Hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz…
Değerli hâzirûn durum galiba aynen şöyle:
Partisinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı ve Türkiye’deki her şeyin başı Erdoğan, dünyada örneği görülmemiş bir şekilde belediye başkanlarına istifa etmeleri talimatı veriyor. O şehirlerde yaşayanların değil, kendisinin buna karar vereceğini; çünkü onları oraya partinin yani kendisinin getirdiğini söylüyor. Buradaki çarpıklıkları bir kenara bırakarak devam edelim.
Bu başkanlardan biri Melih Gökçek. Kamuoyunda konuşulan ne? Gökçek’i yemek kolay değildir. Gökçek pis işleri bilir. Kasetti, tehditti, şantajdı mutlaka bir kozu vardır. Dikkat edin bir belediye başkanından bahsediyoruz. Dilen Melih ile Diren Melih arasında gidip geliyor top. Hileli bir seçimle göreve gelen başkan yine hileli bir yoldan görevden alınacak. Su testisi su yolunda misali. Eğer iddialar doğruysa başkan paralarını ve oğlanları yurt dışına çıkarmış. Nasıl bir ülke değil mi?
Bir başka belediye başkanı Balıkesir’den. Başkan, zamanında Erdoğan’ın akçeli işleri ile ilgilenmiş, arşivi olan birisi olarak biliniyor. Ne konuşuluyor kamuoyunda “üstüme gelirseniz kimden ne kadar haraç alındı açıklarım” mesajları. Başkan’ın eşi tehdit altında, gözaltına alınma ihtimali iddiaları var.
Ha açıklasa ne olacak o ayrı mesele. Ama bu işler biraz kar topu misali. Bir başkanın değişmesi demek adamlarından iş adamlarına, teşkilattaki kankalarından akrabalarına bir yığın insanın etkilenmesi demek.
Ülkede ali kıran baş kesen cumhurbaşkanı uçakta gazetecilere istifa etmezlerse sonuçları ağır olur diyor. Bütün yandaşlar bu mesajı manşete taşıyor. Kim Erdoğan’ın söylemediği bir sözü yazabilir ki o uçakta. Buna ne cesaret ne cüret edebilirler. Zaten tek metin oluşturuyor. Adamları bakıp ona göre yayımlıyor. Gelin görün ki herkese aslan kesilen zat ertesi gün “bedeli ağır olur demedim bedelli bu sene zor” dedim diyerek manşetleri yalanlıyor. Yani tehdit etmedim kimseyi demeye getiriyor. Yine yapacağını yapacak da kimseyi tahrik etmek istemiyor.
Başkanın bir oğlu ailenin ticari işleri ile meşgul. Eğitim gönüllü sü maskesi altında iş adamları ile oturup kalkıyor, kime ne ihale verilecek babası için not alıyor. Haber getirip götürüyor. Eksik para verecekleri babasına şikayet ediyor.
Diğer oğlan sıfır sermaye ile yola çıkıp bir gemi filosu sahibi. Acık psikopat. Pek karelere sokmuyorlar. Ama o da küçük dağları en yarattım misali ortalarda caka satmıyor değil.
Anne tam bir muamma. Hangi hastane onun hangi şirkette ne hissesi var bilinmiyor. En son 150 asgari maaş toplamında bir çanta vardı elinde. 2003-2017 arası Emine Erdoğan fotoğraf sergisi yapılsa ne demek istediğim anlaşılır. Temsil görevi gereği konuştuğu yabancılardan yolsuzluk sanıklarını istiyor. Ki sanık milyonlarca lira bağış yapmış kendi vakfına.
Damat darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki
Bir tane damat var. Sahibi oldukları gazetelerde başköşe. Başbakan’dan daha fazla söz sahibi. Darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki. Geçenlerde bu damadın mail kutusu hacklendi. Kuzey Irak’taki petrol işinden tutun ülkedeki bütün alengirli işlerde aktif. Kaçak petrol taşıyorlar ama enerji bakanı. Bir tane abisi var el konulan mallardan kendisine gayrimenkul koleksiyonu yapmakla meşgul.
Diğer damat orduya silah satıyor. Yere göğe sığdırılamayan SİHA’ları ile pikniğe giden insanları öldürüyor devlet.
Amerika’da yakalanan İran asıllı bir işadamı var. Önceleri “bize ne” dendi şimdi bütün devlet seferber. Devletin bütün kaynakları bu oğlanın selameti için ayrılmış durumda. İranlı genç bütün bakanları maaşa bağlamış, bahşişlerini önden vermiş. Erdoğan ailesine para vermiş ve İran ile ticaret maskesi altında epey bir parayı götürmüşler. Şimdi bu genç “beraber yedik ben niye yanıyorum” diye itirafçı olup kurtulmak istiyor. Neredeyse ABD ile savaşa gireceğiz. Daha önce Türkiye’de tutuklanan bu hayırsever genç uğruna bütün polis teşkilatını dağıtmışlar mahkemede de dosyaları örtbas etmişlerdi. Ama masumların ahı tuttu çok daha büyük bir çığ olarak üzerlerine doğru geliyor.
Hükümetin el koyduğu Bugün televizyonu Bursa’da yıllar önce bir tefeciyi öldüren mafya liderine peşkeş çekiliyor.
Bir başka mafya lideri hapisten çıkınca biraz dinleneyim demişti. “Madem oturacaktı ne diye seni çıkardık” mesajı gidince icraatlarına başladı. Önce bir gazeteci bozuntusunu dövdürdüler. Sonra adam önüne gelene tehdit savurmaya kanla banyo yapmaya kadar vardırdı işi. Artık adamları vatandaş dövüp videolarını yayımlıyor.
Eski bir cumhurbaşkanı var. Arada bir duayen siyasetçi gibi suya sabuna dokunmayan kitabi cümleler yazıyor. Bütün bu pisliklerin oluşmasında ne kadar payı olduğu tarihe geçmiş. Madem bu kadar farklı düşünüyorsun gel sahneye dendiğinde olmaz diyor. Duyuyoruz ki oğlanlarının akçeli işleri hiç de partidaşlarından geri kalır değilmiş. Şimdi damadının villasında talihin kendisine bir fırsat vereceği umuduyla gün geçiriyor.
Bir tane yıldızı parlayan bir hanımefendi var. Bir parti kuracak. Ne kadar Ergenekon artığı eski mafyatik adam varsa yanına geldi. Vitrindeki bir adamı televizyona çıkıp en büyük insanlık suçu işkenceyi savunuyor. Eli kanlı adamlar umut diye sokaklarda dolaşacak. Hanımefendi çıktı televizyona Sayın Cumhurbaşkanının FETÖ ile mücadelesinde samimi olduğuna inanıyorum dedi. Böylece ne kadar samimi bir insan olduğunu görmüş olduk. Bunun ki Allah’tan erken oldu.
Bir diğer muhalefet partisi iktidara eklemlenmiş durumda. Devlet ile devlet işbirliği. Bütün hukuksuzluklara ve hırsızlıklara ortaklar. Biraz daha büyük olan muhalafet partisinin tek olayı selfie çektirmek. Hiç bir seçimi kazanması mümkün olmayan genel başkanları ile ülkede olup biten karşısında somut ve sonuç alıcı tek bir şey yapmış değiller. Vatandaşla beraber ağlaşıyorlar. Geçenlerde Erdoğan bir tane vekillerini hapse attı şimdi hepsi mum gibi oldu. Tanallar Yarkadaşlar bile patladı gitti.
Polis teşkilatı var. Ev aramasında evden para çalıyor. Her dönem on binlerce parti militanı polis yapılıyor. Devrim muhafızı hesabı. Sokakta adam dövüyor, nezarethanelerde işkence yapıyor. Sorumlu Bakan eski döneklerden kraldan çok kralcı olacağım diye ne kadar hukuksuzluk varsa yapıyor. Eski genel başkanı karanlık eski bakanla beraber iş tutuyor.
Ordu evlere şenlik uçağını uçuracak pilotu yok. Bitişik nizam yürümeyi beceremeyen nargile kafeden toplama tiplere emanet. Sayın Genelkurmay başkanının veciz ifadesiyle başı k.çı belli değil.
Adliye, hastane hiç girmiyorum. Gücün varsa dışarıdasın paran varsa iyisin.
Ekonomiye, eğitime sıra gelmedi yazı bitti.
Yani sözün özü devlet falan bitmiş, geçmiş olsun. Türkiye bir mafya ülkesidir. Ve kurtuluşu da bu mafyanın kendi içinde hesaplaşmasıdır. Ama umutlu bitirelim bu hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz.
Hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz…
Değerli hâzirûn durum galiba aynen şöyle:
Partisinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı ve Türkiye’deki her şeyin başı Erdoğan, dünyada örneği görülmemiş bir şekilde belediye başkanlarına istifa etmeleri talimatı veriyor. O şehirlerde yaşayanların değil, kendisinin buna karar vereceğini; çünkü onları oraya partinin yani kendisinin getirdiğini söylüyor. Buradaki çarpıklıkları bir kenara bırakarak devam edelim.
Bu başkanlardan biri Melih Gökçek. Kamuoyunda konuşulan ne? Gökçek’i yemek kolay değildir. Gökçek pis işleri bilir. Kasetti, tehditti, şantajdı mutlaka bir kozu vardır. Dikkat edin bir belediye başkanından bahsediyoruz. Dilen Melih ile Diren Melih arasında gidip geliyor top. Hileli bir seçimle göreve gelen başkan yine hileli bir yoldan görevden alınacak. Su testisi su yolunda misali. Eğer iddialar doğruysa başkan paralarını ve oğlanları yurt dışına çıkarmış. Nasıl bir ülke değil mi?
Bir başka belediye başkanı Balıkesir’den. Başkan, zamanında Erdoğan’ın akçeli işleri ile ilgilenmiş, arşivi olan birisi olarak biliniyor. Ne konuşuluyor kamuoyunda “üstüme gelirseniz kimden ne kadar haraç alındı açıklarım” mesajları. Başkan’ın eşi tehdit altında, gözaltına alınma ihtimali iddiaları var.
Ha açıklasa ne olacak o ayrı mesele. Ama bu işler biraz kar topu misali. Bir başkanın değişmesi demek adamlarından iş adamlarına, teşkilattaki kankalarından akrabalarına bir yığın insanın etkilenmesi demek.
Ülkede ali kıran baş kesen cumhurbaşkanı uçakta gazetecilere istifa etmezlerse sonuçları ağır olur diyor. Bütün yandaşlar bu mesajı manşete taşıyor. Kim Erdoğan’ın söylemediği bir sözü yazabilir ki o uçakta. Buna ne cesaret ne cüret edebilirler. Zaten tek metin oluşturuyor. Adamları bakıp ona göre yayımlıyor. Gelin görün ki herkese aslan kesilen zat ertesi gün “bedeli ağır olur demedim bedelli bu sene zor” dedim diyerek manşetleri yalanlıyor. Yani tehdit etmedim kimseyi demeye getiriyor. Yine yapacağını yapacak da kimseyi tahrik etmek istemiyor.
Başkanın bir oğlu ailenin ticari işleri ile meşgul. Eğitim gönüllü sü maskesi altında iş adamları ile oturup kalkıyor, kime ne ihale verilecek babası için not alıyor. Haber getirip götürüyor. Eksik para verecekleri babasına şikayet ediyor.
Diğer oğlan sıfır sermaye ile yola çıkıp bir gemi filosu sahibi. Acık psikopat. Pek karelere sokmuyorlar. Ama o da küçük dağları en yarattım misali ortalarda caka satmıyor değil.
Anne tam bir muamma. Hangi hastane onun hangi şirkette ne hissesi var bilinmiyor. En son 150 asgari maaş toplamında bir çanta vardı elinde. 2003-2017 arası Emine Erdoğan fotoğraf sergisi yapılsa ne demek istediğim anlaşılır. Temsil görevi gereği konuştuğu yabancılardan yolsuzluk sanıklarını istiyor. Ki sanık milyonlarca lira bağış yapmış kendi vakfına.
Damat darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki
Bir tane damat var. Sahibi oldukları gazetelerde başköşe. Başbakan’dan daha fazla söz sahibi. Darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki. Geçenlerde bu damadın mail kutusu hacklendi. Kuzey Irak’taki petrol işinden tutun ülkedeki bütün alengirli işlerde aktif. Kaçak petrol taşıyorlar ama enerji bakanı. Bir tane abisi var el konulan mallardan kendisine gayrimenkul koleksiyonu yapmakla meşgul.
Diğer damat orduya silah satıyor. Yere göğe sığdırılamayan SİHA’ları ile pikniğe giden insanları öldürüyor devlet.
Amerika’da yakalanan İran asıllı bir işadamı var. Önceleri “bize ne” dendi şimdi bütün devlet seferber. Devletin bütün kaynakları bu oğlanın selameti için ayrılmış durumda. İranlı genç bütün bakanları maaşa bağlamış, bahşişlerini önden vermiş. Erdoğan ailesine para vermiş ve İran ile ticaret maskesi altında epey bir parayı götürmüşler. Şimdi bu genç “beraber yedik ben niye yanıyorum” diye itirafçı olup kurtulmak istiyor. Neredeyse ABD ile savaşa gireceğiz. Daha önce Türkiye’de tutuklanan bu hayırsever genç uğruna bütün polis teşkilatını dağıtmışlar mahkemede de dosyaları örtbas etmişlerdi. Ama masumların ahı tuttu çok daha büyük bir çığ olarak üzerlerine doğru geliyor.
Hükümetin el koyduğu Bugün televizyonu Bursa’da yıllar önce bir tefeciyi öldüren mafya liderine peşkeş çekiliyor.
Bir başka mafya lideri hapisten çıkınca biraz dinleneyim demişti. “Madem oturacaktı ne diye seni çıkardık” mesajı gidince icraatlarına başladı. Önce bir gazeteci bozuntusunu dövdürdüler. Sonra adam önüne gelene tehdit savurmaya kanla banyo yapmaya kadar vardırdı işi. Artık adamları vatandaş dövüp videolarını yayımlıyor.
Eski bir cumhurbaşkanı var. Arada bir duayen siyasetçi gibi suya sabuna dokunmayan kitabi cümleler yazıyor. Bütün bu pisliklerin oluşmasında ne kadar payı olduğu tarihe geçmiş. Madem bu kadar farklı düşünüyorsun gel sahneye dendiğinde olmaz diyor. Duyuyoruz ki oğlanlarının akçeli işleri hiç de partidaşlarından geri kalır değilmiş. Şimdi damadının villasında talihin kendisine bir fırsat vereceği umuduyla gün geçiriyor.
Bir tane yıldızı parlayan bir hanımefendi var. Bir parti kuracak. Ne kadar Ergenekon artığı eski mafyatik adam varsa yanına geldi. Vitrindeki bir adamı televizyona çıkıp en büyük insanlık suçu işkenceyi savunuyor. Eli kanlı adamlar umut diye sokaklarda dolaşacak. Hanımefendi çıktı televizyona Sayın Cumhurbaşkanının FETÖ ile mücadelesinde samimi olduğuna inanıyorum dedi. Böylece ne kadar samimi bir insan olduğunu görmüş olduk. Bunun ki Allah’tan erken oldu.
Bir diğer muhalefet partisi iktidara eklemlenmiş durumda. Devlet ile devlet işbirliği. Bütün hukuksuzluklara ve hırsızlıklara ortaklar. Biraz daha büyük olan muhalafet partisinin tek olayı selfie çektirmek. Hiç bir seçimi kazanması mümkün olmayan genel başkanları ile ülkede olup biten karşısında somut ve sonuç alıcı tek bir şey yapmış değiller. Vatandaşla beraber ağlaşıyorlar. Geçenlerde Erdoğan bir tane vekillerini hapse attı şimdi hepsi mum gibi oldu. Tanallar Yarkadaşlar bile patladı gitti.
Polis teşkilatı var. Ev aramasında evden para çalıyor. Her dönem on binlerce parti militanı polis yapılıyor. Devrim muhafızı hesabı. Sokakta adam dövüyor, nezarethanelerde işkence yapıyor. Sorumlu Bakan eski döneklerden kraldan çok kralcı olacağım diye ne kadar hukuksuzluk varsa yapıyor. Eski genel başkanı karanlık eski bakanla beraber iş tutuyor.
Ordu evlere şenlik uçağını uçuracak pilotu yok. Bitişik nizam yürümeyi beceremeyen nargile kafeden toplama tiplere emanet. Sayın Genelkurmay başkanının veciz ifadesiyle başı k.çı belli değil.
Adliye, hastane hiç girmiyorum. Gücün varsa dışarıdasın paran varsa iyisin.
Ekonomiye, eğitime sıra gelmedi yazı bitti.
Yani sözün özü devlet falan bitmiş, geçmiş olsun. Türkiye bir mafya ülkesidir. Ve kurtuluşu da bu mafyanın kendi içinde hesaplaşmasıdır. Ama umutlu bitirelim bu hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz.
Hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz…
Değerli hâzirûn durum galiba aynen şöyle:
Partisinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı ve Türkiye’deki her şeyin başı Erdoğan, dünyada örneği görülmemiş bir şekilde belediye başkanlarına istifa etmeleri talimatı veriyor. O şehirlerde yaşayanların değil, kendisinin buna karar vereceğini; çünkü onları oraya partinin yani kendisinin getirdiğini söylüyor. Buradaki çarpıklıkları bir kenara bırakarak devam edelim.
Bu başkanlardan biri Melih Gökçek. Kamuoyunda konuşulan ne? Gökçek’i yemek kolay değildir. Gökçek pis işleri bilir. Kasetti, tehditti, şantajdı mutlaka bir kozu vardır. Dikkat edin bir belediye başkanından bahsediyoruz. Dilen Melih ile Diren Melih arasında gidip geliyor top. Hileli bir seçimle göreve gelen başkan yine hileli bir yoldan görevden alınacak. Su testisi su yolunda misali. Eğer iddialar doğruysa başkan paralarını ve oğlanları yurt dışına çıkarmış. Nasıl bir ülke değil mi?
Bir başka belediye başkanı Balıkesir’den. Başkan, zamanında Erdoğan’ın akçeli işleri ile ilgilenmiş, arşivi olan birisi olarak biliniyor. Ne konuşuluyor kamuoyunda “üstüme gelirseniz kimden ne kadar haraç alındı açıklarım” mesajları. Başkan’ın eşi tehdit altında, gözaltına alınma ihtimali iddiaları var.
Ha açıklasa ne olacak o ayrı mesele. Ama bu işler biraz kar topu misali. Bir başkanın değişmesi demek adamlarından iş adamlarına, teşkilattaki kankalarından akrabalarına bir yığın insanın etkilenmesi demek.
Ülkede ali kıran baş kesen cumhurbaşkanı uçakta gazetecilere istifa etmezlerse sonuçları ağır olur diyor. Bütün yandaşlar bu mesajı manşete taşıyor. Kim Erdoğan’ın söylemediği bir sözü yazabilir ki o uçakta. Buna ne cesaret ne cüret edebilirler. Zaten tek metin oluşturuyor. Adamları bakıp ona göre yayımlıyor. Gelin görün ki herkese aslan kesilen zat ertesi gün “bedeli ağır olur demedim bedelli bu sene zor” dedim diyerek manşetleri yalanlıyor. Yani tehdit etmedim kimseyi demeye getiriyor. Yine yapacağını yapacak da kimseyi tahrik etmek istemiyor.
Başkanın bir oğlu ailenin ticari işleri ile meşgul. Eğitim gönüllü sü maskesi altında iş adamları ile oturup kalkıyor, kime ne ihale verilecek babası için not alıyor. Haber getirip götürüyor. Eksik para verecekleri babasına şikayet ediyor.
Diğer oğlan sıfır sermaye ile yola çıkıp bir gemi filosu sahibi. Acık psikopat. Pek karelere sokmuyorlar. Ama o da küçük dağları en yarattım misali ortalarda caka satmıyor değil.
Anne tam bir muamma. Hangi hastane onun hangi şirkette ne hissesi var bilinmiyor. En son 150 asgari maaş toplamında bir çanta vardı elinde. 2003-2017 arası Emine Erdoğan fotoğraf sergisi yapılsa ne demek istediğim anlaşılır. Temsil görevi gereği konuştuğu yabancılardan yolsuzluk sanıklarını istiyor. Ki sanık milyonlarca lira bağış yapmış kendi vakfına.
Damat darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki
Bir tane damat var. Sahibi oldukları gazetelerde başköşe. Başbakan’dan daha fazla söz sahibi. Darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki. Geçenlerde bu damadın mail kutusu hacklendi. Kuzey Irak’taki petrol işinden tutun ülkedeki bütün alengirli işlerde aktif. Kaçak petrol taşıyorlar ama enerji bakanı. Bir tane abisi var el konulan mallardan kendisine gayrimenkul koleksiyonu yapmakla meşgul.
Diğer damat orduya silah satıyor. Yere göğe sığdırılamayan SİHA’ları ile pikniğe giden insanları öldürüyor devlet.
Amerika’da yakalanan İran asıllı bir işadamı var. Önceleri “bize ne” dendi şimdi bütün devlet seferber. Devletin bütün kaynakları bu oğlanın selameti için ayrılmış durumda. İranlı genç bütün bakanları maaşa bağlamış, bahşişlerini önden vermiş. Erdoğan ailesine para vermiş ve İran ile ticaret maskesi altında epey bir parayı götürmüşler. Şimdi bu genç “beraber yedik ben niye yanıyorum” diye itirafçı olup kurtulmak istiyor. Neredeyse ABD ile savaşa gireceğiz. Daha önce Türkiye’de tutuklanan bu hayırsever genç uğruna bütün polis teşkilatını dağıtmışlar mahkemede de dosyaları örtbas etmişlerdi. Ama masumların ahı tuttu çok daha büyük bir çığ olarak üzerlerine doğru geliyor.
Hükümetin el koyduğu Bugün televizyonu Bursa’da yıllar önce bir tefeciyi öldüren mafya liderine peşkeş çekiliyor.
Bir başka mafya lideri hapisten çıkınca biraz dinleneyim demişti. “Madem oturacaktı ne diye seni çıkardık” mesajı gidince icraatlarına başladı. Önce bir gazeteci bozuntusunu dövdürdüler. Sonra adam önüne gelene tehdit savurmaya kanla banyo yapmaya kadar vardırdı işi. Artık adamları vatandaş dövüp videolarını yayımlıyor.
Eski bir cumhurbaşkanı var. Arada bir duayen siyasetçi gibi suya sabuna dokunmayan kitabi cümleler yazıyor. Bütün bu pisliklerin oluşmasında ne kadar payı olduğu tarihe geçmiş. Madem bu kadar farklı düşünüyorsun gel sahneye dendiğinde olmaz diyor. Duyuyoruz ki oğlanlarının akçeli işleri hiç de partidaşlarından geri kalır değilmiş. Şimdi damadının villasında talihin kendisine bir fırsat vereceği umuduyla gün geçiriyor.
Bir tane yıldızı parlayan bir hanımefendi var. Bir parti kuracak. Ne kadar Ergenekon artığı eski mafyatik adam varsa yanına geldi. Vitrindeki bir adamı televizyona çıkıp en büyük insanlık suçu işkenceyi savunuyor. Eli kanlı adamlar umut diye sokaklarda dolaşacak. Hanımefendi çıktı televizyona Sayın Cumhurbaşkanının FETÖ ile mücadelesinde samimi olduğuna inanıyorum dedi. Böylece ne kadar samimi bir insan olduğunu görmüş olduk. Bunun ki Allah’tan erken oldu.
Bir diğer muhalefet partisi iktidara eklemlenmiş durumda. Devlet ile devlet işbirliği. Bütün hukuksuzluklara ve hırsızlıklara ortaklar. Biraz daha büyük olan muhalafet partisinin tek olayı selfie çektirmek. Hiç bir seçimi kazanması mümkün olmayan genel başkanları ile ülkede olup biten karşısında somut ve sonuç alıcı tek bir şey yapmış değiller. Vatandaşla beraber ağlaşıyorlar. Geçenlerde Erdoğan bir tane vekillerini hapse attı şimdi hepsi mum gibi oldu. Tanallar Yarkadaşlar bile patladı gitti.
Polis teşkilatı var. Ev aramasında evden para çalıyor. Her dönem on binlerce parti militanı polis yapılıyor. Devrim muhafızı hesabı. Sokakta adam dövüyor, nezarethanelerde işkence yapıyor. Sorumlu Bakan eski döneklerden kraldan çok kralcı olacağım diye ne kadar hukuksuzluk varsa yapıyor. Eski genel başkanı karanlık eski bakanla beraber iş tutuyor.
Ordu evlere şenlik uçağını uçuracak pilotu yok. Bitişik nizam yürümeyi beceremeyen nargile kafeden toplama tiplere emanet. Sayın Genelkurmay başkanının veciz ifadesiyle başı k.çı belli değil.
Adliye, hastane hiç girmiyorum. Gücün varsa dışarıdasın paran varsa iyisin.
Ekonomiye, eğitime sıra gelmedi yazı bitti.
Yani sözün özü devlet falan bitmiş, geçmiş olsun. Türkiye bir mafya ülkesidir. Ve kurtuluşu da bu mafyanın kendi içinde hesaplaşmasıdır. Ama umutlu bitirelim bu hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz.
Hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz…
Değerli hâzirûn durum galiba aynen şöyle:
Partisinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı ve Türkiye’deki her şeyin başı Erdoğan, dünyada örneği görülmemiş bir şekilde belediye başkanlarına istifa etmeleri talimatı veriyor. O şehirlerde yaşayanların değil, kendisinin buna karar vereceğini; çünkü onları oraya partinin yani kendisinin getirdiğini söylüyor. Buradaki çarpıklıkları bir kenara bırakarak devam edelim.
Bu başkanlardan biri Melih Gökçek. Kamuoyunda konuşulan ne? Gökçek’i yemek kolay değildir. Gökçek pis işleri bilir. Kasetti, tehditti, şantajdı mutlaka bir kozu vardır. Dikkat edin bir belediye başkanından bahsediyoruz. Dilen Melih ile Diren Melih arasında gidip geliyor top. Hileli bir seçimle göreve gelen başkan yine hileli bir yoldan görevden alınacak. Su testisi su yolunda misali. Eğer iddialar doğruysa başkan paralarını ve oğlanları yurt dışına çıkarmış. Nasıl bir ülke değil mi?
Bir başka belediye başkanı Balıkesir’den. Başkan, zamanında Erdoğan’ın akçeli işleri ile ilgilenmiş, arşivi olan birisi olarak biliniyor. Ne konuşuluyor kamuoyunda “üstüme gelirseniz kimden ne kadar haraç alındı açıklarım” mesajları. Başkan’ın eşi tehdit altında, gözaltına alınma ihtimali iddiaları var.
Ha açıklasa ne olacak o ayrı mesele. Ama bu işler biraz kar topu misali. Bir başkanın değişmesi demek adamlarından iş adamlarına, teşkilattaki kankalarından akrabalarına bir yığın insanın etkilenmesi demek.
Ülkede ali kıran baş kesen cumhurbaşkanı uçakta gazetecilere istifa etmezlerse sonuçları ağır olur diyor. Bütün yandaşlar bu mesajı manşete taşıyor. Kim Erdoğan’ın söylemediği bir sözü yazabilir ki o uçakta. Buna ne cesaret ne cüret edebilirler. Zaten tek metin oluşturuyor. Adamları bakıp ona göre yayımlıyor. Gelin görün ki herkese aslan kesilen zat ertesi gün “bedeli ağır olur demedim bedelli bu sene zor” dedim diyerek manşetleri yalanlıyor. Yani tehdit etmedim kimseyi demeye getiriyor. Yine yapacağını yapacak da kimseyi tahrik etmek istemiyor.
Başkanın bir oğlu ailenin ticari işleri ile meşgul. Eğitim gönüllü sü maskesi altında iş adamları ile oturup kalkıyor, kime ne ihale verilecek babası için not alıyor. Haber getirip götürüyor. Eksik para verecekleri babasına şikayet ediyor.
Diğer oğlan sıfır sermaye ile yola çıkıp bir gemi filosu sahibi. Acık psikopat. Pek karelere sokmuyorlar. Ama o da küçük dağları en yarattım misali ortalarda caka satmıyor değil.
Anne tam bir muamma. Hangi hastane onun hangi şirkette ne hissesi var bilinmiyor. En son 150 asgari maaş toplamında bir çanta vardı elinde. 2003-2017 arası Emine Erdoğan fotoğraf sergisi yapılsa ne demek istediğim anlaşılır. Temsil görevi gereği konuştuğu yabancılardan yolsuzluk sanıklarını istiyor. Ki sanık milyonlarca lira bağış yapmış kendi vakfına.
Damat darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki
Bir tane damat var. Sahibi oldukları gazetelerde başköşe. Başbakan’dan daha fazla söz sahibi. Darbe gecesi kıkır kıkır gülünce biraz fırça yemişti ama işte naparsın oğlanlardan zeki. Geçenlerde bu damadın mail kutusu hacklendi. Kuzey Irak’taki petrol işinden tutun ülkedeki bütün alengirli işlerde aktif. Kaçak petrol taşıyorlar ama enerji bakanı. Bir tane abisi var el konulan mallardan kendisine gayrimenkul koleksiyonu yapmakla meşgul.
Diğer damat orduya silah satıyor. Yere göğe sığdırılamayan SİHA’ları ile pikniğe giden insanları öldürüyor devlet.
Amerika’da yakalanan İran asıllı bir işadamı var. Önceleri “bize ne” dendi şimdi bütün devlet seferber. Devletin bütün kaynakları bu oğlanın selameti için ayrılmış durumda. İranlı genç bütün bakanları maaşa bağlamış, bahşişlerini önden vermiş. Erdoğan ailesine para vermiş ve İran ile ticaret maskesi altında epey bir parayı götürmüşler. Şimdi bu genç “beraber yedik ben niye yanıyorum” diye itirafçı olup kurtulmak istiyor. Neredeyse ABD ile savaşa gireceğiz. Daha önce Türkiye’de tutuklanan bu hayırsever genç uğruna bütün polis teşkilatını dağıtmışlar mahkemede de dosyaları örtbas etmişlerdi. Ama masumların ahı tuttu çok daha büyük bir çığ olarak üzerlerine doğru geliyor.
Hükümetin el koyduğu Bugün televizyonu Bursa’da yıllar önce bir tefeciyi öldüren mafya liderine peşkeş çekiliyor.
Bir başka mafya lideri hapisten çıkınca biraz dinleneyim demişti. “Madem oturacaktı ne diye seni çıkardık” mesajı gidince icraatlarına başladı. Önce bir gazeteci bozuntusunu dövdürdüler. Sonra adam önüne gelene tehdit savurmaya kanla banyo yapmaya kadar vardırdı işi. Artık adamları vatandaş dövüp videolarını yayımlıyor.
Eski bir cumhurbaşkanı var. Arada bir duayen siyasetçi gibi suya sabuna dokunmayan kitabi cümleler yazıyor. Bütün bu pisliklerin oluşmasında ne kadar payı olduğu tarihe geçmiş. Madem bu kadar farklı düşünüyorsun gel sahneye dendiğinde olmaz diyor. Duyuyoruz ki oğlanlarının akçeli işleri hiç de partidaşlarından geri kalır değilmiş. Şimdi damadının villasında talihin kendisine bir fırsat vereceği umuduyla gün geçiriyor.
Bir tane yıldızı parlayan bir hanımefendi var. Bir parti kuracak. Ne kadar Ergenekon artığı eski mafyatik adam varsa yanına geldi. Vitrindeki bir adamı televizyona çıkıp en büyük insanlık suçu işkenceyi savunuyor. Eli kanlı adamlar umut diye sokaklarda dolaşacak. Hanımefendi çıktı televizyona Sayın Cumhurbaşkanının FETÖ ile mücadelesinde samimi olduğuna inanıyorum dedi. Böylece ne kadar samimi bir insan olduğunu görmüş olduk. Bunun ki Allah’tan erken oldu.
Bir diğer muhalefet partisi iktidara eklemlenmiş durumda. Devlet ile devlet işbirliği. Bütün hukuksuzluklara ve hırsızlıklara ortaklar. Biraz daha büyük olan muhalafet partisinin tek olayı selfie çektirmek. Hiç bir seçimi kazanması mümkün olmayan genel başkanları ile ülkede olup biten karşısında somut ve sonuç alıcı tek bir şey yapmış değiller. Vatandaşla beraber ağlaşıyorlar. Geçenlerde Erdoğan bir tane vekillerini hapse attı şimdi hepsi mum gibi oldu. Tanallar Yarkadaşlar bile patladı gitti.
Polis teşkilatı var. Ev aramasında evden para çalıyor. Her dönem on binlerce parti militanı polis yapılıyor. Devrim muhafızı hesabı. Sokakta adam dövüyor, nezarethanelerde işkence yapıyor. Sorumlu Bakan eski döneklerden kraldan çok kralcı olacağım diye ne kadar hukuksuzluk varsa yapıyor. Eski genel başkanı karanlık eski bakanla beraber iş tutuyor.
Ordu evlere şenlik uçağını uçuracak pilotu yok. Bitişik nizam yürümeyi beceremeyen nargile kafeden toplama tiplere emanet. Sayın Genelkurmay başkanının veciz ifadesiyle başı k.çı belli değil.
Adliye, hastane hiç girmiyorum. Gücün varsa dışarıdasın paran varsa iyisin.
Ekonomiye, eğitime sıra gelmedi yazı bitti.
Yani sözün özü devlet falan bitmiş, geçmiş olsun. Türkiye bir mafya ülkesidir. Ve kurtuluşu da bu mafyanın kendi içinde hesaplaşmasıdır. Ama umutlu bitirelim bu hesaplaşmaya doğru yaklaşıyoruz.