Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı sosyal koruma istatistiklerine göre 2023 yılında emekli ve yaşlılara gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 4,4’ü kadar kaynak ayrıldı. Bu oran 2021 yılında yüzde 4,9, pandemi öncesi 2019’da ise yüzde 6,1 idi. Verilere göre emekli ve yaşlılara yapılan harcamaların GSYH içindeki payı son beş yılda yüzde 28 azaldı.
Sosyal koruma harcamalarının içerisinde emekli ve yaşlılara yapılan harcamaların yanı sıra hastalık/sağlık bakımı, engelli/malul, dul/yetim, aile/çocuk, işsizlik ve sosyal dışlanma yardımlarına ilişkin harcamalar yer alıyor. Bunlar içinde en büyük paya sahip olan kalem yüzde 43,6 ile emekli ve yaşlılar için yapılan harcamalar.
SOSYAL KORUMA ZAYIFLIYOR
Sosyal koruma harcamalarının genel olarak GSYH’den aldığı pay da son beş yılda azaldı. Bu pay 2019’da yüzde 12,5 iken, 2021’de yüzde 10,9’a, 2023’te ise yüzde 10,1’e geriledi.
DW Türkçe’den Pelin Ünker’e konuşan, konuşan çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik’e göre Türkiye’de hem sosyal koruma harcamalarının genelinde hem de emekliler için yapılan harcamalarda ciddi bir gerileme var. Veriler ayrıca pandemi döneminde bile sosyal korumanın zayıfladığını gösteriyor.
EMEKLİLER CİDDİ BİÇİMDE YOKSULLAŞIYOR
Çelik, “Bunun anlamı emeklilerin ve sosyal koruma kapsamında olanların milli gelirden daha az pay alması ve yoksullaşmalarıdır. GSYH içinde payınız düşüyorsa pastadaki payınız azalıyor ve bölüşüm eşitsizliği artıyor demektir” diyor.
Bunun beklenen bir tablo olduğunu vurgulayan Çelik, “Çünkü emekli aylıkları ciddi biçimde düşürüldü. Emekliler ciddi biçimde yoksullaşıyor” diye ekliyor.
EMEKLİYE AVRUPA’NIN ÜÇTE BİRİ KADAR KAYNAK AYRILIYOR
Verilere göre Türkiye emeklilik harcamalarına en az kaynak ayıran ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2024-2026 Dünya Sosyal Koruma Raporu’na göre emeklilik harcamalarına en fazla kaynak ayıran ilk üç ülke yüzde 16,9 ile İtalya, yüzde 16,3 ile Yunanistan ve yüzde 14,7 ile Fransa.
Türkiye’de GSYH’den emeklilere yaklaşık yüzde 4 civarında kaynak ayrılırken, dünya ortalamasının yüzde 8. Avrupa ortalamasının ise yüzde 11 civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Çelik, “Bu tablo ’emekliler SGK bütçesine yük’ gibi iddiaların temelsiz olduğunu sadece neoliberal safsatalardan ibaret olduğunu gösteriyor. Dahası sosyal harcamalar yük olamaz. Sosyal koruma harcamaları haktır” ifadelerini kullanıyor.
AİLE VE ÇOCUĞA AYRILAN PAY DA ÇOK AZ
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Merkez Direktörü Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz’a göre Türkiye’de aile ve çocuğa yapılan sosyal koruma harcamaların düşüklüğü de önemli sorunlardan biri. Yılmaz, “Avrupa’da GSYH’nin ortalama yüzde 1,7’si kadar harcama yapılırken Türkiye’de kamunun sosyal koruma harcamalarında aile ve çocuğa giden rakam GSYH’nin binde 5,5’i” diyor.
Prof. Dr. Hakan Hakkı Yılmaz, Türkiye’de en yoksul yüzde 10’luk kesimin yüzde 30’unun yaşının 65’in üzerinde olduğu belirterek en yoksul hanelerin toplam kullanılabilir geliri içinde emeklilik kaynaklı transferlerin ağırlığının yüzde 46 olduğu bilgisini veriyor.
ÜÇ MİLYON HANENİN GELİRİ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA
Emeklilik dışı sosyal transferlerin kullanılabilir gelir içindeki payının ise özellikle kamu sosyal transferlerinin düşüklüğü nedeniyle en yoksul dilim için yüzde 14,7 olduğunu söyleyen Yılmaz, yaklaşık üç milyon hanenin asgari ücretin altında bir gelirle yaşadığını ifade ediyor.
Yılmaz, “Emekli aylıklarının öncelikle geçimlik ücret ve enflasyon oranlarının altına belirlenmesi özellikle düşük gelirli hanelerde yoksulluğu daha derinleştirecek ve gelir dağılımını bozacak” uyarısı yapıyor.