BBC’den Lina Shaikhouni’nin haberi şöyle;
Ülkede 10 yıldan uzun süredir devam eden savaş, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre 15,3 milyon kişinin insani yardıma muhtaç kalmasına yol açtı.
Ve bu kişilerin yüzde 80’i yeterince gıdaya erişemiyor.
Alia’nın kızı Walaa da onlardan biri.
“Et bulmak için, yiyecek bir şeyler bulmak için buradayız çünkü açız” diyor 12 yaşındaki Walaa.
Kürtlerin kontrolündeki Suriye’nin kuzeydoğusunda, IŞİD’e karşı savaş ekonomiyi mahvetmiş durumda.
Tel Beydar kasabasının etrafındaki kuru ovada, çöplükte yanan atıkların zehirli dumanlarının arasında bir grup insan geri dönüşüme satmak için plastik ve karınlarını doyurabilmek için çöpe atılmış yiyecek arıyor.
Alia, çocukları için böyle bir hayat hayal etmiyordu.
Her sabah 7’de iki saatlik bir yolculuktan sonra buraya geliyor. Genelde Walaa’yı da yanında getiriyor.
Ergenliğe girdiğinde doğurduğu en büyük kızı ise genelde diğer çocuklarına bakmak için evde kalıyor.
Güneş batana kadar çöplükte çalışıyorlar.
Akşam olduğunda ise ailesinin karnı kazınıyor.
“Kızlarımın diğer kızlar gibi okula gideceğini düşünürdüm. Ama sonları benim gibi oldu: Okumayı da yazmayı da bilmiyorlar” diyor.
Alia’nın kocası tarlalarda çalışıyordu. Fakat 10 yıl önce öldüğünde, aile maddi olarak çöktü.
Bitmek bilmeyen savaş, artan kuraklık ve kötüleşen ekonomik koşullar onu çaresiz bıraktı.
Artıklarla yaşamak
Çöp arabası çöplüğe gelince çocuklar ileri atılıyor.
Yeni gelen siyah çöp poşetlerini açan 15 yaşındaki Amer, tavuk artıkları buluyor.
Kemikleri yalayıp daha fazlasını aramaya koyuluyor.
“Başka bir yerde iş imkanı olsa böyle bir iş yapmazdım. Ama yapabileceğim başka hiçbir iş yok” diyor.
IŞİD’e karşı savaş
2014’te ABD, IŞİD’e karşı savaşan ve iskeletini Kürtlerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne destek olmak için birliklerini bölgeye gönderdi.
Beş yıl sonra IŞİD’e karşı zafer ilan edildi.
Şimdi bu bölge Kürtlerin liderliğinde, farklı etnik grupların temsil edildiği bir yönetime sahip olsa da hayat normalden çok uzak.
Bölgede çalışan bir sivil toplum kuruluşunun başkanı “Kuzeydoğunun durumu, ülkenin genelinde koşulların kötüleşmesine paralel” diyor.
Güvenlik nedeniyle adını yazmamızı istemiyor.
Bu bölgedeki geniş tarım arazileri ve petrol kuyuları bir zamanlar Suriye’nin önemli gelir kaynaklarındandı.
Fakat bu bölgede nüfusun ikiye katlanması, gıda fiyatlarının yükselmesi ve güvenliğe dair tehditlerin artması nedeniyle yoksulluk görülmemiş seviyelerde.
Pek çoğu, hayatta kalabilmek için insani yardımlara muhtaç.
Fakat bu yardımlar miktar olarak yetersiz. Ayrıca bölgedeki lojistik zorluklar, ihtiyaç duyan herkese ulaşılmasını zorlaştırıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) bölgeye yardım ulaştırmakta zorlanıyor, özellikle de Rusya ve Çin BM’nin girişimine engel olarak Irak’ın bölgeye açılan sınır kapısının kapalı kalmasına yol açtıktan sonra işler iyice zorlaştı.
Bölgeye ulaşan yardımların çoğuysa savaştan en çok etkilenmiş Rakka ve Deyrizor gibi kentlerdeki sığınmacı kamplarına gidiyor.
Bu kentlerin arasında kalan, Tel Baydar gibi kırsal bölgeler unutulmuş durumda.
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kentinden gazeteci Hamza Hamki, çöpten geçinmenin bölgede yaygın olmadığını fakat son dönemde buna mecbur kalanların sayısının bir miktar arttığını anlatıyor:
“İnsanların altyapı projelerine ihtiyacı var. Ülkenin yeniden inşa edilmesi lazım. Fakat ortada böyle hiçbir proje yok.”
Bitmek bilmeyen güvenlik riskleri, bu tip projelere yönelik para aktarılmasını engelliyor.
Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) elindeki bölgelere iki ayrı operasyon düzenledi.
SDG’nin omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri (YPG) Türkiye’nin “terör örgütleri” listesinde.
Türkiye, örgütün Suriye’yle sınırındaki varlığını kendisine yönelik bir tehdit olarak görüyor.
IŞİD’in canlanması ihtimali de bir diğer risk.
ABD’nin bölgedeki varlığı bu tehditlere karşı bir koruma sağlasa da buradaki üslerinin ne kadar daha kalacağı belli değil.
Hamki “ABD çekilirse Türkiye’nin veya Suriye rejiminin bölgeyi ele geçirmesi 24 saatten kısa sürer” diyor ve ekliyor:
“İki senaryo da bölgedeki nüfusu son derece kötü etkiler.
“İnsanların hiçbir tarafla bir sorunu yok, yalnızca onurlu bir hayat yaşamak istiyorlar.”
Amer ve Walaa gibi çocuklar, savaşın olmadığı bir dönemi hiç görmedi.
“Keşke biraz daha paramız olsaydı da okula gidip başka bir yerde çalışabilseydim” diyor Amer, “Tüm isteğim bu.”