Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

“Hapiste bebekler var biliyor musunuz, bebeklerle de helalleşilir mi acaba?”

by aktifhabercom
November 29, 2021
“Hapiste bebekler var biliyor musunuz, bebeklerle de helalleşilir mi acaba?”
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Avukat Çiğdem Koç, Ahval Haber’de yayımlanan yazısında, “Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?” diye sordu.


‘Bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde’ helalleşmek için, sahici demokratlara ve cesarete ihtiyaç duyulacağını belirten Koç‘un ‘eksikler listesi’ kadar; can alıcı/yakıcı sorularını peş peşe sıraladığı ‘yüzleşme listesi’ de ‘helalleşmenin’ zorluğuna dikkat çekiyor.

Bugün de helalleşelim mi biraz?


Yoksa yüzleşmekle mi başlayalım önce? 

Bir gün sosyal medyaya bir fotoğraf düştü. Hapiste bir adam, hapishanelere aşina olanların iyi bildiği o beyaz plastik sandalyelerden birinin üstünde, gözleri açık halde oturuyordu o fotoğrafta. 

Dağınık, pis, bakımsız ve yalnızlığını göze sokan bir hapishane hücresindeki o sandalyenin üstünde oturan adamın adı Mustafa Kabakçıoğlu idi ve ölüydü. Defalarca revire çıkmış, bir sürü ilaç kullanan ve hastanede tedavi altında olması gereken bu adamın ölüsünü gardiyanlar bulmuştu. 

KHK’li bir polisti ve bu nedenle “ölmüşse ölmüş”tü.

İnsan hakları savunucusu, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çabaları sonucu gündeme taşınan bu olayda savcılık “ihmal falan yok” dedi. 

İhmal olsa kimin umurunda olacaktı ki zaten?

Peki, bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde, öldürülenlerin hakkını arayamadığı tarihin bir yerine iliştirilmiş “ihmal” broşu zannedilen Mustafa Kabakçıoğlu ile helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Nurefşan’ı hatırlar mısınız? 

9 yaşındaydı ve “terörist” annesiyle birlikte, muhtemelen idrak edemediği bir nedenle kaçmak zorunda kalmış ve Meriç’in sularında boğularak can vermişti. Kim bilir ne kadar korkmuş ve ne kadar üşümüştür, tıpkı aynı kaderi paylaştığı başka çocuklar gibi, hiç düşündünüz mü?

“Nurefşan FETÖ’cülerin çocuklarına koyduğu bir isimdir” ile başlayan yorumları okumak, o 9 yaşındaki kız çocuğunun ölümü kadar ağır gelmişti bana, dileyen ayıplayabilir. 

İktidar diliyle muhalefet yapanların ciddi ciddi muhalif sayıldığı bu coğrafyada 9 yaşında bir çocuğun ölümü üstünden kurulan cümlelerde boğulmuştu bir kez daha bu toplumun ahlakı.

Nurefşan’la helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Söyleyin bakalım.

15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’le üstümüze çöken korku ikliminin en çok yargıya hakim olduğu, herkesin malumu. 

Adil yargılama ilkeleri askıya alındı, savunma hakkı unutuldu ve hukuk uğradığı saldırıdan sonra yaralarını da alıp kaçınca, geriye adına yargılama diyemeyeceğimiz bir takım işler kaldı. 

TSK’nin çok övündüğü “emir komuta zinciri”ne uygun davranmak zorunda kalan ve komutanlarının terör alarmıyla hareket eden binlerce asker “darbeci” kabul edildi. 

Bir gün önce şehit sayılabilecekler bir gün sonra toplandıkları spor salonlarına çıplak halde tıkılan, dayak yiyen birer “terörist” olmuştu. 

Aralarında rütbeli olanlar da vardı öğrenciler de. 

O kadar çok yalan bilgi yayıldı ki ortalığa, yargılamalar artık hukukla değil korkuyla, ve bazen de, hazır fırsat bulunmuşken intikamla yapılmaya başlandı. 

Ordusunu güya bu kadar çok seven bu millet, ordusunun yarısından fazlası bunları yaşarken ağzını bile açmadı. 

O çok cesur (!) basın, tek bir dosyada neler olduğuna bile bakmadı. 

Hele ki, “bizimkilere yapılırsa kumpastır” ekibi, alkışladılar şehvetle, çünkü nihayetinde intikam çok tatlıydı. 

Yıllardır hukuksuzca hapiste olan binlerce asker ve askeri öğrenci var. 

Onlarla helalleşmek nasıl mümkün olacak dersiniz?

İnsanlar açlığa, sefalete mahkum edildi KHK’larla. 

“Ağaç kökü yesinler”di zaten, çünkü bir zamanlar meşru olan, hatta övülen okullar, yurtlar, bankalar, şunlar ve bunlar işte şimdi burunlarından fitil fitil getirilebilirdi. 

Hazır fırsat varken de araya solcular, barış isteyenler falan da katılırsa alayından kurtulabilirdik. Yerlerine gelecekler nasılsa hazırdı.

İnsanlar öldü. 

İntihar edenler, hastalananlar, evlatlarıyla sınanalar, hapsedilenler…

İşini istemek bile suçsa bir yerde, aslında ne kadar kolaydır başka şeyler.

Peki, KHK’lilerle helalleşmek nasıl mümkün olacak? 

Hapiste bebekler var biliyor musunuz? “Terörist” anneleriyle birlikte yatıyorlar. Arada bir paylaşılan hapishane avlusu fotoğraflarına bakıyor musunuz? 

Bakın, içiniz rahatlasın. Görün memleketin azılı teröristleri (!) nasıl kapatılmış hapislere ve artık nasıl da güvendeyiz. 

O ev hanımlarını, “başörtülü bacılar”ı, Kuran kursu hocalarını ve onların “geleceğin teröristi” bebeklerini görün.

Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?

Bu arada kayıplar, işkenceler, çıplak arama işkencesi; yani hayatımızdan on yıllardır çıkmayan her kavram, yeniden eski şöhretine kavuşmuş divalar gibi dolaşmaya başladı gözümüzün içine baka baka. 

Bunları dile getiren bir milletvekili hapse atıldı, o kadar yani.

Hukuksuzluk tek başına yetmiyordu, intikam isteyenlerin attıkları sloganlar başını döndürüyordu herkesin. 

Arkasında durmanın çok kolay ve de popüler olduğu işlerin duruşmaları için adliyelerde yer bildirimi yapıp, fotoğraf paylaşanların sahte hak savunuculuğunun altında yatan “en iyi ben bilirim, en haklı benim ve ben size gösteririm!” ahlaksızlığının ayak sesleridir işte bu sloganlar. 

Sahiden demokrat olamayanlar ve korkaklar kimseyle helalleşemezler. 

Çünkü onlarda herşeyden önce yüzleşecek yüz yoktur.

Avukat Çiğdem Koç, Ahval Haber’de yayımlanan yazısında, “Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?” diye sordu.


‘Bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde’ helalleşmek için, sahici demokratlara ve cesarete ihtiyaç duyulacağını belirten Koç‘un ‘eksikler listesi’ kadar; can alıcı/yakıcı sorularını peş peşe sıraladığı ‘yüzleşme listesi’ de ‘helalleşmenin’ zorluğuna dikkat çekiyor.

Bugün de helalleşelim mi biraz?


Yoksa yüzleşmekle mi başlayalım önce? 

Bir gün sosyal medyaya bir fotoğraf düştü. Hapiste bir adam, hapishanelere aşina olanların iyi bildiği o beyaz plastik sandalyelerden birinin üstünde, gözleri açık halde oturuyordu o fotoğrafta. 

Dağınık, pis, bakımsız ve yalnızlığını göze sokan bir hapishane hücresindeki o sandalyenin üstünde oturan adamın adı Mustafa Kabakçıoğlu idi ve ölüydü. Defalarca revire çıkmış, bir sürü ilaç kullanan ve hastanede tedavi altında olması gereken bu adamın ölüsünü gardiyanlar bulmuştu. 

KHK’li bir polisti ve bu nedenle “ölmüşse ölmüş”tü.

İnsan hakları savunucusu, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çabaları sonucu gündeme taşınan bu olayda savcılık “ihmal falan yok” dedi. 

İhmal olsa kimin umurunda olacaktı ki zaten?

Peki, bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde, öldürülenlerin hakkını arayamadığı tarihin bir yerine iliştirilmiş “ihmal” broşu zannedilen Mustafa Kabakçıoğlu ile helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Nurefşan’ı hatırlar mısınız? 

9 yaşındaydı ve “terörist” annesiyle birlikte, muhtemelen idrak edemediği bir nedenle kaçmak zorunda kalmış ve Meriç’in sularında boğularak can vermişti. Kim bilir ne kadar korkmuş ve ne kadar üşümüştür, tıpkı aynı kaderi paylaştığı başka çocuklar gibi, hiç düşündünüz mü?

“Nurefşan FETÖ’cülerin çocuklarına koyduğu bir isimdir” ile başlayan yorumları okumak, o 9 yaşındaki kız çocuğunun ölümü kadar ağır gelmişti bana, dileyen ayıplayabilir. 

İktidar diliyle muhalefet yapanların ciddi ciddi muhalif sayıldığı bu coğrafyada 9 yaşında bir çocuğun ölümü üstünden kurulan cümlelerde boğulmuştu bir kez daha bu toplumun ahlakı.

Nurefşan’la helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Söyleyin bakalım.

15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’le üstümüze çöken korku ikliminin en çok yargıya hakim olduğu, herkesin malumu. 

Adil yargılama ilkeleri askıya alındı, savunma hakkı unutuldu ve hukuk uğradığı saldırıdan sonra yaralarını da alıp kaçınca, geriye adına yargılama diyemeyeceğimiz bir takım işler kaldı. 

TSK’nin çok övündüğü “emir komuta zinciri”ne uygun davranmak zorunda kalan ve komutanlarının terör alarmıyla hareket eden binlerce asker “darbeci” kabul edildi. 

Bir gün önce şehit sayılabilecekler bir gün sonra toplandıkları spor salonlarına çıplak halde tıkılan, dayak yiyen birer “terörist” olmuştu. 

Aralarında rütbeli olanlar da vardı öğrenciler de. 

O kadar çok yalan bilgi yayıldı ki ortalığa, yargılamalar artık hukukla değil korkuyla, ve bazen de, hazır fırsat bulunmuşken intikamla yapılmaya başlandı. 

Ordusunu güya bu kadar çok seven bu millet, ordusunun yarısından fazlası bunları yaşarken ağzını bile açmadı. 

O çok cesur (!) basın, tek bir dosyada neler olduğuna bile bakmadı. 

Hele ki, “bizimkilere yapılırsa kumpastır” ekibi, alkışladılar şehvetle, çünkü nihayetinde intikam çok tatlıydı. 

Yıllardır hukuksuzca hapiste olan binlerce asker ve askeri öğrenci var. 

Onlarla helalleşmek nasıl mümkün olacak dersiniz?

İnsanlar açlığa, sefalete mahkum edildi KHK’larla. 

“Ağaç kökü yesinler”di zaten, çünkü bir zamanlar meşru olan, hatta övülen okullar, yurtlar, bankalar, şunlar ve bunlar işte şimdi burunlarından fitil fitil getirilebilirdi. 

Hazır fırsat varken de araya solcular, barış isteyenler falan da katılırsa alayından kurtulabilirdik. Yerlerine gelecekler nasılsa hazırdı.

İnsanlar öldü. 

İntihar edenler, hastalananlar, evlatlarıyla sınanalar, hapsedilenler…

İşini istemek bile suçsa bir yerde, aslında ne kadar kolaydır başka şeyler.

Peki, KHK’lilerle helalleşmek nasıl mümkün olacak? 

Hapiste bebekler var biliyor musunuz? “Terörist” anneleriyle birlikte yatıyorlar. Arada bir paylaşılan hapishane avlusu fotoğraflarına bakıyor musunuz? 

Bakın, içiniz rahatlasın. Görün memleketin azılı teröristleri (!) nasıl kapatılmış hapislere ve artık nasıl da güvendeyiz. 

O ev hanımlarını, “başörtülü bacılar”ı, Kuran kursu hocalarını ve onların “geleceğin teröristi” bebeklerini görün.

Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?

Bu arada kayıplar, işkenceler, çıplak arama işkencesi; yani hayatımızdan on yıllardır çıkmayan her kavram, yeniden eski şöhretine kavuşmuş divalar gibi dolaşmaya başladı gözümüzün içine baka baka. 

Bunları dile getiren bir milletvekili hapse atıldı, o kadar yani.

Hukuksuzluk tek başına yetmiyordu, intikam isteyenlerin attıkları sloganlar başını döndürüyordu herkesin. 

Arkasında durmanın çok kolay ve de popüler olduğu işlerin duruşmaları için adliyelerde yer bildirimi yapıp, fotoğraf paylaşanların sahte hak savunuculuğunun altında yatan “en iyi ben bilirim, en haklı benim ve ben size gösteririm!” ahlaksızlığının ayak sesleridir işte bu sloganlar. 

Sahiden demokrat olamayanlar ve korkaklar kimseyle helalleşemezler. 

Çünkü onlarda herşeyden önce yüzleşecek yüz yoktur.

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k

Avukat Çiğdem Koç, Ahval Haber’de yayımlanan yazısında, “Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?” diye sordu.


‘Bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde’ helalleşmek için, sahici demokratlara ve cesarete ihtiyaç duyulacağını belirten Koç‘un ‘eksikler listesi’ kadar; can alıcı/yakıcı sorularını peş peşe sıraladığı ‘yüzleşme listesi’ de ‘helalleşmenin’ zorluğuna dikkat çekiyor.

Bugün de helalleşelim mi biraz?


Yoksa yüzleşmekle mi başlayalım önce? 

Bir gün sosyal medyaya bir fotoğraf düştü. Hapiste bir adam, hapishanelere aşina olanların iyi bildiği o beyaz plastik sandalyelerden birinin üstünde, gözleri açık halde oturuyordu o fotoğrafta. 

Dağınık, pis, bakımsız ve yalnızlığını göze sokan bir hapishane hücresindeki o sandalyenin üstünde oturan adamın adı Mustafa Kabakçıoğlu idi ve ölüydü. Defalarca revire çıkmış, bir sürü ilaç kullanan ve hastanede tedavi altında olması gereken bu adamın ölüsünü gardiyanlar bulmuştu. 

KHK’li bir polisti ve bu nedenle “ölmüşse ölmüş”tü.

İnsan hakları savunucusu, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çabaları sonucu gündeme taşınan bu olayda savcılık “ihmal falan yok” dedi. 

İhmal olsa kimin umurunda olacaktı ki zaten?

Peki, bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde, öldürülenlerin hakkını arayamadığı tarihin bir yerine iliştirilmiş “ihmal” broşu zannedilen Mustafa Kabakçıoğlu ile helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Nurefşan’ı hatırlar mısınız? 

9 yaşındaydı ve “terörist” annesiyle birlikte, muhtemelen idrak edemediği bir nedenle kaçmak zorunda kalmış ve Meriç’in sularında boğularak can vermişti. Kim bilir ne kadar korkmuş ve ne kadar üşümüştür, tıpkı aynı kaderi paylaştığı başka çocuklar gibi, hiç düşündünüz mü?

“Nurefşan FETÖ’cülerin çocuklarına koyduğu bir isimdir” ile başlayan yorumları okumak, o 9 yaşındaki kız çocuğunun ölümü kadar ağır gelmişti bana, dileyen ayıplayabilir. 

İktidar diliyle muhalefet yapanların ciddi ciddi muhalif sayıldığı bu coğrafyada 9 yaşında bir çocuğun ölümü üstünden kurulan cümlelerde boğulmuştu bir kez daha bu toplumun ahlakı.

Nurefşan’la helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Söyleyin bakalım.

15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’le üstümüze çöken korku ikliminin en çok yargıya hakim olduğu, herkesin malumu. 

Adil yargılama ilkeleri askıya alındı, savunma hakkı unutuldu ve hukuk uğradığı saldırıdan sonra yaralarını da alıp kaçınca, geriye adına yargılama diyemeyeceğimiz bir takım işler kaldı. 

TSK’nin çok övündüğü “emir komuta zinciri”ne uygun davranmak zorunda kalan ve komutanlarının terör alarmıyla hareket eden binlerce asker “darbeci” kabul edildi. 

Bir gün önce şehit sayılabilecekler bir gün sonra toplandıkları spor salonlarına çıplak halde tıkılan, dayak yiyen birer “terörist” olmuştu. 

Aralarında rütbeli olanlar da vardı öğrenciler de. 

O kadar çok yalan bilgi yayıldı ki ortalığa, yargılamalar artık hukukla değil korkuyla, ve bazen de, hazır fırsat bulunmuşken intikamla yapılmaya başlandı. 

Ordusunu güya bu kadar çok seven bu millet, ordusunun yarısından fazlası bunları yaşarken ağzını bile açmadı. 

O çok cesur (!) basın, tek bir dosyada neler olduğuna bile bakmadı. 

Hele ki, “bizimkilere yapılırsa kumpastır” ekibi, alkışladılar şehvetle, çünkü nihayetinde intikam çok tatlıydı. 

Yıllardır hukuksuzca hapiste olan binlerce asker ve askeri öğrenci var. 

Onlarla helalleşmek nasıl mümkün olacak dersiniz?

İnsanlar açlığa, sefalete mahkum edildi KHK’larla. 

“Ağaç kökü yesinler”di zaten, çünkü bir zamanlar meşru olan, hatta övülen okullar, yurtlar, bankalar, şunlar ve bunlar işte şimdi burunlarından fitil fitil getirilebilirdi. 

Hazır fırsat varken de araya solcular, barış isteyenler falan da katılırsa alayından kurtulabilirdik. Yerlerine gelecekler nasılsa hazırdı.

İnsanlar öldü. 

İntihar edenler, hastalananlar, evlatlarıyla sınanalar, hapsedilenler…

İşini istemek bile suçsa bir yerde, aslında ne kadar kolaydır başka şeyler.

Peki, KHK’lilerle helalleşmek nasıl mümkün olacak? 

Hapiste bebekler var biliyor musunuz? “Terörist” anneleriyle birlikte yatıyorlar. Arada bir paylaşılan hapishane avlusu fotoğraflarına bakıyor musunuz? 

Bakın, içiniz rahatlasın. Görün memleketin azılı teröristleri (!) nasıl kapatılmış hapislere ve artık nasıl da güvendeyiz. 

O ev hanımlarını, “başörtülü bacılar”ı, Kuran kursu hocalarını ve onların “geleceğin teröristi” bebeklerini görün.

Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?

Bu arada kayıplar, işkenceler, çıplak arama işkencesi; yani hayatımızdan on yıllardır çıkmayan her kavram, yeniden eski şöhretine kavuşmuş divalar gibi dolaşmaya başladı gözümüzün içine baka baka. 

Bunları dile getiren bir milletvekili hapse atıldı, o kadar yani.

Hukuksuzluk tek başına yetmiyordu, intikam isteyenlerin attıkları sloganlar başını döndürüyordu herkesin. 

Arkasında durmanın çok kolay ve de popüler olduğu işlerin duruşmaları için adliyelerde yer bildirimi yapıp, fotoğraf paylaşanların sahte hak savunuculuğunun altında yatan “en iyi ben bilirim, en haklı benim ve ben size gösteririm!” ahlaksızlığının ayak sesleridir işte bu sloganlar. 

Sahiden demokrat olamayanlar ve korkaklar kimseyle helalleşemezler. 

Çünkü onlarda herşeyden önce yüzleşecek yüz yoktur.

Avukat Çiğdem Koç, Ahval Haber’de yayımlanan yazısında, “Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?” diye sordu.


‘Bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde’ helalleşmek için, sahici demokratlara ve cesarete ihtiyaç duyulacağını belirten Koç‘un ‘eksikler listesi’ kadar; can alıcı/yakıcı sorularını peş peşe sıraladığı ‘yüzleşme listesi’ de ‘helalleşmenin’ zorluğuna dikkat çekiyor.

Bugün de helalleşelim mi biraz?


Yoksa yüzleşmekle mi başlayalım önce? 

Bir gün sosyal medyaya bir fotoğraf düştü. Hapiste bir adam, hapishanelere aşina olanların iyi bildiği o beyaz plastik sandalyelerden birinin üstünde, gözleri açık halde oturuyordu o fotoğrafta. 

Dağınık, pis, bakımsız ve yalnızlığını göze sokan bir hapishane hücresindeki o sandalyenin üstünde oturan adamın adı Mustafa Kabakçıoğlu idi ve ölüydü. Defalarca revire çıkmış, bir sürü ilaç kullanan ve hastanede tedavi altında olması gereken bu adamın ölüsünü gardiyanlar bulmuştu. 

KHK’li bir polisti ve bu nedenle “ölmüşse ölmüş”tü.

İnsan hakları savunucusu, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çabaları sonucu gündeme taşınan bu olayda savcılık “ihmal falan yok” dedi. 

İhmal olsa kimin umurunda olacaktı ki zaten?

Peki, bir sabah uyandığında kendini terörist olarak bulanların ülkesinde, öldürülenlerin hakkını arayamadığı tarihin bir yerine iliştirilmiş “ihmal” broşu zannedilen Mustafa Kabakçıoğlu ile helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Nurefşan’ı hatırlar mısınız? 

9 yaşındaydı ve “terörist” annesiyle birlikte, muhtemelen idrak edemediği bir nedenle kaçmak zorunda kalmış ve Meriç’in sularında boğularak can vermişti. Kim bilir ne kadar korkmuş ve ne kadar üşümüştür, tıpkı aynı kaderi paylaştığı başka çocuklar gibi, hiç düşündünüz mü?

“Nurefşan FETÖ’cülerin çocuklarına koyduğu bir isimdir” ile başlayan yorumları okumak, o 9 yaşındaki kız çocuğunun ölümü kadar ağır gelmişti bana, dileyen ayıplayabilir. 

İktidar diliyle muhalefet yapanların ciddi ciddi muhalif sayıldığı bu coğrafyada 9 yaşında bir çocuğun ölümü üstünden kurulan cümlelerde boğulmuştu bir kez daha bu toplumun ahlakı.

Nurefşan’la helalleşmek nasıl mümkün olacak?

Söyleyin bakalım.

15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL’le üstümüze çöken korku ikliminin en çok yargıya hakim olduğu, herkesin malumu. 

Adil yargılama ilkeleri askıya alındı, savunma hakkı unutuldu ve hukuk uğradığı saldırıdan sonra yaralarını da alıp kaçınca, geriye adına yargılama diyemeyeceğimiz bir takım işler kaldı. 

TSK’nin çok övündüğü “emir komuta zinciri”ne uygun davranmak zorunda kalan ve komutanlarının terör alarmıyla hareket eden binlerce asker “darbeci” kabul edildi. 

Bir gün önce şehit sayılabilecekler bir gün sonra toplandıkları spor salonlarına çıplak halde tıkılan, dayak yiyen birer “terörist” olmuştu. 

Aralarında rütbeli olanlar da vardı öğrenciler de. 

O kadar çok yalan bilgi yayıldı ki ortalığa, yargılamalar artık hukukla değil korkuyla, ve bazen de, hazır fırsat bulunmuşken intikamla yapılmaya başlandı. 

Ordusunu güya bu kadar çok seven bu millet, ordusunun yarısından fazlası bunları yaşarken ağzını bile açmadı. 

O çok cesur (!) basın, tek bir dosyada neler olduğuna bile bakmadı. 

Hele ki, “bizimkilere yapılırsa kumpastır” ekibi, alkışladılar şehvetle, çünkü nihayetinde intikam çok tatlıydı. 

Yıllardır hukuksuzca hapiste olan binlerce asker ve askeri öğrenci var. 

Onlarla helalleşmek nasıl mümkün olacak dersiniz?

İnsanlar açlığa, sefalete mahkum edildi KHK’larla. 

“Ağaç kökü yesinler”di zaten, çünkü bir zamanlar meşru olan, hatta övülen okullar, yurtlar, bankalar, şunlar ve bunlar işte şimdi burunlarından fitil fitil getirilebilirdi. 

Hazır fırsat varken de araya solcular, barış isteyenler falan da katılırsa alayından kurtulabilirdik. Yerlerine gelecekler nasılsa hazırdı.

İnsanlar öldü. 

İntihar edenler, hastalananlar, evlatlarıyla sınanalar, hapsedilenler…

İşini istemek bile suçsa bir yerde, aslında ne kadar kolaydır başka şeyler.

Peki, KHK’lilerle helalleşmek nasıl mümkün olacak? 

Hapiste bebekler var biliyor musunuz? “Terörist” anneleriyle birlikte yatıyorlar. Arada bir paylaşılan hapishane avlusu fotoğraflarına bakıyor musunuz? 

Bakın, içiniz rahatlasın. Görün memleketin azılı teröristleri (!) nasıl kapatılmış hapislere ve artık nasıl da güvendeyiz. 

O ev hanımlarını, “başörtülü bacılar”ı, Kuran kursu hocalarını ve onların “geleceğin teröristi” bebeklerini görün.

Bebeklerle de helalleşilir mi acaba?

Bu arada kayıplar, işkenceler, çıplak arama işkencesi; yani hayatımızdan on yıllardır çıkmayan her kavram, yeniden eski şöhretine kavuşmuş divalar gibi dolaşmaya başladı gözümüzün içine baka baka. 

Bunları dile getiren bir milletvekili hapse atıldı, o kadar yani.

Hukuksuzluk tek başına yetmiyordu, intikam isteyenlerin attıkları sloganlar başını döndürüyordu herkesin. 

Arkasında durmanın çok kolay ve de popüler olduğu işlerin duruşmaları için adliyelerde yer bildirimi yapıp, fotoğraf paylaşanların sahte hak savunuculuğunun altında yatan “en iyi ben bilirim, en haklı benim ve ben size gösteririm!” ahlaksızlığının ayak sesleridir işte bu sloganlar. 

Sahiden demokrat olamayanlar ve korkaklar kimseyle helalleşemezler. 

Çünkü onlarda herşeyden önce yüzleşecek yüz yoktur.

ShareTweetShare
Previous Post

Juventus için çok büyük tehlike! Küme düşme ve şampiyonluk iptali…

Next Post

İstanbul’da fırtına bitene kadar motorsiklet kullanımı yasaklandı

İLGİLİ HABERLER

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Önemli gün ve gecelerin toplumsal huzurdaki işlevi

January 30, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Eğitimde yüksek motivasyon ve Charter okullar

January 23, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Üzerine düşeni yapanlar ilahi destek umabilir

January 16, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kendini sorgulamayan, sorgulanmaktan kaçınanların acınası hali

January 9, 2023
5.1k
Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?
ANALİZ

Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nı kimler yönetiyor?

January 8, 2023
5.2k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Engeller, mücadele azmini koruyanlarla aşılır

January 3, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

Malatya’da Yeşilyurt Hasan Çalık Devlet Hastanesi tahliye edildi

Malatya’da Yeşilyurt Hasan Çalık Devlet Hastanesi tahliye edildi
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Türkiye’yi yıkan depremler; 7 gün ‘milli yas’ ilan edildi

Türkiye’yi yıkan depremler; 7 gün ‘milli yas’ ilan edildi
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Sinan Ateş’ suikastının tetikçisi Eray Özyağcı, Yunanistan polisi tarafından yakalandı

‘Sinan Ateş’ suikastının tetikçisi Eray Özyağcı, Yunanistan polisi tarafından yakalandı
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Hocaefendi’nin deprem açıklaması: “Yardımlaşılmalı ve Hakk’a el açılmalı”

Hocaefendi’nin deprem açıklaması: “Yardımlaşılmalı ve Hakk’a el açılmalı”
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Adana Havalimanı hava trafiğine açık; Hatay, Maraş ve Antep uçuşlara kapatıldı

Adana Havalimanı hava trafiğine açık; Hatay, Maraş ve Antep uçuşlara kapatıldı
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İtalyan bilim adamından çarpıcı iddia: Türkiye birkaç saniyede 3 metre gitti

İtalyan bilim adamından çarpıcı iddia: Türkiye birkaç saniyede 3 metre gitti
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.7k

Devamını oku

Uzmanı açıkladı: ‘130 atom bombası gücünde, can kaybı 6 bini geçebilir’

Uzmanı açıkladı: ‘130 atom bombası gücünde, can kaybı 6 bini geçebilir’
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Time To Help’ten Türkiye’ye yardım kampanyası

Time To Help’ten Türkiye’ye yardım kampanyası
by Özkan yazar
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Maraş’ta deprem: AFAD ve Kandilli, depremin büyüklüğünü 7.7 olarak revize etti!

Maraş’ta deprem: AFAD ve Kandilli, depremin büyüklüğünü 7.7 olarak revize etti!
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan’dan deprem açıklaması: Ölü ve yaralı rakamının nereye kadar yükseleceğini bilmiyoruz

Erdoğan’dan deprem açıklaması: Ölü ve yaralı rakamının nereye kadar yükseleceğini bilmiyoruz
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Yalnız bırakıldık’ Hatay milletvekili canlı yayında isyan etti

‘Yalnız bırakıldık’ Hatay milletvekili canlı yayında isyan etti
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.5k

Devamını oku

Maraş’ta 7,6 büyüklüğünde yeni deprem

Maraş’ta 7,6 büyüklüğünde yeni deprem
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Maraş’ta 7,4 büyüklüğünde deprem: Birçok ilde binalar yıkıldı, can kayıpları var

Maraş’ta 7,4 büyüklüğünde deprem: Birçok ilde binalar yıkıldı, can kayıpları var
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Deprem bölgelerinde yoğun kar ve yağmur bekleniyor

Deprem bölgelerinde yoğun kar ve yağmur bekleniyor
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5k

Devamını oku

Ceyhan’a petrol akışı güvenlik amaçlı durduruldu

Ceyhan’a petrol akışı güvenlik amaçlı durduruldu
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5k

Devamını oku

Volkan Demirel, yardım isterken gözyaşlarını tutamadı 

Volkan Demirel, yardım isterken gözyaşlarını tutamadı 
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Maraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Tüm spor faaliyetleri durduruldu

Maraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Tüm spor faaliyetleri durduruldu
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5k

Devamını oku

Hatay’da iki devlet hastanesi depremde yıkıldı

Hatay’da iki devlet hastanesi depremde yıkıldı
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Kandilli Rasathanesi Müdürü: Bu depremin Akdeniz bölgesinde tsunamiye yol açabileceği uyarısını verdik

Kandilli Rasathanesi Müdürü: Bu depremin Akdeniz bölgesinde tsunamiye yol açabileceği uyarısını verdik
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Hatay’da dört kişinin enkazdan kurtuluş anları ortaya çıktı

Hatay’da dört kişinin enkazdan kurtuluş anları ortaya çıktı
by aktifhabercom
February 6, 2023
0
5.2k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.