Reina Katliamı Türkiye’yi IŞİD gerçeğiyle bir kez daha yüzleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’sa son saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada yine tek bir kez olsun DEAŞ, IŞİD ya da El Nusra demedi. Tıpkı 265 canın gittiği 14 IŞİD saldırısında olduğu gibi…
Erdoğan her fırsatta Türkiye’nin terörle kararlı şekilde mücadele ettiğini söylüyor.
Ancak IŞİD’in adını normal zamanlarda kullanmaktan çekinmezken tuhaf şekilde eylemler sonrası terör örgütünün ismini gündeme getirmiyor.
IŞİD SALDIRILARI VE ERDOĞAN’IN REFLEKSİ
*
Türkiye IŞİD terörüyle 20 Mart 2014’te Niğde’de tanıştı.
1 polis bir astsubay bir vatandaş hayatını kaybetti.
Gözler devletin zirvesine çevrildi.
Dönemin Başbakan’ı Erdoğan ilk IŞİD açıklamasını o gün yaptı.
Ama ne IŞİD ne DEAŞ, ne DAEŞ demedi:
“3 saldırgandan 2’si sağ olarak yakalandı, biri de emniyet birimlerimiz yoğun şekilde arıyor. Saldırganların ağır durumda olduklarını az önce söylediler. Bu olayı burada anlatmak benim için ağır, ama ‘Başbakan’ın böyle bir şeyden haberi yok mu?’ denilmemesi için bunu her an, her zaman yüreğimizin nerede çarptığını bilmeniz açısında hatırlatmak istedim.”
IŞİD’in asker polis ve sivil katletmesine Erdoğan böyle tepki verdi!
*
IŞİD 1 Ocak 2015’te Kilis’te bir astsubayı kaçırdı, 6 Ocak 2015’te İstanbul Sultanahmet’te bir polisi şehit etti ama gündem bile olmadı.
IŞİD, şiddetinin dozu git gide arttı.
Dünyanın en kanlı terör örgütü eylem zamanı olarak da iç siyaseti hedefler hale geldi.
7 Haziran seçimlerine 2 gün kala 5 Haziran’da HDP Diyarbakır mitingini kana buladı.
4 kişi öldü, 8’i güvenlik görevlisi 279 kişi yaralandı.
Her gün televizyonlarda saatlerce konuşan Erdoğan yazılı açıklama yapmayı seçti.
Ve bir kez olsun yine DAEŞ, DEAŞ ya da IŞİD demedi:
ÇÖZÜM SÜRECİNİ BİTİREN SALDIRI
IŞİD’in 20 Temmuz 2015 Suruç saldırısı Çözüm Süreci’ni bitiren ilk adımdı.
Sol görüşlü 34 genç yaşamını yitirdi, 69 kişi yaralandı.
Tüm dünya faili biliyordu.
Ama Kıbrıs’ta kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan yine faili, yine IŞİD’i göremedi:
“Uçağa bindiğimiz anda bu haberi almış olduk. Şu anda bakan arkadaşlarımız Urfa’ya hareket ettiler, başbakanımız süreci Ankara’dan takip ediyor. Bizler de takibe devam edeceğiz. Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Terörün, dini yoktur, ırkı yoktur, milleti milliyeti yoktur, vatanı yoktur. Teröre karşı tüm uluslarası bir mücadelenin verilmesi gerektiğini hep ifade ettik, ediyoruz. Terör insanlığın huzuruna kast eden bir olaylar silsilesidir. Ben bu vesileyle bir kez daha kınıyor ve bu terör eyleminde ölen 28 vatandaşımızın ailesine başsağlığı diliyor, milletimizin başı sağolsun diyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum.”
IŞİD, asker polis sivil demeden katlediyor, Erdoğan’sa yazılı ve görüntülü açıklamalarında ısrarla dünyanın en kanlı terör örgütünün adını zikretmekten kaçınıyordu.
2 gün sonra bu defa PKK, Şanlıurfa’da 2 polisi şehit etti.
Ve hala aydınlatılamayan o kanlı eylem Çözüm Süreci’nin bitişinin ilanıydı.
Erdoğan’ın Ceylanpınar saldırısı açıklaması oldukça sert ve netti.
Ve Cumhurbaşkanı ilk kez PKK’nın ardından “DAEŞ” dedi.
Ama yazılı metinde Suruç katliamını IŞİD’in yaptığını dair bir vurgu yoktu:
CUMHURİYET TARİHİNİN EN KANLI SALDIRISI
1 Eylül’de Kilis’te bir asker şehit eden IŞİD, 1 Kasım seçimlerine gidilen süreçte 10 Ekim 2015’te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı katliamına imza attı.
Bomba yine seçim ayarlı patlamıştı.
AKP’li yetkililerin “Oylarımız arttı” dediği kanlı saldırıda 107 insanımız hayatını kaybetti, 500’den fazla kişi yaralandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dili yine IŞİD demeye varmadı.
Uzun yazılı açıklamada fail özenle halktan ve dünya kamuoyundan kaçırıdı, Erdoğan’ın metninde sadece genel bir terör tanımı yapıldı.
KOKTEYL TERÖRÜ İCAT ETTİ!
26 Ekim 2015’te Diyarbakır’da 2 polisi şehit eden IŞİD, 16 Ocak 2016’da bu defa Sultanahmet’te turistleri hedef aldı.
Erdoğan “üst akıl”a işaret edip kokteyl bir terör tanımı yaptı.
Sultanahmet’i kana bulayan IŞİD yine Cumhurbaşkanı’nın önceliği değildi:
“Bu hadise bir kez daha millet olarak terör karşısında, terör örgütleri karşısında tek yürek, tek vücut olmamız gerektiğini göstermiştir. Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kararlı ve ilkeli duruşu sonuna kadar devam edecektir. Bizim için DAİŞ’le PKK’nın, PYD’nin, YGP’nin, DHKP-C’nin, MLKP’nin velhasıl adı veya kısaltması ne olursa olsun bütün terör örgütlerinin bir diğerinden farkı yoktur.”
IŞİD, 13 Mart 2016’da bu defa Ankara’nın kalbini hedef aldı.
Erdoğan yine yazılı açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanlığı sitesinden 37 insanın öldüğü, 15’i ağır 48 kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili yapılan açıklamada IŞİD’den söz edilmiyordu:
Erdoğan kanlı saldırıların ardından adını anmıyordu ama, IŞİD durmuyordu.
2 ay sonra 19 Mart 2016’da İstiklal’i kana buladı.
Saldırıda 3’ü ABD ve İsrail, 1’i İran yurttaşı 4 kişi yaşamını yitirdi.
Saldırı IŞİD eylemiydi ama Erdoğan önce PKK’nın adını zikretti:
“Bu tür saldırılarla hedefine ulaşmış hiçbir terör örgütü yoktur. Niçin PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri ülkemizi hedef almaktadır diye düşündüğümüzde onların ülkemizle ilgili düşünceleri çıkıyor. Bu ölümlerin bu dramların gerisinde küresel ve bölgesel yapılanmanın temelinde Türkiye’yi sıkıştırma olduğunu uzun uzun anlatmıyorum. Çatışmalarda şehit olan polislerimiz, askerlerimiz, korucularımız için kirli hesapların devreye konulmasıdır. Terör örgütleri bu planın taşeronluğunu yapmaktadır. Terörün gündemine asla teslim olmayacağız. Terör örgütlerlerini ve arkalarındaki güçleri er veya geç hüsrana uğratacağız.”
1 Mayıs 2016’da bomba yüklü araçla Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne saldırıp 3 polisi şehit eden, IŞİD’in bir sonraki hedefi İstanbul Atatürk Havaliamanı’ydı.
45 kişi yaşamını yitirdi, 239 kişi yaralandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine yazılı açıklama yaptı.
Oldukça uzun açıklamada kanlı eylemin failinin IŞİD olduğuna dair tek satır yoktu.
“MUHTEMEL FAİL” IŞİD
Ve Gaziantep saldırısı…
IŞİD bir düğünü hedef aldı.
Bir canlı bomba ortalığı kan gölüne çevirdi.
Çoğu çocuk 55 kişi vahşice katledildi.
Erdoğan ilk defa doğrudan IŞİD’in adını zikretti.
Ama oldukça ihtiyatlıydı.
45 kelimelik bir cümle kuran Erdoğan, PKK ve Cemaat’i açıkça belli olaylardan sorumlu tuttuktan sonra “Muhtemel fail IŞİD” diyebildi:
Erdoğan sözlü olarak da failin 12-14 yaşlarında bir çocuk olduğunu açıkladı.
Ama Cumhurbaşkanı’nın o sözlerine Başbakan’dan düzeltme geldi:
“Bu saldırıyla ilgili, çok şiddetli bir patlama, henüz faile ilişkin bir ipucu bulunabilmiş değil. Bu sadece bir tahmin. Görgü tanıklarının anlattıklarından ortaya çıkan bir tahmindir. Yoksa saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgütün yaptığı konusunda da erken kanaatler malesef doğru değildir ve toplumu doğru bilgilendirme adına onaylanacak bir durum değildir. Henüz kimin yaptığı, çocuk mudur, büyük müdür öyle bir rivayet var tabii, güvenlik kurumlarımız ona yoğunlaşıyor. İpuçları bulmaya çalışıyor.”
Başbakan Binali Yıldırım’ın 21 Ağustos’taki “fail belli değil” sözlerinden sadece 3 gün sonra Türk tankları Suriye’ye girdi.
Türkiye’de 14 terör saldırısında 265 kişinin canına kast eden IŞİD’in adını anmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yönetimi birden bire IŞİD’i temizlemeye karar verdi.
Türk ordusu Suriye’ye girdi.
Erdoğan ve AKP yönetimi 40’a yakın askeri şehit eden IŞİD’e karşı yine temkinliydi.
IŞİD 2 Türk askerini yaktı suçlu olayı gündeme getiren siyasetçiler gazeteciler ve vatandaşlar oldu.
Tıpkı IŞİD gibi El Kaide’nin uzantısı El Nusra Rus elçiyi katletti, Erdoğan ve AKP bir kez olsun failin El Nusra olabileceğinden söz etmedi.
Terör örgütünün adını hiç bir AKP’li anmadı.
Ve son olarak 39 insanın vahşice katledildiği Reina saldırısı…
Erdoğan yine yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada yine IŞİD yok:
” Ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız”dedi. 2017 yılının ilk saatlerinde İstanbul’un Ortaköy semtinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyorum diyen Erdoğan şu ifadeleri kullandı: Saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza rahmet niyaz ediyor, elim olayda yitirdiğimiz yabancı misafirlerimizi tazimle anıyorum. Hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin huzuruna kastedenler ve onların taşeronları, sivilleri de hedef alan menfur saldırılarla, ülkemizi istikrarsızlaştırmaya, halkımızın moralini bozarak kaos oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bizler milletçe soğukkanlılığımızı muhafaza etmek, birbirimizle daha fazla kenetlenmek suretiyle, bu tür kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz. Terörle mücadelesini sürdürmekte olan Türkiye, vatandaşlarının güvenliğini ve huzurunu sağlamak için bölgede de ne gerekiyorsa yapmak konusunda son derece kararlıdır. Farklı terör örgütlerinin ülkemizi hedef aldıkları bu saldırıların, bölgemizde yaşanan hadiselerden bağımsız olmadığının farkındayız. Ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız. Bu süreçte kaybettiğimiz her bir can, yüreğimizi dağlamakla birlikte, mücadele azmimizi kamçılamakta, kararlılığımızı perçinlemektedir. Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı saldırılarına değil, onların ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz. İstanbul’daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can almayı, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu elim saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarda Türkiye topraklarında 300’den fazla insanın hayatına kast eden yüzlerce insanın yaralanmasına sebep olan IŞİD’in adını anmaması bir tesadüf mü yoksa bir özel bir çaba mı?
Bu soruya herkesin farklı bir cevabı olabilir.
Ancak şu bir gerçek: Türkiye’deki 96 sanıklı IŞİD ana davasında örgütün bir numarası Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk dahil tek tutuklu sanık bulunmuyor.
Ertuğrul Cihan/Samanyolu Haber