“İstifa senaryosuyla Soylu, Erdoğan ve iktidara karşı oluşan tepki, eleştiri dalgasının önü kesilirken, toplumun da “gazı” alındı.”
10 Nisan Cuma akşamı gece yarısına iki saat kala açıklanan 48 saatlik sokağa çıkma yasağı kararıyla market ve fırınların önünde ortaya çıkan kaos, kargaşa, kavga görüntüleri yasağın bitmesine iki saat kala kabinenin güçlü isimlerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasını getirdi. Ancak gece yarısına doğru Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada Erdoğan’ın istifayı kabul etmediği, Soylu’nun göreve devam edeceği duyuruldu.
Ahval’den Gazeteci Zülfikar Doğan’ın analizi şöyle;
İstifa senaryosuyla Soylu, Erdoğan ve iktidara karşı oluşan tepki, eleştiri dalgasının önü kesilirken, toplumun da “gazı” alındı.
Sokağa çıkma yasağının bitmesine saatler kala resmi twitter hesabından istifa kararını açıklayan Soylu;
“Sokağa çıkma yasağının uygulanması ve sorumluluğu her yönüyle şahsıma aittir. Başlangıçta kısıtlı saatlerde de olsa ortaya çıkan görüntüler, mükemmel yürütülen bu süreçle uyuşmadı. Yaşadığım onca tecrübe, sorumluluk kısmı üzerimizde olan bu olayda böyle görüntülere yol açmamalıydı. Hiçbir zaman zarar vermek istemediğim aziz milletimiz, hayatımın sonuna kadar da sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın. Onurla yürüttüğüm İçişleri Bakanlığı görevimden ayrılıyorum” dedi.
Soylu’nun istifa açıklaması, gece saatlerinde başkent siyasi kulislerine bomba gibi düştü ve tepkiler, yorumlar eleştiriler art arda gelmeye başladı. Bir yandan da bunun bir iktidar senaryosu olduğu, iktidara karşı iyice şişen ve patlama noktasına gelen “tepki balonunun havasını alıp güç ve sempati tazelemeye dönük olarak Saray’da planlandığı, istifanın kabul edilmeyeceği” iddiaları hızla yayıldı.
Öteden beri kabinede ve partide Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile yıldızının barışmadığı sır olmayan Soylu, aynı zamanda Albayrak’ın destekçisi “Pelikan” grubunun da hedefindeydi.
Nitekim Bakan Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın başında bulunduğu, Pelikan Grubu’nun kontrolündeki Turkuvaz Medya bünyesindeki gazeteler Soylu’nun istifasını “Beceriksizliğiyle gitti” başlığıyla verdiler. Turkuvaz Medya grubuna bağlı Daily Sabah gazetesi “son dakika” diye duyurduğu istifa haberini, sosyal medya hesabından, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cuma akşamı sonrasında 250 bin insanın dükkân ve fırınlara akın ettiği beceriksiz sokağa çıkma yasağı ilanı üzerine istifa etti” sözleriyle paylaştı. Erdoğan’ın istifayı kabul etmediği açıklanınca da açığa düştüler.
Doğru Yol Partisi (DYP) genel başkanı olduğu dönemde Erdoğan’a sert ve ağır eleştiriler yönelten Soylu, daha sonra 2012 yılında AKP’ye geçti ve Erdoğan’ın sadık çevresinde yer alarak hızla yükseldi. Siyasi çizgi olarak MHP’ye daha yakın görülen Süleyman Soylu’nun, Bahçeli sonrası MHP’nin başına geçeceği iddiaları da sıklıkla dile getiriliyordu.
Süleyman Soylu’nun istifa açıklamasında Erdoğan’a “ömür boyu sadakat” bildirerek “Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın” demesi, Erdoğan’a bildirmeden istifa kararı aldığı yorumlarına yol açarken, aynı saatlerde sosyal medyada Soylu’yu istifadan vazgeçmeye ve Erdoğan’ı da istifayı kabul etmemeye çağıran kampanyalar başlatıldı.
“İstifanı Kabul Etmiyoruz Soylu” başlığıyla top trend olan bu kampanyaya paralel olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik olarak da Soylu yanlılarınca “istifayı kabul etme” kampanyası yürütüldü. Bu arada Berat Albayrak’ın istifasını isteyen bir diğer kampanya sosyal medyada başlatılınca üç kampanya top trend yarışına girdi. Kampanyalar yarışırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soylu’yu telefonla arayarak görüştüğü, istifayı kabul etmediği iddiaları da siyasi kulislere yansımaya başlamıştı.
Sokağa çıkma kararından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu’nun haberinin olmaması yanında 30 il ve Zonguldak Belediyelerinin de kararı medyadan öğrenmesi Soylu’ya tepkileri büyütmüştü. Yüzbinlerce kişinin sokaklara dökülmesinin iki aydır sürdürülen salgını önleme çabalarına büyük darbe vurduğunu belirterek istifa kararı aldığı öne sürülen Sağlık Bakanını Erdoğan’ın vazgeçirdiği, istifa etmek isteyen bazı Bilim Kurulu üyelerini de Sağlık Bakanının ikna ettiği haberleri kamuoyuna yansıyınca Soylu’ya tepkiler daha da arttı.
Bu arada tepkiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da hedef almaya başlayınca, iktidar medyası Milliyet’te “Cumhurbaşkanına yakın kaynaklara” atfen yapılan bir manşet haberle “Yaşananlardan ve uygulamada ortaya çıkan görüntülerden, Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’nun yanı sıra Cumhurbaşkanının da çok rahatsız olduğu” yazıldı.
Soylu, gerek sokağa çıkma yasağı kararını duyurduğunda gerekse sonrasında eleştirilere verdiği yanıtlarda hep “Süreci baştan itibaren Cumhurbaşkanının yürüttüğünü” belirterek, “Sokağa çıkma yasağı kararı talimatının Cumhurbaşkanı tarafından akşamüstü (10 Nisan) kendisine verildiğini” ısrarla vurgulamıştı.
Yani aslında Soylu, oluşan kaosta, kargaşada sürekli Cumhurbaşkanını işaret etti, talimatı Erdoğan’ın verdiğini söyledi. Kamuoyu tepkisi dizginlenemez hale gelince de siyaseten kurban edilmeyi kabule, sorumluluğu üstlenmeye mecbur edildi.
Aslında ucu açık salgınla mücadele sürecinde sürekli gecikmeli kararlarla kamuoyunda giderek artan tepkilerle karşı karşıya kalan iktidar, olası daha uzun süreli sokağa çıkma ve karantina mecburiyeti öncesinde 48 saatlik bir deneme yaptı.
Ortaya çıkan tablo, kaos-kavga görüntüleri, sokağa çıkma yasağı ya da ülke çapında karantinanın iki-üç hafta olması durumunda, işsiz, parasız, ekmeksiz eve kapatılacak kitlelerin nasıl tepki vereceklerini iktidara gösterdi ve endişeye sevk etti. Toplumdaki bu tepkilerin havasını-gazını almak için de “istifa et, kabul etmeyeyim” senaryosu yazıldı.
Şimdi Soylu; hem koltuktan vazgeçen ama Cumhurbaşkanınca “vazgeçilemeyen” olarak, sokağa çıkma fiyaskosuna rağmen alkışlarla görevde.
Erdoğan ise baştan itibaren yegâne sorumlusu olduğu her şeyin sorumluluğunu üzerinden atıp, “vefalı muktedir” olarak sempati tazelemekte…
Kaynak: AHVAL