Strazburg’da bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Salı günü açıkladığı kararda, 15 Temmuz’un ardından tutuklanan iki yargı mensubunun evlerinde yapılan aramaların hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8’inci maddesinde düzenlenen özel ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğine karar verdi.
Atça ve Çelebi v. Türkiye başvurusunda, savcı Hülya Atça ve hakim Emine Selma Çelebi 15 Temmuz’un hemen ardından 16 ve 17 Temmuz tarihlerinde gözaltına alınmaları sırasında evlerinde yapılan aramaların usulsüz olduğunu ve soruşturma dosyalarına erişimlerinin engellendiğini öne sürdü.
TR724’ün haberine göre başvuruyu değerlendiren Strazburg Mahkemesi, hakim ve savcıların konutlarının ancak “suçüstü hali”nde (in flagrante delicto) aranabileceğini düzenleyen açık bir yasa hükmüne (2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu madde 88) rağmen, Türk makamlarının bu kavramı “devam eden suç” şeklinde aşırı geniş yorumladığını tespit etti.
AİHM’e göre, bu yaklaşım hukuki belirlilik ilkesini zedeledi, yasal güvenceleri ortadan kaldırdı ve başvurucuların konut dokunulmazlığını ihlal etti. Dolayısıyla Mahkeme, Türkiye’nin Madde 8 kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğine hükmetti.
Mahkeme, her iki başvurucuya da 2 bin avro manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
AİHM, daha önce başta Erdal Tercan ve Hakan Baş hakkında vermiş olduğu kararlar da olmak üzere yargı mensuplarına yönelik pek çok kararında “suçüstü hali” gerekçesinin Türk makamları tarafından aşırı geniş yorumlandığını belirtmişti.
AİHM, başvurucuların özgürlük ve güvenlik haklarının (Madde 5) ihlal edildiği yönündeki şikayetleri ise kabul edilmez bularak reddetti. Mahkeme, savcı olan başvurucunun dosyaya erişimi konusunda yeterli bilgilendirme aldığını, hakim olan başvurucu içinse kısıtlamanın gözaltıdan sonra geldiğini belirterek bu iddiaları temelsiz buldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 15 Temmuz’un ardından gözaltına alınan ve işlerinden ihraç edilen binlerce yargı mensubunun başvurularını incelemeye devam ediyor. Bugüne kadar onlarca kararda, iki binden fazla yargı mensubunun ilk tutukluluk hallerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak Türkiye mahkum edilmişti.
Son verilen bu karar, 15 Temmuz sonrasında yargı mensuplarına yönelik yapılan işlemlerde hukuki güvencelerin sistematik biçimde göz ardı edildiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
AİHM, Türk yargısının kendi iç hukukunu dahi ihlal ettiğini tescillerken, özellikle “suçüstü” kavramının keyfi yorumlanması nedeniyle ev aramalarının hukuksuz hale geldiğini net biçimde kayda geçirmiş oldu.