Rusya-Türkiye ilişkileri üzerine bir analiz…
Havuz medyasının manşetleri bu durumu doğruluyor…
Erdoğan’ın planı, Skripal olayı benzeri bir krizi Rusy- ABD arasında çıkarma niyetinde olduğu gözüküyor. Tehlikeli sularda seyreden, gözü dönmüş bir hükümet var karşımızda.
‘Şifresi çözülemedi’ diyerek Ruslara teslim edilen iphone telefon üzerinden bir plan yürütülmesi göze çarpıyor
Tezgah ön hazırlığı, 15 Temmuz öncesine kadar gittiği göz onüne alınmalıdır. Karlov cinayetinden 5 ay önce, tamda 15 Temmuz’dan bir gün önce “2” günlük yıllık izin veren 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürü olarak görev yapan Kahraman Sezer, emrinde geçici görevle çalışan Mevlüt Mert Altıntaş’a izin vernesi, izin olayı ile cinayet arasında doğrudan bağ tespit edilmemesine rağmen ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılması dikkat
çekicidir.
Bu durum, Karlov suikasti nedeniyle el konulan dijital materyaller üzerinden tezgah planının çok öncelere dayandığının işaretleri olarak görülebilir.
Kaldı ki Erdoğan ve yargısı geçmişteki selam verdiği ve beraber polis okulunda arkadaşlık yaptığı çevre üzerinden cinayet soruşturmasını algı esaslı siyasi amaçlı yürütmektedir.
Mert Altıntaş’ın, Erdoğan’ın sarayında koruma olarak görev yaptığı, radikal Nurettin Yıldız grubu ve cihadist çevrelerle bağlantıya geçtiği ve birlkte faaliyet yürüttükleri adeta unutturulmak istenmektedir. Erdoğan’ın bu politikası, “uçak düşürme ve Karlov cinayeti” üzerinden Türkiye’nin NATO ve müttefiklerinden koparılması ve kontrol altına alınması açısından Ruslar’ın da arzu ettiği, Türkiye’nin dış politikadaki etkileri, Rusya ve İran’ın çizgisine geldiği bir süreç olmuştur.
Benzer durum, Rus uçağının düşürülmesi olayında da yaşanmaktadır. Rus uçağının düşürülmesi talimatı olay ilk meydana geldiği zaman Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal tarafından bizzat basına “düşürme talimatının kendileri tarafından verildiği” açıklanmış durumda iken, günümüzde olay askeri emir komuta hiyerarşisi içerisinde son halka olan, düşürme emrini uçaktaki pilota aktaran İncirlik Üssü’nde nöbetçi olan bir albaya kadar indirgenmesi ilginçtir. Erdoğan’ın, İncirlikte görevli albay bilgisini Ruslara aktarma, Türkiye’nin ulusal güvenliği, NATO güvenliği ile İncirlik üssünden talimatı cemaat mensubu nöbetçi olan bir albay verdiği ve düşürmede ABD askerlerinin de rol oynadığı iddiaları nedeniyle ABD aleyhine oluşturulan algının da bir parçasıdır.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a düzenlenen suikastı, Fetih el Şam Cephesi (El Kaide’den ayrılmadan önceki adıyla El Nusra Cephesi) üstlendi.
Katil Mert Altıntaş’ın, Nurettin Yıldız ve cihadist gruplarla bağlantısı, Nurettin Yıldız’in,
Ahraruş Şam ile ilişkisi, Rus Büyükelçi Karlov’u öldüren polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın da Nurettin Yıldız’ın sohbetlerine katıldığı gerçeği hep karartılmak istenmiştir. Karartma, Karlov’un ölümünün gerçekleştiği olay yerindeki Hürriyet muhabirinin canlı görsel yayını ile de kesinleşmiş, olay yerinde hiç bir rehine bulunmaması ve katilin yalnız olması, mermisinin bitmesine rağmen ölü ele geçirilmesi ile dikkat çekici boyuta taşınmıştır.
Erdoğan ve soruşturmayı yürüten polis, savcı ve Erdoğan’ın kontrolündeki medyası Mert Altıntaş’ın, güya “başka dini grup, cemaat ve yapılara girme, “sızma”, “renklendirilmiş” kişi olarak lanse edilmeye çalışılmış ve cinayet soruşturması amaçları doğrultusunda yönlendirilmiştir
Burada, Nurettin Yıldız’ın bağlantılı olduğu Makedonya ve Kosova’daki cihadist gruplarla da bağlantı içerisindedir
Nurettin Yıldız’ın, Eylül 2009’da İslami Gençlik Forumunun (FRI) daveti üzerine Makedonya’yı ziyaret etti ve Aralık 2010’da Makedonya’dan bir grup imamın ziyareti sözkonusudur.
TIKA tarafından finanse edilen AKEA ile ilişkisinden, AKEA’nın 2014’te El Kaide ile bağlantılı oldugu iddiası ile Kosova hükümetince kapatılmasından söz edilmektedir
Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı’nın resmi düşünce kuruluşu ‘Rusya Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (RISS) Başkanı ve Putin’in yakın çalışma ekibindeki Leonid Reşetnikov, Rus uçağının düşürülmesinde etkin olanlar öncelikle Erdoğan düşmanıydı ve aynı zamanda Amerika ile bağlantılıydı. Elimizde öyle bilgiler var ki İncirlik’te görev yapan Amerikalı askerler bu olayın gerçekleşmesine katılmışlardır. Amaç da Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmekti. Bizim hiç tepki vermememiz mümkün değildi elbette. Kaldı ki televizyonda da pilotumuzun öldürülmesini ve cesedine karşı yapılan saygısızlığı da izledik. Dolayısıyla Rusya’nın buna tepki vermemesi mümkün değildi.” açıklamasında her şeyi özetlemektedir.
Afrin Zeytindalı harekatına ÖSO altında katılması unutturulmak istenmektedir.
Suriye’de düşürülen Rus uçağının pilotunu öldürdüm diyen Alparslan Çelik ile bağlantılı
olan ve Rusya’nın listesinde olan Yasin Karasu’nun Afrin Operasyonuna ÖSO mensubu olarak katılması, unutturulmak istenmektedir.
26.01.2016 tarihinde, Alparslan Çelik, Türkmendağı’nda savaşırken ölen MHP Fatih İlçe Başkan Yardımcısı İbrahim Küçük’ün cenaze törenine katılmış, cenaze için, “Şehit bizim arkadaşımızdı” açıklamasında bulunmuştur.
Bu noktada ilginç olan ise, daha sonra cinayete kurban giden Karlov’un açıklamasıdır.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov 14 Aralık 2015’te yaptığı açıklamada düşürülen savaş uçağından atlayan Rus pilota ateş eden kişiyi tespit ettiklerini, bu kişinin bir Türk vatandaşı olduğunu açıklamış ve 33 yaşındaki Alparslan Çelik’i işaret etmişti.
01.04.2016 günü Adliyeye sevk edilerek tutuklanan Alparslan Çelik’e, sadece, 5 yıl hapis ve 10 bin lira para cezası gibi komik bir ceza verilmiş, Rus pilotu öldürmediği, cenazesini Türk yetkililere teslim ettiği tezi ileri sürülmüştur.
Halbuki, bizzat Alparslan Çelik, daha önce paylaştığı videoda, Rus pilotu öldürdüğünü şu itiraf etmiştir ; “pilotların cenazeleri iç tarafta, ateş ettiler…. ateş ettik hepimiz.” şeklindedir.
İki yıldır Suriye’de Türkmen Cephesi saflarında savaşan ülkücü Alparslan Çelik, “O pilot, beş dakika önce içimize bomba atmış ve atılan bombalarla kardeşlerimiz şehit olmuş ve yaralanmıştır. Her gün uçaktan sivil Türkmenlere bombalar yağdırmış birinin benim vicdanımda yeri yok. Orada, kimibu bombardımanlarda çocuğunu, kimi karısını, kimi komple ailesini kaybetmiş. Kısas en doğal haktır. Kısasta hayat vardır.” demiştir.
Neo Avrasyacılık teorisinin mimarı Alexander Dugin, Rus uçağının düşürülmesi ve karlov cinayetine ilişkin, “Bu kanlı cinayetin azmettiricisinin F..Ö’nün temsilcilerinden biri olduğu netleşmiştir. Amerika’nın Türkiye–Rusya ilişkilerini bozmaya çalışmaktadır. Bu olayın da Atlantik sistemini terk ettiği için Türkiye’ye ceza niteliğindedir. Bu saldırıya verilebilecek en güçlü ve sert yanıt Türkiye’yi NATO’dan mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde çıkarmak ve Türkiye ile birlikte bir Avrasya stratejik ortaklığı ve ittifakı yaratmak olacak. İki ülkenin ortak düşmanlarının en büyük korkusu da bu” dedi.
Rus Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Karlov cinayeti sonrası ilk açıklamada, “karlov’un Suriyeli muhaliflerle görüştüğünü” açıklaması ilginçtir. Bu açıklama, Karlov’un, Rusya açısından feda edilmeyecek birisi olmadığını ortaya koymaktadır. Rusya, büyükelçisi öldürülmesine rağmen, “nota göndermek yerine provokasyona gelmeyeceğiz” açıklamasında bulunması da dikkate değerdir.
Putin’in Andrey Karlov’a ödülü ise hazırdı; ‘Rusya Kahramanı’… Öyle ya, canını feda ederek Rusya İmparatorluğu’na büyük hizmet etmişti. Putin’in, Karlov’un tabutu başında cenazesine bakışı her şeyi anlatır gibiydi…
Putin’e göre cinayet yorumu ise ilginçtir; “Türkiye-Rusya ilişkisinin bozulmak istendiğine artık ikna olmaya başladım”
Türkiye’ye ve özellikle de Suriye politikasında her istediğini dikte ettiren Putin, “Rus uçağının düşürülmesi konusunda ikna oldum” diyerek olayı cemaate yıkmak konusunda Tayyip Erdoğan’a destek verir tavır takınmıştır.
Kasım 2015’te Türkiye – Suriye sınırında Türkiye’nin bir Rus savaş uçağını düşürmesinin ardından Türkiye ile Rusya ilişkileri önemli dönüm noktalarından geçmiştir
Erdoğan’ın, Rusya ile yakınlaşmasına ilişkin iddialar, 15 Temmuz darbe senaryosu sırasında da gündeme gelmiştir.