Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Türkiye oturumunda ülkedeki insan haklarının durumu “kaygı verici” olarak tanımlandı. Ayrıca Afrin operasyonu eleştirildi ve “BM müzakerelerine odaklanma” mesajı verildi.
Afrin operasyonunun, yaratabileceği insani kriz ve Suriye’deki siyasi müzakerelere olumsuz etkisinden “kaygı duyduklarını” ifade eden Mogherini, tüm tarafların BM çatısı altında yürütülen müzakerelere odaklanması gerektiğini söyledi. Suriye’de savaşın henüz bitmediğini söyleyen Mogherini, “Manşetlerden inmiş olsa da insanlar Afrin’de, İdlib’de ve diğer bölgelerde ölmeye devam ediyor” dedi.
Deutsche Welle Türkçe servisinden Kayhan Karaca’nın haberine göre, Türkiye’de insan haklarının durumunda iyileşme olmadığı mesajı da veren Mogherini, Anayasa Mahkemesi’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay’la ilgili kararının uygulanmamasının yargının bağımsızlığı konusunda soru işaretleri uyandırdığını, OHAL uygulamasına devam edilmesinin de “kaygı verici bir konu olmaya devam ettiğini” söyledi.
‘AB SESİNİ YÜKSELTMEZSE SAYGINLIĞINI KAYBEDECEK’
Oturumda Hristiyan Demokrat Grup (EPP) adına söz alan Rumen parlamenter Dan Preda, Türkiye’de insan haklarının durumunu “büyük endişeyle takip ettiklerini” söyledi ve bu konunun “Türkiye’yle tüm temasların merkezine oturtulması gerektiğini” söyledi.
Sosyal Demokrat Grup (S&D) adına konuşan ve aynı zamanda Türkiye raportörlüğü görevini yürüten Hollandalı parlamenter Kati Piri ise hapiste olan Osman Kavala, Ahmet Şık ve Selahattin Demirtaş’a “Sizleri unutmadık” diye seslendi. Mart sonunda düzenlenmesi beklenen Türkiye-AB mini zirvesinde AB’nin Türkiye’de insan hakları konusunda “sesini yükseltmesi” gerektiğini, aksi takdirde “saygınlığını yitireceğini” söyledi.
Oturumda ayrıca Muhafazakar Grup (ECR) adına İngiliz parlamenter Charles Tannock; Liberal Grup adına Alman parlamenter Nadja Hirsch ve Hıristiyan Demokrat Grup Türkiye gölge raportörü Alman parlamenter Renate Sommer de söz alarak Türkiye’deki insan hakları ihlallerine ve Afrin operasyonuna yönelik tepkilerini dile getirdiler.
TASLAK KARARDA NELER VAR?
Perşembe günü öğle saatlerinde oylamaya sunulması beklenen karar tasarısında 15 Temmuz darbe girişimi bir kez daha kınanmakla birlikte, başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimin “meşru ve barışçıl muhalefeti daha da bastırmak ve orantısız ve yasal olmayan eylem ve önlemlerle medya ve sivil toplumun barışçıl biçimde ifade özgürlüğü hakkını kullanmasını engellemek” amacıyla kullanıldığı mesajı verilecek.
Temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığındaki “kötüleşme” için “çok kaygı verici” ifadelerinin kullanıldığı taslak metinde, “on binlerce kişiye yönelik keyfi tutuklama ve hukuki ve idari taciz” kınanıp, bu kişilerin “derhal” serbest bırakılması isteniyor.
Masumiyet karinesi konusunda AİHM içtihadına uyulması ve OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun “bağımsız” çalışmasının sağlanması talep ediliyor. Terörün Türkiye için “tehdit” oluşturduğu kabullenilmekle birlikte, “geniş kapsamlı” terörle mücadele yasalarının “ifade özgürlüğü haklarını kullanan vatandaşlar ve medyayı cezalandırmak için kullanılmaması” isteniyor. Afrin operasyonuna karşı çıkan gazeteci, aktivist, doktor ve sıradan vatandaşların tutuklanması kınanıyor.