Bugün 28 Şubat. Bugünün zalimleri, dünün mazlumları değildi.
Tabanını yıllardır 28 Şubat mağdurluğu ile konsolide etmeyi bir şekilde başarmış olan AKP’nin 28 Şubat’la hesaplaşması da bir o kadar yapay kaldı.
Gelgelelim, 28 Şubat operasyonları. Yüzlerce komutanın yargılandığı 28 Şubat davası. Hadi, 12 Eylül davasını da ekleyelim. “AKP darbecilerle hesaplaşıyor” adı altında estirilen rüzgarı hatırladınız mı? Liberallerin sivilleşmenin ne kadar makbul olduğu yönündeki propagandalarını, AKP’ye coşkuyla destekler sunmalarını…
Şimdi neden hiçbiri anılmıyor, peki? 28 Şubat komutanlarının, Çevik Bir’lerin sanık sandalyesinde oturmasını “demokratikleşme” diye savunanlar bu davada tek bir tutuklu sanığın bile kalmadığını neden hatırlatmıyor acaba? Hani “millet dizginleri ele almıştı” ya? E biz hatırlatalım o halde.
76 tutuklu sanıkla başlayan davada bugün tüm sanıklar tutuksuz yargılanıyor ve 4 yıl olmasına rağmen dava hala karara bağlanmadı. En son Tansu Çiller’i sürekli mahkemeye çağırmakla uğraşıyorlardı. Yani ağır ağır işleyen bir süreç söz konusu.
Fakat son duruşmada mahkeme yeni bir ara karar aldı. “F..Ö çatı davası” olarak bilinen davanın iddianamesini de dosyaya ekledi. 28 Şubat’ı destekleyen F..Ö olsun mu sana 28 Şubat’ın müsebbibi? Çevik Bir bile “F..Ö’cü” çıkar sonra belki…
Normal şartlar altında, AKP varlığını borçlu olduğu 28 Şubat’la neden hesaplaşsın ki diye sorulabilir. Ancak hesaplaşma kimin umurunda? Hesaplaşma adı altında estirilen o “demokratikleşme” rüzgarı ve onun sayesinde atlanan hendekler varken…
Bu tarihi bu denli işlevli kullanabilen bir iktidar ne zaman mazlum oldu ki “dünün mazlumu” olsun?
Bugün 28 Şubat. Bugünün zalimleri, dünün mazlumları değildi.
Bugün 28 Şubat. Bugünün zalimleri, dünün mazlumları değildi.
Tabanını yıllardır 28 Şubat mağdurluğu ile konsolide etmeyi bir şekilde başarmış olan AKP’nin 28 Şubat’la hesaplaşması da bir o kadar yapay kaldı.
Gelgelelim, 28 Şubat operasyonları. Yüzlerce komutanın yargılandığı 28 Şubat davası. Hadi, 12 Eylül davasını da ekleyelim. “AKP darbecilerle hesaplaşıyor” adı altında estirilen rüzgarı hatırladınız mı? Liberallerin sivilleşmenin ne kadar makbul olduğu yönündeki propagandalarını, AKP’ye coşkuyla destekler sunmalarını…
Şimdi neden hiçbiri anılmıyor, peki? 28 Şubat komutanlarının, Çevik Bir’lerin sanık sandalyesinde oturmasını “demokratikleşme” diye savunanlar bu davada tek bir tutuklu sanığın bile kalmadığını neden hatırlatmıyor acaba? Hani “millet dizginleri ele almıştı” ya? E biz hatırlatalım o halde.
76 tutuklu sanıkla başlayan davada bugün tüm sanıklar tutuksuz yargılanıyor ve 4 yıl olmasına rağmen dava hala karara bağlanmadı. En son Tansu Çiller’i sürekli mahkemeye çağırmakla uğraşıyorlardı. Yani ağır ağır işleyen bir süreç söz konusu.
Fakat son duruşmada mahkeme yeni bir ara karar aldı. “F..Ö çatı davası” olarak bilinen davanın iddianamesini de dosyaya ekledi. 28 Şubat’ı destekleyen F..Ö olsun mu sana 28 Şubat’ın müsebbibi? Çevik Bir bile “F..Ö’cü” çıkar sonra belki…
Normal şartlar altında, AKP varlığını borçlu olduğu 28 Şubat’la neden hesaplaşsın ki diye sorulabilir. Ancak hesaplaşma kimin umurunda? Hesaplaşma adı altında estirilen o “demokratikleşme” rüzgarı ve onun sayesinde atlanan hendekler varken…
Bu tarihi bu denli işlevli kullanabilen bir iktidar ne zaman mazlum oldu ki “dünün mazlumu” olsun?
Bugün 28 Şubat. Bugünün zalimleri, dünün mazlumları değildi.