Hukuksuz bir şekilde HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye eşbaşkanlarının görevden alınmasına ve yerlerine kayyım atanmasına yönelik tepkiler devam ediyor.
2 binli yılların başında ekonomide kriz yaşandığını, Türkiye’nin IMF kapısında kredi kuyruğunda olduğunu ve hak ile özgürlükler konusunda perişan halde olduğunu hatırlatan Ocaktan, “Üniversite kapılarında “ikna odaları”nın kurulduğu insan hakları ayıpları yaşanıyordu.
Hukuka olan güven azalmıştı, çünkü yargıçlarımız postmodern brifingler için hazırol vaziyetinde bekler duruma düşmüşlerdi.
Siyaset itibar kaybına uğramış, politikacıların milletin iradesini koruyacak mecali kalmamıştı” ifadelerini kullanıyor.
2001’de AKP’nin seçilmesiyle siyaset ikliminde yeni bir rüzgârın estiğini belirten Ocaktan, 2013’ten itibaren ise AKP’nin başka bir iklimde yol almaya başladığını anımsatıyor.
AKP’nin önce “ortak aklı” rafa kaldırdığını söyleyen Ocaktan, şu ifadeleri kullanıyor:
“Demokratik ve ekonomik reformların altında imzası bulunan kendi çocuklarını trenden atarak işe başladı. Sonra bizzat kendi iktidarı tarafından gerçekleştirilen demokratik reformlardan feragat ederek yoluna devam etti.
Kuşkusuz bu demokrasi baharının tersine dönmesinde 15 Temmuz FETÖ ihanetinin de önemli bir payının olduğunun altını çizmek gerekiyor. Ancak her şeye rağmen AK Parti’ye yakışan da, olması gereken de reformist çizginin sürdürülmesiydi. Ama ne yazık ki bu gerçekleştirilemedi ve özellikle de Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle girilen yeni rejim tasarımıyla birlikte adeta demokrasinin içi boşaltıldı. Bu süreçte MHP’nin de yardımıyla, artık demokrasi tekerleği ileriye değil, geriye doğru dönmeye başladı.”
Şimdi ekonomide zor günler yaşandığını, milletin alım gücünün düştüğünü, yeni yatırımların yapılamadığını ve iş bulamayanlar ile işini kaybedenlerin sayısının hızla arttığına dikkat çeken Ocaktan, şöyle devam ediyor:
“Üstelik yabancı yatırımcı için cazip ülke olmaktan çıkmış durumdayız, çünkü hukuki ve siyasi görünürlüğümüz yabancı yatırımcıya artık güven vermiyor. İçeride ise kimsenin yeni yatırım için mecali yok. Ekonomik anlamda hiçbir derinliği olmayan Bulgaristan’ın bile eksi faizle kredi bulabildiği bir dünyada, biz ancak yüzde 7-8’ler gibi yüksek orandaki faizlerle dış kredi bulabiliyoruz.
Haklar ve özgürlükler anlamında AK Parti iktidarı kendi reformlarının bile gerisine düşmüş durumda. Fikirlerin özgürce ifade edilmesinden basın özgürlüğüne, akademik özgürlükten siyasetin serbestçe yapılabilmesine kadar her alanda kan kaybediyoruz.
‘Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır’ diyerek yola çıkan AK Parti yerel seçimlerin üzerinden üç ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, milletin özgür iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarını hiçbir yargısal süreç işletmeden görevden alabiliyor. Evet terörle mücadele Türkiye’nin en hayati meselelerinden birisidir ve bu ülkede yaşayan herkes bu mücadelenin arkasındadır. Ancak milletin iradesine rağmen belediye başkanlarının görevden alınmasının terörle mücadeleye katkısının olması mümkün değildir, tam aksine terörün alanını genişleten bir durumdur.”