Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014 yılında dershanelerin kapatılmasıyla oluşan boşluğu doldurmak için okullardan talep ettiği ‘Destekleme ve Yetiştirme Kursları’nın kaçak eğitimi engelleyemediği ve ihtiyaca cevap vermediği görülüyor.
İsmail S. Gülümser,’in hazırladığı yazıda MEB’in 3 yıl geçmesine rağmen istenen verim alınamıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2014’te dershanelerin kapatılmasıyla oluşan boşluğu doldurmak üzere okullarda destekleme ve yetiştirme kursları açılmasını istedi. 2015 yılından bu yana 3 yıl geçmesine rağmen kurslardan istenen verim alınamıyor. 1 Mart 2008’de okul kurslarında verimliği artırmak için yayınladıkları genelge durumun vehametini tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Okul kurslarında yaşanan sorunları çözmek üzere yapılan uyarılara bakıldığına bakanlığın her şeyi merkezden yürüterek yaptığı öğrenci ihtiyaçlarından uzak kursların neden yeterince ilgi görmediğini daha iyi anlaşılıyor. Öğrenci devamını bile sağlayamadıkları bu kursların basında sansasyonel haberlerle dershane boşluğunu dolduracağını iddia ediyorlar. Tüm ek eğitim faaliyetleri yasakladıkları için öğrenciler çaresiz okul kurslarına mecbur olsalar da kurslar öğrenci ve velileri tatmin edemiyor ve onların kaçak eğitim faaliyetlerine yönelmesini engelleyemiyor.
Dershaneler kapatıldıktan sonra velilerin bir bölümü bakanlığın açtığı okul kurslarını yeterli görmediler ve çocuklarını dershanelerin dönüşümüyle ortaya çıkan “Özel öğretim kurslarına” gönderdiler. Özel öğretim kurslarının dershane gibi işlemesinden rahatsız olan bakanlık yetkilileri, öğrenci yönelimini ders sınırı getirerek engellemeye çalıştılar. Başlangıçta 5 dersten kurs izni verdikleri halde zamanla bunu sınırlandırdı, önce 3 derse sonra bir dersten kursa kadar düşürdüler. Kurucuları öğrenci ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kendi kurumunda kaçak faaliyete zorladılar. Özel kurslarda yapılan faaliyetleri engellemek için bakanlık denetimleri sıklaştırsa da içeride ne yapıldığını takip etme şansları bulunmuyor. Çok sıkışırlarsa yakın bina ya da katlarda farklı isimler altında kurum açarak bakanlık baskısını aşmayı düşünüyorlar.
Okul kurslarının verimsizliğini gören öğrenci velileri alternatif arayışına girdi bir bölümü de içeride kaçak dershaneciliğin yapıldığı etüt merkezlerine yöneldiler. Dershanelerin kapatılmasından sonra etüt merkezleri hızla arttı ve sayı 2 katına kadar çıktı. Bakanlık etüt merkezlerinde kaçak faaliyeti engelleyemeyince yine yasakla sorun çözme yoluna gitti. 2017 Temmuz ayında etüt merkezlerinin hepsini kapatarak eğitim yasaklarını biraz daha genişlettiler. Kapanmaya zorladıkları etüt merkezlerinin bir kısmı KPSS kursuna dönüşerek içeride üniversite hazırlık kursu yapmaya, bazıları İngilizce kursu izni alıp içeride TEOG a hazırlık yapmaya başladı, yasağa karşı kurumlar ve öğrenciler yeni çözümler geliştirdiler. Bakanlık kaçak faaliyetlerle baş edemediği için sene başında sınavları toptan kaldıracağını duyurdu ancak bunu da başaramadı, aksine barajı yükselterek daha üst düzey eğitim desteği alanların başarılı olmasına zemin hazırladı üst gruba erişimi zorlaştırarak yarışı daha da tahrik etti.
Dershanelerin verdiği hizmetleri sürdürmesine izin verilen bir tek kurum kaldı. Temel liseler; hafta içi 100 binden fazla öğrenciye okul dersleri arasına serpiştirilmiş dershane hizmeti vermeye devam ediyor. Hafta sonu ve okul saatleri dışında da bu sayıdan daha fazla öğrenci için sınavlara hazırlık grupları açıyorlar. Bakanlık yasal iki bin dershaneyi kapatırken, sınavlara hazırlanan öğrencileri çalışmasına izin verip ayrıcalık tanıdığı bin temel liseye mecbur etti. Bir kısmı gerçekten başarılı olduğu için ilgi çekerken, bir kısmı ise rekabet edemediği ayakta kalmakta zorlandığı halde güçlü rakiplerinin yok edildiği ortamda devlet desteğiyle ayrıcalık kazanarak hiç emek sarf etmeden rant elde ediyorlar.
Mali imkânı olan işi şansa bırakmak istemeyen öğrenci velileri ise çocuklarına kaçak özel dersle problem çözme yoluna gittiler. Bu arada okul kurslarından kopan öğrenci profili her geçen gün belirginleşiyor, garibanlar okul kurslarıyla yetinmek zorunda kalırken, özel ders piyasasında işler giderek kızışıyor. Özel ders reklamları internet sitelerine yayılıyor. Bakanlık kurumsal hizmet verenleri kaçak eğitim vermekle suçlayıp kapatırken, özel ders verenlere müdahale edemiyor. Fırsat eşitliliği bahanesiyle dershaneler kapatılırken yüksek ücretlerle verilen özel derslerle fırsat eşitsizliği daha da büyüyor.
İktidarın OHAL baskısı altında bile özel kurslara öğrenci ilgisini sağlayamadığı, öğrenci ve velilerin kaçak eğitim faaliyetlerine yönelmesine, eğitimcilerin kaçak eğitim kurumu açmasına engel olamadığı gözleniyor, geçen yıl sadece Adana’da kaçak eğitim yapan 255 kurum kapatılıyor. 11 ilde “TEOG hazırlık, Ödev Evi, Test Merkezi, Danışmanlık Merkezi, Eğitim Koçluğu” adı altında faaliyet yapan kaçak kurumlara operasyon yapılıyor ve para cezaları kesiliyor. Uzun yıllar önce Türkiye gündeminden düşmüş olan kaçak eğitim faaliyetleri yeniden hortluyor.
Özel okullar dâhil tüm eğitim kurumları dershanelerin boşluğunu doldurma yarışına girişiyor. Şimdilik 200 binden fazla öğrenci temel liselerden dershane hizmeti alıyor. Bunlar 2019 sonunda kapanacak ve yasal kurumlardan hiçbirisinin dershane gibi çalışmasına izin verilmeyecek işte o zaman kaçak eğitim faaliyetlerinde tam patlama yaşanacak.
OKUL KURSLARI DERSHANE BOŞLUĞUNU DOLDURAMAZ
Bakanlık yaptığı son düzenlemelerle okulların bünyesinde açılan “Destekleme ve yetiştirme kurslarının” dershanelerin kapatılmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurmasını bekliyor. Merkezinden verilen kararlarla yürütülen okul kurslarında öğretmen ve idareciler sorunları görse bile çözüm üretemiyor. Kursların işleyiş tarzı dershanelerin kapatılmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurmaktan çok uzak. Okul kurslarıyla ilgili yapılan araştırmalar ve denetim raporlarında konunun taraflarından alınan bilgiler ışığında kursların çok önemli sorunlarının olduğu açığa çıkıyor.
Dershanelerde öğrencilerin derse ilgi problemi yoktu, hâlbuki okul kurslarında verilen derslere öğrencilerin yeterince ilgi duymaması kursların kurgulanışından uygulanan yöntemine kadar her konuda yapılan yanlışlıklar başarısızlığı getiriyor. Devlet memuru mantığı ile emir komuta zinciri içinde yürütülen kursların özel sektör mantığıyla yürütülen başarıya odaklanmış dershane yerine geçeceği sanılıyor. Bakanlık öğretmen ve öğrencilerin motivasyonun niçin düşük olduğunu araştırma gereği bile duymamış, talimatlarla her şeyi düzelteceğini umuyor.
Sınavlara hazırlık grubunda yaklaşık 2 milyon öğrenci varken, bu gruptan ancak hedefi olan 1 milyon öğrenci dershane desteğine ihtiyaç duymuş, kimsenin zorlamasına gerek kalmadan kendi iradesiyle masraf yaparak dershaneden yararlanmayı seçmişti. Hâlbuki bakanlık 2015 yılında okul kurslarına kayıtlı öğrenci sayısının 3 milyonu, 2016-17’de 8 milyonu geçtiği en çok matematik-Türkçe ve yabancı dile başvuru olduğu ile övünüyor. Oysa öğrencilerin okul kurslarını neden seçtiği kursların ne kadar faydalı olduğuna bakma gereği bile duymuyor. Dershanelerde görev yapan öğretmen sayısı 50 binlerde iken, ilk yıl okul kurslarında 175 bin öğretmen görevlendirilmiş. Rakamlar hem öğretmen seçiminde herhangi bir kriter olmadığını, hem de kursların hedefi olmayan öğrencilerle doldurduğunu gösteriyor. Kurslara daha çok ortaokul öğrencilerinin başvurduğu üniversiteye hazırlanan lise öğrencilerinin ve mezun adayların başvurmadığından anlaşılıyor ki yani kurslar hedefi olan öğrencilere hitap etmiyor. Daha çok eğitime erişimde güçlük çeken öğrenciler okul kurslarıyla yetinmek zorunda kalıyor. Bakanlık hedefi olan öğrencileri tatmin edecek ortam hazırlayamıyor.
OKUL KURSLARINDA HEDEFLENELER NEDEN GERÇEKLEŞMİYOR
Kursların dershane yerine geçmesi için hangi öğrencilerin alınabileceği yönergede belirtilmiş, sınavlara hazırlık yapacak öğrenciler kayıtlı ya da mezun öğrenciler kendi okulda veya yakında kurs açılan başka bir okuldan yararlanabilecekler.
Kurs süreleri de dershanelere bakılarak düzenlenmiş; kursların okullar kapandıktan sonra sınava bir haftaya kadar devam edeceği, Cumartesi Pazar günleri, yarıyıl tatili ve yaz aylarında da kurs açılabileceği, günde 2-8 saat ders yapılabileceği, derslerin saat 22 ye kadar devam edebileceği, bir dersten yılda en az 72 saat ders verileceği hükme bağlanmış.
Ancak kursların dershanelerden elde edilen verimi sağlamada karşılaştığı güçlüklerin neler olduğu, dershaneye olan ilginin okul kurslarına olan ilgisizliği sebeplerinin tartışıldığı, sınırlı sayıdaki akademik araştırmada ortaya çıkan sorunların çözümünde bile bakanlığın sağlıklı karar veremediği anlaşılıyor.
Öğretmenler kurslarda kullandıkları ders materyalleri açısından ciddi sorunlarının olduğunu aktarmışlar. Bakanlık her konuda olduğu gibi konuyu merkezden çözmeye çalışmış, EBA sistemine ders materyalleri yükleyerek öğretmenlerin bununla yetinmesini istemiş. Öğretmenler alternatif materyalleri yayıncısından izin almadan fotokopi ile çoğaltıp dağıttıklarını, fotokopi ücretinde bile sorun yaşadıklarını aktarmışlar.
Öğretmenlerin derste kullandıkları yöntemle ilgili ciddi sorunlar olduğu anlaşılmaktadır. Bakanlık okul kurslarında her şeyi merkezden planlarken kurslarda görev alacak öğretmenlerin yetiştirilmesiyle ilgili konuyu geçiştirmekle yetinmiştir. Normal okul günlerinde derse ilgi sağlayamayan birçok öğretmen bu kurslarda görevlendirilerek, öğrenciler kurslardan soğutulmaktadır. Öğretmenlerden bazıları problemin farkındadır öğretmen seçiminin öğrenci tercihine bırakılmasını önermektedir. Dershanelerde ise öğretmenler seçilerek alınmış, yeterli olmayan, hakkında en küçük bir şikâyet olan öğretmenden hatalarını düzeltmesi istenmiş, imkân varsa desteklenmiş, şikâyet devam ederse öğretmen değiştirilmiştir.
Dershanede öğrenci memnuniyeti en önemli unsur iken okul kurslarında sistem öğretmenlerin alacakları ek ders ücretine göre düzenlenmiştir. Öğretmenlerin okul kurslarında ders vermeye iten tek faktör alacağı ek ders ücretidir. Başarılı olup olmadığına bakmadan tüm öğretmenlere standart ücret ödenmesi başarılı öğretmenleri caydıracaktır.
Öğrenciler ilk günlerde okul kurslarına ilgi gösterirken ilerleyen zamanda kurslara ilginin azalması, sınıflarda öğrenci adedinin düşmesinin sebebi ya kursların hedefe dönük eğitim vermemesi ya da hedefe ulaştırmada yetersiz kalmasındandır. Kurslarda görev alan öğretmenler ilgisizliği kursların ücretsiz olmasına bağladıkları için öğrenciden ücret alınması istemektedir. Ancak asıl sorun kursların öğrencinin ihtiyacını karşılamadan uzak olmasıdır.
Ülke genelinde çok sayıda dar gelirli aile dershanelerin kapatılmasıyla mali külfetten kurtulduğuna sevinirken, çocukları için ek eğitim desteği alacağı önemli bir alternatif yok edilmiştir. Okul kurslarının yetersizliğini gören aileler imkânı varsa daha yüksek ücret ödeyerek, özel derslerle ihtiyacın karşılamaktadır. Dershanelerle çok geniş kesimler eğitime kolayca erişebilirken şimdi daha dar bir kesim bu eşitlikten yararlanmaktadır. İktidar partisi liselere girişte sınavla öğrenci alan okul sayısını yüzde 10’a kadar düşürerek, sadece yüksek bedellerle özel ders alabilen ailelere yükselme yolu açmış, dar gelirlilerin başarı düzeyi yüksek okullara girişini imkânsız hale getirmiştir.
Dershanelerde sezon başında yapılan seviye belirleme sınavıyla, öğrenciler başarı düzeyine göre gruplara ayrılırken, okul kurslarında çok farklı düzeylerde öğrenciler aynı sınıfta eğitime zorlanması, okullardaki isteksizliğin kurslara da yansımasına yol açmaktadır. Kurslarda öğrenci ihtiyacına göre sistemin düzenlenmesi gerekirken zorlayıcı tedbirlerle öğrenci ilgisinin sağlanacağını beklemek hayaldir. Kurslarda belirgin bir hedef olmadığından, taraflarda yeterli heyecan uyarılamamakta hem öğretmenler hem öğrenciler kursların yorucu olduğundan şikâyet etmektedir. Öğretmenlerin okul kurslarındaki aksaklıklar hakkında verdikler bilgiler, kursların öğrenci ilgisini çekmede asla başarılı olmayacağının ipuçlarını vermektedir.
BAKANLIĞIN 1 MARTTAKİ DUYURUSU KURSLARIN NASIL AMATÖRCE YÜRTÜLDÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR
Bakanlık illerde okul kurslarına kayıtta sorun yaşandığını gördüğü için merkezden yazılı talimatla mağduriyeti önleyecek tedbirler konusunda uyarı gereği duymuştur. Hâlbuki özel dershaneler öğrenciden alınan ücretlerle faaliyetini sürdürdüğü için sorumluluk duygusu yüksektir. Öğrenci kaydına engel bir konu aynı gün içinde bazen olay sırasında değerlendirilip çözüm üretilir.
Tüm programlar ve açılacak modüller bakanlıkça belirlendiği ve bunun dışında okul ya da illere yetki verilmediği için okul kursları öğrenci ihtiyaçlarına göre değişime açık değildir. Okul yöneticileri hatta valilikler merkezden gönderilen talimatları uygulamak zorunda olan memurlardır. Kurslarda hiçbirinin tasarruf yetkisi yoktur.
Kursta görev alacak öğretmenlerin başvuru süresini kaçırması halinde görev almaları mümkün görünmemektedir. Bu durum sonradan göreve ikna edilen başarılı bir öğretmenden yararlanmayı engeller. Bütün çerçevenin merkezden belirlenmesi alanda yaşanan sorunların çok uzun süre sonunda merkeze ulaştırılması kursların başarı şansının azaltmaktadır. Kurslarda bu ve benzeri eğitimi geliştirmeye engel, esnekliklere kapalı, sınırlandırıcı birçok hüküm bulunmaktadır.
Öğretmenlerin sadece kendi ilçesinde başvuru şartı, sadece 3 okul seçeme zorunluluğu gibi sınırlamalar da başarılı öğretmenlerden daha fazla bölgenin yararlanmasını önleyecektir. Okul yöneticilerinin çevre ilçelerde başarılı öğretmenleri arayıp bulmasına engel bu uygulama kursların başarısını düşürür. Öğretmen seçiminde yöntemin öğrenci ihtiyacı yerine öğretmenlere ek ders ücretini adil dağıtma gibi kursun amaçlarıyla örtüşmeyen bir kaygıyla belirlendiği görülmektedir. Öğretmenleri kendi muhitine hapseden bu uygulama kursların başarısına engeldir.
Öğretmenlerin kurs verecekleri derslerle ilgili açıklamada ders başarısından çok ücretli ya da asil olmasına göre seçilmesi, bakanlığın kurslarda başarıyı değil kendi kadrolarını kollamayı hedeflediğini göstermektedir. Sözleşmeli bir öğretmen ağzıyla kuş tutsa diğer öğretmenlerin haklarından yararlanamamaktadır.
Öğretmen görevlendirmede branş başarısının aranmaması bu kursların en büyük handikapıdır. Başarı için en ücra köşelerden öğretmen arayıp bulan dershaneler yerine geçeceği iddia edilen sistemde başvuran her öğretmen görevlendirilmekte, başvuru olmazsa yöneticilerin bu dersleri doldurmasını istenmekte, hedefin sadece derslerin doldurulması olduğu görülmektedir. Özellikle branşında başarılı öğretmenler yüksek ücretle özel ders vermeyi seçtiğinden kursların çoğu vasat öğretmenlerle sürdürülmektedir. Uygulama ek ders ücreti almak isteyen öğretmenler açısından bir yarar sağlasa da hedefi olan öğrencilere ek katkı sunmaktan uzaktır.
Bazı okul yöneticilerinin kurslarda öğretmenlere görev vereceği yerde ek ders ücreti almak için kendine görev verdiği bakanlığın bu yöneticileri uyarma gereği duyduğu anlaşılmaktadır. Suistimalleri önlemek için öğretmen seçiminin kurs yöneticilerince belirlenmemesi, öğrenci ihtiyacına karşılamaktan uzak öğretmenlerle kursların sürdürülmesi sonucu öğrencilerin kursa ilgisi azalmaktadır.
Bakanlık öğretmenden öğrenci tercihine kadar kendine göre merkezi bir sistem kurarak tüm illerin buna uymasını istemektedir. Öğrencilerin o döneme ait özel ihtiyaçlarını dikkate almayan bu uygulamanın dershaneler yerini doldurması mümkün değildir.
Okullarda hangi kursların açılacağı konusu da illerin onayın bırakılmıştır. Bu durum kursların öğrenci ihtiyaçlarından çok okullara yükün eşit dağıtılmasına göre planlanacağına işaret etmektedir. Okullarda hangi sınıfların kullanılacağına, ders programının ne olacağına, bu programa göre yapılacak ödemelere kadar merkezden kontrol sistemi kurmuştur. Bakanlık okul kurslarında suiistimalleri önlemek için ücretlerin denetleneceğine vurgu yaparak, merkezden yönetimi önceliklendirmiş, kursları gerçek amacından uzaklaştırmıştır. Bütün bunlar Bakanlığın kursların gerçek amacına hizmetle ilgili kuşkularının olduğunu ve bunu sürekli kontrol gereği duyduğunu göstermektedir.
Okul kurslarına devamla ilgili ciddi sorunların olduğu devamı sağlamak için öğrencileri zorlayacak düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Hâlbuki dershanelerde öğrencilerin devam ve devamsızlığını takibe gerek duyulmamıştır. Öğrenciler zorlamaya gerek olmadan kendi iradesiyle önemli bir ihtiyacını karşıladığı için devam zorunluluğu hissetmiştir. Bakanlık okullarda yaptığı uygulamanın benzerini okul kurslarına da yansıtmış, öğrencileri istemediği bir kursa devam etmeye zorlayacak hükümler getirmiştir.
Sınıf mevcudu düşünce kursun kapatılacağı talimatı göndermiş, devamsızlar yüzünden devam edenleri cezalandırma, kursa ilgi duyan az sayıda öğrenciyi de caydırma yolunu seçmiştir. Dershaneler sene başında söz verdiği bir programı şartlar ne olursa olsun az sayıda öğrenci de olsa sürdürmek zorunda hisseder. Bu yüzden okul kurslarının dershanelerde öğrenci yararına uygulamaları yapması ve dershane yöneticilerinin gösterdiği refleksi göstermesi çok zordur.
Okul kurslarında grup oluşturma işleminde bile ilin onayı gerekmektedir. Yöneticiler kendilerinin karar vermediği bir programda istenen düzeyde sorumluluk almasını beklemek hayaldir. Bakanlık kursa ilgi sağlamak için taşıma hizmet vermekte ancak bunu da şarta bağlamaktadır. Bütün bunlar bakanlığın kurslardaki faaliyetleri kısıtlayacak idarecilerin sorumluluk almasını engelleyecek yönde düzenlemelerdir.
Kursta görev yapan öğretmenlere başarısına bakmadan her ay ek hizmet puanı verilmesi, yapılan uyarılarda binanın ısınması konusuna bile yer verilmişken, öğrencinin kursa ilgisini sağlayacak içerikle ilgili bir uyarının yer almaması, bakanlığın kursların başarısı için göstermelik düzenlemelerle yetindiği içerikle hiç ilgilenmediğinin kanıtıdır.
Dershanelerde öğrenci ve öğretmen motivasyonunu artıran birçok unsur bir araya getirilmiştir.
-Öğrenme hızı birbirine yakın aynı seviyede öğrenciler gruplanmış, herkesin derse katılımı sağlanmıştır
-Ek çalışmanın gerekli olduğuna inandığı devrede hedefi olan istekli öğrencilere hizmet verilmiştir.
-Öğretmenler kurum yönetimi ve öğrenciler tarafından sürekli izlenmekte gerektiğinde uyarılmaktadır
-Öğretmenin hedefe ulaşmada gösterdiği gayret öğrenciyi etkilemekte, derse ilgi sürekli artırılmaktadır
-Sık ölçümlerle öğrenciye ihtiyaçları gösterilmiş, noksanları tamamlama konusunda ikna edilmiştir.
-Rekabet şartlarında en başarılı öğretmenlere, başarılı öğrencilere ulaşma yolu aranmış, çıta yükselmiştir
-Tüm taraflar sadece başarıyı artırmaya kilitlenmiş, başarıyı engelleyen unsurlar anında giderilmiştir.
-Her kesin başarıyı istediği bir ortamda her şey mükemmel olmasa bile başarıya göre dizayn edilmiştir.
Hâlbuki Bakanlığın destekleme kurslarıyla ilgili uyarı yazısı ve konuyla ilgili yapılan akademik çalışmalar dershanelerde olmasına asla izin verilmeyecek öğrenci ve öğretmen motivasyonunu engelleyen çok sayıda çözümü imkânsız gibi görünen problemin varlığına işaret etmektedir.