Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, “Vatandaş artık tasarruf beklentisinden ziyade günü kurtarmak üzerinden harcama yapıyor, belirsizlikler de zirveye çıktı” dedi. “Borçla yaşamak, bir tercihten çok, bir ‘yaşam biçimi’ haline geldi” diyen Selçuki, en düşük gelirli hanelerde barınmanın artık gıdadan feragat ederek karşılanabildiğine işaret etti.
Nefes’ten Şehriban Kıraç’a konuşan Selçuki, tüketici alışkanlıklarındaki değişimi şöyle anlattı:
“2017 – 2025 arasında yoklukla beslenen modernite dediğimiz bir dönem başlıyor. Bu dönemin en çarpıcı özelliği; belirsizlik. Ekonomik, siyasi ve toplumsal krizlerin üst üste geldiği bu dönemde tüketici davranışı, bir denge arayışı ve duygusal boşalım arasında gidip geliyor. Tüketiciler artık ‘ne olacağı belli değil’ psikolojisiyle hareket ediyor. Bugün geldiğimiz yerde artık geleceğe dair bir yatırım veya tasarruf beklentisinden ziyade günü kurtarmak üzerinden harcamalar yapılıyor. Aylık harcamalar, hane gelirlerinin önüne geçmiş durumda. Borçla yaşamak, bir tercihten çok, bir ‘yaşam biçimi’ haline geldi.”
“Artık barınma gıdadan feragat edilerek finanse ediliyor!”
“En düşük gelirli hanelerde barınmaya ayrılan payın gıdaya ayrılan payı geçtiğine” dikkati çeken Selçuki, “Artık düşük gelir gruplarında barınma gıdadan feragat edilerek finanse ediliyor. Tüketici artık yalnızca neyi satın aldığıyla değil, neyi almadığıyla da tanımlanıyor” diye anlattı.
Türkiye’nin en yakıcı sorununun ekonomi olduğunu söyleyen Selçuki, “Tabii ekonomi ilk sırada, bu bir sonuç. Birinci ve en önemli mesele çok sorunlu bir vergi yapımız var. Vergi toplayamıyoruz. İkincisi eğitim sistemimizde çok ciddi sorun var. Nitelikli iş gücü yetiştiremiyoruz. Üçüncü sorun da siyasi kutuplaşma. Üst seviyede artık siyasetin birbiriyle konuşamayacak halden çıkıp, bir tarafın diğer tarafı kriminalize ettiği noktaya geldik. Siyasetin çözüm üretme kapasitesi ve siyasete duyulan güven giderek azalıyor” diye anlattı.
“Toplumun ana dokusunu oluşturan ara segmentler yok oluyor”
Önümüzdeki dönem hem iş dünyasını hem de vatandaşı zor zamanlar beklediğini söyleyen Selçuki, şu değerlendirmelerini aktardı:
“Şirketlerin, özel sektörün siyasi araştırmalara ilgisinin düştüğünü çok açıklıkla söyleyebilirim. Tüketici araştırmalarında daha fazla ilgi var.
Şunu da görmek lazım; artık 2 Türkiye’ye doğru hızla gidiyoruz. Sadece yukarıdakiler ve aşağıdakiler var. 86 milyonluk bir toplumda hiçbir zaman homojenlikten bahsedemeyiz, ama dağılımın daha dengeli olduğu farklı 4-5 grup vardı. Artık sadece siyah ve beyaz var. Toplumun ana dokusunu oluşturan ara segmentler yok oluyor.”