Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Kurucan: ‘Kim dinsiz ise ona oy vereceğim’ cevabına şaşırmadım ama sarsıldım!

by aktifhabercom
March 11, 2022
Kurucan: ‘Kim dinsiz ise ona oy vereceğim’ cevabına şaşırmadım ama sarsıldım!
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

“Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok.”


İlahiyatçı-yazar Ahmet Kurucan, ‘hangisi dine daha çok zarar veriyor’ sorusunu, “Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor.” şeklinde cevapladı.

Kurucan’ın TR724’te yayımlanan ‘Dinin istismarı mı istiskali mi dine daha çok zarar veriyor?’ yazısı şöyle;


Bir sokak röportajı izledim. Rastgele halka mikrofon tutan kişinin sorduğu soru şu: “Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz?” Kimisi parti ismi söyleyerek “şu partiye bu partiye” diye kanaatini izhar ediyor kimisi de bizim ve bizim gibi ülkelerde partiler kurumsal kimlik kazanmadığı için direkt liderlerin ismini söyleyerek soruyu cevaplandırıyor. Bu cevaplar arasında “AKP’ye katiyen oy vermem, Erdoğan’a bir daha oy vermem, Erdoğan’ın karşısındaki en güçlü adaya veririm.” şeklindeki cevaplar değil de şu cevap benim çok dikkatimi çekti: “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim”

Şaşırdım mı? Hayır, şaşırmadım. “AKP Müslüman ise ben Müslüman değilim.” cümlesini ilk defa Hilmi Yavuz’dan duyduğum an konunun bu noktalara kadar evrileceğini tahmin etmiş ve birçok yazımda da bunu dile getirmiştim. Ama sarsıldın mı diye soracak olursanız, evet sarsıldım. Çünkü bu cevabı veren kişi daha sonra kendisinin önceki yıllarda Cuma namazlarına gittiğini ama son on yıldır Cuma namazına dahi gitmediğini anlattı. Muhabirin “Neden?” sorusuna verdiği cevap ise şuydu: “Camileri siyaset meydanı haline getirdiler. Merkezden gelen hutbelerle iktidarın borazanlığını yapıyorlar.”

Din ile haftada bir Cuma namazı kılma seviyesinde bile olsa irtibatı olan kişinin kime, hangi partiye oy vereceksiniz sorusuna “Dinsiz kim ise ona vereceğim.” diyerek düşüncesini ifade etmesi oldukça ilginç. Demek ki o zat Türkiye’nin son 20 yılına hakim olan din ve siyaset birlikteliğinden bîzâr olmuş olacak ki dini siyasete hiçbir şekilde alet etmeyecek bir arayış içinde. Haksız mı Allah aşkına?

Şimdi bu cevap benim çoktan beri kısa bir yazı ile dahi olsa yazmak ve tarihe mal etmek istediğim düşüncemi yazma fırsatı verdi. Düşüncem şu: Acaba dinin istismarı mı yoksa istiskali mi dine daha çok zarar veriyor? İstismar tam da bugün AKP rejiminin yaptığı şey. Çok tekrar ettiğim klişe sözle, “Hz. Ebu Bekir gibi konuşup Ebu Cehil gibi davranması”. Ellerinde Kur’an, dillerinde Hz. Peygamber siyaset meydanlarını geçtik, cami mihraplarında dahi hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, yalancılıklarını, beceriksizliklerini, cinayetlerini, kaçakçılıklarını örtme girişimleri. Şehit cenazelerinde bile istismardan dur olmamaları. Daha uzatmama gerek yok sanırım.

İstiskale gelince; kendisinin inanmaması bir yana kültürel anlamda dahi olsa Türkiye halkının dinine ve dini değerlerine inanmayan, saygı duymayan, benim gibi inanmadık, düşünmedik, yaşamadıktan sonra bu topraklarda hayat hakkın sınırlı diyen zihniyet. Bin yıl sürecek deyip 28 Şubat mimarlarının yaptıklarını hatırlayın. Maziye doğru kökeni uzadıkça çok farklı örneklerin verilebileceği bir zemin bu.

Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok. “Dini istiskal eden insanların yok biliyoruz da istismar edenlerin de mi yok?” diye sorabilir hatta beni sorgulayabilirsiniz. Cevabım alabildiğine net; hayır yok. Olsaydı inandığı değerleri kendi hayatlarında temsil ederlerdi. Milletin alın teri ile kaçak saraylar yapmaz lüks ve şatafat içinde yaşamazlardı. Olsaydı hırsızlık, yolsuzluk yapmazlardı. Beşeri hislerine ve menfaat düşüncelerine esir olup yapanlar çıkarsa aralarından “Kızım Fatima bile olsa” diyen Nebinin beyanına göre hareket ederlerdi. Olsaydı Kur’an ile “bakara-makara” diye dalga geçen insanları büyükelçi yapmazlardı. Olsaydı “Rahmetimizi gazabımızı geçmiştir” diyen liderlerine bir kelime ile bile olsa itiraz ederlerdi. Olsaydı halka hizmet için oturdukları koltuklardan kalkmamak için yıllardır yaptıklarını yapmazlardı.  Olsaydı…Devam edebilirim ama meramının net bir şekilde anlaşıldığı zannıyla burada kesiyorum.

Gelelim hangisinin dine daha çok zarar verdiği sorusuna: Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor. Ve bu konuda o kadar pervazsızlaşıyor ve o kadar arsızlaşıyorlar ki: “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caiz değildir.” diyebiliyorlar. Tabii halkın gözü önünde olan bu hadiseler, onların gözlerinin içine baka baka yapılan yanlışlar ve yanlışta ısrarlar insanları dinden imandan soğutuyor. Dine ve dindara karşı mesafe almak ile başlayan bu süreç nihayetinde dini inancı bütün bütün terk etmeye kadar uzanıyor.

Onun için diyorum ki “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim.” cümlesini bu eksende bir feryat olarak ve bir protesto olarak okumak lazım. Ama feryadın ve protestonun dini bütün bütün terk noktasına gitmeyeceğine hiç kimse garanti edemez. Veysel Ayhan’ın “Kafir ama adil kral mı Müslüman ama zalim bir sultan mı” yazısını isterseniz bu gözle bir daha okuyun.

“Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok.”


İlahiyatçı-yazar Ahmet Kurucan, ‘hangisi dine daha çok zarar veriyor’ sorusunu, “Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor.” şeklinde cevapladı.

Kurucan’ın TR724’te yayımlanan ‘Dinin istismarı mı istiskali mi dine daha çok zarar veriyor?’ yazısı şöyle;


Bir sokak röportajı izledim. Rastgele halka mikrofon tutan kişinin sorduğu soru şu: “Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz?” Kimisi parti ismi söyleyerek “şu partiye bu partiye” diye kanaatini izhar ediyor kimisi de bizim ve bizim gibi ülkelerde partiler kurumsal kimlik kazanmadığı için direkt liderlerin ismini söyleyerek soruyu cevaplandırıyor. Bu cevaplar arasında “AKP’ye katiyen oy vermem, Erdoğan’a bir daha oy vermem, Erdoğan’ın karşısındaki en güçlü adaya veririm.” şeklindeki cevaplar değil de şu cevap benim çok dikkatimi çekti: “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim”

Şaşırdım mı? Hayır, şaşırmadım. “AKP Müslüman ise ben Müslüman değilim.” cümlesini ilk defa Hilmi Yavuz’dan duyduğum an konunun bu noktalara kadar evrileceğini tahmin etmiş ve birçok yazımda da bunu dile getirmiştim. Ama sarsıldın mı diye soracak olursanız, evet sarsıldım. Çünkü bu cevabı veren kişi daha sonra kendisinin önceki yıllarda Cuma namazlarına gittiğini ama son on yıldır Cuma namazına dahi gitmediğini anlattı. Muhabirin “Neden?” sorusuna verdiği cevap ise şuydu: “Camileri siyaset meydanı haline getirdiler. Merkezden gelen hutbelerle iktidarın borazanlığını yapıyorlar.”

Din ile haftada bir Cuma namazı kılma seviyesinde bile olsa irtibatı olan kişinin kime, hangi partiye oy vereceksiniz sorusuna “Dinsiz kim ise ona vereceğim.” diyerek düşüncesini ifade etmesi oldukça ilginç. Demek ki o zat Türkiye’nin son 20 yılına hakim olan din ve siyaset birlikteliğinden bîzâr olmuş olacak ki dini siyasete hiçbir şekilde alet etmeyecek bir arayış içinde. Haksız mı Allah aşkına?

Şimdi bu cevap benim çoktan beri kısa bir yazı ile dahi olsa yazmak ve tarihe mal etmek istediğim düşüncemi yazma fırsatı verdi. Düşüncem şu: Acaba dinin istismarı mı yoksa istiskali mi dine daha çok zarar veriyor? İstismar tam da bugün AKP rejiminin yaptığı şey. Çok tekrar ettiğim klişe sözle, “Hz. Ebu Bekir gibi konuşup Ebu Cehil gibi davranması”. Ellerinde Kur’an, dillerinde Hz. Peygamber siyaset meydanlarını geçtik, cami mihraplarında dahi hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, yalancılıklarını, beceriksizliklerini, cinayetlerini, kaçakçılıklarını örtme girişimleri. Şehit cenazelerinde bile istismardan dur olmamaları. Daha uzatmama gerek yok sanırım.

İstiskale gelince; kendisinin inanmaması bir yana kültürel anlamda dahi olsa Türkiye halkının dinine ve dini değerlerine inanmayan, saygı duymayan, benim gibi inanmadık, düşünmedik, yaşamadıktan sonra bu topraklarda hayat hakkın sınırlı diyen zihniyet. Bin yıl sürecek deyip 28 Şubat mimarlarının yaptıklarını hatırlayın. Maziye doğru kökeni uzadıkça çok farklı örneklerin verilebileceği bir zemin bu.

Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok. “Dini istiskal eden insanların yok biliyoruz da istismar edenlerin de mi yok?” diye sorabilir hatta beni sorgulayabilirsiniz. Cevabım alabildiğine net; hayır yok. Olsaydı inandığı değerleri kendi hayatlarında temsil ederlerdi. Milletin alın teri ile kaçak saraylar yapmaz lüks ve şatafat içinde yaşamazlardı. Olsaydı hırsızlık, yolsuzluk yapmazlardı. Beşeri hislerine ve menfaat düşüncelerine esir olup yapanlar çıkarsa aralarından “Kızım Fatima bile olsa” diyen Nebinin beyanına göre hareket ederlerdi. Olsaydı Kur’an ile “bakara-makara” diye dalga geçen insanları büyükelçi yapmazlardı. Olsaydı “Rahmetimizi gazabımızı geçmiştir” diyen liderlerine bir kelime ile bile olsa itiraz ederlerdi. Olsaydı halka hizmet için oturdukları koltuklardan kalkmamak için yıllardır yaptıklarını yapmazlardı.  Olsaydı…Devam edebilirim ama meramının net bir şekilde anlaşıldığı zannıyla burada kesiyorum.

Gelelim hangisinin dine daha çok zarar verdiği sorusuna: Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor. Ve bu konuda o kadar pervazsızlaşıyor ve o kadar arsızlaşıyorlar ki: “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caiz değildir.” diyebiliyorlar. Tabii halkın gözü önünde olan bu hadiseler, onların gözlerinin içine baka baka yapılan yanlışlar ve yanlışta ısrarlar insanları dinden imandan soğutuyor. Dine ve dindara karşı mesafe almak ile başlayan bu süreç nihayetinde dini inancı bütün bütün terk etmeye kadar uzanıyor.

Onun için diyorum ki “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim.” cümlesini bu eksende bir feryat olarak ve bir protesto olarak okumak lazım. Ama feryadın ve protestonun dini bütün bütün terk noktasına gitmeyeceğine hiç kimse garanti edemez. Veysel Ayhan’ın “Kafir ama adil kral mı Müslüman ama zalim bir sultan mı” yazısını isterseniz bu gözle bir daha okuyun.

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k

“Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok.”


İlahiyatçı-yazar Ahmet Kurucan, ‘hangisi dine daha çok zarar veriyor’ sorusunu, “Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor.” şeklinde cevapladı.

Kurucan’ın TR724’te yayımlanan ‘Dinin istismarı mı istiskali mi dine daha çok zarar veriyor?’ yazısı şöyle;


Bir sokak röportajı izledim. Rastgele halka mikrofon tutan kişinin sorduğu soru şu: “Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz?” Kimisi parti ismi söyleyerek “şu partiye bu partiye” diye kanaatini izhar ediyor kimisi de bizim ve bizim gibi ülkelerde partiler kurumsal kimlik kazanmadığı için direkt liderlerin ismini söyleyerek soruyu cevaplandırıyor. Bu cevaplar arasında “AKP’ye katiyen oy vermem, Erdoğan’a bir daha oy vermem, Erdoğan’ın karşısındaki en güçlü adaya veririm.” şeklindeki cevaplar değil de şu cevap benim çok dikkatimi çekti: “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim”

Şaşırdım mı? Hayır, şaşırmadım. “AKP Müslüman ise ben Müslüman değilim.” cümlesini ilk defa Hilmi Yavuz’dan duyduğum an konunun bu noktalara kadar evrileceğini tahmin etmiş ve birçok yazımda da bunu dile getirmiştim. Ama sarsıldın mı diye soracak olursanız, evet sarsıldım. Çünkü bu cevabı veren kişi daha sonra kendisinin önceki yıllarda Cuma namazlarına gittiğini ama son on yıldır Cuma namazına dahi gitmediğini anlattı. Muhabirin “Neden?” sorusuna verdiği cevap ise şuydu: “Camileri siyaset meydanı haline getirdiler. Merkezden gelen hutbelerle iktidarın borazanlığını yapıyorlar.”

Din ile haftada bir Cuma namazı kılma seviyesinde bile olsa irtibatı olan kişinin kime, hangi partiye oy vereceksiniz sorusuna “Dinsiz kim ise ona vereceğim.” diyerek düşüncesini ifade etmesi oldukça ilginç. Demek ki o zat Türkiye’nin son 20 yılına hakim olan din ve siyaset birlikteliğinden bîzâr olmuş olacak ki dini siyasete hiçbir şekilde alet etmeyecek bir arayış içinde. Haksız mı Allah aşkına?

Şimdi bu cevap benim çoktan beri kısa bir yazı ile dahi olsa yazmak ve tarihe mal etmek istediğim düşüncemi yazma fırsatı verdi. Düşüncem şu: Acaba dinin istismarı mı yoksa istiskali mi dine daha çok zarar veriyor? İstismar tam da bugün AKP rejiminin yaptığı şey. Çok tekrar ettiğim klişe sözle, “Hz. Ebu Bekir gibi konuşup Ebu Cehil gibi davranması”. Ellerinde Kur’an, dillerinde Hz. Peygamber siyaset meydanlarını geçtik, cami mihraplarında dahi hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, yalancılıklarını, beceriksizliklerini, cinayetlerini, kaçakçılıklarını örtme girişimleri. Şehit cenazelerinde bile istismardan dur olmamaları. Daha uzatmama gerek yok sanırım.

İstiskale gelince; kendisinin inanmaması bir yana kültürel anlamda dahi olsa Türkiye halkının dinine ve dini değerlerine inanmayan, saygı duymayan, benim gibi inanmadık, düşünmedik, yaşamadıktan sonra bu topraklarda hayat hakkın sınırlı diyen zihniyet. Bin yıl sürecek deyip 28 Şubat mimarlarının yaptıklarını hatırlayın. Maziye doğru kökeni uzadıkça çok farklı örneklerin verilebileceği bir zemin bu.

Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok. “Dini istiskal eden insanların yok biliyoruz da istismar edenlerin de mi yok?” diye sorabilir hatta beni sorgulayabilirsiniz. Cevabım alabildiğine net; hayır yok. Olsaydı inandığı değerleri kendi hayatlarında temsil ederlerdi. Milletin alın teri ile kaçak saraylar yapmaz lüks ve şatafat içinde yaşamazlardı. Olsaydı hırsızlık, yolsuzluk yapmazlardı. Beşeri hislerine ve menfaat düşüncelerine esir olup yapanlar çıkarsa aralarından “Kızım Fatima bile olsa” diyen Nebinin beyanına göre hareket ederlerdi. Olsaydı Kur’an ile “bakara-makara” diye dalga geçen insanları büyükelçi yapmazlardı. Olsaydı “Rahmetimizi gazabımızı geçmiştir” diyen liderlerine bir kelime ile bile olsa itiraz ederlerdi. Olsaydı halka hizmet için oturdukları koltuklardan kalkmamak için yıllardır yaptıklarını yapmazlardı.  Olsaydı…Devam edebilirim ama meramının net bir şekilde anlaşıldığı zannıyla burada kesiyorum.

Gelelim hangisinin dine daha çok zarar verdiği sorusuna: Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor. Ve bu konuda o kadar pervazsızlaşıyor ve o kadar arsızlaşıyorlar ki: “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caiz değildir.” diyebiliyorlar. Tabii halkın gözü önünde olan bu hadiseler, onların gözlerinin içine baka baka yapılan yanlışlar ve yanlışta ısrarlar insanları dinden imandan soğutuyor. Dine ve dindara karşı mesafe almak ile başlayan bu süreç nihayetinde dini inancı bütün bütün terk etmeye kadar uzanıyor.

Onun için diyorum ki “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim.” cümlesini bu eksende bir feryat olarak ve bir protesto olarak okumak lazım. Ama feryadın ve protestonun dini bütün bütün terk noktasına gitmeyeceğine hiç kimse garanti edemez. Veysel Ayhan’ın “Kafir ama adil kral mı Müslüman ama zalim bir sultan mı” yazısını isterseniz bu gözle bir daha okuyun.

“Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok.”


İlahiyatçı-yazar Ahmet Kurucan, ‘hangisi dine daha çok zarar veriyor’ sorusunu, “Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor.” şeklinde cevapladı.

Kurucan’ın TR724’te yayımlanan ‘Dinin istismarı mı istiskali mi dine daha çok zarar veriyor?’ yazısı şöyle;


Bir sokak röportajı izledim. Rastgele halka mikrofon tutan kişinin sorduğu soru şu: “Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz?” Kimisi parti ismi söyleyerek “şu partiye bu partiye” diye kanaatini izhar ediyor kimisi de bizim ve bizim gibi ülkelerde partiler kurumsal kimlik kazanmadığı için direkt liderlerin ismini söyleyerek soruyu cevaplandırıyor. Bu cevaplar arasında “AKP’ye katiyen oy vermem, Erdoğan’a bir daha oy vermem, Erdoğan’ın karşısındaki en güçlü adaya veririm.” şeklindeki cevaplar değil de şu cevap benim çok dikkatimi çekti: “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim”

Şaşırdım mı? Hayır, şaşırmadım. “AKP Müslüman ise ben Müslüman değilim.” cümlesini ilk defa Hilmi Yavuz’dan duyduğum an konunun bu noktalara kadar evrileceğini tahmin etmiş ve birçok yazımda da bunu dile getirmiştim. Ama sarsıldın mı diye soracak olursanız, evet sarsıldım. Çünkü bu cevabı veren kişi daha sonra kendisinin önceki yıllarda Cuma namazlarına gittiğini ama son on yıldır Cuma namazına dahi gitmediğini anlattı. Muhabirin “Neden?” sorusuna verdiği cevap ise şuydu: “Camileri siyaset meydanı haline getirdiler. Merkezden gelen hutbelerle iktidarın borazanlığını yapıyorlar.”

Din ile haftada bir Cuma namazı kılma seviyesinde bile olsa irtibatı olan kişinin kime, hangi partiye oy vereceksiniz sorusuna “Dinsiz kim ise ona vereceğim.” diyerek düşüncesini ifade etmesi oldukça ilginç. Demek ki o zat Türkiye’nin son 20 yılına hakim olan din ve siyaset birlikteliğinden bîzâr olmuş olacak ki dini siyasete hiçbir şekilde alet etmeyecek bir arayış içinde. Haksız mı Allah aşkına?

Şimdi bu cevap benim çoktan beri kısa bir yazı ile dahi olsa yazmak ve tarihe mal etmek istediğim düşüncemi yazma fırsatı verdi. Düşüncem şu: Acaba dinin istismarı mı yoksa istiskali mi dine daha çok zarar veriyor? İstismar tam da bugün AKP rejiminin yaptığı şey. Çok tekrar ettiğim klişe sözle, “Hz. Ebu Bekir gibi konuşup Ebu Cehil gibi davranması”. Ellerinde Kur’an, dillerinde Hz. Peygamber siyaset meydanlarını geçtik, cami mihraplarında dahi hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, yalancılıklarını, beceriksizliklerini, cinayetlerini, kaçakçılıklarını örtme girişimleri. Şehit cenazelerinde bile istismardan dur olmamaları. Daha uzatmama gerek yok sanırım.

İstiskale gelince; kendisinin inanmaması bir yana kültürel anlamda dahi olsa Türkiye halkının dinine ve dini değerlerine inanmayan, saygı duymayan, benim gibi inanmadık, düşünmedik, yaşamadıktan sonra bu topraklarda hayat hakkın sınırlı diyen zihniyet. Bin yıl sürecek deyip 28 Şubat mimarlarının yaptıklarını hatırlayın. Maziye doğru kökeni uzadıkça çok farklı örneklerin verilebileceği bir zemin bu.

Önce şunu net olarak ortaya koyalım; dini istismar edenin de dini istiskal edip hafife alanın da dinin doğru anlaşılması gibi bir derdi yok. “Dini istiskal eden insanların yok biliyoruz da istismar edenlerin de mi yok?” diye sorabilir hatta beni sorgulayabilirsiniz. Cevabım alabildiğine net; hayır yok. Olsaydı inandığı değerleri kendi hayatlarında temsil ederlerdi. Milletin alın teri ile kaçak saraylar yapmaz lüks ve şatafat içinde yaşamazlardı. Olsaydı hırsızlık, yolsuzluk yapmazlardı. Beşeri hislerine ve menfaat düşüncelerine esir olup yapanlar çıkarsa aralarından “Kızım Fatima bile olsa” diyen Nebinin beyanına göre hareket ederlerdi. Olsaydı Kur’an ile “bakara-makara” diye dalga geçen insanları büyükelçi yapmazlardı. Olsaydı “Rahmetimizi gazabımızı geçmiştir” diyen liderlerine bir kelime ile bile olsa itiraz ederlerdi. Olsaydı halka hizmet için oturdukları koltuklardan kalkmamak için yıllardır yaptıklarını yapmazlardı.  Olsaydı…Devam edebilirim ama meramının net bir şekilde anlaşıldığı zannıyla burada kesiyorum.

Gelelim hangisinin dine daha çok zarar verdiği sorusuna: Bana göre dini istismar dini istiskalden daha fazla dine zarar veriyor. Çünkü istiskal söz konusu olduğunda dine inanan kişiler kendi aralarında safları sıklaştırıyor, inandıkları değerleri korumak için mücadeleye başlıyor ama istismar söz konusu olduğunda aynı tepkiyi göstermiyor. Göstermeme bir yana onların yaptıklarını hile-i şeriyye izahlarıyla, te’vil, tefsir ve terviyelerle meşrulaştırmaya çalışıyor. Ve bu konuda o kadar pervazsızlaşıyor ve o kadar arsızlaşıyorlar ki: “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caiz değildir.” diyebiliyorlar. Tabii halkın gözü önünde olan bu hadiseler, onların gözlerinin içine baka baka yapılan yanlışlar ve yanlışta ısrarlar insanları dinden imandan soğutuyor. Dine ve dindara karşı mesafe almak ile başlayan bu süreç nihayetinde dini inancı bütün bütün terk etmeye kadar uzanıyor.

Onun için diyorum ki “Kim dinsiz ise ona oy vereceğim.” cümlesini bu eksende bir feryat olarak ve bir protesto olarak okumak lazım. Ama feryadın ve protestonun dini bütün bütün terk noktasına gitmeyeceğine hiç kimse garanti edemez. Veysel Ayhan’ın “Kafir ama adil kral mı Müslüman ama zalim bir sultan mı” yazısını isterseniz bu gözle bir daha okuyun.

ShareTweetShare
Previous Post

AKP’den Erdoğan’ın doktorlarla ilgili sözlerine açıklama

Next Post

Meriç’te yaşamını yitiren KHK’lı astsubay Cemil Karabidek toprağa verildi

İLGİLİ HABERLER

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir

January 16, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali

January 9, 2023
5.1k
Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?
ANALİZ

Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?

January 8, 2023
5.2k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır

January 3, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

Göçük altında ölen kızının elini bırakmadı

Göçük altında ölen kızının elini bırakmadı
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.5k

Devamını oku

Kahramanmaraş’ta depremzede isyan etti: ‘Nerede 99 depremini eleştiren Tayyip Erdoğan?’

Kahramanmaraş’ta depremzede isyan etti: ‘Nerede 99 depremini eleştiren Tayyip Erdoğan?’
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Adıyaman Valisi yardım isteyen depremzedelere gülerek karşılık verdi

Adıyaman Valisi yardım isteyen depremzedelere gülerek karşılık verdi
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Selahattin Demirtaş: Cumhurbaşkanı’nın nerede olduğunu bilen var mı?

Selahattin Demirtaş: Cumhurbaşkanı’nın nerede olduğunu bilen var mı?
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Erdoğan duyurdu: Deprem bölgesinde ‘OHAL’ ilan edildi

Erdoğan duyurdu: Deprem bölgesinde ‘OHAL’ ilan edildi
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Bakan Murat Kurum’a göre hiç bir vatandaş aç ve açıkta bırakılmamış!

Bakan Murat Kurum’a göre hiç bir vatandaş aç ve açıkta bırakılmamış!
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Korkulan oldu; enkazdan çıkarılan bazı vatandaşların donarak öldüğü tespit edildi

Korkulan oldu; enkazdan çıkarılan bazı vatandaşların donarak öldüğü tespit edildi
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Ulaşılamayan binlerce enkaz var ancak AKP rejimi ‘fişleme ve jurnalcilik’ peşine düştü

Ulaşılamayan binlerce enkaz var ancak AKP rejimi ‘fişleme ve jurnalcilik’ peşine düştü
by Özkan yazar
February 7, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Vatandaş sansürle de mücadele ediyor! Habertürk, Erdoğan’a tepki gösterildiği sırada canlı yayının sesini kıstı

Vatandaş sansürle de mücadele ediyor! Habertürk, Erdoğan’a tepki gösterildiği sırada canlı yayının sesini kıstı
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Dünya yardıma koşuyor: Binlerce kurtarma görevlisi deprem bölgesine gidiyor

Dünya yardıma koşuyor: Binlerce kurtarma görevlisi deprem bölgesine gidiyor
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Kendi çabalarıyla!’ Yıkımı tarif edebilecek sözcük yok

‘Kendi çabalarıyla!’ Yıkımı tarif edebilecek sözcük yok
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Enkazın önünde anlattı: Burada hafriyat çalışması var, kurtarma yok

Enkazın önünde anlattı: Burada hafriyat çalışması var, kurtarma yok
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

‘Şimdiden uyarıyorum’ Profesör Görür Adana ve Hatay’ın daha riskli hale geldiğini söyledi

‘Şimdiden uyarıyorum’ Profesör Görür Adana ve Hatay’ın daha riskli hale geldiğini söyledi
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Rahat olun! Nebati’ye göre ‘Her şey kontrol altında’

Rahat olun! Nebati’ye göre ‘Her şey kontrol altında’
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Bilanço ağırlaşıyor: Depremlerle sarsılan 10 ilde can kaybı 3 bin 419’a yükseldi!

Bilanço ağırlaşıyor: Depremlerle sarsılan 10 ilde can kaybı 3 bin 419’a yükseldi!
by aktifhabercom
February 7, 2023
0
5k

Devamını oku

Malatya’da Yeşilyurt Hasan Çalık Devlet Hastanesi tahliye edildi

Malatya’da Yeşilyurt Hasan Çalık Devlet Hastanesi tahliye edildi
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Türkiye’yi yıkan depremler; 7 gün ‘milli yas’ ilan edildi

Türkiye’yi yıkan depremler; 7 gün ‘milli yas’ ilan edildi
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

‘Sinan Ateş’ suikastının tetikçisi Eray Özyağcı, Yunanistan polisi tarafından yakalandı

‘Sinan Ateş’ suikastının tetikçisi Eray Özyağcı, Yunanistan polisi tarafından yakalandı
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Hocaefendi’nin deprem açıklaması: “Yardımlaşılmalı ve Hakk’a el açılmalı”

Hocaefendi’nin deprem açıklaması: “Yardımlaşılmalı ve Hakk’a el açılmalı”
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.5k

Devamını oku

Adana Havalimanı hava trafiğine açık; Hatay, Maraş ve Antep uçuşlara kapatıldı

Adana Havalimanı hava trafiğine açık; Hatay, Maraş ve Antep uçuşlara kapatıldı
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.