Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Nazi uzmanından Türkiye analizi

by aktifhabercom
February 20, 2017
Nazi uzmanından Türkiye analizi
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

“Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.”

Nazilerden kaçan akademisyenleri araştıran Vialon, Türkiye’deki yaşananları ve akademik ihraçları değerlendirdi.

Nazi zulmünden kaçan Yahudi kökenli Alman akademisyenler konusunda önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Martin Vialon, Türkiye’de OHAL kapsamında akademisyenlerin ihraç edilmesini Birgün Gazetesi’ne değerlendirdi.

Vialon’un röportajının çarpıcı bölümlerini sunuyoruz: 


-Elbette, bugün Türkiye’deki akademik ihraçlar ile Nazi dönemi arasında yapısal bir paralellik var. Mevcut tarihsel sürecin, AKP hükumetinin 1933’teki Kemalist eğitim reformlarına ve bu reformlar kapsamında o dönem uygulanan, modası geçmiş akademisyenlerin devlet eliyle görevden uzaklaştırılmasına karşı bir intikam olduğunu söyleyebilirim. Bugün uzaklaştırılan ve tutuklanan meslektaşlar, bir “Barış kampanyası” imzaladıkları için zulüm görüyor ya da F..Ö üyesi olmakla suçlanıyor. Ancak, akademisyenlerin absürt ve keyfi olarak görevden alınmalarının, devlet tarafından modernize edilen Darülfünun ile kıyaslanması için hukuki bir dayanağı yoktur. Buna karşılık, Yüksek Öğretim Kurumu buna karşı çıkmalıdır zira akademik personelin refahını sağlamak gibi bir görevi vardır.

-Şu anda uygulanan, akademisyenleri ve okul öğretmenlerini uzaklaştırmalar, eleştirileri engellemek ve AKP politikalarına karşı çıkma potansiyeli olan kişilere bir uyarı vermek için bir gözdağı verme ve caydırma amacını taşımaktadır. Naziler de üniversiteye adını veren, özgürlüğün katledilmesini protesto eden yazar, gazeteci ve komünist Carl von Ossietzky gibi entelektüelleri alıkoymak için aynı stratejiyi kullanmışlardı. Bu bilim insanı, 1936 yılında Nobel Barış Ödülü aldı, Esterwegen toplama kampında işkence gördü ve 1938’de öldü. Bu tarihsel bağlamda, bir diğer düşünür, büyük Blaise Pascal’ın da bize söyleyecekleri var. The Pensées (Düşünceler, 1657)’inin 298 bölümü aklıma geliyor: “Güçsüz adalet faydasız; adaletsiz güç ise tiranlıktır”. Bu sözlerle, Türkiye’deki acil durumun diyalektik bir açıklamasını yapabiliriz.

– Üniversiteler ve okullar, bir toplumun sismografları ve aynalarıdır. Eğer bunlar politik paternalizm ve manipülasyondan dolayı itibar kaybederse, o zaman akademik özgürlük de yok olur. Beyin göçü, zulmün sonuçlarından biridir çünkü entelektüel kafalar ülkelerini terk eder. Bu, pozitif kimlik figürlerinin, artık öğrencileri potansiyel öğretmenler, hocalar ya da toplumun sorumlu üyeleri olarak yetiştiremeyeceğini gösterir. Gelenekler kesintiye uğrar ve disiplinler gündemden kaybolur. Eleştirmeyen vasat karakterler, eski eşsiz ve kayda değer hocaların yerine geçer.

-Şu zaman tablo kesinlikle karanlık. Bir durum, savaş ve şiddet çağı olan Osmanlı döneminin sonlarına doğru adım atıyor gibi görünüyor. Güçler ayrılığı fiili olarak ortadan kaldırılıyor, insan hakları görmezden geliniyor ve anayasal olarak mevcut değil. Müsaade ederseniz size Temmuz 2003’te yayımladığım yazıdan bir alıntı yapayım: “Erdoğan’ın politikası, demokratik reformları yerleştirmeye çalışan bir politika olarak tanımlanabilir ancak ideolojik çıkarımlar ve irticai politikalar eğilimiyle, yani toplumun üstyapısını aydın karşıtı, entelektüel karşıtı ve seküler olmayan bir kapsamın egemenliği ve kontrolü altına alarak; bu da demokrasinin, liberasyonun, özgürlüğün ve insan haklarının AKP’nin Türk parlamentosundaki yeni politik çoğunluğu tarafından adım adım ortadan kaldırılması anlamına gelir.

-AKP, liberal eğitimi yok ediyor ve üstyapıyı modifiye etmenin hesabını yapıyor; ve olay İslami bir gösteriye dönüşüyor. Muhaliflere karşı yapılan cadı avı ve icat edilen suç eylemleri, hukukun açıkça ihlal edildiğini gösteriyor. Bugün ve yakın gelecekte, Türkler kendi yarattıkları bu hasarı sadece kendileri onarabilir. Ama hükümet ile Kürtler arasında bir uzlaşma süreci olmadıkça, Türkiye tekrar ve tekrar daha dibe düşecektir. Özellikle CHP’nin sözde muhalefeti, en temel ödevini yerine getirmeli ve siyaseti etnik ideolojiden ayırmalıdır: Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.

“Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.”

Nazilerden kaçan akademisyenleri araştıran Vialon, Türkiye’deki yaşananları ve akademik ihraçları değerlendirdi.

Nazi zulmünden kaçan Yahudi kökenli Alman akademisyenler konusunda önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Martin Vialon, Türkiye’de OHAL kapsamında akademisyenlerin ihraç edilmesini Birgün Gazetesi’ne değerlendirdi.

Vialon’un röportajının çarpıcı bölümlerini sunuyoruz: 


-Elbette, bugün Türkiye’deki akademik ihraçlar ile Nazi dönemi arasında yapısal bir paralellik var. Mevcut tarihsel sürecin, AKP hükumetinin 1933’teki Kemalist eğitim reformlarına ve bu reformlar kapsamında o dönem uygulanan, modası geçmiş akademisyenlerin devlet eliyle görevden uzaklaştırılmasına karşı bir intikam olduğunu söyleyebilirim. Bugün uzaklaştırılan ve tutuklanan meslektaşlar, bir “Barış kampanyası” imzaladıkları için zulüm görüyor ya da F..Ö üyesi olmakla suçlanıyor. Ancak, akademisyenlerin absürt ve keyfi olarak görevden alınmalarının, devlet tarafından modernize edilen Darülfünun ile kıyaslanması için hukuki bir dayanağı yoktur. Buna karşılık, Yüksek Öğretim Kurumu buna karşı çıkmalıdır zira akademik personelin refahını sağlamak gibi bir görevi vardır.

-Şu anda uygulanan, akademisyenleri ve okul öğretmenlerini uzaklaştırmalar, eleştirileri engellemek ve AKP politikalarına karşı çıkma potansiyeli olan kişilere bir uyarı vermek için bir gözdağı verme ve caydırma amacını taşımaktadır. Naziler de üniversiteye adını veren, özgürlüğün katledilmesini protesto eden yazar, gazeteci ve komünist Carl von Ossietzky gibi entelektüelleri alıkoymak için aynı stratejiyi kullanmışlardı. Bu bilim insanı, 1936 yılında Nobel Barış Ödülü aldı, Esterwegen toplama kampında işkence gördü ve 1938’de öldü. Bu tarihsel bağlamda, bir diğer düşünür, büyük Blaise Pascal’ın da bize söyleyecekleri var. The Pensées (Düşünceler, 1657)’inin 298 bölümü aklıma geliyor: “Güçsüz adalet faydasız; adaletsiz güç ise tiranlıktır”. Bu sözlerle, Türkiye’deki acil durumun diyalektik bir açıklamasını yapabiliriz.

– Üniversiteler ve okullar, bir toplumun sismografları ve aynalarıdır. Eğer bunlar politik paternalizm ve manipülasyondan dolayı itibar kaybederse, o zaman akademik özgürlük de yok olur. Beyin göçü, zulmün sonuçlarından biridir çünkü entelektüel kafalar ülkelerini terk eder. Bu, pozitif kimlik figürlerinin, artık öğrencileri potansiyel öğretmenler, hocalar ya da toplumun sorumlu üyeleri olarak yetiştiremeyeceğini gösterir. Gelenekler kesintiye uğrar ve disiplinler gündemden kaybolur. Eleştirmeyen vasat karakterler, eski eşsiz ve kayda değer hocaların yerine geçer.

-Şu zaman tablo kesinlikle karanlık. Bir durum, savaş ve şiddet çağı olan Osmanlı döneminin sonlarına doğru adım atıyor gibi görünüyor. Güçler ayrılığı fiili olarak ortadan kaldırılıyor, insan hakları görmezden geliniyor ve anayasal olarak mevcut değil. Müsaade ederseniz size Temmuz 2003’te yayımladığım yazıdan bir alıntı yapayım: “Erdoğan’ın politikası, demokratik reformları yerleştirmeye çalışan bir politika olarak tanımlanabilir ancak ideolojik çıkarımlar ve irticai politikalar eğilimiyle, yani toplumun üstyapısını aydın karşıtı, entelektüel karşıtı ve seküler olmayan bir kapsamın egemenliği ve kontrolü altına alarak; bu da demokrasinin, liberasyonun, özgürlüğün ve insan haklarının AKP’nin Türk parlamentosundaki yeni politik çoğunluğu tarafından adım adım ortadan kaldırılması anlamına gelir.

-AKP, liberal eğitimi yok ediyor ve üstyapıyı modifiye etmenin hesabını yapıyor; ve olay İslami bir gösteriye dönüşüyor. Muhaliflere karşı yapılan cadı avı ve icat edilen suç eylemleri, hukukun açıkça ihlal edildiğini gösteriyor. Bugün ve yakın gelecekte, Türkler kendi yarattıkları bu hasarı sadece kendileri onarabilir. Ama hükümet ile Kürtler arasında bir uzlaşma süreci olmadıkça, Türkiye tekrar ve tekrar daha dibe düşecektir. Özellikle CHP’nin sözde muhalefeti, en temel ödevini yerine getirmeli ve siyaseti etnik ideolojiden ayırmalıdır: Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın seçim çalma aparatı Soylu’mu?

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın seçim çalma aparatı Soylu’mu?

May 22, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın yolu derinlerle nasıl kesişti?

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın yolu derinlerle nasıl kesişti?

May 15, 2023
5.4k

“Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.”

Nazilerden kaçan akademisyenleri araştıran Vialon, Türkiye’deki yaşananları ve akademik ihraçları değerlendirdi.

Nazi zulmünden kaçan Yahudi kökenli Alman akademisyenler konusunda önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Martin Vialon, Türkiye’de OHAL kapsamında akademisyenlerin ihraç edilmesini Birgün Gazetesi’ne değerlendirdi.

Vialon’un röportajının çarpıcı bölümlerini sunuyoruz: 


-Elbette, bugün Türkiye’deki akademik ihraçlar ile Nazi dönemi arasında yapısal bir paralellik var. Mevcut tarihsel sürecin, AKP hükumetinin 1933’teki Kemalist eğitim reformlarına ve bu reformlar kapsamında o dönem uygulanan, modası geçmiş akademisyenlerin devlet eliyle görevden uzaklaştırılmasına karşı bir intikam olduğunu söyleyebilirim. Bugün uzaklaştırılan ve tutuklanan meslektaşlar, bir “Barış kampanyası” imzaladıkları için zulüm görüyor ya da F..Ö üyesi olmakla suçlanıyor. Ancak, akademisyenlerin absürt ve keyfi olarak görevden alınmalarının, devlet tarafından modernize edilen Darülfünun ile kıyaslanması için hukuki bir dayanağı yoktur. Buna karşılık, Yüksek Öğretim Kurumu buna karşı çıkmalıdır zira akademik personelin refahını sağlamak gibi bir görevi vardır.

-Şu anda uygulanan, akademisyenleri ve okul öğretmenlerini uzaklaştırmalar, eleştirileri engellemek ve AKP politikalarına karşı çıkma potansiyeli olan kişilere bir uyarı vermek için bir gözdağı verme ve caydırma amacını taşımaktadır. Naziler de üniversiteye adını veren, özgürlüğün katledilmesini protesto eden yazar, gazeteci ve komünist Carl von Ossietzky gibi entelektüelleri alıkoymak için aynı stratejiyi kullanmışlardı. Bu bilim insanı, 1936 yılında Nobel Barış Ödülü aldı, Esterwegen toplama kampında işkence gördü ve 1938’de öldü. Bu tarihsel bağlamda, bir diğer düşünür, büyük Blaise Pascal’ın da bize söyleyecekleri var. The Pensées (Düşünceler, 1657)’inin 298 bölümü aklıma geliyor: “Güçsüz adalet faydasız; adaletsiz güç ise tiranlıktır”. Bu sözlerle, Türkiye’deki acil durumun diyalektik bir açıklamasını yapabiliriz.

– Üniversiteler ve okullar, bir toplumun sismografları ve aynalarıdır. Eğer bunlar politik paternalizm ve manipülasyondan dolayı itibar kaybederse, o zaman akademik özgürlük de yok olur. Beyin göçü, zulmün sonuçlarından biridir çünkü entelektüel kafalar ülkelerini terk eder. Bu, pozitif kimlik figürlerinin, artık öğrencileri potansiyel öğretmenler, hocalar ya da toplumun sorumlu üyeleri olarak yetiştiremeyeceğini gösterir. Gelenekler kesintiye uğrar ve disiplinler gündemden kaybolur. Eleştirmeyen vasat karakterler, eski eşsiz ve kayda değer hocaların yerine geçer.

-Şu zaman tablo kesinlikle karanlık. Bir durum, savaş ve şiddet çağı olan Osmanlı döneminin sonlarına doğru adım atıyor gibi görünüyor. Güçler ayrılığı fiili olarak ortadan kaldırılıyor, insan hakları görmezden geliniyor ve anayasal olarak mevcut değil. Müsaade ederseniz size Temmuz 2003’te yayımladığım yazıdan bir alıntı yapayım: “Erdoğan’ın politikası, demokratik reformları yerleştirmeye çalışan bir politika olarak tanımlanabilir ancak ideolojik çıkarımlar ve irticai politikalar eğilimiyle, yani toplumun üstyapısını aydın karşıtı, entelektüel karşıtı ve seküler olmayan bir kapsamın egemenliği ve kontrolü altına alarak; bu da demokrasinin, liberasyonun, özgürlüğün ve insan haklarının AKP’nin Türk parlamentosundaki yeni politik çoğunluğu tarafından adım adım ortadan kaldırılması anlamına gelir.

-AKP, liberal eğitimi yok ediyor ve üstyapıyı modifiye etmenin hesabını yapıyor; ve olay İslami bir gösteriye dönüşüyor. Muhaliflere karşı yapılan cadı avı ve icat edilen suç eylemleri, hukukun açıkça ihlal edildiğini gösteriyor. Bugün ve yakın gelecekte, Türkler kendi yarattıkları bu hasarı sadece kendileri onarabilir. Ama hükümet ile Kürtler arasında bir uzlaşma süreci olmadıkça, Türkiye tekrar ve tekrar daha dibe düşecektir. Özellikle CHP’nin sözde muhalefeti, en temel ödevini yerine getirmeli ve siyaseti etnik ideolojiden ayırmalıdır: Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.

“Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.”

Nazilerden kaçan akademisyenleri araştıran Vialon, Türkiye’deki yaşananları ve akademik ihraçları değerlendirdi.

Nazi zulmünden kaçan Yahudi kökenli Alman akademisyenler konusunda önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Martin Vialon, Türkiye’de OHAL kapsamında akademisyenlerin ihraç edilmesini Birgün Gazetesi’ne değerlendirdi.

Vialon’un röportajının çarpıcı bölümlerini sunuyoruz: 


-Elbette, bugün Türkiye’deki akademik ihraçlar ile Nazi dönemi arasında yapısal bir paralellik var. Mevcut tarihsel sürecin, AKP hükumetinin 1933’teki Kemalist eğitim reformlarına ve bu reformlar kapsamında o dönem uygulanan, modası geçmiş akademisyenlerin devlet eliyle görevden uzaklaştırılmasına karşı bir intikam olduğunu söyleyebilirim. Bugün uzaklaştırılan ve tutuklanan meslektaşlar, bir “Barış kampanyası” imzaladıkları için zulüm görüyor ya da F..Ö üyesi olmakla suçlanıyor. Ancak, akademisyenlerin absürt ve keyfi olarak görevden alınmalarının, devlet tarafından modernize edilen Darülfünun ile kıyaslanması için hukuki bir dayanağı yoktur. Buna karşılık, Yüksek Öğretim Kurumu buna karşı çıkmalıdır zira akademik personelin refahını sağlamak gibi bir görevi vardır.

-Şu anda uygulanan, akademisyenleri ve okul öğretmenlerini uzaklaştırmalar, eleştirileri engellemek ve AKP politikalarına karşı çıkma potansiyeli olan kişilere bir uyarı vermek için bir gözdağı verme ve caydırma amacını taşımaktadır. Naziler de üniversiteye adını veren, özgürlüğün katledilmesini protesto eden yazar, gazeteci ve komünist Carl von Ossietzky gibi entelektüelleri alıkoymak için aynı stratejiyi kullanmışlardı. Bu bilim insanı, 1936 yılında Nobel Barış Ödülü aldı, Esterwegen toplama kampında işkence gördü ve 1938’de öldü. Bu tarihsel bağlamda, bir diğer düşünür, büyük Blaise Pascal’ın da bize söyleyecekleri var. The Pensées (Düşünceler, 1657)’inin 298 bölümü aklıma geliyor: “Güçsüz adalet faydasız; adaletsiz güç ise tiranlıktır”. Bu sözlerle, Türkiye’deki acil durumun diyalektik bir açıklamasını yapabiliriz.

– Üniversiteler ve okullar, bir toplumun sismografları ve aynalarıdır. Eğer bunlar politik paternalizm ve manipülasyondan dolayı itibar kaybederse, o zaman akademik özgürlük de yok olur. Beyin göçü, zulmün sonuçlarından biridir çünkü entelektüel kafalar ülkelerini terk eder. Bu, pozitif kimlik figürlerinin, artık öğrencileri potansiyel öğretmenler, hocalar ya da toplumun sorumlu üyeleri olarak yetiştiremeyeceğini gösterir. Gelenekler kesintiye uğrar ve disiplinler gündemden kaybolur. Eleştirmeyen vasat karakterler, eski eşsiz ve kayda değer hocaların yerine geçer.

-Şu zaman tablo kesinlikle karanlık. Bir durum, savaş ve şiddet çağı olan Osmanlı döneminin sonlarına doğru adım atıyor gibi görünüyor. Güçler ayrılığı fiili olarak ortadan kaldırılıyor, insan hakları görmezden geliniyor ve anayasal olarak mevcut değil. Müsaade ederseniz size Temmuz 2003’te yayımladığım yazıdan bir alıntı yapayım: “Erdoğan’ın politikası, demokratik reformları yerleştirmeye çalışan bir politika olarak tanımlanabilir ancak ideolojik çıkarımlar ve irticai politikalar eğilimiyle, yani toplumun üstyapısını aydın karşıtı, entelektüel karşıtı ve seküler olmayan bir kapsamın egemenliği ve kontrolü altına alarak; bu da demokrasinin, liberasyonun, özgürlüğün ve insan haklarının AKP’nin Türk parlamentosundaki yeni politik çoğunluğu tarafından adım adım ortadan kaldırılması anlamına gelir.

-AKP, liberal eğitimi yok ediyor ve üstyapıyı modifiye etmenin hesabını yapıyor; ve olay İslami bir gösteriye dönüşüyor. Muhaliflere karşı yapılan cadı avı ve icat edilen suç eylemleri, hukukun açıkça ihlal edildiğini gösteriyor. Bugün ve yakın gelecekte, Türkler kendi yarattıkları bu hasarı sadece kendileri onarabilir. Ama hükümet ile Kürtler arasında bir uzlaşma süreci olmadıkça, Türkiye tekrar ve tekrar daha dibe düşecektir. Özellikle CHP’nin sözde muhalefeti, en temel ödevini yerine getirmeli ve siyaseti etnik ideolojiden ayırmalıdır: Özeleştiri yapabilen ve kendini arındırabilen bireyler ve kurumlar, umutsuz olanlar için tek umuttur.

ShareTweet
Previous Post

MİT’in Suriye ayağı deşifre oldu

Next Post

Yeni Akit Müjdat Gezen’e küfür etti! P… Müjdat

İLGİLİ HABERLER

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın seçim çalma aparatı Soylu’mu?
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın seçim çalma aparatı Soylu’mu?

May 22, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın yolu derinlerle nasıl kesişti?
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ın yolu derinlerle nasıl kesişti?

May 15, 2023
5.4k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ı desteklemeyenler ‘terörist’ mi?
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Erdoğan’ı desteklemeyenler ‘terörist’ mi?

May 8, 2023
5.1k
Giderler mi sorusuna cevap verdi: Gitmeyip de ne yapacaklar?
ANALİZ

Giderler mi sorusuna cevap verdi: Gitmeyip de ne yapacaklar?

May 6, 2023
5.3k
‘Marmaris balonunu patlatan AKP’li yargıç!’ Öyle çamlar devirdi ki, Erdoğan’dan dayak yiyen AKP’liler listesine adını yazdırabilir
15 TEMMUZ

‘Marmaris balonunu patlatan AKP’li yargıç!’ Öyle çamlar devirdi ki, Erdoğan’dan dayak yiyen AKP’liler listesine adını yazdırabilir

May 1, 2023
5.4k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Seçimlere giderken; tuzaklar, senaryolar ve gerçekler
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Seçimlere giderken; tuzaklar, senaryolar ve gerçekler

May 1, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

AB’de “Türkiye ile AB müzakerelerine son verilsin” çağrıları

AB’de “Türkiye ile AB müzakerelerine son verilsin” çağrıları
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

ABD basını ‘damadın’ SİHA’larını yazdı: Savaşta ortadan kayboldu

ABD basını ‘damadın’ SİHA’larını yazdı: Savaşta ortadan kayboldu
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Elon Musk, Twitter’daki Türkiye sansürüyle yine gündemde

Elon Musk, Twitter’daki Türkiye sansürüyle yine gündemde
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya öldü! Birçok hukuksuz operasyona imza atmıştı

Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya öldü! Birçok hukuksuz operasyona imza atmıştı
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
6.3k

Devamını oku

Kanser hastası olduğu halde tutuklu kalan Rizeli iş insanı Ali Kara hayatını kaybetti

Kanser hastası olduğu halde tutuklu kalan Rizeli iş insanı Ali Kara hayatını kaybetti
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Erdoğan’ın zaferini kutlarken tutukluk yapan silahla kendini vurdu

Erdoğan’ın zaferini kutlarken tutukluk yapan silahla kendini vurdu
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Yaşlı kadın çöpte yiyecek ararken zafer kutlaması yapan AKP’liler eğlendi

Yaşlı kadın çöpte yiyecek ararken zafer kutlaması yapan AKP’liler eğlendi
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Morgan Stanley: Türk Lirası, ABD doları karşısında yüzde 29 değer kaybedebilir

Morgan Stanley: Türk Lirası, ABD doları karşısında yüzde 29 değer kaybedebilir
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Hakkari’de maskeli polisler evleri bastı: Gözaltına aldıkları kişilere anne ve babalarının önünde işkence yaptı

Hakkari’de maskeli polisler evleri bastı: Gözaltına aldıkları kişilere anne ve babalarının önünde işkence yaptı
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İmamoğlu’ndan ilk açıklama: Bana güvenin, her şey çok güzel olacak!

İmamoğlu’ndan ilk açıklama: Bana güvenin, her şey çok güzel olacak!
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Dolar ve euroda hareketlilik: Seçimin ardından piyasalar yükselişle başladı

Dolar ve euroda hareketlilik: Seçimin ardından piyasalar yükselişle başladı
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Akşener’e istifa çağrısı en yakınında bulunan isimden geldi

Akşener’e istifa çağrısı en yakınında bulunan isimden geldi
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Seçim kutlaması yapan AKP’liler İYİ Parti üyesi Erhan Kurt’u bıçakla öldürüldü

Seçim kutlaması yapan AKP’liler İYİ Parti üyesi Erhan Kurt’u bıçakla öldürüldü
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan, Demirtaş’ı hedef aldı, kalabalık ‘Selo’ya idam’ sloganı attı

Erdoğan, Demirtaş’ı hedef aldı, kalabalık ‘Selo’ya idam’ sloganı attı
by Özkan yazar
May 29, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Demirtaş’tan açıklama: Yenilmedik, mücadeleye devam

Demirtaş’tan açıklama: Yenilmedik, mücadeleye devam
by aktifhabercom
May 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Meral Akşener’den açıklama: Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin vatandaşlarına yuhalattı, çok ayıpladım

Meral Akşener’den açıklama: Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin vatandaşlarına yuhalattı, çok ayıpladım
by aktifhabercom
May 28, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Kılıçdaroğlu’ndan ‘mücadele’ mesajı: Yürüyüşümüz sürüyor, buradayız

Kılıçdaroğlu’ndan ‘mücadele’ mesajı: Yürüyüşümüz sürüyor, buradayız
by aktifhabercom
May 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde seçime katılım düştü

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde seçime katılım düştü
by Özkan yazar
May 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan zaferini ilan etti, Kılıçdaroğlu ve Akşener basın açıklaması yapacak

Erdoğan zaferini ilan etti, Kılıçdaroğlu ve Akşener basın açıklaması yapacak
by Özkan yazar
May 28, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan’ın oy kullandıktan sonra para dağıtması dünya medyasında haber oldu

Erdoğan’ın oy kullandıktan sonra para dağıtması dünya medyasında haber oldu
by Özkan yazar
May 28, 2023
0
5.3k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.