İsrail ordusu sözcüsü Yarbay Peter Lerner Pazar günü yaptığı açıklamada, Han Yunus’taki görevlerin tamamlandığını, ancak Gazze’de “ciddi bir gücün” operasyona devam edeceğini söyledi.
Bu açıklamayla birlikte aylardır İsrail’in bombardımanı altındaki Han Yunus’a dönenler evlerini ve enkaz altında kalan yakınlarını aramaya başladı.
Uydu verilerine göre savaşın başlangıcından bu yana kentteki binaların en az yüzde 55’i, yani yaklaşık 45 bin bina hasar gördü ya da yıkıldı.
BBC‘ye konuşan Akram isimli bir gazeteci, “binlerce” kişinin Han Yunus’a döndüğünü söyledi.
Ancak tam olarak kaç kişinin bölgeye dönüş yaptığı teyit edilemiyor.
Akram’a göre Han Yunus’ta görev yapan polis veya herhangi bir yardım kuruluşu bulunmuyor.
Pek çok kişi bölgede deprem vurmuş gibi bir yıkım olduğunu, evlerinin enkaza dönüştüğünü söylüyor.
“Geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı” diyen Najwa Ayyash şöyle devam ediyor:
“Evimizin neredeyse tamamen yok olduğunu gördüm. Üçüncü kata çıkabilmem için merdiven yoktu. Kardeşim yukarı tırmanmayı başardı ve çocuklarım için bize kıyafet getirdi.”
Asad Abu Ghalwa ise kendisinin ve komşusunun evlerinin “dümdüz edildiğini” söylüyor.
Ghalwa, “Evimizi kontrol etmeye geldik. Hiçbir şey bulamadık. Sadece ailemle birlikte kalabileceğim bir yer bulmak istemiştim” diyor.
Han Yunus’taki yıkım bir kişi tarafından “gerçek dışı” diye nitelendirildi.
Ahmad Abu Reesh adlı bir Gazzeli, “Evimize ne olduğunu görmek için geldik ama evimizi bulamadık. Bir moloz yığını var yerinde. Burada yaşamak veya hareket bile etmek mümkün değil. Hayvanlar bile burada yaşayamaz, insanlar nasıl yaşasın?” diye konuştu.
Hamed Yaser Ahmed Abo Hayah ise bölgenin “tam anlamıyla yıkıma” uğradığını söylüyor.
7 aydır kıyafetlerini değiştiremediğini söyleyen Hayah, “Uyumadan önce yıkıyorum, sonra pencereye asıyorum ve sabah olduğu gibi giyiyorum. Burada hayat yok” diyor.
‘Gözlerimiz açık uyuyoruz’
14 yaşındaki Saad Ouda, evi olmasa bile Han Yunus’a dönmek istediğini söylüyor.
“Han Yunus’a gidin ve her şeyin yıkılmış olduğunu göreceksiniz, evlerimiz yıkıldı” diyen Ouda şöyle devam ediyor:
“Yine de Refah’ta kalmaktansa evimin kalıntıları üzerinde yaşamayı tercih ederim. Kardeşlerim korkuyor ve ağlıyorlar. Hayattaki tek dileğim evime dönmek ve huzur içinde yaşamak. Bu kadar aşağılanma ve bombardıman yeter. Burada, Refah’ta gözlerimiz açık uyuyoruz.”
Kendisi ve pek çok çocuk için Gazze’de yaşamın savaştan ibaret olduğunu söyleyen Ouda, “Ne yapabiliriz? Biz Gazze’deki çocuklar olarak dünyanın geri kalanındaki çocuklar gibi hayatın tadını çıkarma ayrıcalığına sahip değiliz. Hiçbir şey, oyun yok, su yok, yemek yok” diye devam ediyor.
‘İsrail’in Han Yunus’tan çekilmesi Refah’taki insani krizi hafifletebilir’
Savunma ve istihbarat şirketi Sibylline’ın genel müdürü Justin Crump, İsrail ordusunun Han Yunus’tan çekilmesinin Refah’taki insani sorunları hafifletebileceğini söylüyor.
Bunun aynı zamanda Refah’a düzenlenecek herhangi bir kara harekatını kolaylaştırabileceğini söyleyen Crump, “[İsraillilerin] Han Yunus ve diğer yerlerden çekilmesi, nüfus baskısının kısmen Refah’tan dağılmasına izin verebilir” diyor.
Crump, İsrail’in “Refah’tan ve planladığı saldırıdan vazgeçmediğine” inandığını, kuvvetlerin muhtemelen toparlandığını ve operasyonların bir sonraki aşamasını düşündüğünü söylüyor.
Aralık’tan bu yana bombardıman altında
Pazar günü yapılan açıklamadan sonra İsrail’in Gazze’deki kara operasyonunun devamı ve rehine takası anlaşması ekseninde gelişmeler devam ediyor.
Haftalardır Refah’a yönelik operasyon sinyali veren İsrail ve Hamas arasında Kahire’deki müzakereler devam ediyor.
Dünya liderlerinden ateşkes baskısı ise devam ediyor.
Aralık başında İsrail, Gazze’nin güneyinde bulunan Han Yunus’a yoğun hava saldırıları düzenledi.
5 Aralık’ta ise İsrail ordusu kara kuvvetlerinin bölgeye girdiğini duyurdu.
O tarihten bu yana İsrail ordusu Han Yunus’un merkezini yoğun bir şekilde bombaladı.
İsrail ordusu Mart ayında Hamas üyelerinin orada bulunduğu iddiasıyla Nasır hastanesine bir baskın düzenledi.
Nasır hastanesinin etrafındaki bölge bir zamanlar yoğun bir nüfusa sahipti. Sokaklarda birçok dükkan ve cam bulunuyordu. Bölgede bir futbol stadyumu da vardı.
3 Nisan’da çekilen uydu görüntüleri bölgenin büyük bölümünün dümdüz olduğu anlaşılıyor.