İddianame polislerin acemiliği ve eğitimsizliğini açıkça gözler önüne serdi.
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs gecesi uykudaki Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı.
Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede şüpheli polisler, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi. Ayrıca şüpheli Yeğit’in ehliyetinin sürücü belgesine 3 yıl süreyle el konulması istendi.
İddianamede, çocukların annesi Nesime Yıldırım ve babası Mesut Yıldırım müşteki olarak yer aldı. Tutuklu polis Ömer Yeğit’in sürücülüğünü yaptığı Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka aracının olay tarihinde MHP İlçe binasını korumak ile görevli olduğu hatırlatıldı.
MUHAMMED HASTANEYE GETİRİLDİĞİNDE YAŞIYORMUŞ
İddianamede, zırhlı aracın devriye görevi ardından saat 00.29’da MHP ilçe binasının önüne gelerek farı sönük ve stop halinde bekledikten yaklaşık bir dakika sonra rampa aşağı hareket etmeye başladığı belirtildi. Aracın aşağıya doğru hareket etmesi üzerine zırhlı aracın sürücüsünün aracı çalıştırmak için uğraştığı, araç sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı çalıştıramaması sonucunda aracın fren ve direksiyon sisteminin devre dışı kaldığı, 715 Nolu Sokak istikametine doğru 85-90 metre gittikten sonra Mesut Yıldırım’a ait tek katlı betonarme evin salon kısmına çarptığı ifade edildi. Çarpmanın etkisiyle zırhlı aracın ön kısmının salonun duvar ve kolon kısımlarını yıkarak silah kulesine kadar evin içine girdiği aktarılan iddianamede, kaza sırasında evin salon kısmında uyumakta olan 2010 doğumlu Mehmet Yıldırım ve 2011 doğumlu Furkan Yıldırım kardeşlerin beton kolon ve molozların altında kaldığı kaydedildi. Çocukların olay yerine gelen yurttaşlar ve polisler tarafından molozlar altında çıkartılarak Silopi Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü kaydedilen iddianamede, hastaneye getirilen Furkan Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, kardeşi Muhammed Yıldırım’ın hastaneye getirildiğinde ise kalp atışlarının olduğu ancak 2 dakika sonra kalbinin durduğu, yapılan bütün müdahalelere rağmen hayatını kaybetti ifade edildi.
İKİ KARDEŞ DE KAFATASLARINDAKİ EZİLME VE KIRIKLAR NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRMİŞ
Olay yeri inceleme ekiplerinin saat 01.30’da nöbetçi savcının talimatıyla olay yerine gittiği savunulan iddianamede, yapılan incelemede zırhlı aracın çarptığı evin sokağa bakan tarafının tamamen yıkıldığını, evin salonunda demir, moloz yığınları ve minderler üzerinde kan lekeleri olduğu belirtildi. Olay yeri incelemenin gelmesini beklenmeden TOKİ polis lojmanlarının otoparkına çekilen zırhlı araçta yapılan incelemede, panzerin alt ve üst kısmında, şoför yerinde moloz parçaları, aracın ön kısmında ezilme, bazı yerlerinde sürtünme izi olduğu ifade edildi.
İddianamede, yaşamını yitiren Furkan Yıldırım’a Silopi Devlet Hastanesi’nde yapılan ölü muayene ve otopsisi sonucunda hazırlanan raporda, kafatasında 12 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, 6 cm uzunluğunda vertikal kapalı kafatası kırığı olduğu belirtildi. Muhammed Yıldırım’ın yapılan otopsisinde ise kafatasında 20 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, kafasının arkasında 6×12 santimetre parçalı kesik olduğu vurgulanan iddianamede, kafataslarında kırık olan kardeşlerin “yaşamsal beyin merkezlerinin tahribatı ve kardiyopulmoner arrest olması” nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.
ZIRHLI ARAÇTA KURULU HERHANGİ BİR KAMERA SİSTEMİ YOKMUŞ!
İddianamede, zırhlı aracın sürücüsü Ömer Yeğit’in üfleme ve kan tahlili yoluyla yapılan alkol ölçümünde, olay anında alkollü olmadığının tespit edildiği belirtildi. Yine olaya ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda olay yerini ve anını gösteren herhangi bir kamera kaydı ve olay anını gören görgü tanığının bulunmadığını iddia edildi.
MHP ilçe binasının güvenlik kamerası kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise devriye görevi ardından saat 00.29.11’de ilçe binası önüne gelen aracın 18 saniyelik duraklamanın ardından aracın bir anda far ve stop lambalarının söndüğü, ardından 715. Sokak istikametine doğru eğimli yolda ilerlemeye başladığı saat 00.30.17 sularında ise aracın stop lambası ve farklarının tekrar yandığı daha sonra ise kameranın görüş açısından çıktığı ifade edildi.
Zırhlı araçta yapılan incelemede, üzerinde ve içinde kurulu herhangi bir kamera sisteminin olmadığının tespit edildiği kaydedildi. Kazanın araçta mevcut mekanik, elektronik ve benzeri donanımlarından kaynaklı bir eksiklikten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için atanan bilirkişinin hazırladığı raporda, aracının fren sisteminin bozuk olmadığı, fren sisteminin devreye girmesi için ana güç kaynağının açık olması gerektiği, aracın el freninin olmadığına dair tespitlere yer verildi.
BİLİRKİŞİ: SÜRÜCÜ TECRÜBELİ OLSAYDI OLAY ÖNLEBİLİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kazaya karışan Dragon marka zırhlı araçla ilgili soruşturmayı yürüten savcılığa gönderdiği yazıya da yer verilen iddianamede, OHAL kapsamında 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) alınan aracın personel taşımak için kullanıldığı, yeterli üretimi olmadığı belirtildi. Aracın bakım ve onarım tutanağı üzerinde yapılan incelemede, aracın en son bakımının 20 Aralık 2016 tarihinde Diyarbakır’da yapıldığı bir sonraki bakım tarihinin ise 20 Aralık 2017 olduğu, araç üzerinde başka bir arızaya rastlanmadığı vurgulandı.
Trafik Bilirkişice hazırlanan raporda ise, zırhlı araç sürücüsü Yeğit’in Karayolları Trafik Kanunu’nun 42 maddesi ve Karayolları Trafik yönetmeliğinin 76 maddesinde belirtilen “Motorlu araç sürücü sertifikasının” bulunmadığı, bu nedenle sürücünün araç ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması sonucunda olayın meydana geldiği vurgulandı. İddianamede, trafik bilirkişi, kazanın oluşumunda idarenin ve araç sürücüsünün eşit ve aynı derecede kusurlu olduğu yönündeki tespitine yer verildi.
Makine bilirkişinin raporunda da personelin tecrübeli ve eğitimli olması durumunda aracın ani bir frenle durdurulabileceğine yer verilen iddianamede, elektrik bilirkişinin ise aracın fren ve direksiyon sisteminde herhangi bir arıza olmadığı, olayın sürücünün aracı kullanma ehliyetine ve yeterli eğitime sahip olmaması nedeniyle yaşandığına dair görüşlerine yer verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün zırhlı araçların özel eğitim almış personel tarafından kullanılması gerektiği yönündeki genelge gönderdiği hatırlatılan iddianamede, şüpheli Yeğit’in eğitim bilgilerinin yer aldığı evraklara bakıldığında “zırhlı panzer aracını kullanmaya yönelik herhangi bir kurs eğitiminin olmadığı görülmüştür” tespitini yer verildi.
POLİS: YARDIM ETTİM, AİLE: YARDIM ETMEDİ
Zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis Yeğit’in iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, yaklaşık 6 aydır panzer tipi zırhlı aracı kullandığını belirterek, aracın çalışmasında ve mekanik aksamında herhangi bir sorun hissetmediğini söyledi. Devriye görevini yaptıktan sonra geldiği ilçe binası önünde yokuş aşağı park etmek istediği sırada aracın bir anda stop ettiğini iddia eden Yeğit, motoru çalıştırmak için sürekli düğmeye basmasına rağmen aracı çalıştıramadığını, ayağını sürekli basılı tutmasına rağmen frenin tutmadığını iddia etti. Aracın direksiyonun kilitlendiğini, freninin çalışmadığı için aracın kontrolü dışında eve çarptığını savunan Yeğit, kaza ile ilgili karakola bilgi verdikten sonra evde yaralı olabileceği düşüncesiyle ambulans istediğini, gelen polislerle birlikte eve girerek enkaz altındaki çocukları çıkarttığını iddia etti. Yeğit, B sınıfı ehliyetinin olduğunu, zırhlı aracı kullanmak için herhangi bir kurs görmediğini belirtti.
Muhammet ve Furkan’ın babası Mesut Yıldırım’ın amcası Ahmet Yıldırım’ın savcılıktaki ifadesinde, eve çarpan zırhlı aracın sürücüsünün araçtan çıkmadığını, kendilerine “Bir şey yok sakin olun” dediğini, olay yerine gelen polislerin kendilerine yardım etmediği, komşularının yardımıyla çocukları enkaz altında çıkarttıkları belirterek, polislerden şikayetçi olduklarına dair ifadelerine de yer verildi.
EVE ÇARPAN PANZERDE TEK BAŞINAYMIŞ
İddianamede, İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili şüpheli Murat Maden’in şüpheli Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiğine dair yazısı olduğu hatırlatıldı. Maden’in şüpheli olarak savcılıkta alınan ifadesinde, aracın sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı kullanması gerekli kurs bilgilerini alıp almadığını bilmediğini iddia ederek, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak, üzerine atılı suçlamayı reddetti. Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümünün kaza sonucunda meydana geldiğini, olayda somut bir kasıt durumunun bulunmadığı savunulan iddianamede, eve çarpan araçta sürücü Yeğit dışında kimsenin bulunmadığını ifade edildi.
Araç sürücüsünün alkollü olmadığını belirtilen iddianamede, yapılan bilirkişi incelemeleri ve bakım tutanaklarının incelenmesi sonucunda aracın teknik ve mekanik vb. sistemlerinde herhangi bir arıza bulunmadığının anlaşıldığını kaydedildi. Şüpheli Yeğit’in yaklaşık 8 aydır panzer türü zırhlı araçları kullandığı hatırlatılan iddianamede, Yeğit’in panzer tipi zırhlı aracı yeterli bir eğitim ve kursu olmaksızın kullanmak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtildi. Yeğit’in, yokuş aşağı inen aracın durdurmak ve çalıştırmak için gerekli tepkiyi göstermeyerek kaza yaptığını bunun sonucunda Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebep olmak suretiyle “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
ZIRHLI ARACI SÜREN DE ACEMİ, ONU GÖREVLENDİREN DE
Şüpheli Murat Maden’in olay tarihinden yaklaşık bir hafta önce Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili olarak atandığı hatırlatılan iddianamede, Maden’in olay tarihinde görev alan polislerin görev listesinde imzasının bulunduğu kaydedildi. Şüpheli Maden’in kazayı yapan zırhlı aracın sürücü Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiği, panzer tipi araçlar için özel eğitim almış personellerin görevlendirilmesi gerekirken, zırhlı personel taşıyıcı eğitim ve kursu bulunmayan Yeğit’i görevlendirmek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
İddianame polislerin acemiliği ve eğitimsizliğini açıkça gözler önüne serdi.
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs gecesi uykudaki Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı.
Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede şüpheli polisler, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi. Ayrıca şüpheli Yeğit’in ehliyetinin sürücü belgesine 3 yıl süreyle el konulması istendi.
İddianamede, çocukların annesi Nesime Yıldırım ve babası Mesut Yıldırım müşteki olarak yer aldı. Tutuklu polis Ömer Yeğit’in sürücülüğünü yaptığı Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka aracının olay tarihinde MHP İlçe binasını korumak ile görevli olduğu hatırlatıldı.
MUHAMMED HASTANEYE GETİRİLDİĞİNDE YAŞIYORMUŞ
İddianamede, zırhlı aracın devriye görevi ardından saat 00.29’da MHP ilçe binasının önüne gelerek farı sönük ve stop halinde bekledikten yaklaşık bir dakika sonra rampa aşağı hareket etmeye başladığı belirtildi. Aracın aşağıya doğru hareket etmesi üzerine zırhlı aracın sürücüsünün aracı çalıştırmak için uğraştığı, araç sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı çalıştıramaması sonucunda aracın fren ve direksiyon sisteminin devre dışı kaldığı, 715 Nolu Sokak istikametine doğru 85-90 metre gittikten sonra Mesut Yıldırım’a ait tek katlı betonarme evin salon kısmına çarptığı ifade edildi. Çarpmanın etkisiyle zırhlı aracın ön kısmının salonun duvar ve kolon kısımlarını yıkarak silah kulesine kadar evin içine girdiği aktarılan iddianamede, kaza sırasında evin salon kısmında uyumakta olan 2010 doğumlu Mehmet Yıldırım ve 2011 doğumlu Furkan Yıldırım kardeşlerin beton kolon ve molozların altında kaldığı kaydedildi. Çocukların olay yerine gelen yurttaşlar ve polisler tarafından molozlar altında çıkartılarak Silopi Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü kaydedilen iddianamede, hastaneye getirilen Furkan Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, kardeşi Muhammed Yıldırım’ın hastaneye getirildiğinde ise kalp atışlarının olduğu ancak 2 dakika sonra kalbinin durduğu, yapılan bütün müdahalelere rağmen hayatını kaybetti ifade edildi.
İKİ KARDEŞ DE KAFATASLARINDAKİ EZİLME VE KIRIKLAR NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRMİŞ
Olay yeri inceleme ekiplerinin saat 01.30’da nöbetçi savcının talimatıyla olay yerine gittiği savunulan iddianamede, yapılan incelemede zırhlı aracın çarptığı evin sokağa bakan tarafının tamamen yıkıldığını, evin salonunda demir, moloz yığınları ve minderler üzerinde kan lekeleri olduğu belirtildi. Olay yeri incelemenin gelmesini beklenmeden TOKİ polis lojmanlarının otoparkına çekilen zırhlı araçta yapılan incelemede, panzerin alt ve üst kısmında, şoför yerinde moloz parçaları, aracın ön kısmında ezilme, bazı yerlerinde sürtünme izi olduğu ifade edildi.
İddianamede, yaşamını yitiren Furkan Yıldırım’a Silopi Devlet Hastanesi’nde yapılan ölü muayene ve otopsisi sonucunda hazırlanan raporda, kafatasında 12 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, 6 cm uzunluğunda vertikal kapalı kafatası kırığı olduğu belirtildi. Muhammed Yıldırım’ın yapılan otopsisinde ise kafatasında 20 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, kafasının arkasında 6×12 santimetre parçalı kesik olduğu vurgulanan iddianamede, kafataslarında kırık olan kardeşlerin “yaşamsal beyin merkezlerinin tahribatı ve kardiyopulmoner arrest olması” nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.
ZIRHLI ARAÇTA KURULU HERHANGİ BİR KAMERA SİSTEMİ YOKMUŞ!
İddianamede, zırhlı aracın sürücüsü Ömer Yeğit’in üfleme ve kan tahlili yoluyla yapılan alkol ölçümünde, olay anında alkollü olmadığının tespit edildiği belirtildi. Yine olaya ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda olay yerini ve anını gösteren herhangi bir kamera kaydı ve olay anını gören görgü tanığının bulunmadığını iddia edildi.
MHP ilçe binasının güvenlik kamerası kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise devriye görevi ardından saat 00.29.11’de ilçe binası önüne gelen aracın 18 saniyelik duraklamanın ardından aracın bir anda far ve stop lambalarının söndüğü, ardından 715. Sokak istikametine doğru eğimli yolda ilerlemeye başladığı saat 00.30.17 sularında ise aracın stop lambası ve farklarının tekrar yandığı daha sonra ise kameranın görüş açısından çıktığı ifade edildi.
Zırhlı araçta yapılan incelemede, üzerinde ve içinde kurulu herhangi bir kamera sisteminin olmadığının tespit edildiği kaydedildi. Kazanın araçta mevcut mekanik, elektronik ve benzeri donanımlarından kaynaklı bir eksiklikten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için atanan bilirkişinin hazırladığı raporda, aracının fren sisteminin bozuk olmadığı, fren sisteminin devreye girmesi için ana güç kaynağının açık olması gerektiği, aracın el freninin olmadığına dair tespitlere yer verildi.
BİLİRKİŞİ: SÜRÜCÜ TECRÜBELİ OLSAYDI OLAY ÖNLEBİLİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kazaya karışan Dragon marka zırhlı araçla ilgili soruşturmayı yürüten savcılığa gönderdiği yazıya da yer verilen iddianamede, OHAL kapsamında 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) alınan aracın personel taşımak için kullanıldığı, yeterli üretimi olmadığı belirtildi. Aracın bakım ve onarım tutanağı üzerinde yapılan incelemede, aracın en son bakımının 20 Aralık 2016 tarihinde Diyarbakır’da yapıldığı bir sonraki bakım tarihinin ise 20 Aralık 2017 olduğu, araç üzerinde başka bir arızaya rastlanmadığı vurgulandı.
Trafik Bilirkişice hazırlanan raporda ise, zırhlı araç sürücüsü Yeğit’in Karayolları Trafik Kanunu’nun 42 maddesi ve Karayolları Trafik yönetmeliğinin 76 maddesinde belirtilen “Motorlu araç sürücü sertifikasının” bulunmadığı, bu nedenle sürücünün araç ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması sonucunda olayın meydana geldiği vurgulandı. İddianamede, trafik bilirkişi, kazanın oluşumunda idarenin ve araç sürücüsünün eşit ve aynı derecede kusurlu olduğu yönündeki tespitine yer verildi.
Makine bilirkişinin raporunda da personelin tecrübeli ve eğitimli olması durumunda aracın ani bir frenle durdurulabileceğine yer verilen iddianamede, elektrik bilirkişinin ise aracın fren ve direksiyon sisteminde herhangi bir arıza olmadığı, olayın sürücünün aracı kullanma ehliyetine ve yeterli eğitime sahip olmaması nedeniyle yaşandığına dair görüşlerine yer verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün zırhlı araçların özel eğitim almış personel tarafından kullanılması gerektiği yönündeki genelge gönderdiği hatırlatılan iddianamede, şüpheli Yeğit’in eğitim bilgilerinin yer aldığı evraklara bakıldığında “zırhlı panzer aracını kullanmaya yönelik herhangi bir kurs eğitiminin olmadığı görülmüştür” tespitini yer verildi.
POLİS: YARDIM ETTİM, AİLE: YARDIM ETMEDİ
Zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis Yeğit’in iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, yaklaşık 6 aydır panzer tipi zırhlı aracı kullandığını belirterek, aracın çalışmasında ve mekanik aksamında herhangi bir sorun hissetmediğini söyledi. Devriye görevini yaptıktan sonra geldiği ilçe binası önünde yokuş aşağı park etmek istediği sırada aracın bir anda stop ettiğini iddia eden Yeğit, motoru çalıştırmak için sürekli düğmeye basmasına rağmen aracı çalıştıramadığını, ayağını sürekli basılı tutmasına rağmen frenin tutmadığını iddia etti. Aracın direksiyonun kilitlendiğini, freninin çalışmadığı için aracın kontrolü dışında eve çarptığını savunan Yeğit, kaza ile ilgili karakola bilgi verdikten sonra evde yaralı olabileceği düşüncesiyle ambulans istediğini, gelen polislerle birlikte eve girerek enkaz altındaki çocukları çıkarttığını iddia etti. Yeğit, B sınıfı ehliyetinin olduğunu, zırhlı aracı kullanmak için herhangi bir kurs görmediğini belirtti.
Muhammet ve Furkan’ın babası Mesut Yıldırım’ın amcası Ahmet Yıldırım’ın savcılıktaki ifadesinde, eve çarpan zırhlı aracın sürücüsünün araçtan çıkmadığını, kendilerine “Bir şey yok sakin olun” dediğini, olay yerine gelen polislerin kendilerine yardım etmediği, komşularının yardımıyla çocukları enkaz altında çıkarttıkları belirterek, polislerden şikayetçi olduklarına dair ifadelerine de yer verildi.
EVE ÇARPAN PANZERDE TEK BAŞINAYMIŞ
İddianamede, İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili şüpheli Murat Maden’in şüpheli Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiğine dair yazısı olduğu hatırlatıldı. Maden’in şüpheli olarak savcılıkta alınan ifadesinde, aracın sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı kullanması gerekli kurs bilgilerini alıp almadığını bilmediğini iddia ederek, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak, üzerine atılı suçlamayı reddetti. Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümünün kaza sonucunda meydana geldiğini, olayda somut bir kasıt durumunun bulunmadığı savunulan iddianamede, eve çarpan araçta sürücü Yeğit dışında kimsenin bulunmadığını ifade edildi.
Araç sürücüsünün alkollü olmadığını belirtilen iddianamede, yapılan bilirkişi incelemeleri ve bakım tutanaklarının incelenmesi sonucunda aracın teknik ve mekanik vb. sistemlerinde herhangi bir arıza bulunmadığının anlaşıldığını kaydedildi. Şüpheli Yeğit’in yaklaşık 8 aydır panzer türü zırhlı araçları kullandığı hatırlatılan iddianamede, Yeğit’in panzer tipi zırhlı aracı yeterli bir eğitim ve kursu olmaksızın kullanmak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtildi. Yeğit’in, yokuş aşağı inen aracın durdurmak ve çalıştırmak için gerekli tepkiyi göstermeyerek kaza yaptığını bunun sonucunda Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebep olmak suretiyle “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
ZIRHLI ARACI SÜREN DE ACEMİ, ONU GÖREVLENDİREN DE
Şüpheli Murat Maden’in olay tarihinden yaklaşık bir hafta önce Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili olarak atandığı hatırlatılan iddianamede, Maden’in olay tarihinde görev alan polislerin görev listesinde imzasının bulunduğu kaydedildi. Şüpheli Maden’in kazayı yapan zırhlı aracın sürücü Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiği, panzer tipi araçlar için özel eğitim almış personellerin görevlendirilmesi gerekirken, zırhlı personel taşıyıcı eğitim ve kursu bulunmayan Yeğit’i görevlendirmek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
İddianame polislerin acemiliği ve eğitimsizliğini açıkça gözler önüne serdi.
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs gecesi uykudaki Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı.
Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede şüpheli polisler, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi. Ayrıca şüpheli Yeğit’in ehliyetinin sürücü belgesine 3 yıl süreyle el konulması istendi.
İddianamede, çocukların annesi Nesime Yıldırım ve babası Mesut Yıldırım müşteki olarak yer aldı. Tutuklu polis Ömer Yeğit’in sürücülüğünü yaptığı Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka aracının olay tarihinde MHP İlçe binasını korumak ile görevli olduğu hatırlatıldı.
MUHAMMED HASTANEYE GETİRİLDİĞİNDE YAŞIYORMUŞ
İddianamede, zırhlı aracın devriye görevi ardından saat 00.29’da MHP ilçe binasının önüne gelerek farı sönük ve stop halinde bekledikten yaklaşık bir dakika sonra rampa aşağı hareket etmeye başladığı belirtildi. Aracın aşağıya doğru hareket etmesi üzerine zırhlı aracın sürücüsünün aracı çalıştırmak için uğraştığı, araç sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı çalıştıramaması sonucunda aracın fren ve direksiyon sisteminin devre dışı kaldığı, 715 Nolu Sokak istikametine doğru 85-90 metre gittikten sonra Mesut Yıldırım’a ait tek katlı betonarme evin salon kısmına çarptığı ifade edildi. Çarpmanın etkisiyle zırhlı aracın ön kısmının salonun duvar ve kolon kısımlarını yıkarak silah kulesine kadar evin içine girdiği aktarılan iddianamede, kaza sırasında evin salon kısmında uyumakta olan 2010 doğumlu Mehmet Yıldırım ve 2011 doğumlu Furkan Yıldırım kardeşlerin beton kolon ve molozların altında kaldığı kaydedildi. Çocukların olay yerine gelen yurttaşlar ve polisler tarafından molozlar altında çıkartılarak Silopi Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü kaydedilen iddianamede, hastaneye getirilen Furkan Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, kardeşi Muhammed Yıldırım’ın hastaneye getirildiğinde ise kalp atışlarının olduğu ancak 2 dakika sonra kalbinin durduğu, yapılan bütün müdahalelere rağmen hayatını kaybetti ifade edildi.
İKİ KARDEŞ DE KAFATASLARINDAKİ EZİLME VE KIRIKLAR NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRMİŞ
Olay yeri inceleme ekiplerinin saat 01.30’da nöbetçi savcının talimatıyla olay yerine gittiği savunulan iddianamede, yapılan incelemede zırhlı aracın çarptığı evin sokağa bakan tarafının tamamen yıkıldığını, evin salonunda demir, moloz yığınları ve minderler üzerinde kan lekeleri olduğu belirtildi. Olay yeri incelemenin gelmesini beklenmeden TOKİ polis lojmanlarının otoparkına çekilen zırhlı araçta yapılan incelemede, panzerin alt ve üst kısmında, şoför yerinde moloz parçaları, aracın ön kısmında ezilme, bazı yerlerinde sürtünme izi olduğu ifade edildi.
İddianamede, yaşamını yitiren Furkan Yıldırım’a Silopi Devlet Hastanesi’nde yapılan ölü muayene ve otopsisi sonucunda hazırlanan raporda, kafatasında 12 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, 6 cm uzunluğunda vertikal kapalı kafatası kırığı olduğu belirtildi. Muhammed Yıldırım’ın yapılan otopsisinde ise kafatasında 20 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, kafasının arkasında 6×12 santimetre parçalı kesik olduğu vurgulanan iddianamede, kafataslarında kırık olan kardeşlerin “yaşamsal beyin merkezlerinin tahribatı ve kardiyopulmoner arrest olması” nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.
ZIRHLI ARAÇTA KURULU HERHANGİ BİR KAMERA SİSTEMİ YOKMUŞ!
İddianamede, zırhlı aracın sürücüsü Ömer Yeğit’in üfleme ve kan tahlili yoluyla yapılan alkol ölçümünde, olay anında alkollü olmadığının tespit edildiği belirtildi. Yine olaya ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda olay yerini ve anını gösteren herhangi bir kamera kaydı ve olay anını gören görgü tanığının bulunmadığını iddia edildi.
MHP ilçe binasının güvenlik kamerası kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise devriye görevi ardından saat 00.29.11’de ilçe binası önüne gelen aracın 18 saniyelik duraklamanın ardından aracın bir anda far ve stop lambalarının söndüğü, ardından 715. Sokak istikametine doğru eğimli yolda ilerlemeye başladığı saat 00.30.17 sularında ise aracın stop lambası ve farklarının tekrar yandığı daha sonra ise kameranın görüş açısından çıktığı ifade edildi.
Zırhlı araçta yapılan incelemede, üzerinde ve içinde kurulu herhangi bir kamera sisteminin olmadığının tespit edildiği kaydedildi. Kazanın araçta mevcut mekanik, elektronik ve benzeri donanımlarından kaynaklı bir eksiklikten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için atanan bilirkişinin hazırladığı raporda, aracının fren sisteminin bozuk olmadığı, fren sisteminin devreye girmesi için ana güç kaynağının açık olması gerektiği, aracın el freninin olmadığına dair tespitlere yer verildi.
BİLİRKİŞİ: SÜRÜCÜ TECRÜBELİ OLSAYDI OLAY ÖNLEBİLİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kazaya karışan Dragon marka zırhlı araçla ilgili soruşturmayı yürüten savcılığa gönderdiği yazıya da yer verilen iddianamede, OHAL kapsamında 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) alınan aracın personel taşımak için kullanıldığı, yeterli üretimi olmadığı belirtildi. Aracın bakım ve onarım tutanağı üzerinde yapılan incelemede, aracın en son bakımının 20 Aralık 2016 tarihinde Diyarbakır’da yapıldığı bir sonraki bakım tarihinin ise 20 Aralık 2017 olduğu, araç üzerinde başka bir arızaya rastlanmadığı vurgulandı.
Trafik Bilirkişice hazırlanan raporda ise, zırhlı araç sürücüsü Yeğit’in Karayolları Trafik Kanunu’nun 42 maddesi ve Karayolları Trafik yönetmeliğinin 76 maddesinde belirtilen “Motorlu araç sürücü sertifikasının” bulunmadığı, bu nedenle sürücünün araç ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması sonucunda olayın meydana geldiği vurgulandı. İddianamede, trafik bilirkişi, kazanın oluşumunda idarenin ve araç sürücüsünün eşit ve aynı derecede kusurlu olduğu yönündeki tespitine yer verildi.
Makine bilirkişinin raporunda da personelin tecrübeli ve eğitimli olması durumunda aracın ani bir frenle durdurulabileceğine yer verilen iddianamede, elektrik bilirkişinin ise aracın fren ve direksiyon sisteminde herhangi bir arıza olmadığı, olayın sürücünün aracı kullanma ehliyetine ve yeterli eğitime sahip olmaması nedeniyle yaşandığına dair görüşlerine yer verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün zırhlı araçların özel eğitim almış personel tarafından kullanılması gerektiği yönündeki genelge gönderdiği hatırlatılan iddianamede, şüpheli Yeğit’in eğitim bilgilerinin yer aldığı evraklara bakıldığında “zırhlı panzer aracını kullanmaya yönelik herhangi bir kurs eğitiminin olmadığı görülmüştür” tespitini yer verildi.
POLİS: YARDIM ETTİM, AİLE: YARDIM ETMEDİ
Zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis Yeğit’in iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, yaklaşık 6 aydır panzer tipi zırhlı aracı kullandığını belirterek, aracın çalışmasında ve mekanik aksamında herhangi bir sorun hissetmediğini söyledi. Devriye görevini yaptıktan sonra geldiği ilçe binası önünde yokuş aşağı park etmek istediği sırada aracın bir anda stop ettiğini iddia eden Yeğit, motoru çalıştırmak için sürekli düğmeye basmasına rağmen aracı çalıştıramadığını, ayağını sürekli basılı tutmasına rağmen frenin tutmadığını iddia etti. Aracın direksiyonun kilitlendiğini, freninin çalışmadığı için aracın kontrolü dışında eve çarptığını savunan Yeğit, kaza ile ilgili karakola bilgi verdikten sonra evde yaralı olabileceği düşüncesiyle ambulans istediğini, gelen polislerle birlikte eve girerek enkaz altındaki çocukları çıkarttığını iddia etti. Yeğit, B sınıfı ehliyetinin olduğunu, zırhlı aracı kullanmak için herhangi bir kurs görmediğini belirtti.
Muhammet ve Furkan’ın babası Mesut Yıldırım’ın amcası Ahmet Yıldırım’ın savcılıktaki ifadesinde, eve çarpan zırhlı aracın sürücüsünün araçtan çıkmadığını, kendilerine “Bir şey yok sakin olun” dediğini, olay yerine gelen polislerin kendilerine yardım etmediği, komşularının yardımıyla çocukları enkaz altında çıkarttıkları belirterek, polislerden şikayetçi olduklarına dair ifadelerine de yer verildi.
EVE ÇARPAN PANZERDE TEK BAŞINAYMIŞ
İddianamede, İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili şüpheli Murat Maden’in şüpheli Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiğine dair yazısı olduğu hatırlatıldı. Maden’in şüpheli olarak savcılıkta alınan ifadesinde, aracın sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı kullanması gerekli kurs bilgilerini alıp almadığını bilmediğini iddia ederek, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak, üzerine atılı suçlamayı reddetti. Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümünün kaza sonucunda meydana geldiğini, olayda somut bir kasıt durumunun bulunmadığı savunulan iddianamede, eve çarpan araçta sürücü Yeğit dışında kimsenin bulunmadığını ifade edildi.
Araç sürücüsünün alkollü olmadığını belirtilen iddianamede, yapılan bilirkişi incelemeleri ve bakım tutanaklarının incelenmesi sonucunda aracın teknik ve mekanik vb. sistemlerinde herhangi bir arıza bulunmadığının anlaşıldığını kaydedildi. Şüpheli Yeğit’in yaklaşık 8 aydır panzer türü zırhlı araçları kullandığı hatırlatılan iddianamede, Yeğit’in panzer tipi zırhlı aracı yeterli bir eğitim ve kursu olmaksızın kullanmak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtildi. Yeğit’in, yokuş aşağı inen aracın durdurmak ve çalıştırmak için gerekli tepkiyi göstermeyerek kaza yaptığını bunun sonucunda Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebep olmak suretiyle “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
ZIRHLI ARACI SÜREN DE ACEMİ, ONU GÖREVLENDİREN DE
Şüpheli Murat Maden’in olay tarihinden yaklaşık bir hafta önce Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili olarak atandığı hatırlatılan iddianamede, Maden’in olay tarihinde görev alan polislerin görev listesinde imzasının bulunduğu kaydedildi. Şüpheli Maden’in kazayı yapan zırhlı aracın sürücü Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiği, panzer tipi araçlar için özel eğitim almış personellerin görevlendirilmesi gerekirken, zırhlı personel taşıyıcı eğitim ve kursu bulunmayan Yeğit’i görevlendirmek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
İddianame polislerin acemiliği ve eğitimsizliğini açıkça gözler önüne serdi.
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs gecesi uykudaki Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı.
Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede şüpheli polisler, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi. Ayrıca şüpheli Yeğit’in ehliyetinin sürücü belgesine 3 yıl süreyle el konulması istendi.
İddianamede, çocukların annesi Nesime Yıldırım ve babası Mesut Yıldırım müşteki olarak yer aldı. Tutuklu polis Ömer Yeğit’in sürücülüğünü yaptığı Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka aracının olay tarihinde MHP İlçe binasını korumak ile görevli olduğu hatırlatıldı.
MUHAMMED HASTANEYE GETİRİLDİĞİNDE YAŞIYORMUŞ
İddianamede, zırhlı aracın devriye görevi ardından saat 00.29’da MHP ilçe binasının önüne gelerek farı sönük ve stop halinde bekledikten yaklaşık bir dakika sonra rampa aşağı hareket etmeye başladığı belirtildi. Aracın aşağıya doğru hareket etmesi üzerine zırhlı aracın sürücüsünün aracı çalıştırmak için uğraştığı, araç sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı çalıştıramaması sonucunda aracın fren ve direksiyon sisteminin devre dışı kaldığı, 715 Nolu Sokak istikametine doğru 85-90 metre gittikten sonra Mesut Yıldırım’a ait tek katlı betonarme evin salon kısmına çarptığı ifade edildi. Çarpmanın etkisiyle zırhlı aracın ön kısmının salonun duvar ve kolon kısımlarını yıkarak silah kulesine kadar evin içine girdiği aktarılan iddianamede, kaza sırasında evin salon kısmında uyumakta olan 2010 doğumlu Mehmet Yıldırım ve 2011 doğumlu Furkan Yıldırım kardeşlerin beton kolon ve molozların altında kaldığı kaydedildi. Çocukların olay yerine gelen yurttaşlar ve polisler tarafından molozlar altında çıkartılarak Silopi Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü kaydedilen iddianamede, hastaneye getirilen Furkan Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, kardeşi Muhammed Yıldırım’ın hastaneye getirildiğinde ise kalp atışlarının olduğu ancak 2 dakika sonra kalbinin durduğu, yapılan bütün müdahalelere rağmen hayatını kaybetti ifade edildi.
İKİ KARDEŞ DE KAFATASLARINDAKİ EZİLME VE KIRIKLAR NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRMİŞ
Olay yeri inceleme ekiplerinin saat 01.30’da nöbetçi savcının talimatıyla olay yerine gittiği savunulan iddianamede, yapılan incelemede zırhlı aracın çarptığı evin sokağa bakan tarafının tamamen yıkıldığını, evin salonunda demir, moloz yığınları ve minderler üzerinde kan lekeleri olduğu belirtildi. Olay yeri incelemenin gelmesini beklenmeden TOKİ polis lojmanlarının otoparkına çekilen zırhlı araçta yapılan incelemede, panzerin alt ve üst kısmında, şoför yerinde moloz parçaları, aracın ön kısmında ezilme, bazı yerlerinde sürtünme izi olduğu ifade edildi.
İddianamede, yaşamını yitiren Furkan Yıldırım’a Silopi Devlet Hastanesi’nde yapılan ölü muayene ve otopsisi sonucunda hazırlanan raporda, kafatasında 12 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, 6 cm uzunluğunda vertikal kapalı kafatası kırığı olduğu belirtildi. Muhammed Yıldırım’ın yapılan otopsisinde ise kafatasında 20 santimetre uzunluğunda liner açık kafatası kırığı, kafasının arkasında 6×12 santimetre parçalı kesik olduğu vurgulanan iddianamede, kafataslarında kırık olan kardeşlerin “yaşamsal beyin merkezlerinin tahribatı ve kardiyopulmoner arrest olması” nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.
ZIRHLI ARAÇTA KURULU HERHANGİ BİR KAMERA SİSTEMİ YOKMUŞ!
İddianamede, zırhlı aracın sürücüsü Ömer Yeğit’in üfleme ve kan tahlili yoluyla yapılan alkol ölçümünde, olay anında alkollü olmadığının tespit edildiği belirtildi. Yine olaya ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda olay yerini ve anını gösteren herhangi bir kamera kaydı ve olay anını gören görgü tanığının bulunmadığını iddia edildi.
MHP ilçe binasının güvenlik kamerası kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise devriye görevi ardından saat 00.29.11’de ilçe binası önüne gelen aracın 18 saniyelik duraklamanın ardından aracın bir anda far ve stop lambalarının söndüğü, ardından 715. Sokak istikametine doğru eğimli yolda ilerlemeye başladığı saat 00.30.17 sularında ise aracın stop lambası ve farklarının tekrar yandığı daha sonra ise kameranın görüş açısından çıktığı ifade edildi.
Zırhlı araçta yapılan incelemede, üzerinde ve içinde kurulu herhangi bir kamera sisteminin olmadığının tespit edildiği kaydedildi. Kazanın araçta mevcut mekanik, elektronik ve benzeri donanımlarından kaynaklı bir eksiklikten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için atanan bilirkişinin hazırladığı raporda, aracının fren sisteminin bozuk olmadığı, fren sisteminin devreye girmesi için ana güç kaynağının açık olması gerektiği, aracın el freninin olmadığına dair tespitlere yer verildi.
BİLİRKİŞİ: SÜRÜCÜ TECRÜBELİ OLSAYDI OLAY ÖNLEBİLİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kazaya karışan Dragon marka zırhlı araçla ilgili soruşturmayı yürüten savcılığa gönderdiği yazıya da yer verilen iddianamede, OHAL kapsamında 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) alınan aracın personel taşımak için kullanıldığı, yeterli üretimi olmadığı belirtildi. Aracın bakım ve onarım tutanağı üzerinde yapılan incelemede, aracın en son bakımının 20 Aralık 2016 tarihinde Diyarbakır’da yapıldığı bir sonraki bakım tarihinin ise 20 Aralık 2017 olduğu, araç üzerinde başka bir arızaya rastlanmadığı vurgulandı.
Trafik Bilirkişice hazırlanan raporda ise, zırhlı araç sürücüsü Yeğit’in Karayolları Trafik Kanunu’nun 42 maddesi ve Karayolları Trafik yönetmeliğinin 76 maddesinde belirtilen “Motorlu araç sürücü sertifikasının” bulunmadığı, bu nedenle sürücünün araç ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması sonucunda olayın meydana geldiği vurgulandı. İddianamede, trafik bilirkişi, kazanın oluşumunda idarenin ve araç sürücüsünün eşit ve aynı derecede kusurlu olduğu yönündeki tespitine yer verildi.
Makine bilirkişinin raporunda da personelin tecrübeli ve eğitimli olması durumunda aracın ani bir frenle durdurulabileceğine yer verilen iddianamede, elektrik bilirkişinin ise aracın fren ve direksiyon sisteminde herhangi bir arıza olmadığı, olayın sürücünün aracı kullanma ehliyetine ve yeterli eğitime sahip olmaması nedeniyle yaşandığına dair görüşlerine yer verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün zırhlı araçların özel eğitim almış personel tarafından kullanılması gerektiği yönündeki genelge gönderdiği hatırlatılan iddianamede, şüpheli Yeğit’in eğitim bilgilerinin yer aldığı evraklara bakıldığında “zırhlı panzer aracını kullanmaya yönelik herhangi bir kurs eğitiminin olmadığı görülmüştür” tespitini yer verildi.
POLİS: YARDIM ETTİM, AİLE: YARDIM ETMEDİ
Zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis Yeğit’in iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, yaklaşık 6 aydır panzer tipi zırhlı aracı kullandığını belirterek, aracın çalışmasında ve mekanik aksamında herhangi bir sorun hissetmediğini söyledi. Devriye görevini yaptıktan sonra geldiği ilçe binası önünde yokuş aşağı park etmek istediği sırada aracın bir anda stop ettiğini iddia eden Yeğit, motoru çalıştırmak için sürekli düğmeye basmasına rağmen aracı çalıştıramadığını, ayağını sürekli basılı tutmasına rağmen frenin tutmadığını iddia etti. Aracın direksiyonun kilitlendiğini, freninin çalışmadığı için aracın kontrolü dışında eve çarptığını savunan Yeğit, kaza ile ilgili karakola bilgi verdikten sonra evde yaralı olabileceği düşüncesiyle ambulans istediğini, gelen polislerle birlikte eve girerek enkaz altındaki çocukları çıkarttığını iddia etti. Yeğit, B sınıfı ehliyetinin olduğunu, zırhlı aracı kullanmak için herhangi bir kurs görmediğini belirtti.
Muhammet ve Furkan’ın babası Mesut Yıldırım’ın amcası Ahmet Yıldırım’ın savcılıktaki ifadesinde, eve çarpan zırhlı aracın sürücüsünün araçtan çıkmadığını, kendilerine “Bir şey yok sakin olun” dediğini, olay yerine gelen polislerin kendilerine yardım etmediği, komşularının yardımıyla çocukları enkaz altında çıkarttıkları belirterek, polislerden şikayetçi olduklarına dair ifadelerine de yer verildi.
EVE ÇARPAN PANZERDE TEK BAŞINAYMIŞ
İddianamede, İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili şüpheli Murat Maden’in şüpheli Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiğine dair yazısı olduğu hatırlatıldı. Maden’in şüpheli olarak savcılıkta alınan ifadesinde, aracın sürücüsü Yeğit’in zırhlı aracı kullanması gerekli kurs bilgilerini alıp almadığını bilmediğini iddia ederek, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını savunarak, üzerine atılı suçlamayı reddetti. Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümünün kaza sonucunda meydana geldiğini, olayda somut bir kasıt durumunun bulunmadığı savunulan iddianamede, eve çarpan araçta sürücü Yeğit dışında kimsenin bulunmadığını ifade edildi.
Araç sürücüsünün alkollü olmadığını belirtilen iddianamede, yapılan bilirkişi incelemeleri ve bakım tutanaklarının incelenmesi sonucunda aracın teknik ve mekanik vb. sistemlerinde herhangi bir arıza bulunmadığının anlaşıldığını kaydedildi. Şüpheli Yeğit’in yaklaşık 8 aydır panzer türü zırhlı araçları kullandığı hatırlatılan iddianamede, Yeğit’in panzer tipi zırhlı aracı yeterli bir eğitim ve kursu olmaksızın kullanmak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtildi. Yeğit’in, yokuş aşağı inen aracın durdurmak ve çalıştırmak için gerekli tepkiyi göstermeyerek kaza yaptığını bunun sonucunda Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebep olmak suretiyle “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.
ZIRHLI ARACI SÜREN DE ACEMİ, ONU GÖREVLENDİREN DE
Şüpheli Murat Maden’in olay tarihinden yaklaşık bir hafta önce Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği vekili olarak atandığı hatırlatılan iddianamede, Maden’in olay tarihinde görev alan polislerin görev listesinde imzasının bulunduğu kaydedildi. Şüpheli Maden’in kazayı yapan zırhlı aracın sürücü Yeğit’i 73 A 0133 panzer tipi araç sürücüsü olarak görevlendirdiği, panzer tipi araçlar için özel eğitim almış personellerin görevlendirilmesi gerekirken, zırhlı personel taşıyıcı eğitim ve kursu bulunmayan Yeğit’i görevlendirmek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtildi.