Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Mahmut Akpınar’ın yazısı: Söze ‘fe.ö’ diye başlamak adeta besmelenin yerini aldı!

by aktifhabercom
April 10, 2021
Mahmut Akpınar’ın yazısı: Söze ‘fe.ö’ diye başlamak adeta besmelenin yerini aldı!
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

“’fe.ö’ kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor.”


Herkes neden Cemaat’e vuruyor, neden sövüyor?

Ülkeye diğer bütün toplum kesimlerinin toplamından daha fazla okul, üniversite, eğitim kurumu açmış, TÜBİTAK yarışmalarından uluslararası bilim olimpiyatlarına kadar her alanda başarı sağlamış bir kesim dünyaca tescilli bir Zalim’in zulmüne maruz iken tekme atma yarışına girmek hangi psikolojinin sonucudur?


Dünyanın en iyi üniversitelerine, NASA’ya bile insan yetiştirmiş, yer kürenin dört bir yanına hizmet götürmüş, Türkiye’de her aileye bir şekilde dokunmuş bir Hareket’i neden şeytanlaştırma yarışına girer insanlar?

Düne kadar terbiyesinde acze düştükleri çocuklarını teslim etmek için yarıştıkları rehberlere, abilere, ablalara terörist demeyi, hapislere doldurulurken “oh olsun” demeyi hangi vicdan hazmedebilir? Türkçe olimpiyatlarına bilet için yalvaran, maklube sofralarında halka olanlar devran dönünce neden hakaret, küfür yarışına girişir?

Bunda bizim bazı hatalarımızın, kusurlarımızın elbette payı var. Cemaat’in sorgulaması gereken konuları onlarca makalede ele aldım. Toplumda yaygın olan ilkesizliğin, vefasızlığın, güce tapınmanın da etkisi var. Ama bunların dışında cevaplar olmalı. Bir toplumun sosyolojisi bu kadar kısa sürede, bu kadar keskin dönüşler yapmamalı. İdeolojik husumeti olanları, dünden bu tarafa Hizmet’in her faaliyetine şartlı bakanları anlamak mümkün. Bazı kesimlerde var olan tedavisi imkansız din ve maneviyat düşmanlığını biliyoruz. Ya Hizmet’ten bunca fayda görmüş, aynı karede olmak için izdiham yapmış muhafazakar kimselere/kesimlere ne demeli?

Ülkede normal bir süreç yaşanmadığını bilmek gerekiyor. Muazzam bir güçle, devasa mekanizmalarla toplumun yoğun propagandaya maruz kaldığını görmek gerekiyor. Bebelerden nenelere kadar milyonlarca Hizmet mensubu ağır bir zulme, baskıya maruz iken toplumun önemli bir kısmı empati yapamıyor, aksine tekme atma, küfretme yarışına girişiyor.

Neden? 

1: Yedi yıldır toplumun beyni yıkanıyor.

2: Cemaat’e vurmak prim yapıyor, maliyeti yok.

3: Cemaat’in kendini savunabileceği ortam yok, ülkede her medya Havuz.

4: Cemaat’e sövmek iktidar dayağından korkan muhalifler için eleştirilerini kabul edilebilir hale getiriyor.

5: Toplumda mahallecilik çok güçlü, ideolojik körlük, nefret, taassup çok derin. Herkeste Cemaat’e yönelik bir karın ağrısı var.

6: Ucuz kahramanlık, düşene vurmak milli spor haline gelmiş!

7: Hizmet’i müdafaa eden terörden hapse giriyor.

8: “fe.ö” etiketi her alanda rakipleri, düşmanları bertaraf etmek için çalışan iyi bir iftira. Bunu bütün ahlaksızlar sevmediklerine karşı kullanıyor. Çünkü Erdoğan’ın ürettiği bu ahlaksız kavrama bütün muhalefet destek verdi. Kavram kirli, ahlaksız insanların intikam aracı yapıldı.

9: Cemaat’e sövmek “Ben onlardan uzağım”, beni de o ithamla dövmeyin, bana zarar vermeyin demenin bir yolu. AKP içinde en ağır sövenler bir dönem Cemaat’e yakın durup poz verenler.

Bunların yanında pek çok cemaat, dini grup Hizmet Hareketi’ne karşı haset ve husumet biriktirdi. Zira Hizmet onların hayal edemeyeceği başarılı işler yaptı. Hizmet’in başarısı onların zaafını, yetersizliğini ortaya çıkarıyordu. Biriken hasedi, nefreti kusacak ortamı bulunca içlerindekini döktüler. Bunu yaparken adil olma, insaf, vicdan, zulüm, endişesi taşımadılar, grup-cemaat çıkarını önceleyip duygusal ve tepkisel davrandılar.

Neredeyse genel bir kuraldır: Kirli kişiler temiz kişilerden hazzetmez. Rüşvet ağına, hırsızlığa bulaşmış olanlar çevrelerindeki herkesi rüşvete ve hırsızlığa bulaştırmadan rahat edemez. Hizmet insanlarının temiz, dürüst, şaibesiz olması başta kirli iktidar ve avaneleri olmak üzere kirli-karanlık  kesimleri rahatsız etti. Eline çakı almamış, karakola yolu düşmemiş, şiddetin her türüne mesafeli duran bu güzel insanları “terörist” ilan ederek kendilerini rahatlatma, suçlarını nispi olarak örtme yolunu tercih ettiler.

Gerçek bir terör örgütü militanını uzaktan görse altına edecek tırsak, uyuz tipler mahallesindeki öğretmene “Terörist! Seni istemiyoruz!” diyerek hakaret etti, efelendi. Çünkü bu şahsiyetsizlerin hepsi o öğretmenden, akademisyenden, esnaftan zarar gelmeyeceğinden emin. Onların şiddetle işinin olmadığını çok iyi biliyor. Ama mazlum insanlar üzerinden ucuz kahramanlık taslıyor, bir yerlere mesaj gönderiyor.

“fe.ö” kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor. Hasmıyla hesaplaşmak isteyen, eşinden boşanmak isteyen, yargıdan kurtulmak isteyen, birine şantaj yapmak isteyen, dolandırıcılar, hırsızlar, katiller vs. hepsi kirli eylemlerine ve emellerine bu kavramı sütre yapıyor ve sabah-akşam Cemaat’e sövüyor. Yasalarda Cemaat’e mensup olmak, yardım etmek diye bir suç yok. Ama fiilen birini Cemaat’le ilintilendirmek en büyük lekeleme aracı. Güya herkes “lekelenmeme hakkı”na sahip fakat bu etiket yapıştırıldığında hiçbir hakim, savcı, kamu görevlisi bunu görmezden gelemiyor. Çünkü aynı etiketle karalanmaktan ve işini, konumunu kaybetmekten korkuyor.

Cemaat’e sövmek, söze “fe.ö” diye başlamak adeta besmelenin yerini aldı. Pek çok kimse olur olmaz yerde, şekilde Cemaat’e söverek otoriter yönetime karşı kendini garantiye alıyor, dokunulmazlık elde ediyor.

Bu dönemde Hizmet insanlarına yapılan zulümlere ses verenleri büyük hayranlıkla izliyor, takdirle selamlıyorum. Sövmeyip suskun kalmayı da erdem görüyorum. Ama Erdoğan’a iki laf etme cesareti gösteremeyip, otoriter yönetimi eleştiremeyip mazluma vuranlar ahlaksızdır, korkaktır! Mahallenin Zorba’sı birisini yere yatırıp işkence ederken, boğazına basarken “Ama sende…” diye başlayan cümleler kurmak, zorbaya yaranmak için mağdura sövmek en basitinden karaktersizliktir, ilkesizliktir.

Sözümü Bülent Keneş’in Sedat Peker’in adamlarının silahlarla yakalanması üzerine attığı tweet’inden alıntı yaparak bitireyim: “F…” operasyonu diyerek 2014’ten beri sürdürülen kitlesel zulümde evi-işyeri hukuksuz/keyfi basılan yüzbinlerce insanın tek birinde bile silah vb çıkmadığını bildikleri halde Hizmet Hareketi mensuplarına hala “terör örgütü” diyen şerefsizdir!”

Doç. Dr. Mahmut Akpınar / TR724

 

“’fe.ö’ kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor.”


Herkes neden Cemaat’e vuruyor, neden sövüyor?

Ülkeye diğer bütün toplum kesimlerinin toplamından daha fazla okul, üniversite, eğitim kurumu açmış, TÜBİTAK yarışmalarından uluslararası bilim olimpiyatlarına kadar her alanda başarı sağlamış bir kesim dünyaca tescilli bir Zalim’in zulmüne maruz iken tekme atma yarışına girmek hangi psikolojinin sonucudur?


Dünyanın en iyi üniversitelerine, NASA’ya bile insan yetiştirmiş, yer kürenin dört bir yanına hizmet götürmüş, Türkiye’de her aileye bir şekilde dokunmuş bir Hareket’i neden şeytanlaştırma yarışına girer insanlar?

Düne kadar terbiyesinde acze düştükleri çocuklarını teslim etmek için yarıştıkları rehberlere, abilere, ablalara terörist demeyi, hapislere doldurulurken “oh olsun” demeyi hangi vicdan hazmedebilir? Türkçe olimpiyatlarına bilet için yalvaran, maklube sofralarında halka olanlar devran dönünce neden hakaret, küfür yarışına girişir?

Bunda bizim bazı hatalarımızın, kusurlarımızın elbette payı var. Cemaat’in sorgulaması gereken konuları onlarca makalede ele aldım. Toplumda yaygın olan ilkesizliğin, vefasızlığın, güce tapınmanın da etkisi var. Ama bunların dışında cevaplar olmalı. Bir toplumun sosyolojisi bu kadar kısa sürede, bu kadar keskin dönüşler yapmamalı. İdeolojik husumeti olanları, dünden bu tarafa Hizmet’in her faaliyetine şartlı bakanları anlamak mümkün. Bazı kesimlerde var olan tedavisi imkansız din ve maneviyat düşmanlığını biliyoruz. Ya Hizmet’ten bunca fayda görmüş, aynı karede olmak için izdiham yapmış muhafazakar kimselere/kesimlere ne demeli?

Ülkede normal bir süreç yaşanmadığını bilmek gerekiyor. Muazzam bir güçle, devasa mekanizmalarla toplumun yoğun propagandaya maruz kaldığını görmek gerekiyor. Bebelerden nenelere kadar milyonlarca Hizmet mensubu ağır bir zulme, baskıya maruz iken toplumun önemli bir kısmı empati yapamıyor, aksine tekme atma, küfretme yarışına girişiyor.

Neden? 

1: Yedi yıldır toplumun beyni yıkanıyor.

2: Cemaat’e vurmak prim yapıyor, maliyeti yok.

3: Cemaat’in kendini savunabileceği ortam yok, ülkede her medya Havuz.

4: Cemaat’e sövmek iktidar dayağından korkan muhalifler için eleştirilerini kabul edilebilir hale getiriyor.

5: Toplumda mahallecilik çok güçlü, ideolojik körlük, nefret, taassup çok derin. Herkeste Cemaat’e yönelik bir karın ağrısı var.

6: Ucuz kahramanlık, düşene vurmak milli spor haline gelmiş!

7: Hizmet’i müdafaa eden terörden hapse giriyor.

8: “fe.ö” etiketi her alanda rakipleri, düşmanları bertaraf etmek için çalışan iyi bir iftira. Bunu bütün ahlaksızlar sevmediklerine karşı kullanıyor. Çünkü Erdoğan’ın ürettiği bu ahlaksız kavrama bütün muhalefet destek verdi. Kavram kirli, ahlaksız insanların intikam aracı yapıldı.

9: Cemaat’e sövmek “Ben onlardan uzağım”, beni de o ithamla dövmeyin, bana zarar vermeyin demenin bir yolu. AKP içinde en ağır sövenler bir dönem Cemaat’e yakın durup poz verenler.

Bunların yanında pek çok cemaat, dini grup Hizmet Hareketi’ne karşı haset ve husumet biriktirdi. Zira Hizmet onların hayal edemeyeceği başarılı işler yaptı. Hizmet’in başarısı onların zaafını, yetersizliğini ortaya çıkarıyordu. Biriken hasedi, nefreti kusacak ortamı bulunca içlerindekini döktüler. Bunu yaparken adil olma, insaf, vicdan, zulüm, endişesi taşımadılar, grup-cemaat çıkarını önceleyip duygusal ve tepkisel davrandılar.

Neredeyse genel bir kuraldır: Kirli kişiler temiz kişilerden hazzetmez. Rüşvet ağına, hırsızlığa bulaşmış olanlar çevrelerindeki herkesi rüşvete ve hırsızlığa bulaştırmadan rahat edemez. Hizmet insanlarının temiz, dürüst, şaibesiz olması başta kirli iktidar ve avaneleri olmak üzere kirli-karanlık  kesimleri rahatsız etti. Eline çakı almamış, karakola yolu düşmemiş, şiddetin her türüne mesafeli duran bu güzel insanları “terörist” ilan ederek kendilerini rahatlatma, suçlarını nispi olarak örtme yolunu tercih ettiler.

Gerçek bir terör örgütü militanını uzaktan görse altına edecek tırsak, uyuz tipler mahallesindeki öğretmene “Terörist! Seni istemiyoruz!” diyerek hakaret etti, efelendi. Çünkü bu şahsiyetsizlerin hepsi o öğretmenden, akademisyenden, esnaftan zarar gelmeyeceğinden emin. Onların şiddetle işinin olmadığını çok iyi biliyor. Ama mazlum insanlar üzerinden ucuz kahramanlık taslıyor, bir yerlere mesaj gönderiyor.

“fe.ö” kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor. Hasmıyla hesaplaşmak isteyen, eşinden boşanmak isteyen, yargıdan kurtulmak isteyen, birine şantaj yapmak isteyen, dolandırıcılar, hırsızlar, katiller vs. hepsi kirli eylemlerine ve emellerine bu kavramı sütre yapıyor ve sabah-akşam Cemaat’e sövüyor. Yasalarda Cemaat’e mensup olmak, yardım etmek diye bir suç yok. Ama fiilen birini Cemaat’le ilintilendirmek en büyük lekeleme aracı. Güya herkes “lekelenmeme hakkı”na sahip fakat bu etiket yapıştırıldığında hiçbir hakim, savcı, kamu görevlisi bunu görmezden gelemiyor. Çünkü aynı etiketle karalanmaktan ve işini, konumunu kaybetmekten korkuyor.

Cemaat’e sövmek, söze “fe.ö” diye başlamak adeta besmelenin yerini aldı. Pek çok kimse olur olmaz yerde, şekilde Cemaat’e söverek otoriter yönetime karşı kendini garantiye alıyor, dokunulmazlık elde ediyor.

Bu dönemde Hizmet insanlarına yapılan zulümlere ses verenleri büyük hayranlıkla izliyor, takdirle selamlıyorum. Sövmeyip suskun kalmayı da erdem görüyorum. Ama Erdoğan’a iki laf etme cesareti gösteremeyip, otoriter yönetimi eleştiremeyip mazluma vuranlar ahlaksızdır, korkaktır! Mahallenin Zorba’sı birisini yere yatırıp işkence ederken, boğazına basarken “Ama sende…” diye başlayan cümleler kurmak, zorbaya yaranmak için mağdura sövmek en basitinden karaktersizliktir, ilkesizliktir.

Sözümü Bülent Keneş’in Sedat Peker’in adamlarının silahlarla yakalanması üzerine attığı tweet’inden alıntı yaparak bitireyim: “F…” operasyonu diyerek 2014’ten beri sürdürülen kitlesel zulümde evi-işyeri hukuksuz/keyfi basılan yüzbinlerce insanın tek birinde bile silah vb çıkmadığını bildikleri halde Hizmet Hareketi mensuplarına hala “terör örgütü” diyen şerefsizdir!”

Doç. Dr. Mahmut Akpınar / TR724

 

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

September 27, 2023
5k
Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

September 27, 2023
5k

“’fe.ö’ kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor.”


Herkes neden Cemaat’e vuruyor, neden sövüyor?

Ülkeye diğer bütün toplum kesimlerinin toplamından daha fazla okul, üniversite, eğitim kurumu açmış, TÜBİTAK yarışmalarından uluslararası bilim olimpiyatlarına kadar her alanda başarı sağlamış bir kesim dünyaca tescilli bir Zalim’in zulmüne maruz iken tekme atma yarışına girmek hangi psikolojinin sonucudur?


Dünyanın en iyi üniversitelerine, NASA’ya bile insan yetiştirmiş, yer kürenin dört bir yanına hizmet götürmüş, Türkiye’de her aileye bir şekilde dokunmuş bir Hareket’i neden şeytanlaştırma yarışına girer insanlar?

Düne kadar terbiyesinde acze düştükleri çocuklarını teslim etmek için yarıştıkları rehberlere, abilere, ablalara terörist demeyi, hapislere doldurulurken “oh olsun” demeyi hangi vicdan hazmedebilir? Türkçe olimpiyatlarına bilet için yalvaran, maklube sofralarında halka olanlar devran dönünce neden hakaret, küfür yarışına girişir?

Bunda bizim bazı hatalarımızın, kusurlarımızın elbette payı var. Cemaat’in sorgulaması gereken konuları onlarca makalede ele aldım. Toplumda yaygın olan ilkesizliğin, vefasızlığın, güce tapınmanın da etkisi var. Ama bunların dışında cevaplar olmalı. Bir toplumun sosyolojisi bu kadar kısa sürede, bu kadar keskin dönüşler yapmamalı. İdeolojik husumeti olanları, dünden bu tarafa Hizmet’in her faaliyetine şartlı bakanları anlamak mümkün. Bazı kesimlerde var olan tedavisi imkansız din ve maneviyat düşmanlığını biliyoruz. Ya Hizmet’ten bunca fayda görmüş, aynı karede olmak için izdiham yapmış muhafazakar kimselere/kesimlere ne demeli?

Ülkede normal bir süreç yaşanmadığını bilmek gerekiyor. Muazzam bir güçle, devasa mekanizmalarla toplumun yoğun propagandaya maruz kaldığını görmek gerekiyor. Bebelerden nenelere kadar milyonlarca Hizmet mensubu ağır bir zulme, baskıya maruz iken toplumun önemli bir kısmı empati yapamıyor, aksine tekme atma, küfretme yarışına girişiyor.

Neden? 

1: Yedi yıldır toplumun beyni yıkanıyor.

2: Cemaat’e vurmak prim yapıyor, maliyeti yok.

3: Cemaat’in kendini savunabileceği ortam yok, ülkede her medya Havuz.

4: Cemaat’e sövmek iktidar dayağından korkan muhalifler için eleştirilerini kabul edilebilir hale getiriyor.

5: Toplumda mahallecilik çok güçlü, ideolojik körlük, nefret, taassup çok derin. Herkeste Cemaat’e yönelik bir karın ağrısı var.

6: Ucuz kahramanlık, düşene vurmak milli spor haline gelmiş!

7: Hizmet’i müdafaa eden terörden hapse giriyor.

8: “fe.ö” etiketi her alanda rakipleri, düşmanları bertaraf etmek için çalışan iyi bir iftira. Bunu bütün ahlaksızlar sevmediklerine karşı kullanıyor. Çünkü Erdoğan’ın ürettiği bu ahlaksız kavrama bütün muhalefet destek verdi. Kavram kirli, ahlaksız insanların intikam aracı yapıldı.

9: Cemaat’e sövmek “Ben onlardan uzağım”, beni de o ithamla dövmeyin, bana zarar vermeyin demenin bir yolu. AKP içinde en ağır sövenler bir dönem Cemaat’e yakın durup poz verenler.

Bunların yanında pek çok cemaat, dini grup Hizmet Hareketi’ne karşı haset ve husumet biriktirdi. Zira Hizmet onların hayal edemeyeceği başarılı işler yaptı. Hizmet’in başarısı onların zaafını, yetersizliğini ortaya çıkarıyordu. Biriken hasedi, nefreti kusacak ortamı bulunca içlerindekini döktüler. Bunu yaparken adil olma, insaf, vicdan, zulüm, endişesi taşımadılar, grup-cemaat çıkarını önceleyip duygusal ve tepkisel davrandılar.

Neredeyse genel bir kuraldır: Kirli kişiler temiz kişilerden hazzetmez. Rüşvet ağına, hırsızlığa bulaşmış olanlar çevrelerindeki herkesi rüşvete ve hırsızlığa bulaştırmadan rahat edemez. Hizmet insanlarının temiz, dürüst, şaibesiz olması başta kirli iktidar ve avaneleri olmak üzere kirli-karanlık  kesimleri rahatsız etti. Eline çakı almamış, karakola yolu düşmemiş, şiddetin her türüne mesafeli duran bu güzel insanları “terörist” ilan ederek kendilerini rahatlatma, suçlarını nispi olarak örtme yolunu tercih ettiler.

Gerçek bir terör örgütü militanını uzaktan görse altına edecek tırsak, uyuz tipler mahallesindeki öğretmene “Terörist! Seni istemiyoruz!” diyerek hakaret etti, efelendi. Çünkü bu şahsiyetsizlerin hepsi o öğretmenden, akademisyenden, esnaftan zarar gelmeyeceğinden emin. Onların şiddetle işinin olmadığını çok iyi biliyor. Ama mazlum insanlar üzerinden ucuz kahramanlık taslıyor, bir yerlere mesaj gönderiyor.

“fe.ö” kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor. Hasmıyla hesaplaşmak isteyen, eşinden boşanmak isteyen, yargıdan kurtulmak isteyen, birine şantaj yapmak isteyen, dolandırıcılar, hırsızlar, katiller vs. hepsi kirli eylemlerine ve emellerine bu kavramı sütre yapıyor ve sabah-akşam Cemaat’e sövüyor. Yasalarda Cemaat’e mensup olmak, yardım etmek diye bir suç yok. Ama fiilen birini Cemaat’le ilintilendirmek en büyük lekeleme aracı. Güya herkes “lekelenmeme hakkı”na sahip fakat bu etiket yapıştırıldığında hiçbir hakim, savcı, kamu görevlisi bunu görmezden gelemiyor. Çünkü aynı etiketle karalanmaktan ve işini, konumunu kaybetmekten korkuyor.

Cemaat’e sövmek, söze “fe.ö” diye başlamak adeta besmelenin yerini aldı. Pek çok kimse olur olmaz yerde, şekilde Cemaat’e söverek otoriter yönetime karşı kendini garantiye alıyor, dokunulmazlık elde ediyor.

Bu dönemde Hizmet insanlarına yapılan zulümlere ses verenleri büyük hayranlıkla izliyor, takdirle selamlıyorum. Sövmeyip suskun kalmayı da erdem görüyorum. Ama Erdoğan’a iki laf etme cesareti gösteremeyip, otoriter yönetimi eleştiremeyip mazluma vuranlar ahlaksızdır, korkaktır! Mahallenin Zorba’sı birisini yere yatırıp işkence ederken, boğazına basarken “Ama sende…” diye başlayan cümleler kurmak, zorbaya yaranmak için mağdura sövmek en basitinden karaktersizliktir, ilkesizliktir.

Sözümü Bülent Keneş’in Sedat Peker’in adamlarının silahlarla yakalanması üzerine attığı tweet’inden alıntı yaparak bitireyim: “F…” operasyonu diyerek 2014’ten beri sürdürülen kitlesel zulümde evi-işyeri hukuksuz/keyfi basılan yüzbinlerce insanın tek birinde bile silah vb çıkmadığını bildikleri halde Hizmet Hareketi mensuplarına hala “terör örgütü” diyen şerefsizdir!”

Doç. Dr. Mahmut Akpınar / TR724

 

“’fe.ö’ kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor.”


Herkes neden Cemaat’e vuruyor, neden sövüyor?

Ülkeye diğer bütün toplum kesimlerinin toplamından daha fazla okul, üniversite, eğitim kurumu açmış, TÜBİTAK yarışmalarından uluslararası bilim olimpiyatlarına kadar her alanda başarı sağlamış bir kesim dünyaca tescilli bir Zalim’in zulmüne maruz iken tekme atma yarışına girmek hangi psikolojinin sonucudur?


Dünyanın en iyi üniversitelerine, NASA’ya bile insan yetiştirmiş, yer kürenin dört bir yanına hizmet götürmüş, Türkiye’de her aileye bir şekilde dokunmuş bir Hareket’i neden şeytanlaştırma yarışına girer insanlar?

Düne kadar terbiyesinde acze düştükleri çocuklarını teslim etmek için yarıştıkları rehberlere, abilere, ablalara terörist demeyi, hapislere doldurulurken “oh olsun” demeyi hangi vicdan hazmedebilir? Türkçe olimpiyatlarına bilet için yalvaran, maklube sofralarında halka olanlar devran dönünce neden hakaret, küfür yarışına girişir?

Bunda bizim bazı hatalarımızın, kusurlarımızın elbette payı var. Cemaat’in sorgulaması gereken konuları onlarca makalede ele aldım. Toplumda yaygın olan ilkesizliğin, vefasızlığın, güce tapınmanın da etkisi var. Ama bunların dışında cevaplar olmalı. Bir toplumun sosyolojisi bu kadar kısa sürede, bu kadar keskin dönüşler yapmamalı. İdeolojik husumeti olanları, dünden bu tarafa Hizmet’in her faaliyetine şartlı bakanları anlamak mümkün. Bazı kesimlerde var olan tedavisi imkansız din ve maneviyat düşmanlığını biliyoruz. Ya Hizmet’ten bunca fayda görmüş, aynı karede olmak için izdiham yapmış muhafazakar kimselere/kesimlere ne demeli?

Ülkede normal bir süreç yaşanmadığını bilmek gerekiyor. Muazzam bir güçle, devasa mekanizmalarla toplumun yoğun propagandaya maruz kaldığını görmek gerekiyor. Bebelerden nenelere kadar milyonlarca Hizmet mensubu ağır bir zulme, baskıya maruz iken toplumun önemli bir kısmı empati yapamıyor, aksine tekme atma, küfretme yarışına girişiyor.

Neden? 

1: Yedi yıldır toplumun beyni yıkanıyor.

2: Cemaat’e vurmak prim yapıyor, maliyeti yok.

3: Cemaat’in kendini savunabileceği ortam yok, ülkede her medya Havuz.

4: Cemaat’e sövmek iktidar dayağından korkan muhalifler için eleştirilerini kabul edilebilir hale getiriyor.

5: Toplumda mahallecilik çok güçlü, ideolojik körlük, nefret, taassup çok derin. Herkeste Cemaat’e yönelik bir karın ağrısı var.

6: Ucuz kahramanlık, düşene vurmak milli spor haline gelmiş!

7: Hizmet’i müdafaa eden terörden hapse giriyor.

8: “fe.ö” etiketi her alanda rakipleri, düşmanları bertaraf etmek için çalışan iyi bir iftira. Bunu bütün ahlaksızlar sevmediklerine karşı kullanıyor. Çünkü Erdoğan’ın ürettiği bu ahlaksız kavrama bütün muhalefet destek verdi. Kavram kirli, ahlaksız insanların intikam aracı yapıldı.

9: Cemaat’e sövmek “Ben onlardan uzağım”, beni de o ithamla dövmeyin, bana zarar vermeyin demenin bir yolu. AKP içinde en ağır sövenler bir dönem Cemaat’e yakın durup poz verenler.

Bunların yanında pek çok cemaat, dini grup Hizmet Hareketi’ne karşı haset ve husumet biriktirdi. Zira Hizmet onların hayal edemeyeceği başarılı işler yaptı. Hizmet’in başarısı onların zaafını, yetersizliğini ortaya çıkarıyordu. Biriken hasedi, nefreti kusacak ortamı bulunca içlerindekini döktüler. Bunu yaparken adil olma, insaf, vicdan, zulüm, endişesi taşımadılar, grup-cemaat çıkarını önceleyip duygusal ve tepkisel davrandılar.

Neredeyse genel bir kuraldır: Kirli kişiler temiz kişilerden hazzetmez. Rüşvet ağına, hırsızlığa bulaşmış olanlar çevrelerindeki herkesi rüşvete ve hırsızlığa bulaştırmadan rahat edemez. Hizmet insanlarının temiz, dürüst, şaibesiz olması başta kirli iktidar ve avaneleri olmak üzere kirli-karanlık  kesimleri rahatsız etti. Eline çakı almamış, karakola yolu düşmemiş, şiddetin her türüne mesafeli duran bu güzel insanları “terörist” ilan ederek kendilerini rahatlatma, suçlarını nispi olarak örtme yolunu tercih ettiler.

Gerçek bir terör örgütü militanını uzaktan görse altına edecek tırsak, uyuz tipler mahallesindeki öğretmene “Terörist! Seni istemiyoruz!” diyerek hakaret etti, efelendi. Çünkü bu şahsiyetsizlerin hepsi o öğretmenden, akademisyenden, esnaftan zarar gelmeyeceğinden emin. Onların şiddetle işinin olmadığını çok iyi biliyor. Ama mazlum insanlar üzerinden ucuz kahramanlık taslıyor, bir yerlere mesaj gönderiyor.

“fe.ö” kavramı ve Cemaat’e sövmek iktidar tarafından bir linç, karalama ve intikam aracı haline getirildi. Bu ortamı değerlendiren her türüyle fırsatçılar, çıkarcılar kavramı tepe tepe kullanıyor. Hasmıyla hesaplaşmak isteyen, eşinden boşanmak isteyen, yargıdan kurtulmak isteyen, birine şantaj yapmak isteyen, dolandırıcılar, hırsızlar, katiller vs. hepsi kirli eylemlerine ve emellerine bu kavramı sütre yapıyor ve sabah-akşam Cemaat’e sövüyor. Yasalarda Cemaat’e mensup olmak, yardım etmek diye bir suç yok. Ama fiilen birini Cemaat’le ilintilendirmek en büyük lekeleme aracı. Güya herkes “lekelenmeme hakkı”na sahip fakat bu etiket yapıştırıldığında hiçbir hakim, savcı, kamu görevlisi bunu görmezden gelemiyor. Çünkü aynı etiketle karalanmaktan ve işini, konumunu kaybetmekten korkuyor.

Cemaat’e sövmek, söze “fe.ö” diye başlamak adeta besmelenin yerini aldı. Pek çok kimse olur olmaz yerde, şekilde Cemaat’e söverek otoriter yönetime karşı kendini garantiye alıyor, dokunulmazlık elde ediyor.

Bu dönemde Hizmet insanlarına yapılan zulümlere ses verenleri büyük hayranlıkla izliyor, takdirle selamlıyorum. Sövmeyip suskun kalmayı da erdem görüyorum. Ama Erdoğan’a iki laf etme cesareti gösteremeyip, otoriter yönetimi eleştiremeyip mazluma vuranlar ahlaksızdır, korkaktır! Mahallenin Zorba’sı birisini yere yatırıp işkence ederken, boğazına basarken “Ama sende…” diye başlayan cümleler kurmak, zorbaya yaranmak için mağdura sövmek en basitinden karaktersizliktir, ilkesizliktir.

Sözümü Bülent Keneş’in Sedat Peker’in adamlarının silahlarla yakalanması üzerine attığı tweet’inden alıntı yaparak bitireyim: “F…” operasyonu diyerek 2014’ten beri sürdürülen kitlesel zulümde evi-işyeri hukuksuz/keyfi basılan yüzbinlerce insanın tek birinde bile silah vb çıkmadığını bildikleri halde Hizmet Hareketi mensuplarına hala “terör örgütü” diyen şerefsizdir!”

Doç. Dr. Mahmut Akpınar / TR724

 

ShareTweet
Previous Post

Michel’den ‘koltuk krizi’ açıklaması: Geceleri rahat uyuyamıyorum

Next Post

Sedat Peker’in eşi polis baskınını anlattı: Özel harekatçıların eğitilmesi gerekir!

İLGİLİ HABERLER

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı
ANALİZ

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

September 27, 2023
5k
Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır
ANALİZ

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

September 27, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: İnsan kalitesine inanmayanlar ülkelerini içten içe çürütüyorlar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: İnsan kalitesine inanmayanlar ülkelerini içten içe çürütüyorlar

September 25, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kibri altında ezilenler tarihin çöplüğünde yerini hazırlar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kibri altında ezilenler tarihin çöplüğünde yerini hazırlar

September 20, 2023
5k
15 Temmuz sonrası, yağmalanan daireler şirketler ve sahipsiz televizyonlar…
15 TEMMUZ

15 Temmuz sonrası, yağmalanan daireler şirketler ve sahipsiz televizyonlar…

September 17, 2023
5.3k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın alkışladığı en makul çabalar nasıl hasede takıldı?
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın alkışladığı en makul çabalar nasıl hasede takıldı?

September 11, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

Ceza hukuku Doçenti Yazıcıoğlu’ndan Adalet Bakanı’na tepki: Kendini kandırma, AİHM Türk mahkemelerinin doğru yargılama yapmadıklarını tespit etti

Ceza hukuku Doçenti Yazıcıoğlu’ndan Adalet Bakanı’na tepki: Kendini kandırma, AİHM Türk mahkemelerinin doğru yargılama yapmadıklarını tespit etti
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

Sırrı Süreyya Önder’den Kılıçdaroğlu’na çağrı:‘Kanun Hükmü’ utancını engelleyin

Sırrı Süreyya Önder’den Kılıçdaroğlu’na çağrı:‘Kanun Hükmü’ utancını engelleyin
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

Koca: Eris varyantına yeni tedbir gerekmiyor

Koca: Eris varyantına yeni tedbir gerekmiyor
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

TTB ve uzmanlık dernekleri uyardı: Güncel Covid-19 aşısı en kısa sürede temin edilmeli

TTB ve uzmanlık dernekleri uyardı: Güncel Covid-19 aşısı en kısa sürede temin edilmeli
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

Eski bakan Lütfi Elvan, Kalyon Holding’de

Eski bakan Lütfi Elvan, Kalyon Holding’de
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Stadda boya skandalı: Futbolcular yemyeşil oldu

Stadda boya skandalı: Futbolcular yemyeşil oldu
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Musul’da düğün salonunda yangın: 100 ölü, 500 yaralı

Musul’da düğün salonunda yangın: 100 ölü, 500 yaralı
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiği KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kimdir?

AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiği KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kimdir?
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.5k

Devamını oku

Türkeşler Soylu’ya sahip çıkan Bahçeliye tepkili: Onun arkasında durduğun gibi…

Türkeşler Soylu’ya sahip çıkan Bahçeliye tepkili: Onun arkasında durduğun gibi…
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.2k

Devamını oku

AİHM’nin Yalçınkaya kararının tam metni: Türk mahkemelerine ‘hukuka dön’ çağrısı

AİHM’nin Yalçınkaya kararının tam metni: Türk mahkemelerine ‘hukuka dön’ çağrısı
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.3k

Devamını oku

AKP’nin kurucularından Kemal Albayrak: Geçmişte ey AİHM bizleri gör diyenler, şimdi ne diyecek?

AKP’nin kurucularından Kemal Albayrak: Geçmişte ey AİHM bizleri gör diyenler, şimdi ne diyecek?
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İşte AİHM’e göre madde madde Türkiye’nin yaptığı hak ihlalleri

İşte AİHM’e göre madde madde Türkiye’nin yaptığı hak ihlalleri
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Türk medyası AİHM’in Yalçınkaya kararını son dakika olarak duyurdu

Türk medyası AİHM’in Yalçınkaya kararını son dakika olarak duyurdu
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Avukat Gizay Dulkadir: AİHM’in kararı yargılamalara emsal olacak, yeniden yargılama talep edilmeli

Avukat Gizay Dulkadir: AİHM’in kararı yargılamalara emsal olacak, yeniden yargılama talep edilmeli
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.1k

Devamını oku

AİHM Bylock, Bank Asya iddialarına ilişkin çok önemli ihlal kararı verdi

AİHM Bylock, Bank Asya iddialarına ilişkin çok önemli ihlal kararı verdi
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Tarihi gün: AİHM Yalçınkaya kararını açıklıyor

Tarihi gün: AİHM Yalçınkaya kararını açıklıyor
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.1k

Devamını oku

AKP’li Külünk 60 sayfalık ifade verdi, Diyanet karıştı: Ali Erbaş ‘Affını isteyebilir…’

AKP’li Külünk 60 sayfalık ifade verdi, Diyanet karıştı: Ali Erbaş ‘Affını isteyebilir…’
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Yargı mensupları Savcı Okan Bato’nun dosyalara nasıl müdahale ettiğini tek tek anlattı

Yargı mensupları Savcı Okan Bato’nun dosyalara nasıl müdahale ettiğini tek tek anlattı
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.