Suriye savaşının final aşamasına sahne olacağı öngörülen İdlib’e yönelik kuşatma ve hava operasyonları sürpriz gelişmeler eşliğinde yeni bir aşamaya taşındı.
Suriye’deki son cihatçı adacığı İdlib ve çevresinde savaşın yeni bir aşamaya taşındığını ortaya koyan gelişmeler yaşandı.
Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le dün (10 Ağustos) yaptığı telefon görüşmesinin ardından Rus savaş uçaklarının aylar sonra bir kez daha Halep’in batısında, yani İdlib’e komşu bölgelerde saldırılar düzenlediği ve bu saldırılarda AKP-TSK destekli “Suriye’nin Kurtuluşu Cephesi” örgütüne ait karargah ve silah depolarını hedef aldığı öğrenildi.
Yine Halep’in kuzeybatısında yer alan ve Şiilerin yoğunlukta olduğu Nubbul ve Zehra kasabalarına yönelik cihatçı saldırılarının ardından Suriye ordusu da top atışlarıyla cihatçıların kontrolündeki bölgeleri vurdu.
İdlib’in doğu tarafında bunlar yaşanırken güney ve batı sınırlarına yakın bölgelerde de Suriye ordusuna bağlı Kaplan Kuvvetleri adlı özel birlikler tahkimatlarını sürdürdü ve operasyonların tamamlandığı güney bölgelerinden büyük konvoylar zırhlı araçlar eşliğinde İdlib’e doğru yola çıktı.
Lazkiye ve Hama’da çatışmalar
Şam yönetimine yakın bir yayın çizgisi izleyen Al-Masdar’ın askeri kaynaklara dayandırdığı haberlere göre, Kaplan Kuvvetleri öncelikli olarak Lazkiye-İdlib arasındaki dağlık bölge ile devamında İdlib sınırları içindeki Cisr eş-Şuğur kasabasını ve Hama vilayetinin İdlib’e komşu bölgelerini almayı hedefliyor.
Dün bu bölgelerde de karşılıklı saldırılar yaşandı. Dikkat çeken gelişme, Türkiye’nin Astana mutabakatı doğrultusunda El-Kaide ve IŞİD’le arasına mesafe koyan gruplardan oluşturduğu yeni çatı örgütü “Ulusal Kurtuluş Cephesi”ne bağlı militanların da Lazkiye ve Hama’da Suriye ordusunu hedef almasıydı.
Ancak operasyonlar İdlib çevresi ile sınırlı değil. İdlib’i 3 parçaya bölen ve Lazkiye-Halep ile Halep-Şam arasındaki bağlantıyı sağlayan otoyol ağı boyunca da hava saldırıları düzenlendi.
TSK batağın ortasında
TSK’nin 12 gözlem noktası ile çevrelediği bölgede Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne bağlı 70 bin militan olduğu düşünülüyor.
30 Temmuz’da Soçi’de Astana süreci kapsamında yapılan görüşmelerde Rusya ve İran’ın İdlib’in El-Kaide ve IŞİD bağlantılı cihatçı gruplardan temizlenmesi konusunda Türkiye’yi rol almaya çağırdığı ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin de bu doğrultuda kurulduğu öne sürülmüştü.
Bir başka iddia da Rusya’nın, Türkiye’ye 7 Eylül’de gerçekleşecek İdlib konulu Rus-Türk-Alman-Fransız zirvesine kadar bölgedeki cihatçı sorununu çözmesi için mühlet verdiği yönünde idi.
Al-Monitor’e konuşan bir Rus diplomat ise Rusya ve Türkiye arasında İdlib konusunda geçici bir mutabakata varıldığını ve İdlib operasyonunun hemen başlamayacağını, El Kaide’ye karşı iki ülkenin işbirliği yapacağını aktarmıştı.
Ancak daha öncekilerde olduğu gibi bu mutabakat da El-Kaide, IŞİD ve bu ikisiyle bağlantılı grupları hariç tutuyor.
Ne var ki El-Kaide’ye karşı mücadele edeceği savunulan cihatçıların Suriye ordusunu hedef alması ve TSK’nin gözlem noktasının bulunduğu bölgelerden Lazkiye’deki Rus hava üssü Hmeymim’e yönelik saldırıların devam etmesi çatışmasızlığı geçersizleştiren ve Rusya ile Suriye’nin operasyonlarını hızlandıran bir durum yaratıyor.
AKP’nin manevra aralığı daraldı
Beklenenden hızlı başlayan savaş karşısında TSK de gözlem noktalarını beton bloklarla çevirerek korumaya çalışıyor.
Bugüne kadar savaşın diğer cephelerde sürmesi ve İdlib’in sona bırakılması nedeniyle bölgede ciddi bir sorun yaşamayan AKP iktidarı, yerine getirilmesi zor taahhütleri ve onbinlerce cihatçının sorumluluğunu üstlenmiş olması nedeniyle şimdi 8 yıllık savaşta sebep olduğu yüklü bir faturayla yüz yüze. Üstelik bu kez ABD’yle yaşadığı kriz nedeniyle Rusya’nın istekleri karşısında eli daha zayıf.
Suriye savaşının final aşamasına sahne olacağı öngörülen İdlib’e yönelik kuşatma ve hava operasyonları sürpriz gelişmeler eşliğinde yeni bir aşamaya taşındı.
Suriye’deki son cihatçı adacığı İdlib ve çevresinde savaşın yeni bir aşamaya taşındığını ortaya koyan gelişmeler yaşandı.
Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le dün (10 Ağustos) yaptığı telefon görüşmesinin ardından Rus savaş uçaklarının aylar sonra bir kez daha Halep’in batısında, yani İdlib’e komşu bölgelerde saldırılar düzenlediği ve bu saldırılarda AKP-TSK destekli “Suriye’nin Kurtuluşu Cephesi” örgütüne ait karargah ve silah depolarını hedef aldığı öğrenildi.
Yine Halep’in kuzeybatısında yer alan ve Şiilerin yoğunlukta olduğu Nubbul ve Zehra kasabalarına yönelik cihatçı saldırılarının ardından Suriye ordusu da top atışlarıyla cihatçıların kontrolündeki bölgeleri vurdu.
İdlib’in doğu tarafında bunlar yaşanırken güney ve batı sınırlarına yakın bölgelerde de Suriye ordusuna bağlı Kaplan Kuvvetleri adlı özel birlikler tahkimatlarını sürdürdü ve operasyonların tamamlandığı güney bölgelerinden büyük konvoylar zırhlı araçlar eşliğinde İdlib’e doğru yola çıktı.
Lazkiye ve Hama’da çatışmalar
Şam yönetimine yakın bir yayın çizgisi izleyen Al-Masdar’ın askeri kaynaklara dayandırdığı haberlere göre, Kaplan Kuvvetleri öncelikli olarak Lazkiye-İdlib arasındaki dağlık bölge ile devamında İdlib sınırları içindeki Cisr eş-Şuğur kasabasını ve Hama vilayetinin İdlib’e komşu bölgelerini almayı hedefliyor.
Dün bu bölgelerde de karşılıklı saldırılar yaşandı. Dikkat çeken gelişme, Türkiye’nin Astana mutabakatı doğrultusunda El-Kaide ve IŞİD’le arasına mesafe koyan gruplardan oluşturduğu yeni çatı örgütü “Ulusal Kurtuluş Cephesi”ne bağlı militanların da Lazkiye ve Hama’da Suriye ordusunu hedef almasıydı.
Ancak operasyonlar İdlib çevresi ile sınırlı değil. İdlib’i 3 parçaya bölen ve Lazkiye-Halep ile Halep-Şam arasındaki bağlantıyı sağlayan otoyol ağı boyunca da hava saldırıları düzenlendi.
TSK batağın ortasında
TSK’nin 12 gözlem noktası ile çevrelediği bölgede Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne bağlı 70 bin militan olduğu düşünülüyor.
30 Temmuz’da Soçi’de Astana süreci kapsamında yapılan görüşmelerde Rusya ve İran’ın İdlib’in El-Kaide ve IŞİD bağlantılı cihatçı gruplardan temizlenmesi konusunda Türkiye’yi rol almaya çağırdığı ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin de bu doğrultuda kurulduğu öne sürülmüştü.
Bir başka iddia da Rusya’nın, Türkiye’ye 7 Eylül’de gerçekleşecek İdlib konulu Rus-Türk-Alman-Fransız zirvesine kadar bölgedeki cihatçı sorununu çözmesi için mühlet verdiği yönünde idi.
Al-Monitor’e konuşan bir Rus diplomat ise Rusya ve Türkiye arasında İdlib konusunda geçici bir mutabakata varıldığını ve İdlib operasyonunun hemen başlamayacağını, El Kaide’ye karşı iki ülkenin işbirliği yapacağını aktarmıştı.
Ancak daha öncekilerde olduğu gibi bu mutabakat da El-Kaide, IŞİD ve bu ikisiyle bağlantılı grupları hariç tutuyor.
Ne var ki El-Kaide’ye karşı mücadele edeceği savunulan cihatçıların Suriye ordusunu hedef alması ve TSK’nin gözlem noktasının bulunduğu bölgelerden Lazkiye’deki Rus hava üssü Hmeymim’e yönelik saldırıların devam etmesi çatışmasızlığı geçersizleştiren ve Rusya ile Suriye’nin operasyonlarını hızlandıran bir durum yaratıyor.
AKP’nin manevra aralığı daraldı
Beklenenden hızlı başlayan savaş karşısında TSK de gözlem noktalarını beton bloklarla çevirerek korumaya çalışıyor.
Bugüne kadar savaşın diğer cephelerde sürmesi ve İdlib’in sona bırakılması nedeniyle bölgede ciddi bir sorun yaşamayan AKP iktidarı, yerine getirilmesi zor taahhütleri ve onbinlerce cihatçının sorumluluğunu üstlenmiş olması nedeniyle şimdi 8 yıllık savaşta sebep olduğu yüklü bir faturayla yüz yüze. Üstelik bu kez ABD’yle yaşadığı kriz nedeniyle Rusya’nın istekleri karşısında eli daha zayıf.