Analiz / İsmail S. Gülümser
Allah, bazen irademizle yaptığımız kusura karşılık, bazen de yeni bir yola mecburi etmek için önümüze engeller koyar. Bazen felaketler birbirini takip eder, nefes almakta zorlanacağınız bunaltıcı bir atmosferle karşılaşırsınız. Kurduğunuz düzenin bir anda yıkıldığını, hayatınızın altüst olduğunu görebilirsiniz. Böyle anlarda problemin sonunun nereye varacağını anlamak çoğu zaman mümkün değildir.
Yaşanan acılar, ilk etapta olayların ilerleyen süreçte getireceği bereket ve fırsatları görmenizi engeller. Ancak zaman geçtikçe kendi planınız dışında çok uygun bir zemine doğru yönlendirildiğinizi fark edersiniz. Sıkıntılar azaldığında daha sağlıklı değerlendirir ve zorlukların gelişiminiz için bir fırsat olduğunu anlarsınız.
Kendi iradenize bırakılsa, asla düşünmeyeceğiniz işleri yapmak zorunda kalmak sizi rahatsız edebilir. Fakat, ilk başta şer gibi görünen olayların büyük hayırlara vesile olduğu zamanla ortaya çıkar. Bu türden gelişmeler bir şekilde herkesin başına gelebilir, gönül zenginliğine inandığınız birçok büyük önderin de hayatında benzerlerini yaşadığı bilinir.
Yükselme fırsatına dönüşebilir
Bulunduğunuz ortamda akranlarınıza kıyasla daha başarılı işler yapmanız, bazılarının kıskançlık duygusunu tetikleyebilir. Sizinle içten içe rekabete girenler, bu duygu etrafında birleşip size zarar vermeyi düşünebilir. Gizli müttefikler, karanlık planlarla sizin verimli olduğunuz ortamdan uzaklaştırabilir. Kurulu düzeninizi bozanların, sizi işinizden koparması başlangıçta acı verse de olayı sabırla göğüslenip daha başarılı işler yapmaya yönelirseniz yaşadıklarınız sizin için yükselme fırsatına dönüşebilir.
Kıskançlık hissi, insanlar arasında düşmanlığı harekete geçiren çok tehlikeli bir duygudur, onun etkisine girenlerin nerede nasıl davranacağını kestirmek mümkün değildir. Her ortamda karşınız çıkabilir ve muhataplarının hayatını zindana çevirir. Histerik duygularla yaptıklarınızı yıkmaya çalışan zavallıların acınası halini görenler, bu hisse yenilenlerin ne kadar tehlikeli olabileceğini yaşayarak öğrenir.
İnsana zarar vermeyi amaçlayan bu tür duygularla hareket edenlere karşı, en iyi savunma yolu kendi işinize odaklanıp onların oyunlarına takılmamaktır. Zorlukların aslında basamak atlamak için bir fırsat olduğunu fark ettiğinizde daha öncesinde cesaret edemediğiniz yüklerin altına girebilir, şimdiye kadar denemeyi düşünmediğiniz potansiyelinizi keşfedip geliştirebilirsiniz.
Sıfırdan başlangıç yapmak
Hata ve kusurlarınıza dayalı olsa bile, karşınıza çıkan her engel başta olumsuz gibi görünse de size yeni bir kapı aralayabilir. Kolaycılığa kaçmadan, kusurlu davranışa yönelmeden, sabır ve kararlılıkla olayların üstesinden gelmeye çalışmak zorlukları aşmanın anahtarıdır. Sevdiğiniz bir işi kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü zamanla yerini yepyeni fırsatlarla bırakır.
Sıfırdan bir başlangıç yapmak zorunda kaldığınızda, bu durum çalışma temponuzu artırır ve sizi rehavetten kurtarır. Sıkıntıları aşma çabası, sizi standart alışkanlıklarınızı terk etmeye zorladığından, yeni bakış açıları ve ayrıntıları yakalama şansı bulursunuz.
Bazen insan, kendi güç ve kuvvetiyle her işin üstesinden gelebileceğine inanır, bu duygu bencilliği tetikler, başkalarıyla ortak iş yapmayı engelleler. Yaşanan mağduriyetler insanı gururdan uzaklaştırır, ona zayıf olduğunu hissettirir. Nedamet duyguları harekete geçen biri, önce yüce yaratıcı sonra çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurar, elindeki imkân ve fırsatları daha iyi değerlendirmeye başlar.
Yüce yaratıcıya daha gönülden bağlanma fırsatı sunan bu türden zorluklar, sizi olduğunuz yerden daha ileri bir düzeye taşıyabilir. İlk anda olayların tesiri geçmeden belki güzel yönlerini görmek zordur. Ancak, geriye dönüp baktığınızda yaşananların mana ve hikmeti daha iyi kavranır. Anlamsız gelen birçok olayın aslında çok büyük anlamlarla yüklü olduğu, kazanımların kayıptan daha çok olduğu fark edilir.
Anlamlı ilişkiler kurma fırsatı
Her müminin dünyada iyiliğin yayılmasına katkıda bulunma gibi bir misyonu olmalıdır. Normal şartlarda kimse rahatını bozup da başkalarına bir şeyler aktarma gereği duymadığından bu görev sahipsizdir.
Allah’ın, gönüllüleri dünyanın dört bir yanına iradeleri dışında dağıtmasının bir hikmeti de bu olabilir. Böylece hiç düşünmediğiniz insanlara ulaşma onlarla anlamlı ilişkiler kurma fırsatı doğar.
İhtiyaca bağlı olmadan görüşüp konuşmak kolay olmayabilir, bu engel zorunlu ihtiyaca bağlı ilişkiye dönüştüğü için daha tabii ortamda güzellikleri aktarmak mümkün olur. Küçük adımlarla kurulan dostluk köprüleri ileride daha büyüklerine zemin hazırlar.
Sıradan zamanda zorlanacağınız çok daha sağlıklı ilişkiler kurar, onların gönül dünyalarına daha kolay ulaşırsınız. Başkalarına gönülden yaklaşır, onlara sizi tanıma fırsatı verirseniz, insani değerlerdeki örnek yaşantınız onları etkiler, içten davranışlarınız ve samimiyetinizi yakından görenler kapılarını size açar.
Yeni diyalog imkanları
Sıkıntı çekene, toplumlar genellikle şefkatle yaklaşır, bu durum daha önce kurulması zor olan bağlara kapı aralar. Ülkesinden kovulan, insanlık dışı muameleye maruz kalan, her şeyini bırakıp yabancı diyarlara sığınanların yaşadığı acıya kimse bigâne davranamaz. Geniş kesimlere iyilikleri aktarmak için farklı ilişki ağları önümüze çıkar, anlatmakta güçlük çekilen birçok konu bu tür ortamlarda daha rahat aktarılır.
Doğru tavır ve davranışlar, Müslümanlar hakkındaki ön yargıları kırar, varsa bazılarındaki düşmanlık hisleri temizlenir. İlişkiler seviyeli bir şekilde sürdürülürse, aradaki mesafeler giderek kapanır daha kalıcı dostluklar kurulur. Yaşanan problemler uygun yöntemle anlatılır, hata yapmadan beklentiler sunulursa bu herkesin şefkatini celp eder, çok sıcak arkadaşlıklar kurulur, yeni diyalog imkânları doğar.
İslam’ın, insanı kötülükten uzak tutmak için gönderilmiş bir din olduğu kanaati pekişir, saygı duyguları tetiklenir. Yani zorluklar, sizi yeni açılımlara mecbur ederek hiç gitmeyi düşünmediğiniz insanlara bu vesileyle gider, onlarla bazı şeyleri paylaşırsınız ve daha insani ortamda daha gönülden ilişkiler kurulur.
Bugüne kadar, farklı din-kültür-milletten insanlara sığınanların samimiyeti, evrensel değerlerin yayılmasına katkı sağlamıştır. Yaşanan acıları gidermek için herkes bir şekilde seferber olmuş, bazıları evlerinin bir köşesini paylaşarak acıları hafifletmiştir. Zorluklar yeni dostluk köprülerinin kurulmasına yeni diyalog fırsatlarının doğmasına vesile olmuştur. Bütün bunlar, yaşanan acılara bağlı olarak gelen fırsatlardır.
Her zorluk bir öğretmendir
Sonuç olarak, her zorluk bir öğretmendir, sabır ve azimle karşılanan her engel, insanı daha ileri bir düzeye taşır. Doğru değerlendirdiğinizde, hayatın size sunduğu anlamı daha net görebilir, olayların hikmetini daha iyi kavrayabilirsiniz.
Hocaefendi, sağlam inanç yapısı ve kararlı duruşu ifade eden bu ve benzeri tavsiyelerle çevresini zor dönemde kusurlu davranışlardan uzak tuttu. Köşeye sıkıştırıp şiddete yönelmesi istenen insanlar, çok büyük aile dramları yaşasalar bile hiçbirisi yanlışa girmedi, uygulanan haksızlıklara aldırmadan kendi işlerine yoğunlaştı ve oynanan oyunları bir bir bozdular.
Üstat Bediüzzaman dinin mesajlarının gönüllere ulaşmasını engelleyen bir topuz olarak gördüğü için siyasetten uzak durdu. Hocaefendi de çevresini, yönetimi talip olup toplumu tepeden yönlendirme kolaycılığını seçen siyasi hareketlerden hep sakındırdı. Bu yazıda olduğu gibi etrafını tek tek insanların gönlünü kazanacak faaliyetlere yönlendirdi.
Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan gibi medeni cesareti yüksek olanlar, çok sayıda toplum önderini Hocaefendi’yle görüştürdüler ve her biri onun bu entelektüel birikimi ahlaki değerlere bağlı çözümlerinden etkilendi. Tekalan yeni yazısında, sağlığında daha fazla aydını görüştüremediği için üzüldüğünü belirtmiş. Şimdi onunla şahsen başkalarını görüştürme şansımız yok, ama eserlerinden bulup çıkarılacak güzelliklerle herkesi buluşturma fırsatı elimizde, her gönüllünün imkân ve kapasitesine göre bu hizmeti yapmak için kolları sıvama zamanı geldi.
*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanılmıştır.