Ekonomist Atilla Yeşilada, Berat Albayrak’ın ilk olarak bugün açıklayacağını duyurduğu ancak daha sonra 10 Nisan’a ertelediği reform paketine ilişkin, “Vergi reformu yanında gelir artırıcı önlemler ve tasarruf tedbirleri görmek zorundayız.
Gelir artırıcı önlemlerin anlamı açık, kamunun ürettiği ya da satışından vergi aldığı mal ve hizmetlere bir kez daha zam gelecek” ifadelerini kullandı.
Yeşilada’nın paraanaliz.com’daki yazısı şöyle:
Cuma akşamı yayınlanan mart nakit bütçe dengesi, yılın ilk çeyreğinde bütçe açığının bir önceki yılın aynı dönemine göre neredeyse ikiye katlanarak 38 milyar TL’ye eriştiğini gösterdi.
Halen bütçe açığı/GSYİH oranı %2.2 civarına yükselerek YEP hedeflerini (%1.9) aştı. Hükümet bütçe hedeflerine erişmek için ya gelir artırıcı tedbirler alacak ya da harcamaları kısacak.
Nakit bütçe rakamları çok fazla detay içermese de gerçek zamanlı para giriş-çıkışlarını ölçümlediği için muhakkak ilerleyen günlerde açıklanacak merkezi bütçe verileri ile birlikte değerlendirilmeli.
Yılın ilk üç ayında edinilen sonuçlar bütçe disiplininde çok belirgin bir bozulmaya işaret ediyor. Seçim döneminde anlayışla karşılanacak bu bozulma, muhakkak telafi edilmeli. Çünkü, yatırımcı açısından düşük bütçe açığı Türkiye’de istikrarın tek çıpası olarak algılanıyor.
Üstelik, SWAP faciasından sonra dış borçlanma imkanı da bir miktar sınırlandı. Bütçe açıklarını yılın ilk çeyreği temposunda sürdürmek yoğun biçimde iç borçlanma gerektirecek ki, bu da kredi faizlerini yukarı iterek özel sektör harcamalarını iyice frenler.
Ocak-mart döneminde Hazine gelirleri enflasyondan arındırılmış olarak % 10 artarken, faiz-dışı harcamalar ise % 13.6 artış kaydederek, halen yürütülen bütçe politikasının sürdürülemez olduğuna işaret etti.
“BU SENE BÜYÜMENİN SIFIRLANMASI YA DA RESESYONUN SÜRMESİ EN OLASI SENARYOLAR”
Ek olarak, bütçe açığını 39 milyar TL’de tutmak için dahi 30 milyar TL TCMB temettü avansı nisandan ocaka öne çekildiğine göre, ilerleyen aylarda gelir temini daha da güçleşecek. Talep darlığına çare olarak geçici olarak başlatılan bir takım KDV-ÖTV indirimlerinin yıl sonuna kadar uzaması da Hazine’yi zorlayacak.
Yılın ilk çeyreğinde % 27 yükselen faiz giderlerinde tasarruf imkansız, çünkü SWAP faciasından sonra DİBS faizleri bir kez daha yükselmeye başladı. Üstelik, ilk çeyrekte DİBS getirilerinde kaydedilen gerilemede ihale satış miktarının düşük tutulması ve kamunun alışılmadık boyutta ihalelerde kağıt alması önemli rol oynadı. Bu trendleri de sürdürmek zor.
Ekonomide bir toparlanmanın dolaylı vergi tahsilatını artırarak bütçe dengelerini bir miktar düzeltmesi mümkün, ancak bu toparlanma bütün tahminlere göre çok sınırlı kalacak. Halen hükümetin hedefi olan % 2.4 GSYİH büyüme özel sektör tahminlerinde paylaşılmıyor. Bu sene büyümenin sıfırlanması ya da resesyonun sürmesi en olası senaryolar.
Hazine’nin bir dezavantajı daha var. Af’larla ek gelir elde etmek zor olacak, çünkü bu programlar 2018’de sonuna kadar kullanılarak bütçe açığı takriben milli gelirin % 0.6’sı kadar daraltıldı. Tüketim veya üretim yapamayan özel sektörün yeni Af ödemelerini gerçekleştirmesi akla yakın değil.
Sonuçta, Berat Albayrak’ın gelecek hafta açıklayacağı vaad edilen Yol Haritası’nda vergi reformu yanında gelir artırıcı önlemler ve tasarruf tedbirleri görmek zorundayız. Gelir artırıcı önlemlerin anlamı açık, kamunun ürettiği ya da satışından vergi aldığı mal ve hizmetlere bir kez daha zam gelecek.
Tasarruf tedbirleri ise kamuda araç alımını kısıtlama gibi etkisiz adımlarla sınırlı kalamaz. Ana harcama kalemleri olan yatırım, ücretler veya sosyal refah programlarında kesinti yapmak gerekebilir.