Önceki haftalarda dolar 4.50 TL’yi geçince dün Merkez Bankası’ndan yine faiz artırımı imasıyla süslenmiş bir sözlü müdahale geldi ve kurlar 4.40’a kadar geriledi.
Ancak beklenen faiz artırımı yapılmadığı için kurlar bir kez daha yükselişe geçerken yeniden bugün 4.55 seviyesini de aşarak yeni rekorunu kırdı.
Piyasalardan gelen tepkiler ise Merkez Bankası’nın hükümet yetkilileriyle yaptığı acil toplantılar ve sözlü müdahale yöntemleriyle bir süredir uyguladığı kurlara müdahale oyununun artık sınıra geldiğini gösteriyor.
Bankacılar Merkez Bankası’nın artık gerçekçi bir adım atmaması durumunda dövizde bir sıçramanın yani finansal krizin çok uzakta olmayabileceğini kaydediyor.
Öte yandan son olarak Alman’yanın ikinci büyük bankası Commerzbank’ın Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Tatha Ghose, doların 5 lirayı bulabileceğini öngören bir açıklama yaptı.
Dolardaki toplam değer kaybı yüzde 19 seviyesine kadar ulaşmış durumda.
Merkez Bankası’nın pozisyonu ise iyiden iyiye sorgulanır hale geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bloomberg’e verdiği mülakatta sarf ettiği “24 Haziran’dan sonra ekonomide daha etkin olacağım. Merkez faizleri indirmek zoruna kalacak” yolundaki açıklamaları sonrası kaygı ve endişe iyice arttı.
Piyasalarda Merkez için hükümetten çekiniyor ve bağımsızlığına gölge düşürüyor yorumları hakim.
BBC Türkçe’den Özge Özdemir’e konuşan ekonomistler, Merkez Bankası’nın Türk Lirası’nın düşüşünü engellemek için yeteri kadar önlem almadığını söylüyor.
Amerikan Merkez Bankası Fed’in eski araştırma direktörü olan Erkin Şahinöz, Merkez Bankası’nın hem döviz arzı hem de politika faizini artırmak konusunda zayıf adımlar attığını, ‘yangını su bardağıyla söndürmeye çalıştığını’ ifade ediyor.
Koç Üniversitesi TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Direktörü Prof. Dr. Selva Demiralp de, kurdaki yükselişin Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikası yüzünden kaynaklanmadığını, ancak “Para politikasının eli kolu bağlı” algısının kurdaki zayıflamayı tetiklediğini dile getiriyor.
Ekonomistlerde ortak görüş MB’nin bağımsızlığının zedelendiği yorunda…Bu tartışmaların temelinde ise Erdoğan’ın düşük faiz politikasındaki ısrarı ve tehdide varan söylemleri.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Burak Saltoğlu, “Kalıcı ve radikal önlemler için seçim öncesi çok kararlı davranması zor görünüyor” diyor ve ekliyor:
“Buna rağmen özellikle enflasyon ve maliye politikasının uyumlu olacağından emin olmadan aksiyon alması da faydalı olmayabilir. Bu dönem için faiz tepkisinde gecikme var, araç eksikliği var, şanssız bir döneme denk gelen bir dalga var, agresif bir büyüme beklentisi var ve çok yakında bir seçim var. Para politikası için çok şanssız koşullar.”