TÜİK rakamlarına göre, Türkiye ekonomisi Nisan-Mayıs-Haziran aylarında yüzde 5.2 oranında büyüdü. Yani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı sıfatıyla ekonominin direksiyon koltuğuna oturmazdan önceki dönem.
Türkiye ekonomisinin, 1923’ten bu yana zaten her yıl yüzde 5 civarında büyüdüğünü, “Yani övünülecek bir şey yok ortada…” satırlarıyla aktaran Sözcü Gazetesi köşe yazarı Murat Muratoğlu, TÜİK’in hesaplama yöntemine itiraz ediyor ve ekliyor:
“Büyümeyi açıklayan kuruma diyorsun ki; “Güzel kardeşim, sen bu büyümeyi değiştirdiğin yeni yöntemle hesaplıyorsun. Nasıl hesaplıyorsun? Bize bir de eski yöntemle kaç büyüdüğümüzü söyle, karşılaştıralım!” Açıklamıyor, açıklayamıyor. Yanlış ölçüyor, “Üzümünü ye, bağını sorma” diyor.”
Ardından da TÜİK’in büyümeyi hesaplama yönteminin ne kadar yanıltıcı olduğuna değinen Muratoğlu, normalde bu tarz revizyonlarda 5 yıl öncesinin baz alındığını ve eskiye göre büyüme rakamlarının açıklandığını hatırlatıyor ve ekliyor:
“İstatistik Kurumu 7 yıl öncesini aldı. Belki de uğurlu rakamıdır… Ancak o yılın özelliği Türkiye ekonomisinin yıllık 4.7 küçülmüş olması. Uyanıklığın Nirvanası… Türkiye’nin semirmesinin küçük sırrı…”
Muratoğlu, TÜİK’in açıkladığı rakamların güvenilir olmadığını da, “Açıklanan enflasyon ve işsizlik oranları ne kadar gerçek ise bu oran da o kadar gerçek” satırlarıyla dile getirirken, “Etrafınızda ay sonunu getiremeyen, zamlardan şikayet eden, işsiz, aşsız, kredi borcunu ödeyemeyen “iç fesat odağı” mı var? Yapıştıracaksın suratına yüzde 5.2 büyümeyi, susturacaksın milli birlik ve beraberliğimize gözünü dikeni… Valla en güzeli… ” diye devam ediyor.
“Sahi kime büyüyor bu ekonomi?” sorusuyla meseleye ironik bir boyut da katan Muratoğlu, yükselen faizler ve enflasyonun, uçuşa geçen dövizin ve zayıflayan Türk Lirası’nın kulak arkası edildiğine işaret ediyor.
Muratoğlu, eleştirilerini şu satırlarla sürdürüyor:
“Sıcak para pompala, emekliye bayram ikramiyesi dağıt, bankaları kredi vermeye zorla, kamunun paralarını harca, iç talep artsın, halk harcasın… Türkiye’nin her daim önüne çıkan dış mihraklar da bu sefer ortalıkta olmasın. Özeti bu! Uyusun da büyüsün Türkiye… Böyle uyumaya yüzde 5.2 büyüme az bile…”