Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin telaşı içinde…
Konut satışları önce tökezledi, şimdi de kapaklandı!
Konut satışlarını ele aldığımız geçen ayki yazımızı şöyle bitirmişiz:
“Büyük fotoğrafa bakarsak gördüğümüz şu: İnşaat sektörünün hareket alanı giderek daralıyor.”
Bu değerlendirmeyi mayıs verileri açıklandığında yapmıştık. Konut satışlarında bir gerileme söz konusu değildi ama artış da yok denecek kadar azdı. Gidişata göre de artıştaki yavaşlama sanki bir süre sonra yerini gerilemeye bırakacak gibi görünüyordu.
İşte dün haziran verileri açıklandı ve görüldü ki artık belirgin bir gerileme var.
Konut sektöründe durgunluğun işaretleri alınıyordu alınmaya da, doğrusu böylesine keskin bir düşüş yaşanacağı yine de beklenmiyordu. İnşaat sektöründe durgunluk işareti yeni değildi zaten. Bu yıl ocak ve martta belirgin bir artış yakalanmış, mayısta ise geçen yılki düzey neredeyse ancak tutturulmuştu ve gidişat pek parlak görünmüyordu.
Ve haziran verilerinin açıklanmasıyla sıkıntı tüm çıplaklığıyla gösterdi kendini. Geçen yılın haziran ayında 106 bin olan konut satışı bu yıl 98 binin altında kaldı. Yüzde 8’i aşan bir gerileme söz konusuydu.
Geçen yılın ilk yarısında yaklaşık 631 bin olan konut satışı da bu yıl ancak 654 bine çıktı. Artış oranı yalnızca yüzde 3.7 oldu.
İlk satışlarda durum
Haziran ayında hem ilk satışlar, hem ikinci el satışlar geriledi. İkinci eldeki gerileme biraz daha fazla. Ancak ilk altı aylık dönemde ilk satışlar adeta geçen yılki düzeyde kaldı. İlk satışlarda altı ayda geçen yıla göre yalnızca yüzde 1.4 artış sağlanabildi.
Yılın ilk yarısında ikinci el satışlarda ise yüzde 5.8’lik bir artış oldu. Toplam artış da biraz önce belirttiğimiz gibi yüzde 3.7.
Satılık ilanlarına bak, durum anla!
Bir yandan lüks gökdelenler yükseliyor, akıllı evler yapılıyor ve bunların fiyatı birkaç milyondan başlıyor, bir yandan da ikinci elde konutunu satmak isteyenden geçilmiyor. Bakıyorsunuz, etrafta bir sürü satılık konut ilanı…
Zaten bu ilanların çokluğu konut sektöründeki sıkıntının en belirgin işareti. Vatandaşın çok büyük bir kesimi “gönlünden geçen ile cüzdanı” arasına sıkışıp kalmış durumda. Vatandaş, doğal olarak yeni konut almak istiyor; ama gücü yetmiyor. Yeni konuta geçmek isteyen de eldeki konutunu satışa çıkarıyor. Bir kısır döngü adeta.
Var olmayanın satılamaması sorun oluşturmaz tabii ki. Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin bir anlamda telaşı içinde…
Yapılan biriktikçe ve satılamadıkça sektör daha da sıkıntıya girecek. Bundan kaçış yok.
Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin telaşı içinde…
Konut satışları önce tökezledi, şimdi de kapaklandı!
Konut satışlarını ele aldığımız geçen ayki yazımızı şöyle bitirmişiz:
“Büyük fotoğrafa bakarsak gördüğümüz şu: İnşaat sektörünün hareket alanı giderek daralıyor.”
Bu değerlendirmeyi mayıs verileri açıklandığında yapmıştık. Konut satışlarında bir gerileme söz konusu değildi ama artış da yok denecek kadar azdı. Gidişata göre de artıştaki yavaşlama sanki bir süre sonra yerini gerilemeye bırakacak gibi görünüyordu.
İşte dün haziran verileri açıklandı ve görüldü ki artık belirgin bir gerileme var.
Konut sektöründe durgunluğun işaretleri alınıyordu alınmaya da, doğrusu böylesine keskin bir düşüş yaşanacağı yine de beklenmiyordu. İnşaat sektöründe durgunluk işareti yeni değildi zaten. Bu yıl ocak ve martta belirgin bir artış yakalanmış, mayısta ise geçen yılki düzey neredeyse ancak tutturulmuştu ve gidişat pek parlak görünmüyordu.
Ve haziran verilerinin açıklanmasıyla sıkıntı tüm çıplaklığıyla gösterdi kendini. Geçen yılın haziran ayında 106 bin olan konut satışı bu yıl 98 binin altında kaldı. Yüzde 8’i aşan bir gerileme söz konusuydu.
Geçen yılın ilk yarısında yaklaşık 631 bin olan konut satışı da bu yıl ancak 654 bine çıktı. Artış oranı yalnızca yüzde 3.7 oldu.
İlk satışlarda durum
Haziran ayında hem ilk satışlar, hem ikinci el satışlar geriledi. İkinci eldeki gerileme biraz daha fazla. Ancak ilk altı aylık dönemde ilk satışlar adeta geçen yılki düzeyde kaldı. İlk satışlarda altı ayda geçen yıla göre yalnızca yüzde 1.4 artış sağlanabildi.
Yılın ilk yarısında ikinci el satışlarda ise yüzde 5.8’lik bir artış oldu. Toplam artış da biraz önce belirttiğimiz gibi yüzde 3.7.
Satılık ilanlarına bak, durum anla!
Bir yandan lüks gökdelenler yükseliyor, akıllı evler yapılıyor ve bunların fiyatı birkaç milyondan başlıyor, bir yandan da ikinci elde konutunu satmak isteyenden geçilmiyor. Bakıyorsunuz, etrafta bir sürü satılık konut ilanı…
Zaten bu ilanların çokluğu konut sektöründeki sıkıntının en belirgin işareti. Vatandaşın çok büyük bir kesimi “gönlünden geçen ile cüzdanı” arasına sıkışıp kalmış durumda. Vatandaş, doğal olarak yeni konut almak istiyor; ama gücü yetmiyor. Yeni konuta geçmek isteyen de eldeki konutunu satışa çıkarıyor. Bir kısır döngü adeta.
Var olmayanın satılamaması sorun oluşturmaz tabii ki. Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin bir anlamda telaşı içinde…
Yapılan biriktikçe ve satılamadıkça sektör daha da sıkıntıya girecek. Bundan kaçış yok.
Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin telaşı içinde…
Konut satışları önce tökezledi, şimdi de kapaklandı!
Konut satışlarını ele aldığımız geçen ayki yazımızı şöyle bitirmişiz:
“Büyük fotoğrafa bakarsak gördüğümüz şu: İnşaat sektörünün hareket alanı giderek daralıyor.”
Bu değerlendirmeyi mayıs verileri açıklandığında yapmıştık. Konut satışlarında bir gerileme söz konusu değildi ama artış da yok denecek kadar azdı. Gidişata göre de artıştaki yavaşlama sanki bir süre sonra yerini gerilemeye bırakacak gibi görünüyordu.
İşte dün haziran verileri açıklandı ve görüldü ki artık belirgin bir gerileme var.
Konut sektöründe durgunluğun işaretleri alınıyordu alınmaya da, doğrusu böylesine keskin bir düşüş yaşanacağı yine de beklenmiyordu. İnşaat sektöründe durgunluk işareti yeni değildi zaten. Bu yıl ocak ve martta belirgin bir artış yakalanmış, mayısta ise geçen yılki düzey neredeyse ancak tutturulmuştu ve gidişat pek parlak görünmüyordu.
Ve haziran verilerinin açıklanmasıyla sıkıntı tüm çıplaklığıyla gösterdi kendini. Geçen yılın haziran ayında 106 bin olan konut satışı bu yıl 98 binin altında kaldı. Yüzde 8’i aşan bir gerileme söz konusuydu.
Geçen yılın ilk yarısında yaklaşık 631 bin olan konut satışı da bu yıl ancak 654 bine çıktı. Artış oranı yalnızca yüzde 3.7 oldu.
İlk satışlarda durum
Haziran ayında hem ilk satışlar, hem ikinci el satışlar geriledi. İkinci eldeki gerileme biraz daha fazla. Ancak ilk altı aylık dönemde ilk satışlar adeta geçen yılki düzeyde kaldı. İlk satışlarda altı ayda geçen yıla göre yalnızca yüzde 1.4 artış sağlanabildi.
Yılın ilk yarısında ikinci el satışlarda ise yüzde 5.8’lik bir artış oldu. Toplam artış da biraz önce belirttiğimiz gibi yüzde 3.7.
Satılık ilanlarına bak, durum anla!
Bir yandan lüks gökdelenler yükseliyor, akıllı evler yapılıyor ve bunların fiyatı birkaç milyondan başlıyor, bir yandan da ikinci elde konutunu satmak isteyenden geçilmiyor. Bakıyorsunuz, etrafta bir sürü satılık konut ilanı…
Zaten bu ilanların çokluğu konut sektöründeki sıkıntının en belirgin işareti. Vatandaşın çok büyük bir kesimi “gönlünden geçen ile cüzdanı” arasına sıkışıp kalmış durumda. Vatandaş, doğal olarak yeni konut almak istiyor; ama gücü yetmiyor. Yeni konuta geçmek isteyen de eldeki konutunu satışa çıkarıyor. Bir kısır döngü adeta.
Var olmayanın satılamaması sorun oluşturmaz tabii ki. Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin bir anlamda telaşı içinde…
Yapılan biriktikçe ve satılamadıkça sektör daha da sıkıntıya girecek. Bundan kaçış yok.
Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin telaşı içinde…
Konut satışları önce tökezledi, şimdi de kapaklandı!
Konut satışlarını ele aldığımız geçen ayki yazımızı şöyle bitirmişiz:
“Büyük fotoğrafa bakarsak gördüğümüz şu: İnşaat sektörünün hareket alanı giderek daralıyor.”
Bu değerlendirmeyi mayıs verileri açıklandığında yapmıştık. Konut satışlarında bir gerileme söz konusu değildi ama artış da yok denecek kadar azdı. Gidişata göre de artıştaki yavaşlama sanki bir süre sonra yerini gerilemeye bırakacak gibi görünüyordu.
İşte dün haziran verileri açıklandı ve görüldü ki artık belirgin bir gerileme var.
Konut sektöründe durgunluğun işaretleri alınıyordu alınmaya da, doğrusu böylesine keskin bir düşüş yaşanacağı yine de beklenmiyordu. İnşaat sektöründe durgunluk işareti yeni değildi zaten. Bu yıl ocak ve martta belirgin bir artış yakalanmış, mayısta ise geçen yılki düzey neredeyse ancak tutturulmuştu ve gidişat pek parlak görünmüyordu.
Ve haziran verilerinin açıklanmasıyla sıkıntı tüm çıplaklığıyla gösterdi kendini. Geçen yılın haziran ayında 106 bin olan konut satışı bu yıl 98 binin altında kaldı. Yüzde 8’i aşan bir gerileme söz konusuydu.
Geçen yılın ilk yarısında yaklaşık 631 bin olan konut satışı da bu yıl ancak 654 bine çıktı. Artış oranı yalnızca yüzde 3.7 oldu.
İlk satışlarda durum
Haziran ayında hem ilk satışlar, hem ikinci el satışlar geriledi. İkinci eldeki gerileme biraz daha fazla. Ancak ilk altı aylık dönemde ilk satışlar adeta geçen yılki düzeyde kaldı. İlk satışlarda altı ayda geçen yıla göre yalnızca yüzde 1.4 artış sağlanabildi.
Yılın ilk yarısında ikinci el satışlarda ise yüzde 5.8’lik bir artış oldu. Toplam artış da biraz önce belirttiğimiz gibi yüzde 3.7.
Satılık ilanlarına bak, durum anla!
Bir yandan lüks gökdelenler yükseliyor, akıllı evler yapılıyor ve bunların fiyatı birkaç milyondan başlıyor, bir yandan da ikinci elde konutunu satmak isteyenden geçilmiyor. Bakıyorsunuz, etrafta bir sürü satılık konut ilanı…
Zaten bu ilanların çokluğu konut sektöründeki sıkıntının en belirgin işareti. Vatandaşın çok büyük bir kesimi “gönlünden geçen ile cüzdanı” arasına sıkışıp kalmış durumda. Vatandaş, doğal olarak yeni konut almak istiyor; ama gücü yetmiyor. Yeni konuta geçmek isteyen de eldeki konutunu satışa çıkarıyor. Bir kısır döngü adeta.
Var olmayanın satılamaması sorun oluşturmaz tabii ki. Türkiye şimdi yapılmış, bitmiş ya da yapılmakta olan konutları nasıl eriteceğinin bir anlamda telaşı içinde…
Yapılan biriktikçe ve satılamadıkça sektör daha da sıkıntıya girecek. Bundan kaçış yok.