“O gece ‘darbeden haberi olmadığını’ iddia eden bir kişi tarafından, yargılama yapılmadan ve hiç bir somut delil sunulmadan, toplumun belli bir kesimi suçlu ilan edilip hedef gösterildi.”
Toplumları yönetmek için, o toplumları uyutmak, eski çağlardan beri yöneticilerin başvurduğu bir yöntem olmuştur.
Antik Romada gladyatör dövüşleri ile halk uyutulurken, günümüzde futbol, sinema, medya, tv (vs) değişik mecralar kullanılıyor.
İktidarlar bazen de büyük kumpaslar ile gücüne güç katmıştır.
Mesela, Almanya’da parlamenterlerin toplandığı Reichstag’ta çıkartılan yangın, Hitler’e, diktatörlüğe giden yolu açmıştır.
Tarihte bunun örneği çoktur.
Bizim konumuz ise Türkiye’de mevcut yönetime alan açan 15 Temmuz darbe girişimi.
O gece ‘darbeden haberi olmadığını’ iddia eden bir kişi tarafından, yargılama yapılmadan ve hiç bir somut delil sunulmadan, toplumun belli bir kesimi suçlu ilan edilip hedef gösterildi.
Ve o dakikadan itibaren daha önce hazırlanmış fişleme listelerindeki onbinlerce kişie SOYKIRIM başlatıldı.
Ancak suçlu ilan edilen bu kişilerin darbe ile ilgisi hiç bir zaman somut olarak ortaya konamadı.
Bir çok tarafsız gazeteci, hukukçu, asker (vs) 15 Temmuz’un saçma senaryosuna dair yüzlerce soru sordu. Ama hiçbir cevap alamadılar.
Ve dikkat edin, OHAL ilan edebilmek için uydurulan senaryoyu halk ‘kurcalamaya’ başlayınca, senaryo sahibi ekip, sadece bir tek soru soruyor; ‘Akıncıda Adil Öksüz’ün ve sivillerin ne işi vardı?’.
Bazıları, senaryoda, darbe girişimini bu siviller üzerinden belli bir topluluğa yıkıyor ama uydurdukları kendi senaryolarını bile aydınlatmıyorlar. Bu sivil mevzusu ile işin aslını gizliyorlar. Senaryoda fail ilan ettikleri sivillerin, darbede ne yaptığını ispat edemedikleri gibi sadece kendi uydurdukları senaryo ile milleti kandırıyorlar, işin aslını örtüyorlar.
Öncelikle unutmamak gerekir ki, müddei iddiasını ispat ile mükelleftir. Yani suçlanan kişi suçsuzluğunu değil önce suçlayan kişi, suçu somut delilleri ile ortaya koymak zorundadır.
Masum olan kişi, olmayan şeyi nasıl ispat edecek?
1-Adil Öksüz’ün orada ne iş yaptığını, iddia sahibi net şekilde ispat etmek zorunda.
Donla çekilmiş fotoğraftan, bir kişinin darbe girişimini yönettiğini ortaya koyamıyorsunuz mesela.
Ayrıca darbe gecesi saat 01:00’dan başlayarak önceden yapılan fişleme listelerindeki insanları toplayanlar, Adil Öksüz’ün yedi ceddini bilirken, neden Adil Öksüz ellerinde olduğu halde serbest bıraktı? Bunu açıklayamıyorlar.
Ama cevabı çok net; Çünkü Adil Öksüz tutuklanırsa mecburen bir mahkemeye çıkacak ve orada konuşacak ve açık verecekti.
Darbe girişiminin ertesi günü Adil Öksüz’ü serbest bırakanlar, tüm Türkiye’de sıkı güvenlik varken, Adil Öksüz’ü yakalamayanlar ve neden yakalanmadığını açıklayamayanlar, darbenin failidir.
Adil Öksüz’ü bile bile bırakan ve sonrasında da yakalamayanlar darbecidir.
2-Adil Öksüz’ün darbenin yöneticisi olduğunu iddia ediyorsunuz ama darbeyi yönettiğini iddia ettiğiniz yerde, talimat verirken neden tek görüntüsü yok?
Mesela Hulusi Akar’ın, Abidin Ünal’ın, darbe girişiminin yönetilebileceği binalardan görüntüleri var.
15 Temmuz gecesi saat 01:00’da, darbe girişimi ile hiçbir ilgisi olmayan, önceden fişlenmiş 5.000 hakim savcıyı ihraç edip, işkence yapıp tutukladılar. Ama darbenin bir numarası olduğunu iddia ettikleri Adil Öksüz’ü serbest bırakan hakimi ihraç etmediler ve tutuklamadılar. Neden?
3-Daha ilk gün ortaya çıktı ki, 15 Temmuz gecesi askerlerin çoğunluğunun darbe girişiminden haberi yoktu. Hatta resmî rakamlara göre darbe girişimine fiilen katılan asker sayısı tüm Türkiye’de 8.000 (2800’ü er ve öğrenci) ki bunların da çoğu beraat aldı. Yine resmî teze göre, sivillerin olduğu yerdeki askerlerin çoğu darbeci olmadığı için darbe engellendi.
O zaman o kadar yüksek güvenlikli askeriyeye Adil Öksüz’ü ve bir kaç sivil nasıl girdi, kim soktu? Neden görüntüsü yok?
İşte gördüğünüz gibi fail ilan edilen kesime dair sadece 3 soru var ve cevaplarını ise isnadı yapan muktedir güç verebilecekken vermiyor. Failin kimliğine dair asıl senaryosu bile çöp.
Ve rahatça ‘darbeyi bunlar yaptı’ dedikleri halde tek delil ortaya koyamıyorlar.
Ayrıca darbe girişiminin merkezi Akıncı üssü olduğuna dair bir tezleri var ki dillere destan.
Normalde akıl ve mantık gereği, darbenin merkezi, tüm birliklerin koordinasyonunun sağlanabileceği Genelkurmay Başkanlığı olabilir. Ancak her nasılsa resmî teze göre darbenin üssünün Akıncı üssü olduğu iddia ediliyor. Acaba bazı sivillere Akıncı’da görüntü verdirdikleri için ve tabi darbenin merkezi Genelkurmay Başkanlığı denirse bir ihtimal, suçun Hulusi Akar ve kadrosuna kalma ihtimali de doğabileceği için mi, ‘Darbenin merkezi Akıncı üssü’ diyorlar?
Ki oranın da tamamının sözde darbecilerin elinde olmadığını yine kendileri tezlerinde beyan ediyor.
(Bu arada Akıncı üssünün kullanılmasını engelleyen, bombalayan subaylarda f.töden tutuklandı o da ayrı garabet.)
Asıl sorulması gereken çok basit sorular ise mahkemelerce sorulmuyor ve sanıklarca sorulduğunda da cevaplanmıyor;
-Genelkurmay Başkanı, teamüllere aykırı şekilde 2 gün üst üste MİT başkanı ile ne görüştü?
-MİT’e ve Genelkurmay Başkanı’na darbe ihbarı geldiği halde neden önlem alınmadı?
-Bu bilgiler Erdoğan’a ve iktidara neden iletilmedi? (Bu iddia bizzat Erdoğan’a ait.)
-Genelkurmay Başkanı, darbenin merkezinde tüm darbecilere tek başına direnemeyeceğine göre, içerde darbeci olmayan askerler de olduğunu iddia ettiğinize göre, neden birliklere darbe girişimini engelleyecek tek emir vermedi?
-Yıllarca çok büyük askeri toplulukları yöneten yüzlerce generali, üst düzey kurmay subayları delilsiz tutukladınız. Bunlar neden darbe girişiminin hiçbir yerinde fiilen yoktu?
Anlaşılıyor ki, tutukladığınız koca koca generallerin, kurmayların, olmadığı bir yerde o 4 sivil, ‘darbeyi şunlar yaptı’ diyebilmek için getirilmiş. Darbeyi siviller yönettiyse, darbeyle fiilen katılmadığı halde tutukladığınız komutanları serbest bırakın.
Yüzbinlerce kişilik orduda 4 siville bir bardağı bile yerinden oynatamazsınız.
Asker, bağlı bulunduğu amirden emir alır.
Darbe emri ise en tepedeki amirden gelmedikçe dikkate alınmaz. Bunu bilmek için milli güvenlik dersi almanız bile gerekmez. Askerlik yapmış ilkokul mezunu olmayan biri bile bilir.
15 Temmuz, kadrolaşmak ve diktatörlüğün kurulabilmesi için yapılmış bir kumpastır.
Kime yaradıysa faili de odur.
Av Osman Zerey