AKP rejiminin, 19 yıldır tek başına yönettiği Türkiye’de ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk ve demokrasi konularındaki sorunlar içinden çıkılmaz hale geldi.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle güçler ayrılığı tamamen kayboldu, yargı siyasi iktidarın sopasına dönüştü. İktidar temsilcileri AİHM’in kararlarını bile tanımıyor artık.
Tr724’ten İlker Doğan’ın haberine göre Ekonomi çakıldı, milli gelir azaldı, işsiz sayısı 10 milyonu aştı, enflasyon yüzde 35’leri geçti. Paranın satın alma gücü eridi. İnsanlar çöplerden yiyecek topluyor. Erdoğan’ın ‘faiz’ inadı nedeniyle Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervi negatif 50 milyar dolara düştü. Çiftçiler ve esnaflar borca batmış durumda.
Sağlık Bakanlığı, pandemi sürecini kötü yönetti. Salgının başında bir maskeyi bile dağıtmayı başaramayan iktidar, aşı konusunda da yaya kaldı. 85 milyonluk Türkiye için şu ana kadar 3 milyon doz aşı getirilebildi. Türkiye’nin 6 ay içerisinde en az 120 milyon doz aşıya ihtiyacı var.
AKP rejimi, demokrasinin de canına okudu. Muhalif bütün kesimler ‘terörist, vatan haini’ damgası yiyor. İktidarın hiç bir eleştiriye tahammülü yok. En son Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, ikisi silahlı 5 kişi tarafından sopalarla darp edildi. Yüzlerce gazeteci cezaevlerinde esir. Olay TV iktidarın baskısına 20 gün dayanabildi, ekranı karartıldı.
Türkiye’de ekonomi, hukuk ve demokrasi konularında işler hiç de iyi gitmiyor. Temel sorun yargının bağımsızlığını tamamen kaybetmiş olması. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle birlikte güçler ayrılığı tamamen rafa kaldırıldı. İktidarın en küçük ortağı Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in tabiriyle ‘yargı siyasetin köpeği’ haline geldi.
İktidar temsilcileri AİHM’nin kararlarını bile tanımıyor. 18-19 yaşındaki askeri öğrenciler, 5 yıl önce ‘ankesörlü’ telefondan arandıkları gerekçesiyle tutuklanabiliyor. 2016’da KHK ile ihraç edilen Cemal Yıldırım’ın OHAL Komisyonu’na yaptığı başvuru, 2019’da hakkında açılan soruşturma gerekçe gösterilerek reddedilebiliyor. Kanser hastaları tahliye edilmiyor. Kanunların açık hükmüne rağmen cezaevlerinde 780 bebek annesiyle birlikte tutuklu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Milli Savunma Bakanı yapılırken, 17-18 yaşındaki askeri öğrenciler ‘darbeye teşebbüs’ suçlamasıyla ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırıldı.
SOPALI DEMOKRASİ
Rejim, demokrasi konusunda da ışık hızıyla 1980’lere geriliyor! İktidar temsilcilerinin en küçük bir eleştiriye bile tahammülü yok. Rejime biat etmeyen ve her konuda onun gibi düşünmeyen herkes ya ‘terörist’ ya ‘vatan haini’. En son Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bizzat Erdoğan tarafından terörist ilan edildi. Öncesinde dolara yatırım yapanlar, Millet İttifakı’na oy verenler, kredi derecelendirme kuruluşları, gazeteci Can Dündar, Anayasa referandumunda ‘hayır’ oyu verenler de ‘terörist’ ilan edilmişti.
Artık yeni bir döneme girildi Türkiye’de; sopalı demokrasi dönemi. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, evinin önünde ikisi silahlı 5 kişi tarafından darp edildi. Özdağ, birkaç hafta önce iktidarın küçük ortağı MHP’den Semih Yalçın tarafından tehdit edilmişti.
EKONOMİ ÇIKMAZDA
İktidar temsilcileri ve medyasının söylemlerinin aksine ekonomi dibi görmüş durumda. Kasa tamtakır. Kişi başına milli gelir 12 bin 500 dolardan 8 bin dolara geriledi. İşsiz sayısı 10 milyonu aştı, enflasyon yüzde 35’leri geçti. Paranın satın alma gücü eridi. Bir yıl önce 35 TL olan 5 litrelik ayçiçek yağı 75-80 liraya çıktı. Bir koli yumurta 30 TL. Unun kilosu 6 liraya dayandı. İnsanlar çöplerden yiyecek topluyor. Erdoğan’ın ‘faiz’ inadı nedeniyle MB’nin 128 milyar dolarlık rezervi -50 milyar dolara düştü. Daha kötüsü; iktidar temsilcileri ‘reform’ haberleriyle ekonomiyi yönetmeye çalışıyor.
BANKALAR GAYRİMENKUL ZENGİNİ OLACAK
Pandemi sürecinde ‘aktif rasyosu uygulaması’ nedeniyle bankalar kredi vermeye zorlandı. Gelirden mahrum kalan esnaf ve vatandaşlar kolay kredi çekti. Ancak ödeme günü geldi. Türkiye’deki 16 bankanın kredi borçlarına karşılık elde ettiği gayrimenkul sayısı beş binin üzerinde. Bankalarda tasfiye olunacak alacaklar 164 milyar lirayı geçerken pandemiden sonra rakamın artması bekleniyor. Kredi hacmi 2,5 trilyondan 3,5 trilyona yükseldi. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki yıllarda bankalar ‘gayrimenkul’ zengini olacak.
AŞI NE ZAMAN GELECEK?
Sağlık Bakanlığı, pandemi sürecinde tepkileri de üzerine çekti. Salgının başında bir maske bile dağıtılamadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgına ilişkin verilerle ilgili aylarca halka yalan söyledi. Aşı süreci de kötü yönetildi. 85 milyon nüfuslu Türkiye’ye şu ana kadar sadece 3 milyon doz aşı getirilebildi. O da ‘etkililik oranı en düşük olan’ Çin aşısı CoronaVac. Aşı konusunda çeşitliliğe gidilmedi. Daha ucuz ve etkili olan ilaçlarla ilgili hiçbir girişimde bulunulmadı. Türkiye’nin 6 ay içerisinde 120 milyon doz aşıya ihtiyacı var. Söz konusu aşıların ne zaman geleceği bilinmiyor.
Kaynak:Tr724