Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Bülent Korucu yazdı: Başsavcı Kodalak neler demiş öyle!

by aktifhabercom
June 27, 2020
Bülent Korucu yazdı: Başsavcı Kodalak neler demiş öyle!
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

”…Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor.”

Gazeteci Bülent Korucu’nun Tr724’te yayınlanan analizi şöyle:

Başsavcı Kodalak neler demiş öyle!

15 Temmuz’un ‘gizli kahramanlar’ından dönemin Ankara Cumhuriyet başsavcısı Harun Kodalak eski bir itirafıyla gündemde. 2017’de Habertürk’te yayınlanan bir mülakatı sosyal medyada gündem oluşturdu. Başsavcı özetle şunları söylüyor: “15 Temmuz’dan birkaç gün önce biz ‘Çatı İddianamesini yayımladık. Bizim teknik olarak bir sıkıntımız vardı. Birçok kesimi bunların silahlı bir terör örgütü olduğunu inandıramıyorduk. İddianamemizde de bu argümanları destekleyecek doyurucu belge ve bilgi bulamadık. Sadece MİT Tırları hadisesi vardı. Ama 15 Temmuz gecesi bizim kamuoyuna çok inandıramadığımız silahlı terör örgütü unsurunu kendi kendilerine deşifre ettiler.”


Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor. Başsavcılığın herkesi şaşırtan hazırlıklı hali ve daha darbe olup olmadığı anlaşılmadan atılan adımların üstüne bu yorumlar daha anlamlı bir çerçeveye oturuyor. Kodalak’ın başka beyanatları da söz konusu iddiayı güçlendiriyor.

25 Temmuz 2019’da Yeni Akit’e konuşan Kodalak; “Biz F.TÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı o gece saat 22:50 sularında açtık.’ Demişti. Bu bilgi şunun için önemli dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, gazetecilere 22:40’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmeyi başardığını ama konuyla ilgili bilgi alamadığını açıklamıştı. 

Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz “15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verdik” demişti. Söz konusu yargı mensuplarının sadece görevine son verilmedi, Ankara Başsavcılığının talimatıyla gözaltına da alındılar. Oysa başka tanık ifadeleri Yılmaz’ın bahsettiği toplantının daha erken saatlerde gerçekleştiğini gösteriyor. 

Geçtiğimiz günlerde istifaya zorlanan tümamiral Cihat Yaycı tanık olarak alınan ifadesinde 15 Temmuz günü saat 21:30-22:00 sıralarında EGMden emniyet müdürü Koray Öner’in kendisini aradığını, yanında Ankara Başsavcısı ve Başsavcı vekili Necip Cem İşçimen’in bulunduğunu söyleyerek ‘paşam darbe oluyor galiba’ dediğini belirtmişti. ‘Jandarmayı kurtardığı öne sürülen Korgeneral (şimdi orgeneral ve Jandarma Genel Komutanı) Arif Çetin ise TBMM Komisyonu’na saat 1’de kiminle çatıştıklarını bilmediklerini söylemişti. Olayın birinci derecede görgü tanığı ‘saat birde kiminle çatıştığımızı bilmiyorduk’ diyor ama HSK binlerce hakim ve savcıyı evlerinden topluyor.

Gazeteci Ahmet Dönmez’in yayınladığı Akıncı Dava Dosyasından alınan bir belge diğer bir çok ‘resmi’ 15 Temmuz tezini çürüttüğü gibi Başsavcılığın hızı konusundaki soru işaretlerini de kuvvetlendirmişti. Belgeye göre Savcı Serdar Coşkun imzalı ve 16 Temmuz 2016 saat 01.00 tarih ve saatli tutanakta henüz gerçekleşmemiş olaylar var. Bazı olaylar ise ya hiç yaşanmamış veya yaşanandan farklı yazılmış. Daha sonra Yargıtay üyesi yapılarak ödüllendirilen Coşkun’a birisi süfle vermiş gibi görünüyor. 

Coşkun ismi, Harun Kodalak’ın bahsettiği Çatı İddianamesinin altındaki imza olması hasebiyle önemli. Aylardır hazır olduğu bilinen ama sümenaltında bekletilen iddianamenin 15 Temmuz’dan iki gün önce apar topar işleme konması da manidar. Kodalak diyorki: “İddianameyi yazdık ama teknik bir sorunumuz vardı. İddiamızı destekleyecek bilgi ve belge bulamamıştık.” Bir cerrah “Kalp nakli için ameliyata başladık ama elimizde kalp yoktu. Allahtan yan masadaki hasta öldü, biz işimizi yapabildik” demesinden bir farkı yok bu açıklamanın.

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın “Darbeye teşebbüs noktasında zaten biz bu yasadan faydalanmıyoruz. Sadece silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılama yapabileceğiz; zira henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik” itirafı Kodalak’ın ifşasını pekiştiriyor. Delilini bulmadan silahlı terör örgütü davası açan Başsavcılık, o gece iki AYM, 140 Yargıtay ve 48’i Danıştay üyesi olmak üzere 3 bine yakın hakim ve savcıyı kanuni şart olan ‘suç üstü hali’ olmadan gözaltına aldırmış. Hile ve tuzaklarla itirafçılık yaptırarak örgüt üyeliği delili bulmaya çalıştıklarını da yine Yılmaz anlatmıştı. Normal bir hukuk düzeninde o işlemlerin tamamı butlan ile malul hale gelecek. 

Kodalak denilince herkesin aklına doğal olarak Deniz Feneri Dosyası geliyor. Yargıtay’da Birol Erdem lehine tanık olarak alınan ifadesinde “F.TÖ’nün, AK Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanımıza yargı eliyle yaptığı ilk darbe Deniz Feneri soruşturmasıdır.” iddiasında bulunuyor.  Soruşturmayı kendisine dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş’in verdiğini, istediği kişilerle çalışma imkanı sağladığını anlatıyor. Kuriş, 15 Temmuz’daki o talimatla gözaltına alındığında iki yıldır süren ağır kanser tedavisinden dolayı yatalak haldeydi. Durumu iyice ağırlaşana kadar da tahliye edilmedi. Deniz Feneri üzerinden darbe yapan da F.TÖ, dosyayı kapatan Kodalak’ı görevlendiren de. Çelişki mi dediniz! Devenin neresi düzgün ki…

Deniz Feneri hayatı boyunca Kodalak’ın peşini bırakmayacak, açıklanması zor bir konu. O yüzden konuştukça batıyor. Yargıtay’daki ifadesinde “Yanlış anlaşılmasın, Deniz Feneri’nde bir şey yok demiyorum.” şeklinde konuşunca kıyamet koptu. Sonrasında ‘Ben Almanya’daki Deniz Feneri e.V. dosyasını kastetmiştim, Türkiye’dekini değil’ çarkıyla vaziyeti kurtarmaya çalıştı. 

Bu gaflar hep başını yakıyor. MİT’e giden ihbarcı O.K’nın ‘ben darbe ifadesini kullandım’ cümlesini tutanağa geçirdiği için tenzili rütbeyle Yargıtay savcısı yapılmıştı. Araya girenlerin tavassutuyla bilahare Yargıtay üyesi yapıldı. Şimdi sosyal medyada dolaşan cümleleri için de saç baş yoluyordur. Deniz Feneri kredisi de bir yere kadar…

Kaynak: Tr724

 

”…Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor.”

Gazeteci Bülent Korucu’nun Tr724’te yayınlanan analizi şöyle:

Başsavcı Kodalak neler demiş öyle!

15 Temmuz’un ‘gizli kahramanlar’ından dönemin Ankara Cumhuriyet başsavcısı Harun Kodalak eski bir itirafıyla gündemde. 2017’de Habertürk’te yayınlanan bir mülakatı sosyal medyada gündem oluşturdu. Başsavcı özetle şunları söylüyor: “15 Temmuz’dan birkaç gün önce biz ‘Çatı İddianamesini yayımladık. Bizim teknik olarak bir sıkıntımız vardı. Birçok kesimi bunların silahlı bir terör örgütü olduğunu inandıramıyorduk. İddianamemizde de bu argümanları destekleyecek doyurucu belge ve bilgi bulamadık. Sadece MİT Tırları hadisesi vardı. Ama 15 Temmuz gecesi bizim kamuoyuna çok inandıramadığımız silahlı terör örgütü unsurunu kendi kendilerine deşifre ettiler.”


Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor. Başsavcılığın herkesi şaşırtan hazırlıklı hali ve daha darbe olup olmadığı anlaşılmadan atılan adımların üstüne bu yorumlar daha anlamlı bir çerçeveye oturuyor. Kodalak’ın başka beyanatları da söz konusu iddiayı güçlendiriyor.

25 Temmuz 2019’da Yeni Akit’e konuşan Kodalak; “Biz F.TÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı o gece saat 22:50 sularında açtık.’ Demişti. Bu bilgi şunun için önemli dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, gazetecilere 22:40’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmeyi başardığını ama konuyla ilgili bilgi alamadığını açıklamıştı. 

Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz “15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verdik” demişti. Söz konusu yargı mensuplarının sadece görevine son verilmedi, Ankara Başsavcılığının talimatıyla gözaltına da alındılar. Oysa başka tanık ifadeleri Yılmaz’ın bahsettiği toplantının daha erken saatlerde gerçekleştiğini gösteriyor. 

Geçtiğimiz günlerde istifaya zorlanan tümamiral Cihat Yaycı tanık olarak alınan ifadesinde 15 Temmuz günü saat 21:30-22:00 sıralarında EGMden emniyet müdürü Koray Öner’in kendisini aradığını, yanında Ankara Başsavcısı ve Başsavcı vekili Necip Cem İşçimen’in bulunduğunu söyleyerek ‘paşam darbe oluyor galiba’ dediğini belirtmişti. ‘Jandarmayı kurtardığı öne sürülen Korgeneral (şimdi orgeneral ve Jandarma Genel Komutanı) Arif Çetin ise TBMM Komisyonu’na saat 1’de kiminle çatıştıklarını bilmediklerini söylemişti. Olayın birinci derecede görgü tanığı ‘saat birde kiminle çatıştığımızı bilmiyorduk’ diyor ama HSK binlerce hakim ve savcıyı evlerinden topluyor.

Gazeteci Ahmet Dönmez’in yayınladığı Akıncı Dava Dosyasından alınan bir belge diğer bir çok ‘resmi’ 15 Temmuz tezini çürüttüğü gibi Başsavcılığın hızı konusundaki soru işaretlerini de kuvvetlendirmişti. Belgeye göre Savcı Serdar Coşkun imzalı ve 16 Temmuz 2016 saat 01.00 tarih ve saatli tutanakta henüz gerçekleşmemiş olaylar var. Bazı olaylar ise ya hiç yaşanmamış veya yaşanandan farklı yazılmış. Daha sonra Yargıtay üyesi yapılarak ödüllendirilen Coşkun’a birisi süfle vermiş gibi görünüyor. 

Coşkun ismi, Harun Kodalak’ın bahsettiği Çatı İddianamesinin altındaki imza olması hasebiyle önemli. Aylardır hazır olduğu bilinen ama sümenaltında bekletilen iddianamenin 15 Temmuz’dan iki gün önce apar topar işleme konması da manidar. Kodalak diyorki: “İddianameyi yazdık ama teknik bir sorunumuz vardı. İddiamızı destekleyecek bilgi ve belge bulamamıştık.” Bir cerrah “Kalp nakli için ameliyata başladık ama elimizde kalp yoktu. Allahtan yan masadaki hasta öldü, biz işimizi yapabildik” demesinden bir farkı yok bu açıklamanın.

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın “Darbeye teşebbüs noktasında zaten biz bu yasadan faydalanmıyoruz. Sadece silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılama yapabileceğiz; zira henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik” itirafı Kodalak’ın ifşasını pekiştiriyor. Delilini bulmadan silahlı terör örgütü davası açan Başsavcılık, o gece iki AYM, 140 Yargıtay ve 48’i Danıştay üyesi olmak üzere 3 bine yakın hakim ve savcıyı kanuni şart olan ‘suç üstü hali’ olmadan gözaltına aldırmış. Hile ve tuzaklarla itirafçılık yaptırarak örgüt üyeliği delili bulmaya çalıştıklarını da yine Yılmaz anlatmıştı. Normal bir hukuk düzeninde o işlemlerin tamamı butlan ile malul hale gelecek. 

Kodalak denilince herkesin aklına doğal olarak Deniz Feneri Dosyası geliyor. Yargıtay’da Birol Erdem lehine tanık olarak alınan ifadesinde “F.TÖ’nün, AK Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanımıza yargı eliyle yaptığı ilk darbe Deniz Feneri soruşturmasıdır.” iddiasında bulunuyor.  Soruşturmayı kendisine dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş’in verdiğini, istediği kişilerle çalışma imkanı sağladığını anlatıyor. Kuriş, 15 Temmuz’daki o talimatla gözaltına alındığında iki yıldır süren ağır kanser tedavisinden dolayı yatalak haldeydi. Durumu iyice ağırlaşana kadar da tahliye edilmedi. Deniz Feneri üzerinden darbe yapan da F.TÖ, dosyayı kapatan Kodalak’ı görevlendiren de. Çelişki mi dediniz! Devenin neresi düzgün ki…

Deniz Feneri hayatı boyunca Kodalak’ın peşini bırakmayacak, açıklanması zor bir konu. O yüzden konuştukça batıyor. Yargıtay’daki ifadesinde “Yanlış anlaşılmasın, Deniz Feneri’nde bir şey yok demiyorum.” şeklinde konuşunca kıyamet koptu. Sonrasında ‘Ben Almanya’daki Deniz Feneri e.V. dosyasını kastetmiştim, Türkiye’dekini değil’ çarkıyla vaziyeti kurtarmaya çalıştı. 

Bu gaflar hep başını yakıyor. MİT’e giden ihbarcı O.K’nın ‘ben darbe ifadesini kullandım’ cümlesini tutanağa geçirdiği için tenzili rütbeyle Yargıtay savcısı yapılmıştı. Araya girenlerin tavassutuyla bilahare Yargıtay üyesi yapıldı. Şimdi sosyal medyada dolaşan cümleleri için de saç baş yoluyordur. Deniz Feneri kredisi de bir yere kadar…

Kaynak: Tr724

 

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

September 27, 2023
5.1k
Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

September 27, 2023
5.1k

”…Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor.”

Gazeteci Bülent Korucu’nun Tr724’te yayınlanan analizi şöyle:

Başsavcı Kodalak neler demiş öyle!

15 Temmuz’un ‘gizli kahramanlar’ından dönemin Ankara Cumhuriyet başsavcısı Harun Kodalak eski bir itirafıyla gündemde. 2017’de Habertürk’te yayınlanan bir mülakatı sosyal medyada gündem oluşturdu. Başsavcı özetle şunları söylüyor: “15 Temmuz’dan birkaç gün önce biz ‘Çatı İddianamesini yayımladık. Bizim teknik olarak bir sıkıntımız vardı. Birçok kesimi bunların silahlı bir terör örgütü olduğunu inandıramıyorduk. İddianamemizde de bu argümanları destekleyecek doyurucu belge ve bilgi bulamadık. Sadece MİT Tırları hadisesi vardı. Ama 15 Temmuz gecesi bizim kamuoyuna çok inandıramadığımız silahlı terör örgütü unsurunu kendi kendilerine deşifre ettiler.”


Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor. Başsavcılığın herkesi şaşırtan hazırlıklı hali ve daha darbe olup olmadığı anlaşılmadan atılan adımların üstüne bu yorumlar daha anlamlı bir çerçeveye oturuyor. Kodalak’ın başka beyanatları da söz konusu iddiayı güçlendiriyor.

25 Temmuz 2019’da Yeni Akit’e konuşan Kodalak; “Biz F.TÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı o gece saat 22:50 sularında açtık.’ Demişti. Bu bilgi şunun için önemli dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, gazetecilere 22:40’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmeyi başardığını ama konuyla ilgili bilgi alamadığını açıklamıştı. 

Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz “15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verdik” demişti. Söz konusu yargı mensuplarının sadece görevine son verilmedi, Ankara Başsavcılığının talimatıyla gözaltına da alındılar. Oysa başka tanık ifadeleri Yılmaz’ın bahsettiği toplantının daha erken saatlerde gerçekleştiğini gösteriyor. 

Geçtiğimiz günlerde istifaya zorlanan tümamiral Cihat Yaycı tanık olarak alınan ifadesinde 15 Temmuz günü saat 21:30-22:00 sıralarında EGMden emniyet müdürü Koray Öner’in kendisini aradığını, yanında Ankara Başsavcısı ve Başsavcı vekili Necip Cem İşçimen’in bulunduğunu söyleyerek ‘paşam darbe oluyor galiba’ dediğini belirtmişti. ‘Jandarmayı kurtardığı öne sürülen Korgeneral (şimdi orgeneral ve Jandarma Genel Komutanı) Arif Çetin ise TBMM Komisyonu’na saat 1’de kiminle çatıştıklarını bilmediklerini söylemişti. Olayın birinci derecede görgü tanığı ‘saat birde kiminle çatıştığımızı bilmiyorduk’ diyor ama HSK binlerce hakim ve savcıyı evlerinden topluyor.

Gazeteci Ahmet Dönmez’in yayınladığı Akıncı Dava Dosyasından alınan bir belge diğer bir çok ‘resmi’ 15 Temmuz tezini çürüttüğü gibi Başsavcılığın hızı konusundaki soru işaretlerini de kuvvetlendirmişti. Belgeye göre Savcı Serdar Coşkun imzalı ve 16 Temmuz 2016 saat 01.00 tarih ve saatli tutanakta henüz gerçekleşmemiş olaylar var. Bazı olaylar ise ya hiç yaşanmamış veya yaşanandan farklı yazılmış. Daha sonra Yargıtay üyesi yapılarak ödüllendirilen Coşkun’a birisi süfle vermiş gibi görünüyor. 

Coşkun ismi, Harun Kodalak’ın bahsettiği Çatı İddianamesinin altındaki imza olması hasebiyle önemli. Aylardır hazır olduğu bilinen ama sümenaltında bekletilen iddianamenin 15 Temmuz’dan iki gün önce apar topar işleme konması da manidar. Kodalak diyorki: “İddianameyi yazdık ama teknik bir sorunumuz vardı. İddiamızı destekleyecek bilgi ve belge bulamamıştık.” Bir cerrah “Kalp nakli için ameliyata başladık ama elimizde kalp yoktu. Allahtan yan masadaki hasta öldü, biz işimizi yapabildik” demesinden bir farkı yok bu açıklamanın.

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın “Darbeye teşebbüs noktasında zaten biz bu yasadan faydalanmıyoruz. Sadece silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılama yapabileceğiz; zira henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik” itirafı Kodalak’ın ifşasını pekiştiriyor. Delilini bulmadan silahlı terör örgütü davası açan Başsavcılık, o gece iki AYM, 140 Yargıtay ve 48’i Danıştay üyesi olmak üzere 3 bine yakın hakim ve savcıyı kanuni şart olan ‘suç üstü hali’ olmadan gözaltına aldırmış. Hile ve tuzaklarla itirafçılık yaptırarak örgüt üyeliği delili bulmaya çalıştıklarını da yine Yılmaz anlatmıştı. Normal bir hukuk düzeninde o işlemlerin tamamı butlan ile malul hale gelecek. 

Kodalak denilince herkesin aklına doğal olarak Deniz Feneri Dosyası geliyor. Yargıtay’da Birol Erdem lehine tanık olarak alınan ifadesinde “F.TÖ’nün, AK Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanımıza yargı eliyle yaptığı ilk darbe Deniz Feneri soruşturmasıdır.” iddiasında bulunuyor.  Soruşturmayı kendisine dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş’in verdiğini, istediği kişilerle çalışma imkanı sağladığını anlatıyor. Kuriş, 15 Temmuz’daki o talimatla gözaltına alındığında iki yıldır süren ağır kanser tedavisinden dolayı yatalak haldeydi. Durumu iyice ağırlaşana kadar da tahliye edilmedi. Deniz Feneri üzerinden darbe yapan da F.TÖ, dosyayı kapatan Kodalak’ı görevlendiren de. Çelişki mi dediniz! Devenin neresi düzgün ki…

Deniz Feneri hayatı boyunca Kodalak’ın peşini bırakmayacak, açıklanması zor bir konu. O yüzden konuştukça batıyor. Yargıtay’daki ifadesinde “Yanlış anlaşılmasın, Deniz Feneri’nde bir şey yok demiyorum.” şeklinde konuşunca kıyamet koptu. Sonrasında ‘Ben Almanya’daki Deniz Feneri e.V. dosyasını kastetmiştim, Türkiye’dekini değil’ çarkıyla vaziyeti kurtarmaya çalıştı. 

Bu gaflar hep başını yakıyor. MİT’e giden ihbarcı O.K’nın ‘ben darbe ifadesini kullandım’ cümlesini tutanağa geçirdiği için tenzili rütbeyle Yargıtay savcısı yapılmıştı. Araya girenlerin tavassutuyla bilahare Yargıtay üyesi yapıldı. Şimdi sosyal medyada dolaşan cümleleri için de saç baş yoluyordur. Deniz Feneri kredisi de bir yere kadar…

Kaynak: Tr724

 

”…Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor.”

Gazeteci Bülent Korucu’nun Tr724’te yayınlanan analizi şöyle:

Başsavcı Kodalak neler demiş öyle!

15 Temmuz’un ‘gizli kahramanlar’ından dönemin Ankara Cumhuriyet başsavcısı Harun Kodalak eski bir itirafıyla gündemde. 2017’de Habertürk’te yayınlanan bir mülakatı sosyal medyada gündem oluşturdu. Başsavcı özetle şunları söylüyor: “15 Temmuz’dan birkaç gün önce biz ‘Çatı İddianamesini yayımladık. Bizim teknik olarak bir sıkıntımız vardı. Birçok kesimi bunların silahlı bir terör örgütü olduğunu inandıramıyorduk. İddianamemizde de bu argümanları destekleyecek doyurucu belge ve bilgi bulamadık. Sadece MİT Tırları hadisesi vardı. Ama 15 Temmuz gecesi bizim kamuoyuna çok inandıramadığımız silahlı terör örgütü unsurunu kendi kendilerine deşifre ettiler.”


Sadece bu cümleler düşünüldüğünde bile ’15 Temmuz tiyatrosu itirafı’ çıkıyor. Başsavcılığın herkesi şaşırtan hazırlıklı hali ve daha darbe olup olmadığı anlaşılmadan atılan adımların üstüne bu yorumlar daha anlamlı bir çerçeveye oturuyor. Kodalak’ın başka beyanatları da söz konusu iddiayı güçlendiriyor.

25 Temmuz 2019’da Yeni Akit’e konuşan Kodalak; “Biz F.TÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı o gece saat 22:50 sularında açtık.’ Demişti. Bu bilgi şunun için önemli dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, gazetecilere 22:40’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmeyi başardığını ama konuyla ilgili bilgi alamadığını açıklamıştı. 

Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz “15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gece saat 01.00’de 2 bin 740 yargı mensubunun görevine son verdik” demişti. Söz konusu yargı mensuplarının sadece görevine son verilmedi, Ankara Başsavcılığının talimatıyla gözaltına da alındılar. Oysa başka tanık ifadeleri Yılmaz’ın bahsettiği toplantının daha erken saatlerde gerçekleştiğini gösteriyor. 

Geçtiğimiz günlerde istifaya zorlanan tümamiral Cihat Yaycı tanık olarak alınan ifadesinde 15 Temmuz günü saat 21:30-22:00 sıralarında EGMden emniyet müdürü Koray Öner’in kendisini aradığını, yanında Ankara Başsavcısı ve Başsavcı vekili Necip Cem İşçimen’in bulunduğunu söyleyerek ‘paşam darbe oluyor galiba’ dediğini belirtmişti. ‘Jandarmayı kurtardığı öne sürülen Korgeneral (şimdi orgeneral ve Jandarma Genel Komutanı) Arif Çetin ise TBMM Komisyonu’na saat 1’de kiminle çatıştıklarını bilmediklerini söylemişti. Olayın birinci derecede görgü tanığı ‘saat birde kiminle çatıştığımızı bilmiyorduk’ diyor ama HSK binlerce hakim ve savcıyı evlerinden topluyor.

Gazeteci Ahmet Dönmez’in yayınladığı Akıncı Dava Dosyasından alınan bir belge diğer bir çok ‘resmi’ 15 Temmuz tezini çürüttüğü gibi Başsavcılığın hızı konusundaki soru işaretlerini de kuvvetlendirmişti. Belgeye göre Savcı Serdar Coşkun imzalı ve 16 Temmuz 2016 saat 01.00 tarih ve saatli tutanakta henüz gerçekleşmemiş olaylar var. Bazı olaylar ise ya hiç yaşanmamış veya yaşanandan farklı yazılmış. Daha sonra Yargıtay üyesi yapılarak ödüllendirilen Coşkun’a birisi süfle vermiş gibi görünüyor. 

Coşkun ismi, Harun Kodalak’ın bahsettiği Çatı İddianamesinin altındaki imza olması hasebiyle önemli. Aylardır hazır olduğu bilinen ama sümenaltında bekletilen iddianamenin 15 Temmuz’dan iki gün önce apar topar işleme konması da manidar. Kodalak diyorki: “İddianameyi yazdık ama teknik bir sorunumuz vardı. İddiamızı destekleyecek bilgi ve belge bulamamıştık.” Bir cerrah “Kalp nakli için ameliyata başladık ama elimizde kalp yoktu. Allahtan yan masadaki hasta öldü, biz işimizi yapabildik” demesinden bir farkı yok bu açıklamanın.

HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın “Darbeye teşebbüs noktasında zaten biz bu yasadan faydalanmıyoruz. Sadece silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılama yapabileceğiz; zira henüz yargı camiasında darbeye karıştığını, bizzat içinde olduğunu ispat ettiğimiz kimse yok! Onu henüz delillendiremedik” itirafı Kodalak’ın ifşasını pekiştiriyor. Delilini bulmadan silahlı terör örgütü davası açan Başsavcılık, o gece iki AYM, 140 Yargıtay ve 48’i Danıştay üyesi olmak üzere 3 bine yakın hakim ve savcıyı kanuni şart olan ‘suç üstü hali’ olmadan gözaltına aldırmış. Hile ve tuzaklarla itirafçılık yaptırarak örgüt üyeliği delili bulmaya çalıştıklarını da yine Yılmaz anlatmıştı. Normal bir hukuk düzeninde o işlemlerin tamamı butlan ile malul hale gelecek. 

Kodalak denilince herkesin aklına doğal olarak Deniz Feneri Dosyası geliyor. Yargıtay’da Birol Erdem lehine tanık olarak alınan ifadesinde “F.TÖ’nün, AK Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanımıza yargı eliyle yaptığı ilk darbe Deniz Feneri soruşturmasıdır.” iddiasında bulunuyor.  Soruşturmayı kendisine dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş’in verdiğini, istediği kişilerle çalışma imkanı sağladığını anlatıyor. Kuriş, 15 Temmuz’daki o talimatla gözaltına alındığında iki yıldır süren ağır kanser tedavisinden dolayı yatalak haldeydi. Durumu iyice ağırlaşana kadar da tahliye edilmedi. Deniz Feneri üzerinden darbe yapan da F.TÖ, dosyayı kapatan Kodalak’ı görevlendiren de. Çelişki mi dediniz! Devenin neresi düzgün ki…

Deniz Feneri hayatı boyunca Kodalak’ın peşini bırakmayacak, açıklanması zor bir konu. O yüzden konuştukça batıyor. Yargıtay’daki ifadesinde “Yanlış anlaşılmasın, Deniz Feneri’nde bir şey yok demiyorum.” şeklinde konuşunca kıyamet koptu. Sonrasında ‘Ben Almanya’daki Deniz Feneri e.V. dosyasını kastetmiştim, Türkiye’dekini değil’ çarkıyla vaziyeti kurtarmaya çalıştı. 

Bu gaflar hep başını yakıyor. MİT’e giden ihbarcı O.K’nın ‘ben darbe ifadesini kullandım’ cümlesini tutanağa geçirdiği için tenzili rütbeyle Yargıtay savcısı yapılmıştı. Araya girenlerin tavassutuyla bilahare Yargıtay üyesi yapıldı. Şimdi sosyal medyada dolaşan cümleleri için de saç baş yoluyordur. Deniz Feneri kredisi de bir yere kadar…

Kaynak: Tr724

 

ShareTweet
Previous Post

Gazeteci Tuncer Çetinkaya: İşkencecilerimi tanıyorum, yargılanacaklar!

Next Post

BM: Gülenistler siyasi görüşleri nedeniyle hedef oluyor, tutuklamalar keyfi!

İLGİLİ HABERLER

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı
ANALİZ

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

September 27, 2023
5.1k
Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır
ANALİZ

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

September 27, 2023
5.1k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: İnsan kalitesine inanmayanlar ülkelerini içten içe çürütüyorlar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: İnsan kalitesine inanmayanlar ülkelerini içten içe çürütüyorlar

September 25, 2023
5k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kibri altında ezilenler tarihin çöplüğünde yerini hazırlar
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Kibri altında ezilenler tarihin çöplüğünde yerini hazırlar

September 20, 2023
5k
15 Temmuz sonrası, yağmalanan daireler şirketler ve sahipsiz televizyonlar…
15 TEMMUZ

15 Temmuz sonrası, yağmalanan daireler şirketler ve sahipsiz televizyonlar…

September 17, 2023
5.3k
İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın alkışladığı en makul çabalar nasıl hasede takıldı?
ANALİZ

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın alkışladığı en makul çabalar nasıl hasede takıldı?

September 11, 2023
5.1k
Daha Fazla Haber

Kanun Hükmü’ne sansüre tepki! Jüriden sonra yönetmenler de Altın Portakal’dan çekildi

Kanun Hükmü’ne sansüre tepki! Jüriden sonra yönetmenler de Altın Portakal’dan çekildi
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

AİHM’in tarihi Yalçınkaya kararı dünya medyasında da yankı buldu

AİHM’in tarihi Yalçınkaya kararı dünya medyasında da yankı buldu
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İmamoğlu’ndan CHP’li ilçe başkanına tepki: Sen kendi üyene duyurmuyorsun, rezillik

İmamoğlu’ndan CHP’li ilçe başkanına tepki: Sen kendi üyene duyurmuyorsun, rezillik
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Gazeteci Dündar’dan AKP iktidarına: ‘AİHM hakimini görevden alıp taşraya sürme şansları da yok, ona öfkeleniyorlar’

Gazeteci Dündar’dan AKP iktidarına: ‘AİHM hakimini görevden alıp taşraya sürme şansları da yok, ona öfkeleniyorlar’
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Ceza hukuku Doçenti Yazıcıoğlu’ndan Adalet Bakanı’na tepki: Kendini kandırma, AİHM Türk mahkemelerinin doğru yargılama yapmadıklarını tespit etti

Ceza hukuku Doçenti Yazıcıoğlu’ndan Adalet Bakanı’na tepki: Kendini kandırma, AİHM Türk mahkemelerinin doğru yargılama yapmadıklarını tespit etti
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Sırrı Süreyya Önder’den Kılıçdaroğlu’na çağrı:‘Kanun Hükmü’ utancını engelleyin

Sırrı Süreyya Önder’den Kılıçdaroğlu’na çağrı:‘Kanun Hükmü’ utancını engelleyin
by Özkan yazar
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı

Johan Vande Lanotte: AİHM, çığır açan bir karara imza attı
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır

Gökhan Güneş: Yeni bir insan hakları mücadelesi süreci başlamıştır
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Koca: Eris varyantına yeni tedbir gerekmiyor

Koca: Eris varyantına yeni tedbir gerekmiyor
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

TTB ve uzmanlık dernekleri uyardı: Güncel Covid-19 aşısı en kısa sürede temin edilmeli

TTB ve uzmanlık dernekleri uyardı: Güncel Covid-19 aşısı en kısa sürede temin edilmeli
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5k

Devamını oku

Eski bakan Lütfi Elvan, Kalyon Holding’de

Eski bakan Lütfi Elvan, Kalyon Holding’de
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Stadda boya skandalı: Futbolcular yemyeşil oldu

Stadda boya skandalı: Futbolcular yemyeşil oldu
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Musul’da düğün salonunda yangın: 100 ölü, 500 yaralı

Musul’da düğün salonunda yangın: 100 ölü, 500 yaralı
by aktifhabercom
September 27, 2023
0
5.1k

Devamını oku

AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiği KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kimdir?

AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiği KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kimdir?
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.7k

Devamını oku

Türkeşler Soylu’ya sahip çıkan Bahçeliye tepkili: Onun arkasında durduğun gibi…

Türkeşler Soylu’ya sahip çıkan Bahçeliye tepkili: Onun arkasında durduğun gibi…
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.2k

Devamını oku

AİHM’nin Yalçınkaya kararının tam metni: Türk mahkemelerine ‘hukuka dön’ çağrısı

AİHM’nin Yalçınkaya kararının tam metni: Türk mahkemelerine ‘hukuka dön’ çağrısı
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.3k

Devamını oku

AKP’nin kurucularından Kemal Albayrak: Geçmişte ey AİHM bizleri gör diyenler, şimdi ne diyecek?

AKP’nin kurucularından Kemal Albayrak: Geçmişte ey AİHM bizleri gör diyenler, şimdi ne diyecek?
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İşte AİHM’e göre madde madde Türkiye’nin yaptığı hak ihlalleri

İşte AİHM’e göre madde madde Türkiye’nin yaptığı hak ihlalleri
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Türk medyası AİHM’in Yalçınkaya kararını son dakika olarak duyurdu

Türk medyası AİHM’in Yalçınkaya kararını son dakika olarak duyurdu
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Avukat Gizay Dulkadir: AİHM’in kararı yargılamalara emsal olacak, yeniden yargılama talep edilmeli

Avukat Gizay Dulkadir: AİHM’in kararı yargılamalara emsal olacak, yeniden yargılama talep edilmeli
by Özkan yazar
September 26, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.