bu konuda çalışmanın, Ticaret Bakanlığı’nın “Bureau of Industry and Security” (BIS) adlı ulusal güvenliği ilgilendirebilecek yüksek teknolojili ihracatı kontrol eden birim tarafından yapıldığı belirtiliyor.
Haberde bu yedek parça ve aletleri global piyasalardan edinip İran’a veren iki şirket ile bir kişinin ismi veriliyor.
Eğer Amerika bu konuda beklendiği gibi bazı yasal adımlar atarsa bunu hayli siyasallaştırarak yapacak.
Yönetim kayıtlarına göre Mahan Air, İran’ın Suriye’deki milis kuvvetlerine silah ve yardım taşıyan, ayrıca Hizbullah’a teçhizat gönderilen şirket olarak tanımlandığından eğer yasal bir süreç başlatılırsa Türkiye o dosyada İran’ın bölgedeki yayılmacı faaliyetlerine destek veren ülke olmakla da suçlanmaya çalışılacak.
Buradaki kaynaklar, ABD’nin, son ulusal güvenlik stratejisine göre düşman ilan ettiği İran’la böyle bir işbirliğine girdiğini iddia edeceği Türkiye’ye karşı tavrını da değerlendireceğini söylediler.