Cerattepelilerin yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmaların yol açtığı tahribat görüntülendi.
Bianet’ten Nilay Vardar’ın haberi şöyle:
Cerattepe’de halkın çeyrek asırdır mücadele ettiği, yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmalar şimdiden ciddi çevre tahribatlarına yol açtı. Kendine has doğasıyla korunması gereken Artvin Cerattepe’de Cengiz Holding’e ait Eti Bakır şirketi sekiz aydır maden faaliyetlerini sürdürüyor.
Maden için açılan galerinin yaşlı ormanların kalbini delik deşik ettiği gözlemlendi. Şimdiden 2 bin beş yüz ağaç kesildi. Dereler kirlenmeye başladı. Köylüler tarım ve hayvancılığın kirli sulardan olumsuz etkilendiğini söylüyor. Maden bölgesine yakın yaşayanlar gece gündüz süren patlama seslerinden şikayetçi. Ama Artvinliler tüm OHAL baskısına rağmen mücadelede kararlı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu,“Cerattepe’de yapılacak maden çalışmaları doğrudan 25 bin Artvinlinin üstüne çökecek. Bütün tozlar buraya yağacak. Atık sular buraya akacak. Ve burası çok ciddi bir heyelan bölgesi MTA’nın kendi raporlarında da var. Burada maden yapılırsa heyelan olmaması imkansız” diyor.
Kurdoğlu, maden ve teleferik dahil yaklaşık 60 bin ağaç kesileceğini söylüyor. Ancak, ağaç sayısı üzerinden yürütülen tartışmaya karşı tarafın “ama 5 katının dikeceğiz” diyerek karşılık verdiğini hatırlatarak “İsterseniz bin beş yüz katı ağaç dikin, 300 yılda yetişen orman ekosistemiyle sizin diktiğiniz fidan aynı olamaz” diyor ve ekliyor.
“Hatila Milli Parkı’na 1992’de maden açmak için bir pens attılar. Aslında maden alanı şu anda milli park sınırında olmalıydı. Bu park dahilinde 900 çeşit bitki var. Bunlardan 90’ı endemik. Bazıları tehlike altındaki nadir endemik. Ama ÇED raporlarında anlı şanlı hocalarımız `endemik türleri başka yere taşıyacağız` diyor. Yahu başka yere taşınsa o zaten endemik olmaz.”
Tahribat vahim
Yeşil Artvin Derneği ve İstanbul Artvinliler Derneği tarafından düzenlenen, aralarında gazeteci belgesel yapımcılarının da bulunduğu 30 kişilik grup bölgede incelemelerde bulundu. Basın mensupları vatandaşlarla da görüşerek bölgedeki son durum hakkında bilgi aldı.
Taşlıca köyünde yaşayan 79 yaşındaki Mevlüt Altuntaş kanallardaki kirlenme nedeniyle ektikleri sebzelerin veriminin düştüğünü anlattı.
Taşlıca Köyü Kooperatif Başkanı Hasan Yaşar, bölgede arıcılık faaliyetinin de yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Tarım Bakanlığı’ndan destekli 2 bin 200 kovanda bal üretimi yapıyoruz. Bölgede 25 bin koloni arının yaşayacağı kadar nektar var. Hatila Vadisi’nde hayat sürdüğü sürece arıcılık projesi yılda 4 milyon lira ülke ekonomisine katma değer sağlar. Ama burada madencilik projesi yapılırsa arıcılık yoğun bir şekilde etkilenecek.”
Hatila Vadisi’ndeki Gavut Deresi mevkisine giden basın heyeti, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’la görüşerek bilgi aldı. Karahan, daha önce derenin berrak aktığını, ancak madencilik faaliyeti sonrası suyun kirlendiğini belirterek “Konuyu yetkili tüm kurumlara bildirdik. Suç duyurusunda bulunduk. Bize ‘Hiçbir sorun yok, her şey yolunda’ cevabı geldi” diye konuştu.
Coşkun Aral: Bir doğa katliamının başındayız
Grup maden sahasının güney galerisine alınmadı. Kuzey galeriye ise sınırlı biçimde inceleyebildi. Su kaynaklarının kirlendiği ve tünelden çıkan hafriyatların çevreye yayıldığı gözlendi. Galeri için ağaç kesilerek açılan orman alanları ve çıkarılacak madenin taşınacağı teleferiğin orman içine kurulan ayakları fotoğraflandı. Cerattepe gezisindeki heyette yer alan belgesel yapımcısı Coşkun Aral, doğaya saygı gösterilmesinin önemine değinerek şöyle konuştu:
“Bakır madenine ilişkin tünel kazımasında bile, buranın muhteşem coğrafyasında var olan nehirlere derelere akıtılan kimyasal atıklar bölgenin tüm yaşamını etkileyecek. Bir doğa katliamının başındayız.”
İstanbul Artvinliler Vakfı Başkanı Mustafa Melek, grubun henüz hazırlık aşamasında olan madenin doğaya verdiği zararları gözleriyle görme imkanı bulduğunu ifade etti. Melek, “Hummalı bir çalışma var. Ancak çalışmanın bu aşamada dahi bariz bir şekilde olumsuz etkileri görülmeye başladı” dedi.
Ne olmuştu?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı ‘ÇED Olumlu’ kararı Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen maden şirketi, 2 Haziran 2015’te bakanlıktan yeniden ‘ÇED Olumlu’ kararı almıştı. Bunun üzerine harekete geçen Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki 751 kişi ve 61 avukat, 8 Temmuz 2015’te Rize İdare Mahkemesi’nde, ikinci raporun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle davası açmıştı.
Yeşil Artvin Derneği avukatları ve uzmanlarının görüşlerinin ardından Cengiz Holding’in avukatı söz alarak davanın reddini talep etmiş; bunun üzerine Yeşil Artvin Derneği avukatı Bedrettin Kalın, reddi hakim talebinde bulunmuştu.
Rize İdari Mahkemesi’nin verdiği açıklamalı kararda projenin devlet ormanı alanda yapılmasında mevzuata aykırı bir durum olmadığı belirtilirken, “Devlet ormanlarında gerekli iznin alınmasıyla madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin mümkündür. Dava konusu madencilik projesi için gerekli izinler alınmıştır” denmişti.
Danıştay, Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii’nde Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş.’nin madencilik faaliyeti yürütebileceğine dair idare mahkemesinin kararını geçen ay onamıştı.
Cerattepelilerin yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmaların yol açtığı tahribat görüntülendi.
Bianet’ten Nilay Vardar’ın haberi şöyle:
Cerattepe’de halkın çeyrek asırdır mücadele ettiği, yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmalar şimdiden ciddi çevre tahribatlarına yol açtı. Kendine has doğasıyla korunması gereken Artvin Cerattepe’de Cengiz Holding’e ait Eti Bakır şirketi sekiz aydır maden faaliyetlerini sürdürüyor.
Maden için açılan galerinin yaşlı ormanların kalbini delik deşik ettiği gözlemlendi. Şimdiden 2 bin beş yüz ağaç kesildi. Dereler kirlenmeye başladı. Köylüler tarım ve hayvancılığın kirli sulardan olumsuz etkilendiğini söylüyor. Maden bölgesine yakın yaşayanlar gece gündüz süren patlama seslerinden şikayetçi. Ama Artvinliler tüm OHAL baskısına rağmen mücadelede kararlı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu,“Cerattepe’de yapılacak maden çalışmaları doğrudan 25 bin Artvinlinin üstüne çökecek. Bütün tozlar buraya yağacak. Atık sular buraya akacak. Ve burası çok ciddi bir heyelan bölgesi MTA’nın kendi raporlarında da var. Burada maden yapılırsa heyelan olmaması imkansız” diyor.
Kurdoğlu, maden ve teleferik dahil yaklaşık 60 bin ağaç kesileceğini söylüyor. Ancak, ağaç sayısı üzerinden yürütülen tartışmaya karşı tarafın “ama 5 katının dikeceğiz” diyerek karşılık verdiğini hatırlatarak “İsterseniz bin beş yüz katı ağaç dikin, 300 yılda yetişen orman ekosistemiyle sizin diktiğiniz fidan aynı olamaz” diyor ve ekliyor.
“Hatila Milli Parkı’na 1992’de maden açmak için bir pens attılar. Aslında maden alanı şu anda milli park sınırında olmalıydı. Bu park dahilinde 900 çeşit bitki var. Bunlardan 90’ı endemik. Bazıları tehlike altındaki nadir endemik. Ama ÇED raporlarında anlı şanlı hocalarımız `endemik türleri başka yere taşıyacağız` diyor. Yahu başka yere taşınsa o zaten endemik olmaz.”
Tahribat vahim
Yeşil Artvin Derneği ve İstanbul Artvinliler Derneği tarafından düzenlenen, aralarında gazeteci belgesel yapımcılarının da bulunduğu 30 kişilik grup bölgede incelemelerde bulundu. Basın mensupları vatandaşlarla da görüşerek bölgedeki son durum hakkında bilgi aldı.
Taşlıca köyünde yaşayan 79 yaşındaki Mevlüt Altuntaş kanallardaki kirlenme nedeniyle ektikleri sebzelerin veriminin düştüğünü anlattı.
Taşlıca Köyü Kooperatif Başkanı Hasan Yaşar, bölgede arıcılık faaliyetinin de yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Tarım Bakanlığı’ndan destekli 2 bin 200 kovanda bal üretimi yapıyoruz. Bölgede 25 bin koloni arının yaşayacağı kadar nektar var. Hatila Vadisi’nde hayat sürdüğü sürece arıcılık projesi yılda 4 milyon lira ülke ekonomisine katma değer sağlar. Ama burada madencilik projesi yapılırsa arıcılık yoğun bir şekilde etkilenecek.”
Hatila Vadisi’ndeki Gavut Deresi mevkisine giden basın heyeti, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’la görüşerek bilgi aldı. Karahan, daha önce derenin berrak aktığını, ancak madencilik faaliyeti sonrası suyun kirlendiğini belirterek “Konuyu yetkili tüm kurumlara bildirdik. Suç duyurusunda bulunduk. Bize ‘Hiçbir sorun yok, her şey yolunda’ cevabı geldi” diye konuştu.
Coşkun Aral: Bir doğa katliamının başındayız
Grup maden sahasının güney galerisine alınmadı. Kuzey galeriye ise sınırlı biçimde inceleyebildi. Su kaynaklarının kirlendiği ve tünelden çıkan hafriyatların çevreye yayıldığı gözlendi. Galeri için ağaç kesilerek açılan orman alanları ve çıkarılacak madenin taşınacağı teleferiğin orman içine kurulan ayakları fotoğraflandı. Cerattepe gezisindeki heyette yer alan belgesel yapımcısı Coşkun Aral, doğaya saygı gösterilmesinin önemine değinerek şöyle konuştu:
“Bakır madenine ilişkin tünel kazımasında bile, buranın muhteşem coğrafyasında var olan nehirlere derelere akıtılan kimyasal atıklar bölgenin tüm yaşamını etkileyecek. Bir doğa katliamının başındayız.”
İstanbul Artvinliler Vakfı Başkanı Mustafa Melek, grubun henüz hazırlık aşamasında olan madenin doğaya verdiği zararları gözleriyle görme imkanı bulduğunu ifade etti. Melek, “Hummalı bir çalışma var. Ancak çalışmanın bu aşamada dahi bariz bir şekilde olumsuz etkileri görülmeye başladı” dedi.
Ne olmuştu?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı ‘ÇED Olumlu’ kararı Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen maden şirketi, 2 Haziran 2015’te bakanlıktan yeniden ‘ÇED Olumlu’ kararı almıştı. Bunun üzerine harekete geçen Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki 751 kişi ve 61 avukat, 8 Temmuz 2015’te Rize İdare Mahkemesi’nde, ikinci raporun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle davası açmıştı.
Yeşil Artvin Derneği avukatları ve uzmanlarının görüşlerinin ardından Cengiz Holding’in avukatı söz alarak davanın reddini talep etmiş; bunun üzerine Yeşil Artvin Derneği avukatı Bedrettin Kalın, reddi hakim talebinde bulunmuştu.
Rize İdari Mahkemesi’nin verdiği açıklamalı kararda projenin devlet ormanı alanda yapılmasında mevzuata aykırı bir durum olmadığı belirtilirken, “Devlet ormanlarında gerekli iznin alınmasıyla madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin mümkündür. Dava konusu madencilik projesi için gerekli izinler alınmıştır” denmişti.
Danıştay, Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii’nde Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş.’nin madencilik faaliyeti yürütebileceğine dair idare mahkemesinin kararını geçen ay onamıştı.
Cerattepelilerin yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmaların yol açtığı tahribat görüntülendi.
Bianet’ten Nilay Vardar’ın haberi şöyle:
Cerattepe’de halkın çeyrek asırdır mücadele ettiği, yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmalar şimdiden ciddi çevre tahribatlarına yol açtı. Kendine has doğasıyla korunması gereken Artvin Cerattepe’de Cengiz Holding’e ait Eti Bakır şirketi sekiz aydır maden faaliyetlerini sürdürüyor.
Maden için açılan galerinin yaşlı ormanların kalbini delik deşik ettiği gözlemlendi. Şimdiden 2 bin beş yüz ağaç kesildi. Dereler kirlenmeye başladı. Köylüler tarım ve hayvancılığın kirli sulardan olumsuz etkilendiğini söylüyor. Maden bölgesine yakın yaşayanlar gece gündüz süren patlama seslerinden şikayetçi. Ama Artvinliler tüm OHAL baskısına rağmen mücadelede kararlı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu,“Cerattepe’de yapılacak maden çalışmaları doğrudan 25 bin Artvinlinin üstüne çökecek. Bütün tozlar buraya yağacak. Atık sular buraya akacak. Ve burası çok ciddi bir heyelan bölgesi MTA’nın kendi raporlarında da var. Burada maden yapılırsa heyelan olmaması imkansız” diyor.
Kurdoğlu, maden ve teleferik dahil yaklaşık 60 bin ağaç kesileceğini söylüyor. Ancak, ağaç sayısı üzerinden yürütülen tartışmaya karşı tarafın “ama 5 katının dikeceğiz” diyerek karşılık verdiğini hatırlatarak “İsterseniz bin beş yüz katı ağaç dikin, 300 yılda yetişen orman ekosistemiyle sizin diktiğiniz fidan aynı olamaz” diyor ve ekliyor.
“Hatila Milli Parkı’na 1992’de maden açmak için bir pens attılar. Aslında maden alanı şu anda milli park sınırında olmalıydı. Bu park dahilinde 900 çeşit bitki var. Bunlardan 90’ı endemik. Bazıları tehlike altındaki nadir endemik. Ama ÇED raporlarında anlı şanlı hocalarımız `endemik türleri başka yere taşıyacağız` diyor. Yahu başka yere taşınsa o zaten endemik olmaz.”
Tahribat vahim
Yeşil Artvin Derneği ve İstanbul Artvinliler Derneği tarafından düzenlenen, aralarında gazeteci belgesel yapımcılarının da bulunduğu 30 kişilik grup bölgede incelemelerde bulundu. Basın mensupları vatandaşlarla da görüşerek bölgedeki son durum hakkında bilgi aldı.
Taşlıca köyünde yaşayan 79 yaşındaki Mevlüt Altuntaş kanallardaki kirlenme nedeniyle ektikleri sebzelerin veriminin düştüğünü anlattı.
Taşlıca Köyü Kooperatif Başkanı Hasan Yaşar, bölgede arıcılık faaliyetinin de yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Tarım Bakanlığı’ndan destekli 2 bin 200 kovanda bal üretimi yapıyoruz. Bölgede 25 bin koloni arının yaşayacağı kadar nektar var. Hatila Vadisi’nde hayat sürdüğü sürece arıcılık projesi yılda 4 milyon lira ülke ekonomisine katma değer sağlar. Ama burada madencilik projesi yapılırsa arıcılık yoğun bir şekilde etkilenecek.”
Hatila Vadisi’ndeki Gavut Deresi mevkisine giden basın heyeti, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’la görüşerek bilgi aldı. Karahan, daha önce derenin berrak aktığını, ancak madencilik faaliyeti sonrası suyun kirlendiğini belirterek “Konuyu yetkili tüm kurumlara bildirdik. Suç duyurusunda bulunduk. Bize ‘Hiçbir sorun yok, her şey yolunda’ cevabı geldi” diye konuştu.
Coşkun Aral: Bir doğa katliamının başındayız
Grup maden sahasının güney galerisine alınmadı. Kuzey galeriye ise sınırlı biçimde inceleyebildi. Su kaynaklarının kirlendiği ve tünelden çıkan hafriyatların çevreye yayıldığı gözlendi. Galeri için ağaç kesilerek açılan orman alanları ve çıkarılacak madenin taşınacağı teleferiğin orman içine kurulan ayakları fotoğraflandı. Cerattepe gezisindeki heyette yer alan belgesel yapımcısı Coşkun Aral, doğaya saygı gösterilmesinin önemine değinerek şöyle konuştu:
“Bakır madenine ilişkin tünel kazımasında bile, buranın muhteşem coğrafyasında var olan nehirlere derelere akıtılan kimyasal atıklar bölgenin tüm yaşamını etkileyecek. Bir doğa katliamının başındayız.”
İstanbul Artvinliler Vakfı Başkanı Mustafa Melek, grubun henüz hazırlık aşamasında olan madenin doğaya verdiği zararları gözleriyle görme imkanı bulduğunu ifade etti. Melek, “Hummalı bir çalışma var. Ancak çalışmanın bu aşamada dahi bariz bir şekilde olumsuz etkileri görülmeye başladı” dedi.
Ne olmuştu?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı ‘ÇED Olumlu’ kararı Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen maden şirketi, 2 Haziran 2015’te bakanlıktan yeniden ‘ÇED Olumlu’ kararı almıştı. Bunun üzerine harekete geçen Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki 751 kişi ve 61 avukat, 8 Temmuz 2015’te Rize İdare Mahkemesi’nde, ikinci raporun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle davası açmıştı.
Yeşil Artvin Derneği avukatları ve uzmanlarının görüşlerinin ardından Cengiz Holding’in avukatı söz alarak davanın reddini talep etmiş; bunun üzerine Yeşil Artvin Derneği avukatı Bedrettin Kalın, reddi hakim talebinde bulunmuştu.
Rize İdari Mahkemesi’nin verdiği açıklamalı kararda projenin devlet ormanı alanda yapılmasında mevzuata aykırı bir durum olmadığı belirtilirken, “Devlet ormanlarında gerekli iznin alınmasıyla madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin mümkündür. Dava konusu madencilik projesi için gerekli izinler alınmıştır” denmişti.
Danıştay, Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii’nde Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş.’nin madencilik faaliyeti yürütebileceğine dair idare mahkemesinin kararını geçen ay onamıştı.
Cerattepelilerin yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmaların yol açtığı tahribat görüntülendi.
Bianet’ten Nilay Vardar’ın haberi şöyle:
Cerattepe’de halkın çeyrek asırdır mücadele ettiği, yaptırmamak için 245 gün boyunca nöbet tuttuğu maden projesine onay çıkmasının ardından başlayan çalışmalar şimdiden ciddi çevre tahribatlarına yol açtı. Kendine has doğasıyla korunması gereken Artvin Cerattepe’de Cengiz Holding’e ait Eti Bakır şirketi sekiz aydır maden faaliyetlerini sürdürüyor.
Maden için açılan galerinin yaşlı ormanların kalbini delik deşik ettiği gözlemlendi. Şimdiden 2 bin beş yüz ağaç kesildi. Dereler kirlenmeye başladı. Köylüler tarım ve hayvancılığın kirli sulardan olumsuz etkilendiğini söylüyor. Maden bölgesine yakın yaşayanlar gece gündüz süren patlama seslerinden şikayetçi. Ama Artvinliler tüm OHAL baskısına rağmen mücadelede kararlı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu,“Cerattepe’de yapılacak maden çalışmaları doğrudan 25 bin Artvinlinin üstüne çökecek. Bütün tozlar buraya yağacak. Atık sular buraya akacak. Ve burası çok ciddi bir heyelan bölgesi MTA’nın kendi raporlarında da var. Burada maden yapılırsa heyelan olmaması imkansız” diyor.
Kurdoğlu, maden ve teleferik dahil yaklaşık 60 bin ağaç kesileceğini söylüyor. Ancak, ağaç sayısı üzerinden yürütülen tartışmaya karşı tarafın “ama 5 katının dikeceğiz” diyerek karşılık verdiğini hatırlatarak “İsterseniz bin beş yüz katı ağaç dikin, 300 yılda yetişen orman ekosistemiyle sizin diktiğiniz fidan aynı olamaz” diyor ve ekliyor.
“Hatila Milli Parkı’na 1992’de maden açmak için bir pens attılar. Aslında maden alanı şu anda milli park sınırında olmalıydı. Bu park dahilinde 900 çeşit bitki var. Bunlardan 90’ı endemik. Bazıları tehlike altındaki nadir endemik. Ama ÇED raporlarında anlı şanlı hocalarımız `endemik türleri başka yere taşıyacağız` diyor. Yahu başka yere taşınsa o zaten endemik olmaz.”
Tahribat vahim
Yeşil Artvin Derneği ve İstanbul Artvinliler Derneği tarafından düzenlenen, aralarında gazeteci belgesel yapımcılarının da bulunduğu 30 kişilik grup bölgede incelemelerde bulundu. Basın mensupları vatandaşlarla da görüşerek bölgedeki son durum hakkında bilgi aldı.
Taşlıca köyünde yaşayan 79 yaşındaki Mevlüt Altuntaş kanallardaki kirlenme nedeniyle ektikleri sebzelerin veriminin düştüğünü anlattı.
Taşlıca Köyü Kooperatif Başkanı Hasan Yaşar, bölgede arıcılık faaliyetinin de yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Tarım Bakanlığı’ndan destekli 2 bin 200 kovanda bal üretimi yapıyoruz. Bölgede 25 bin koloni arının yaşayacağı kadar nektar var. Hatila Vadisi’nde hayat sürdüğü sürece arıcılık projesi yılda 4 milyon lira ülke ekonomisine katma değer sağlar. Ama burada madencilik projesi yapılırsa arıcılık yoğun bir şekilde etkilenecek.”
Hatila Vadisi’ndeki Gavut Deresi mevkisine giden basın heyeti, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’la görüşerek bilgi aldı. Karahan, daha önce derenin berrak aktığını, ancak madencilik faaliyeti sonrası suyun kirlendiğini belirterek “Konuyu yetkili tüm kurumlara bildirdik. Suç duyurusunda bulunduk. Bize ‘Hiçbir sorun yok, her şey yolunda’ cevabı geldi” diye konuştu.
Coşkun Aral: Bir doğa katliamının başındayız
Grup maden sahasının güney galerisine alınmadı. Kuzey galeriye ise sınırlı biçimde inceleyebildi. Su kaynaklarının kirlendiği ve tünelden çıkan hafriyatların çevreye yayıldığı gözlendi. Galeri için ağaç kesilerek açılan orman alanları ve çıkarılacak madenin taşınacağı teleferiğin orman içine kurulan ayakları fotoğraflandı. Cerattepe gezisindeki heyette yer alan belgesel yapımcısı Coşkun Aral, doğaya saygı gösterilmesinin önemine değinerek şöyle konuştu:
“Bakır madenine ilişkin tünel kazımasında bile, buranın muhteşem coğrafyasında var olan nehirlere derelere akıtılan kimyasal atıklar bölgenin tüm yaşamını etkileyecek. Bir doğa katliamının başındayız.”
İstanbul Artvinliler Vakfı Başkanı Mustafa Melek, grubun henüz hazırlık aşamasında olan madenin doğaya verdiği zararları gözleriyle görme imkanı bulduğunu ifade etti. Melek, “Hummalı bir çalışma var. Ancak çalışmanın bu aşamada dahi bariz bir şekilde olumsuz etkileri görülmeye başladı” dedi.
Ne olmuştu?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı ‘ÇED Olumlu’ kararı Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen maden şirketi, 2 Haziran 2015’te bakanlıktan yeniden ‘ÇED Olumlu’ kararı almıştı. Bunun üzerine harekete geçen Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki 751 kişi ve 61 avukat, 8 Temmuz 2015’te Rize İdare Mahkemesi’nde, ikinci raporun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle davası açmıştı.
Yeşil Artvin Derneği avukatları ve uzmanlarının görüşlerinin ardından Cengiz Holding’in avukatı söz alarak davanın reddini talep etmiş; bunun üzerine Yeşil Artvin Derneği avukatı Bedrettin Kalın, reddi hakim talebinde bulunmuştu.
Rize İdari Mahkemesi’nin verdiği açıklamalı kararda projenin devlet ormanı alanda yapılmasında mevzuata aykırı bir durum olmadığı belirtilirken, “Devlet ormanlarında gerekli iznin alınmasıyla madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin mümkündür. Dava konusu madencilik projesi için gerekli izinler alınmıştır” denmişti.
Danıştay, Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii’nde Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş.’nin madencilik faaliyeti yürütebileceğine dair idare mahkemesinin kararını geçen ay onamıştı.