Koruköy’den dehşet haberleri gelmeye devam ediyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünden çığlıklar yükselmeye devam ediyor. Köyün ablukaya alındığı ilk gün gece evlerine baskın yapıldığını ve eşinin işkenceden geçirildiğini dile getiren F.A., bir gece boyunca işkence edilen ve evinin avlusunda bekletilen eşi A.A.’nın fotoğraflarını internetten gördüğünü söyledi.
‘BU TUFAN GİBİ DEĞİLDİ’
1990’lı yıllarda yine askerler tarafından köylerinin boşaltılması üzerine aile olarak Kızıltepe’ye taşındıklarını ve süreç biraz normalleşince köydeki evlerini kullanmaya başladıklarını anlatan F.A., “1990’lı yılarda evi devlet boşalttırdı. O zaman köylerin boşaltılma emri gelmişti. Ama o zaman da bu tufan gibi değildi. Millet eşyalarını kamyonlara yükleyerek gitti buralardan” dedi.
Dönem dönem köydeki evlerine geldiklerini söyleyen F.A., bir çocuklarının zihinsel engelli olduğunu bu yüzden eşinin onu sık sık doktora götürdüğünü belirterek, “Benim oğlum zihinsel engelli ve eşim 3 kez oğlumu Elazığ’a götürdü. Bir kez Adana bir kez de Diyarbakır’a götürdü. En son da yine birkaç gün önce oğlumu götürdü. 10 gün Elazığ’da kaldılar. Geri köye geldiği gece bu olay olmuş, hiçbirimiz orada değildik” diye ifade etti.
‘ÇIRILÇIPLAK AVLUDA BEKLETMİŞLER’
Evlerinin büyük olduğunu, arka kısmında bahçeleri ve içinde haraba halinde bir yapının olduğunu sözlerine ekleyen F.A., “Zaten bizim evlerimizin etrafı da hep mağaralarla doludur. Biz o mağaralara da hep bidon ve naylonlarımızı atardık. O mağaralarda arama yaparken, iki kişiyi öldürmüşler zaten. Ev aramasında da eşime de işkence yapmışlar. Çırılçıplak soyarak bir gece boyunca avluda bekletmişler o yaralı haliyle” diye anlattı.
‘DURUMU NEDİR BİLMİYORUZ’
F. A., şöyle devam etti: “Bütün gece evin avlusunda çırılçıplak bir şekilde bekletmişler. Onların paylaştığı fotoğraflardan ben evimi tanıdım. Sonrasında eşimi ambulansla ilk olarak Nusaybin Devlet Hastanesi’ne ardından da Mardin Devlet Hastanesi’ne götürmüşler. Yoğun bakımda bekliyor. Durumu nedir bilmiyoruz. Durumunu sormaya giden oğlumun kimliğine de el koymuşlar, babasını görmesine izin vermemişler.”
‘KÖYE GİRMEMİZE İZİN YOK’
DTK, DBP ve HDP’den oluşan heyet ile birlikte köye gitmeye çalışan F.A., askerlerin geçişlerine izin vermediğini belirterek, “Bu bizim köyümüz ama girmemize dahi izin vermiyorlar. İnsanların toprağı insana güzeldir, orada nefes alırlar ama izin yok. İnsanların evleri, barkları orada niye izin vermiyorlar” diye tepki gösterdi.
Köye doğru götürülen kepçeleri gösteren F.A., “Evleri yaktılar şimdi de bu kepçeleri götürüp yıkacaklar. Yoksa ne yapacaklar ki bu kepçelerle” dedi.
Koruköy’den dehşet haberleri gelmeye devam ediyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünden çığlıklar yükselmeye devam ediyor. Köyün ablukaya alındığı ilk gün gece evlerine baskın yapıldığını ve eşinin işkenceden geçirildiğini dile getiren F.A., bir gece boyunca işkence edilen ve evinin avlusunda bekletilen eşi A.A.’nın fotoğraflarını internetten gördüğünü söyledi.
‘BU TUFAN GİBİ DEĞİLDİ’
1990’lı yıllarda yine askerler tarafından köylerinin boşaltılması üzerine aile olarak Kızıltepe’ye taşındıklarını ve süreç biraz normalleşince köydeki evlerini kullanmaya başladıklarını anlatan F.A., “1990’lı yılarda evi devlet boşalttırdı. O zaman köylerin boşaltılma emri gelmişti. Ama o zaman da bu tufan gibi değildi. Millet eşyalarını kamyonlara yükleyerek gitti buralardan” dedi.
Dönem dönem köydeki evlerine geldiklerini söyleyen F.A., bir çocuklarının zihinsel engelli olduğunu bu yüzden eşinin onu sık sık doktora götürdüğünü belirterek, “Benim oğlum zihinsel engelli ve eşim 3 kez oğlumu Elazığ’a götürdü. Bir kez Adana bir kez de Diyarbakır’a götürdü. En son da yine birkaç gün önce oğlumu götürdü. 10 gün Elazığ’da kaldılar. Geri köye geldiği gece bu olay olmuş, hiçbirimiz orada değildik” diye ifade etti.
‘ÇIRILÇIPLAK AVLUDA BEKLETMİŞLER’
Evlerinin büyük olduğunu, arka kısmında bahçeleri ve içinde haraba halinde bir yapının olduğunu sözlerine ekleyen F.A., “Zaten bizim evlerimizin etrafı da hep mağaralarla doludur. Biz o mağaralara da hep bidon ve naylonlarımızı atardık. O mağaralarda arama yaparken, iki kişiyi öldürmüşler zaten. Ev aramasında da eşime de işkence yapmışlar. Çırılçıplak soyarak bir gece boyunca avluda bekletmişler o yaralı haliyle” diye anlattı.
‘DURUMU NEDİR BİLMİYORUZ’
F. A., şöyle devam etti: “Bütün gece evin avlusunda çırılçıplak bir şekilde bekletmişler. Onların paylaştığı fotoğraflardan ben evimi tanıdım. Sonrasında eşimi ambulansla ilk olarak Nusaybin Devlet Hastanesi’ne ardından da Mardin Devlet Hastanesi’ne götürmüşler. Yoğun bakımda bekliyor. Durumu nedir bilmiyoruz. Durumunu sormaya giden oğlumun kimliğine de el koymuşlar, babasını görmesine izin vermemişler.”
‘KÖYE GİRMEMİZE İZİN YOK’
DTK, DBP ve HDP’den oluşan heyet ile birlikte köye gitmeye çalışan F.A., askerlerin geçişlerine izin vermediğini belirterek, “Bu bizim köyümüz ama girmemize dahi izin vermiyorlar. İnsanların toprağı insana güzeldir, orada nefes alırlar ama izin yok. İnsanların evleri, barkları orada niye izin vermiyorlar” diye tepki gösterdi.
Köye doğru götürülen kepçeleri gösteren F.A., “Evleri yaktılar şimdi de bu kepçeleri götürüp yıkacaklar. Yoksa ne yapacaklar ki bu kepçelerle” dedi.
Koruköy’den dehşet haberleri gelmeye devam ediyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünden çığlıklar yükselmeye devam ediyor. Köyün ablukaya alındığı ilk gün gece evlerine baskın yapıldığını ve eşinin işkenceden geçirildiğini dile getiren F.A., bir gece boyunca işkence edilen ve evinin avlusunda bekletilen eşi A.A.’nın fotoğraflarını internetten gördüğünü söyledi.
‘BU TUFAN GİBİ DEĞİLDİ’
1990’lı yıllarda yine askerler tarafından köylerinin boşaltılması üzerine aile olarak Kızıltepe’ye taşındıklarını ve süreç biraz normalleşince köydeki evlerini kullanmaya başladıklarını anlatan F.A., “1990’lı yılarda evi devlet boşalttırdı. O zaman köylerin boşaltılma emri gelmişti. Ama o zaman da bu tufan gibi değildi. Millet eşyalarını kamyonlara yükleyerek gitti buralardan” dedi.
Dönem dönem köydeki evlerine geldiklerini söyleyen F.A., bir çocuklarının zihinsel engelli olduğunu bu yüzden eşinin onu sık sık doktora götürdüğünü belirterek, “Benim oğlum zihinsel engelli ve eşim 3 kez oğlumu Elazığ’a götürdü. Bir kez Adana bir kez de Diyarbakır’a götürdü. En son da yine birkaç gün önce oğlumu götürdü. 10 gün Elazığ’da kaldılar. Geri köye geldiği gece bu olay olmuş, hiçbirimiz orada değildik” diye ifade etti.
‘ÇIRILÇIPLAK AVLUDA BEKLETMİŞLER’
Evlerinin büyük olduğunu, arka kısmında bahçeleri ve içinde haraba halinde bir yapının olduğunu sözlerine ekleyen F.A., “Zaten bizim evlerimizin etrafı da hep mağaralarla doludur. Biz o mağaralara da hep bidon ve naylonlarımızı atardık. O mağaralarda arama yaparken, iki kişiyi öldürmüşler zaten. Ev aramasında da eşime de işkence yapmışlar. Çırılçıplak soyarak bir gece boyunca avluda bekletmişler o yaralı haliyle” diye anlattı.
‘DURUMU NEDİR BİLMİYORUZ’
F. A., şöyle devam etti: “Bütün gece evin avlusunda çırılçıplak bir şekilde bekletmişler. Onların paylaştığı fotoğraflardan ben evimi tanıdım. Sonrasında eşimi ambulansla ilk olarak Nusaybin Devlet Hastanesi’ne ardından da Mardin Devlet Hastanesi’ne götürmüşler. Yoğun bakımda bekliyor. Durumu nedir bilmiyoruz. Durumunu sormaya giden oğlumun kimliğine de el koymuşlar, babasını görmesine izin vermemişler.”
‘KÖYE GİRMEMİZE İZİN YOK’
DTK, DBP ve HDP’den oluşan heyet ile birlikte köye gitmeye çalışan F.A., askerlerin geçişlerine izin vermediğini belirterek, “Bu bizim köyümüz ama girmemize dahi izin vermiyorlar. İnsanların toprağı insana güzeldir, orada nefes alırlar ama izin yok. İnsanların evleri, barkları orada niye izin vermiyorlar” diye tepki gösterdi.
Köye doğru götürülen kepçeleri gösteren F.A., “Evleri yaktılar şimdi de bu kepçeleri götürüp yıkacaklar. Yoksa ne yapacaklar ki bu kepçelerle” dedi.
Koruköy’den dehşet haberleri gelmeye devam ediyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünden çığlıklar yükselmeye devam ediyor. Köyün ablukaya alındığı ilk gün gece evlerine baskın yapıldığını ve eşinin işkenceden geçirildiğini dile getiren F.A., bir gece boyunca işkence edilen ve evinin avlusunda bekletilen eşi A.A.’nın fotoğraflarını internetten gördüğünü söyledi.
‘BU TUFAN GİBİ DEĞİLDİ’
1990’lı yıllarda yine askerler tarafından köylerinin boşaltılması üzerine aile olarak Kızıltepe’ye taşındıklarını ve süreç biraz normalleşince köydeki evlerini kullanmaya başladıklarını anlatan F.A., “1990’lı yılarda evi devlet boşalttırdı. O zaman köylerin boşaltılma emri gelmişti. Ama o zaman da bu tufan gibi değildi. Millet eşyalarını kamyonlara yükleyerek gitti buralardan” dedi.
Dönem dönem köydeki evlerine geldiklerini söyleyen F.A., bir çocuklarının zihinsel engelli olduğunu bu yüzden eşinin onu sık sık doktora götürdüğünü belirterek, “Benim oğlum zihinsel engelli ve eşim 3 kez oğlumu Elazığ’a götürdü. Bir kez Adana bir kez de Diyarbakır’a götürdü. En son da yine birkaç gün önce oğlumu götürdü. 10 gün Elazığ’da kaldılar. Geri köye geldiği gece bu olay olmuş, hiçbirimiz orada değildik” diye ifade etti.
‘ÇIRILÇIPLAK AVLUDA BEKLETMİŞLER’
Evlerinin büyük olduğunu, arka kısmında bahçeleri ve içinde haraba halinde bir yapının olduğunu sözlerine ekleyen F.A., “Zaten bizim evlerimizin etrafı da hep mağaralarla doludur. Biz o mağaralara da hep bidon ve naylonlarımızı atardık. O mağaralarda arama yaparken, iki kişiyi öldürmüşler zaten. Ev aramasında da eşime de işkence yapmışlar. Çırılçıplak soyarak bir gece boyunca avluda bekletmişler o yaralı haliyle” diye anlattı.
‘DURUMU NEDİR BİLMİYORUZ’
F. A., şöyle devam etti: “Bütün gece evin avlusunda çırılçıplak bir şekilde bekletmişler. Onların paylaştığı fotoğraflardan ben evimi tanıdım. Sonrasında eşimi ambulansla ilk olarak Nusaybin Devlet Hastanesi’ne ardından da Mardin Devlet Hastanesi’ne götürmüşler. Yoğun bakımda bekliyor. Durumu nedir bilmiyoruz. Durumunu sormaya giden oğlumun kimliğine de el koymuşlar, babasını görmesine izin vermemişler.”
‘KÖYE GİRMEMİZE İZİN YOK’
DTK, DBP ve HDP’den oluşan heyet ile birlikte köye gitmeye çalışan F.A., askerlerin geçişlerine izin vermediğini belirterek, “Bu bizim köyümüz ama girmemize dahi izin vermiyorlar. İnsanların toprağı insana güzeldir, orada nefes alırlar ama izin yok. İnsanların evleri, barkları orada niye izin vermiyorlar” diye tepki gösterdi.
Köye doğru götürülen kepçeleri gösteren F.A., “Evleri yaktılar şimdi de bu kepçeleri götürüp yıkacaklar. Yoksa ne yapacaklar ki bu kepçelerle” dedi.