Döviz kurunun en ateşli günlerinde, AKP yükselişi ‘üst akıl’ ve ‘dış güçler’e bağladı. ‘Türkiye’yi çekemeyen’ güçlerin spekülatif hareketlerine bağlandı kurdaki sert dalgalanmalar.
Ancak, Merkez Bankası’nın faiz artırma kararının ardından kurda kaydadeğer bir gerileme oldu. 4.90 Türk Lirası’na kadar çıkan dolar kuru, şimdilerde 4.50 TL’nin altına kadar indi.
31 Mayıs tarihi itibariyle, dolar 4.46 TL’den işlem görüyor.
Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş da gerileyen kurlar karşısında şu haklı soruyu dile getiriyor:
“Peki şu meşhur üst akıl, şu bizi çekemeyen spekülatörler ne oldu da birden ortadan kayboldular!”
Aktaş, doların TL karşısında 24 Mayıs’ta zirve yaptığını ve Merkez Bankasının da faizi üç puan birden artırarak yüzde 16.50’ye çıkardığını hatırlattıktan sonra, bu adımın yetmediğini çünkü küçük ve zamanında müdahalelerle engellenebilecek artış karşısındaki eylemsizlik nedeniyle müdahalenin de sorunun da büyüdüğüne dikkat çekti.
Doların Mart ayında keskin bir yükselişe geçtiğini ve Mayıs ayına kadar rekor üstüne rekor kırdığını hatırlatan Aktaş, zamanında müdahale edilmemesini şu sözlerle eleştiriyor:
“Mayıs ayı başındaki kur 4.04, bir yıl önceye göre artış yüzde 14 dolayında. Aynı tarihteki faiz de yüzde 13.5. Bir anlamda denge oluşmuş görünüyor. Ama dolarda her an bir atak olabilir, her an bir hızlanma yaşanabilir.
Nitekim yaşanıyor da… Dolar kurunu tutma fırsatını mayıs ayında nasıl kaçırdığımızı diğer grafiğimizde kolaylıkla izlemek mümkün.
Dolar mayıs başındaki 4.04’te kalmasa da, hadi 4.10 ya da 4.20 olsaydı bile şimdiki duruma göre çok daha az maliyet ödemiş olurduk.
Akaryakıt fiyatları artmasın ve enflasyon yükselmesin diye ÖTV’den feragat ederek fiyatları sabitleme yoluna gitmenin bir maliyeti yok mu? Bu dönemde borç ödemek durumunda kalıp çok yüksek kurdan döviz alanların üstlendikleri bir maliyet yok mu?
Kişi ya da şirket bazında ortaya çıkan yük bir yana ülke olarak döviz borcu öderken daha fazla TL bulmak gibi bir durum yaşamadık mı?
Hazine mayıs ayının ilk 23 gününde 609 milyon dolar dış borç ödedi. Bu borç ödemesinde ağırlıklı kur 4.36 oldu. Eğer kurun artışını seyretmesek ve doları mayıs başındaki 4.04’te tutabilseydik, 609 milyon dolar için 2.7 milyar lira değil yaklaşık 2.5 milyar lira gerekecekti. Yani 200 milyon lira tasarruf edecektik. Üstelik mayısta çok düşük tutarda dış borç ödendi. Ya ödeme birkaç milyar dolar olsaydı…
Ama 4 liraları artık görmesi pek mümkün olmayan ve en iyi ihtimalle 4.50 dolayında kemikleşme eğilimi gösteren kur yüzünden daha çok maliyet ödeyeceğiz.
Ah o seyir terası yok mu o seyir terası!”