“Mesele S-400’ler değil. Batı-Rusya-Çin Soğuk Savaşı başladı. Batı, Türkiye’ye dansözlüğü bırak, tarafını seç diyor.”
Ekonomist Atilla Yeşilada’nın analizi şöyle;
9 Mayıs’tan beri seferiyim. New York Eyaleti’nin Sycracuse Kenti’nden trenle New York City’e intikalimle başlayan uzun sefer, İstanbul’a oradan da İzmir’e avdetimle devam etti. İstanbul’a döndüm, müşteri toplantıları başladı. Daha şöyle popomu koltuğuma koyup doğru-dürüst 7 güzel kedimle ıncık-mıncık olamadım.
Bir de ülke değişikliği şoku var tabii ki. Domuz pastırması bulunmuyor. Kambuça denen ekşi şıra burada keşfedilmemiş, düşünmemi hızlandıran kimyasal maddelerin hemen hepsi Türkiye’de yasak ve RTÜK sansürü yüzünden kaliteli porno seyredemiyorum.
Çok kilo kaybettim, gıgım hindi gibi oldu, geceleri uyuyamıyorum ve beslenme düzenimle sindirim sistemim rezalet. Bu süre zarfında makale yazmaya teşebbüs ettim, ama gündem benden fersah fersah hızlı gidiyor. Her sabah uyandığımda bir birinden vahim hatalarla ekonominin ayakta tutulmaya çalışıldığını görüyorum, Jack Daniels şişesini fondip edip, yorganı kafama çekiyorum.
Bu sahneyi en son 2001’de gördüm. O büyük deprem siyaset sınıfı ve ana aktörleri silip süpürdü. AKP rejimini getirdi. Şimdi yeni siyaset rejimi uçurumun eşinde. Çok değil bir ay kaldı, onları da selamete uğurlayacağız. Başkan Erdoğan 2023- 2053 ve 2073 hedeflerinden bahsederken, 2020’de iktidarda olmayabileceğini pek kavramış değil galiba.
Sorunlar ekonomiden başlıyor. 31 Mart seçimleri bize açıkça gösterdi ki bazı anket şirketlerinin “seçmen kimlikler bazında bölünmüş, ekonomi umurunda değil” söylemi işkembe gazı. Global ekonomiye entegre tüm kentlerde AKP sıfır çekti. Sadece ”eski Anadolu’da” dağıttığı ulufe sayesinde, o da MHP desteğiyle ayakta kaldı. Batı’ya yüzünü dönen, üreterek, ticaret, finans ve turizmden kazanan sınıflar Başkanlık Rejimi’nin fare kapanı olduğunu sezdiler. Şimdi de İstanbul seçimlerini Binali Yıldırım’ın mağduriyeti ve Öcalan hainine jest yaparak Kürt seçmeni kazanma gibi hakkaten Bakırköy’de hasta yatan delinin dahi güleceği stratejilerle kazanma fikri var.
Hafta içinde tüketici, reel kesim, hizmetler, perakende ve inşaat sektör güven endeksleri açıklandı, hepsi obruk gibi göçmüş. Kim bu anketlere katılanlar? Seçmenler. Senin ekonomiyi berbat ettiğini düşünen kişi, seçimde sana oy verir mi kardeşim?
Akla ziya politikalar devam ediyor. Dün Reuters yine traderlara dayanarak kamu bankalarının döviz sattığını öne sürdü. Zaten sermayesini hızla yiyen kamu bankalarının sırtına bir de 30 milyar TL İVME kredisi çuvalı bindirildi. İflahı kesildi kamu bankalarının. Görev zararları bizi 2001 krizine götüren en hızlı taksilerden biriydi.
Hatalar saymakla bitmez. ABD uyarıyor, NATO uyarıyor. S-400 alırsanız ya kırk katır, ya kırk satır. Ankara blöf yapıyorlar zannediyor. Biz katkı yapmazsak F-35 programı durur diyor. Kanuni yükümlülük var, bize F-35’leri vermek zorundalar diyor. Kim zorlayacak? Papa Hazretleri mi? BM mi?
Zaten mesele S-400’ler değil. Batı-Rusya-Çin Soğuk Savaşı başladı. Batı, Türkiye’ye dansözlüğü bırak, tarafını seç diyor.
Haziran’da ABD Kongresi CAATSA yaptırımları için harekete geçecek. Yine Rahip Brunson günleri yaşayacağız. Ama bu kez durum çok farklı. Çünkü geçen sene kamu bankalarının bilançoları pırıl pırıldı, TCMB’nin ibadullah F/X rezervi vardı. Şimid bir eski piştov, iki de mermiye kaldık.
Zaten mesele sıcak paranın kaçması da değil, onlar kaçtı bile. Artık her itfada paraları alıp tüyecekler. Mesele, her ay vadesi gelen dış borcun yenilememesi. Bu sendromu geçen sene yaşadık. Dev bankaların valdesi göz yaşı döktü sendikasyonları yenileyeceğiz diye.
Birikim sahibi yerli ve döviz borcu olan şirket durumun farkında tabii, son 3 haftadır yine harıl harıl döviz topluyor. Peki, bu paniğe engel olmak için BDKK ne yapıyor? Vay, siz spekülatif hainler diye önce kambiyo vergisi salıyor. Yetmiyor, 100 bin doları aşan döviz alımları için bir gün bekleme süresi getiriyor. Niçin? 98 bin dolarla spekülasyon yapılmaz mı? Kocam 99 bin, kızım 99 bin, kendim de 99 bin dolar alsam, 300 bin dolarla spekülasyon yapsam, BDDK ne yapacak? Tedbirin caydırıcı mahiyeti yok, ama kulağa kar suyu kaçırıcı mahiyeti var.
Hadi şimdi durdur durdurabilirsen “dövizimize el koyacaklar” dedikodularını. Ben de teslim oldum artık. İşler zora girerse, hükümet yarın bankalardan döviz çekilişlerini sınırlayabilir, yurtdışına EFT’i yasaklayabilir. Yapmaz diyemiyorum, çünkü kambiyo rejimine müdahele örneği var. Okuruma yalan söyleyeceğime, kanunla başım derde girsin. Silivri’de gece rahat uyurum.
AKP’nin üstün dehaları manzarayı çakamadı. S-400’leri alırlarsa, İstanbul seçimlerini kaybederler. İstanbul seçimlerini kaybederlerse, parti dağılır.
S-400’leri alıp İstanbul seçimlerini kazanmak için dövizi suni olarak tutma çabaları kamu bankaları ve TCMB’nin rezervini kurutur, TL’ye ya dışardan, ya içerden saldırı gelir.
Kardeşim, daha geçen Ağustos 2 iş gününde 3 milyar dolar nakit para çekildi bankalardan ya. Biraz akıllanın.
24 Haziran sabahı hem S-40’leri geri göndermiş, hem İmamoğlu’ndan 5 puan fark yemiş, hem de ekonomiyi tarumar etmiş bir AKP çıkabilir balkona. Parti PERT olur. Taban yeni parti, yeni lider ister. Artık olağanüstü kongre mi olur, yeni parti mi çıkar, erken seçim mi gündeme gelir, bilemem. Ama bu böyle devam etmez. Saray’ın 2-3 danışmanının keyfi olacak diye 82 milyon insan sefalete terkedilemez. S-400’lerden tarhana çorbası yapılmaz.
Kaynak: Ahval