İsveç’te soğuk savaş yıllarından sonra ilk kez savaş dönemlerinde neler yapılması gerektiğine ilişkin broşür dağıtıldı. Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bile bu durumunu yaşanması kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Tehdit algısı öyle bir boyuta geldi ki, İsveç hükümeti halka bir savaş halinde neler yapmaları gerektiğini anlatan broşürlerini Soğuk Savaş yıllarından bu yana ilk kez dağıttı.
Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bu broşürlerin dağıtılmasının tüm dünya için bir uyarıcı niteliği taşıdığına dikkat çeken T24 yazarı Oğuz Demiralp, dünyanın her bölgesinde ciddi sorunlar, krizler, sıcak çatışmalar, insani dramalar yaşandığına dikkat çekti.
Yerkürenin fokur fokur kaynadığına değinen Demiralp, son zamanlarda Afrin ve İdlib konularında iç gündemde bir şey işitilmediğini hatırlattı ve ekledi:
“Afrin milliyetçiliğinin rafa kaldırılmış olması, seçimlerle ilgili. Kürt seçmeni daha fazla ürkütmemeye çalışılıyor, öbür yandan da basına bile yansıyan garip temaslar yapılıyor.
Biz daha çok Orta Doğu’da meşgul iken, Ermenistan’ın çiçeği burnunda başbakanının Dağlık Karabağ’a giderek hamasi nutuklar atması umut verici bir gelişme olmadı. Öte yandan, Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın da ABD’ye bir Türkiye şikâyet gezisi yapmakta olduğu anlaşılıyor. Vaşington büyükelçimizi çekmek şart mıydı?”
Gaza ve Kudüs nedeniyle patlak veren krizlere mukabil, Türkiye’nin büyükelçisini çağırdığına değinen Demiralp, Filistin’in sorunu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ya da divanına) taşıdığını, bundan sonraki adımda ise Türkiye’nin büyükelçisini görevinin başına göndermesinin doğru olduğunu, zira sorunun ikili değil uluslararası nitelikte olduğunu ifade etti.
İsrail’e de ikili yaptırım uygulama fikrini de doğru bulmayan Demiralp, İsrail’deki muhalif çevrelerle temasta kalınması tavsiyesinde bulunurken, yaptırım kararının rasyonel bir dış politika enstrümanı olmadığını kaydetti.
Dünyadaki sorunların seyrine dair yorumlarla devam ettiği yazısında, Demiralp şu hususlara dikkat çekti:
Elbette, ABD ile İsrail’in hızını kesmek kolay değil. ABD, yaptırım yoluyla İran’ı köşeye kıstırabileceğini, İran halkının da yaptırımlar nedeniyle yönetime isyan edebileceğini değerlendiriyor. Büyük yanlış! İranlı bir yetkili, uranyum zenginleştirmesine başlayabileceklerini söyleyiverdi işte!
Yemen kan ağlarken Suudi Arabistan’da bilmediğimiz saray entrikaları dönüyor. İran herhalde biliyordur ve ellerini oğuşturuyordur. Bu gidişle İran’da şahinler yüksekten uçmaya başlar.
AB’nin iç sorunları da durulmuyor. Şimdi de İtalya’daki AB karşıtı aklıevveller ortaya çıktı.
Dünyanın diğer bölgelerine pek bakmıyoruz, ama ilginç (!) gelişmeler oluyor. Örneğin Burundi’de müthiş bir referandum yapılarak, Cumhurbaşkanına 2034’e kadar iktidarda kalma olanağı sağlandı. Nasıl bir demokrasi örneği, değil mi? Kim bilir Burundi demokrasisine kaç ülkede kaç cumhurbaşkanı gıpta ediyordur.”
İsveç’te soğuk savaş yıllarından sonra ilk kez savaş dönemlerinde neler yapılması gerektiğine ilişkin broşür dağıtıldı. Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bile bu durumunu yaşanması kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Tehdit algısı öyle bir boyuta geldi ki, İsveç hükümeti halka bir savaş halinde neler yapmaları gerektiğini anlatan broşürlerini Soğuk Savaş yıllarından bu yana ilk kez dağıttı.
Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bu broşürlerin dağıtılmasının tüm dünya için bir uyarıcı niteliği taşıdığına dikkat çeken T24 yazarı Oğuz Demiralp, dünyanın her bölgesinde ciddi sorunlar, krizler, sıcak çatışmalar, insani dramalar yaşandığına dikkat çekti.
Yerkürenin fokur fokur kaynadığına değinen Demiralp, son zamanlarda Afrin ve İdlib konularında iç gündemde bir şey işitilmediğini hatırlattı ve ekledi:
“Afrin milliyetçiliğinin rafa kaldırılmış olması, seçimlerle ilgili. Kürt seçmeni daha fazla ürkütmemeye çalışılıyor, öbür yandan da basına bile yansıyan garip temaslar yapılıyor.
Biz daha çok Orta Doğu’da meşgul iken, Ermenistan’ın çiçeği burnunda başbakanının Dağlık Karabağ’a giderek hamasi nutuklar atması umut verici bir gelişme olmadı. Öte yandan, Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın da ABD’ye bir Türkiye şikâyet gezisi yapmakta olduğu anlaşılıyor. Vaşington büyükelçimizi çekmek şart mıydı?”
Gaza ve Kudüs nedeniyle patlak veren krizlere mukabil, Türkiye’nin büyükelçisini çağırdığına değinen Demiralp, Filistin’in sorunu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ya da divanına) taşıdığını, bundan sonraki adımda ise Türkiye’nin büyükelçisini görevinin başına göndermesinin doğru olduğunu, zira sorunun ikili değil uluslararası nitelikte olduğunu ifade etti.
İsrail’e de ikili yaptırım uygulama fikrini de doğru bulmayan Demiralp, İsrail’deki muhalif çevrelerle temasta kalınması tavsiyesinde bulunurken, yaptırım kararının rasyonel bir dış politika enstrümanı olmadığını kaydetti.
Dünyadaki sorunların seyrine dair yorumlarla devam ettiği yazısında, Demiralp şu hususlara dikkat çekti:
Elbette, ABD ile İsrail’in hızını kesmek kolay değil. ABD, yaptırım yoluyla İran’ı köşeye kıstırabileceğini, İran halkının da yaptırımlar nedeniyle yönetime isyan edebileceğini değerlendiriyor. Büyük yanlış! İranlı bir yetkili, uranyum zenginleştirmesine başlayabileceklerini söyleyiverdi işte!
Yemen kan ağlarken Suudi Arabistan’da bilmediğimiz saray entrikaları dönüyor. İran herhalde biliyordur ve ellerini oğuşturuyordur. Bu gidişle İran’da şahinler yüksekten uçmaya başlar.
AB’nin iç sorunları da durulmuyor. Şimdi de İtalya’daki AB karşıtı aklıevveller ortaya çıktı.
Dünyanın diğer bölgelerine pek bakmıyoruz, ama ilginç (!) gelişmeler oluyor. Örneğin Burundi’de müthiş bir referandum yapılarak, Cumhurbaşkanına 2034’e kadar iktidarda kalma olanağı sağlandı. Nasıl bir demokrasi örneği, değil mi? Kim bilir Burundi demokrasisine kaç ülkede kaç cumhurbaşkanı gıpta ediyordur.”
İsveç’te soğuk savaş yıllarından sonra ilk kez savaş dönemlerinde neler yapılması gerektiğine ilişkin broşür dağıtıldı. Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bile bu durumunu yaşanması kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Tehdit algısı öyle bir boyuta geldi ki, İsveç hükümeti halka bir savaş halinde neler yapmaları gerektiğini anlatan broşürlerini Soğuk Savaş yıllarından bu yana ilk kez dağıttı.
Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bu broşürlerin dağıtılmasının tüm dünya için bir uyarıcı niteliği taşıdığına dikkat çeken T24 yazarı Oğuz Demiralp, dünyanın her bölgesinde ciddi sorunlar, krizler, sıcak çatışmalar, insani dramalar yaşandığına dikkat çekti.
Yerkürenin fokur fokur kaynadığına değinen Demiralp, son zamanlarda Afrin ve İdlib konularında iç gündemde bir şey işitilmediğini hatırlattı ve ekledi:
“Afrin milliyetçiliğinin rafa kaldırılmış olması, seçimlerle ilgili. Kürt seçmeni daha fazla ürkütmemeye çalışılıyor, öbür yandan da basına bile yansıyan garip temaslar yapılıyor.
Biz daha çok Orta Doğu’da meşgul iken, Ermenistan’ın çiçeği burnunda başbakanının Dağlık Karabağ’a giderek hamasi nutuklar atması umut verici bir gelişme olmadı. Öte yandan, Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın da ABD’ye bir Türkiye şikâyet gezisi yapmakta olduğu anlaşılıyor. Vaşington büyükelçimizi çekmek şart mıydı?”
Gaza ve Kudüs nedeniyle patlak veren krizlere mukabil, Türkiye’nin büyükelçisini çağırdığına değinen Demiralp, Filistin’in sorunu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ya da divanına) taşıdığını, bundan sonraki adımda ise Türkiye’nin büyükelçisini görevinin başına göndermesinin doğru olduğunu, zira sorunun ikili değil uluslararası nitelikte olduğunu ifade etti.
İsrail’e de ikili yaptırım uygulama fikrini de doğru bulmayan Demiralp, İsrail’deki muhalif çevrelerle temasta kalınması tavsiyesinde bulunurken, yaptırım kararının rasyonel bir dış politika enstrümanı olmadığını kaydetti.
Dünyadaki sorunların seyrine dair yorumlarla devam ettiği yazısında, Demiralp şu hususlara dikkat çekti:
Elbette, ABD ile İsrail’in hızını kesmek kolay değil. ABD, yaptırım yoluyla İran’ı köşeye kıstırabileceğini, İran halkının da yaptırımlar nedeniyle yönetime isyan edebileceğini değerlendiriyor. Büyük yanlış! İranlı bir yetkili, uranyum zenginleştirmesine başlayabileceklerini söyleyiverdi işte!
Yemen kan ağlarken Suudi Arabistan’da bilmediğimiz saray entrikaları dönüyor. İran herhalde biliyordur ve ellerini oğuşturuyordur. Bu gidişle İran’da şahinler yüksekten uçmaya başlar.
AB’nin iç sorunları da durulmuyor. Şimdi de İtalya’daki AB karşıtı aklıevveller ortaya çıktı.
Dünyanın diğer bölgelerine pek bakmıyoruz, ama ilginç (!) gelişmeler oluyor. Örneğin Burundi’de müthiş bir referandum yapılarak, Cumhurbaşkanına 2034’e kadar iktidarda kalma olanağı sağlandı. Nasıl bir demokrasi örneği, değil mi? Kim bilir Burundi demokrasisine kaç ülkede kaç cumhurbaşkanı gıpta ediyordur.”
İsveç’te soğuk savaş yıllarından sonra ilk kez savaş dönemlerinde neler yapılması gerektiğine ilişkin broşür dağıtıldı. Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bile bu durumunu yaşanması kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Tehdit algısı öyle bir boyuta geldi ki, İsveç hükümeti halka bir savaş halinde neler yapmaları gerektiğini anlatan broşürlerini Soğuk Savaş yıllarından bu yana ilk kez dağıttı.
Dünyanın en barışçıl ülkeleri arasında yer alan İsveç’te bu broşürlerin dağıtılmasının tüm dünya için bir uyarıcı niteliği taşıdığına dikkat çeken T24 yazarı Oğuz Demiralp, dünyanın her bölgesinde ciddi sorunlar, krizler, sıcak çatışmalar, insani dramalar yaşandığına dikkat çekti.
Yerkürenin fokur fokur kaynadığına değinen Demiralp, son zamanlarda Afrin ve İdlib konularında iç gündemde bir şey işitilmediğini hatırlattı ve ekledi:
“Afrin milliyetçiliğinin rafa kaldırılmış olması, seçimlerle ilgili. Kürt seçmeni daha fazla ürkütmemeye çalışılıyor, öbür yandan da basına bile yansıyan garip temaslar yapılıyor.
Biz daha çok Orta Doğu’da meşgul iken, Ermenistan’ın çiçeği burnunda başbakanının Dağlık Karabağ’a giderek hamasi nutuklar atması umut verici bir gelişme olmadı. Öte yandan, Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın da ABD’ye bir Türkiye şikâyet gezisi yapmakta olduğu anlaşılıyor. Vaşington büyükelçimizi çekmek şart mıydı?”
Gaza ve Kudüs nedeniyle patlak veren krizlere mukabil, Türkiye’nin büyükelçisini çağırdığına değinen Demiralp, Filistin’in sorunu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ya da divanına) taşıdığını, bundan sonraki adımda ise Türkiye’nin büyükelçisini görevinin başına göndermesinin doğru olduğunu, zira sorunun ikili değil uluslararası nitelikte olduğunu ifade etti.
İsrail’e de ikili yaptırım uygulama fikrini de doğru bulmayan Demiralp, İsrail’deki muhalif çevrelerle temasta kalınması tavsiyesinde bulunurken, yaptırım kararının rasyonel bir dış politika enstrümanı olmadığını kaydetti.
Dünyadaki sorunların seyrine dair yorumlarla devam ettiği yazısında, Demiralp şu hususlara dikkat çekti:
Elbette, ABD ile İsrail’in hızını kesmek kolay değil. ABD, yaptırım yoluyla İran’ı köşeye kıstırabileceğini, İran halkının da yaptırımlar nedeniyle yönetime isyan edebileceğini değerlendiriyor. Büyük yanlış! İranlı bir yetkili, uranyum zenginleştirmesine başlayabileceklerini söyleyiverdi işte!
Yemen kan ağlarken Suudi Arabistan’da bilmediğimiz saray entrikaları dönüyor. İran herhalde biliyordur ve ellerini oğuşturuyordur. Bu gidişle İran’da şahinler yüksekten uçmaya başlar.
AB’nin iç sorunları da durulmuyor. Şimdi de İtalya’daki AB karşıtı aklıevveller ortaya çıktı.
Dünyanın diğer bölgelerine pek bakmıyoruz, ama ilginç (!) gelişmeler oluyor. Örneğin Burundi’de müthiş bir referandum yapılarak, Cumhurbaşkanına 2034’e kadar iktidarda kalma olanağı sağlandı. Nasıl bir demokrasi örneği, değil mi? Kim bilir Burundi demokrasisine kaç ülkede kaç cumhurbaşkanı gıpta ediyordur.”